> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam-ı Zeyd > İmam Zeyd in fıkıh anlayışı 4
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İmam Zeyd in fıkıh anlayışı 4  (Okunma Sayısı 1157 defa)
15 Eylül 2010, 18:24:26
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 15 Eylül 2010, 18:24:26 »



İmam Zeyd in fıkıh anlayışı 4

Satışlarda Karaborsacılık


249- Şimdi satışlardaki hıyaneti bir yana bırakıp, satışlarda diğer bir temel mesele olan karaborsacılık konusuna geçelim. d-Mecmu´da şöyle geçer: "Bana Zeyd b. Ali, ona babası, ona da dedesi Ali aleyhimüsselam anlattı ve dedi ki: Geçimini temine çalı­şan kişi rızkını almıştır. Karaborsacı ise isyankardır ve lanetlenmiştir. Zeyd b. Ali de buğday, arpa ve hurmanın dışında karaborsacılığın olamayacağını söylemiştir."

Bu açıklama hakkında rivayet zinciri Ali (k.v) de kalan bir hadis vardır. Aynı hadisi Ibn Ömer sened zincirini Nebi (s.a.v)´e kadar dayandırarak rivayet etmiştir. Bu hadiste Nebi (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Geçimini temine çalışan kişi rızkını almış, karaborsa­cılık yapan ise mahrum kalmıştır. Kim ki müslümanların yiyeceklerinde karaborsacılık yaparsa Allah onu iflasla ve cüzzam illeti ile perişen eder." Ayrıca Ebu Seleme´den se­ned zinciri Nebi (s.a.v)´e kadar dayandırılarak şöyle rivayet olunmuştur: "Her kim kara­borsacılık yaparak müslümanların satın alacakları mallan pahahlaştırmak isterse yanlış yol izlemiş ve aynca Allah´ın hukukundan da uzaklaşmış olur."

Buna göre yukarıdaki hadisin, senedi Nebi (s.a.v)´e kadar olan birçok hadisden şahi­di bulunmakladır. Dolayisiyle bu hadisi kaynak edinmemek veya doğruluğunda şüpheye düşmek için hiçbir neden yoktur.

250- el-Mecmu´da karaborsacılığın buğday arpa ve hurmada olduğu ve yalnız kara-orsacılığı onlarla sınırlandırması tarzındaki yorumla ilgili olarak geçenler, İmam -eydın görüşünü kapsamaktadır. İmam Zeyd böyle bir yorumu nereden almıştır? Belki

mam bu yorumu, "Geçimini temine çalışan kişi rızkını almış karaborsacı ise isyan-r ve lanetlenmiştir," tarzındaki hadisi kendi anlayışına göre yaptığı tefsirden edinmistir. Buna göre hal (duruma ilişkin) ve mukabele (karası davranış) karinesi, karabor­sacılık konusunun sadece yiyecek maddelerine ait olduğuna, karaborsacılığın bu madde­lerin dışına çıkanııyacağına açıklık getirmiştir. Arapların belli başlı yiyecek maddeleri de buğday, arpa ve hurmadır. Dolayısiyle İmam Zeyd. karaborsacılığın kaynağını yalnız bu türler için düşünmüştür. Zira bunlar, halkın sofrasının temel direğidirler. Aynı za­manda bu görüş. Muhammed b. Hasan´ın da görüşüdür. İmam Hadi ile´-Hakk ile İmam Şafii ve İmam Ebu Hanife´ye göre ise karaborsacılık halkın sofrasına giren bütün mad­delerde sözkonusu olup, sadece bu üçüyle sınırlandırılamaz. Halkın bir bölümü sofrası­na hurma koyamaz da, mısır veya pirinç koyar. En doğru olan, karaborsacılığın yasak kapsamının bir kısım yiyecek maddelerinde değil, bütün yiyeceklerde sözkonusu edil­mesidir. Hatta İmam Hadi ile´-Hakk hayvanların yiyeceklerini de bu kapsama almış ve onlarda da karaborsacılığın haram olduğunu belirtmiştir.

Nitekim Ebu Hanife´nin arkadaşı Ebu Yusuf, satıştan alıkonulması halkın zararına olan herşeyî karaborsacılık kapsamına almıştır. İster altın, ister gümüş ve isterse giye­cekler olsun. Gerçek şu ki, bunların hepsinin karşılıklı hak-hukuku vardır. Nitekim giye-ceklerdeki karaborsacılık, eziyet verme açısından yiyecek maddelerindeki karaborsacılı­ğı aratmaz. Bu düşünce sistemine göre karaborsacılık, mutlak anlamda haramdır. Niha­yet karaborsacılığın mutlak anlamda haram edildiğini gösteren birçok hadis rivayet edil­miştir. Ayrıca karaborsacılığı menetmekten amaç, halkın uğrayacağı zararı önlemektir. Bu zarar bazen karaborsacılığı yiyecek maddelerinde menetmekle önlenebileceği gibi, aynı şekilde giyeceklerde menetmekle de önlenebilir. Diyelim ki halkın şu anda çeşitli ihtiyaçları var. İşte böyle bir zamanda karaborsacılık insanları darlığın içine sürükler.

Açıkça anlaşılıyor ki, temel yiyecek maddeleri üzerinde karaborsacılık yapmayı planlayanların niyeti şudur: Temel ihtiyaç maddelerini ortadan kaldırmak önce açlıktan ölüme sürükler, böylece topyekün halk spekülatif eylemlere kapılır; daha düzgün bir ifa­deyle çaresizlik içerisine düşer. İşte o durumda müslümanm malını korumak anlamına gelen mülkiyet dokunulmazlığı ilkesi ile mülk sahibinin rızası olmadan malını piyasaya sürmeyi engelleme ilkesi ortadan kalkar. Zira "zaruretler sakıncalı şeyleri mubah kılar". Temel gıda maddelerinin dışındaki mallarda ise o anda geçim darlığı oluşsa bile böylesi çaresizlik durumu ortaya çıkmaz. Bu durum, eşyanın kendisine duyulan ihtiyacı çaresiz­lik durumuna getirmese bile şiddetli geçim darlığına sürükler. Buna göre satış yapmak suretiyle karaborsacılığa tevessül eden kişinin, bu işi sadece temel yiyecek maddelerin­de yapması gerekir.

Ancak biz Ebu Yusufun görüşünü benimsiyoruz. Zira topyekün müslümanların ge­çim darlığı içerisinde olması ile zalim tüccarların günah dolu lüks hayat içerisinde yaşa­maları karşı karşıya geldiğinde, günahkarların lüks yaşantılarını değil, topyekün müslü-man halkın geçim darlığı durumunu göz önüne almak icabeder. Çünkü kamunun geçim darlığı içinde olması, bireylere nisbetle sıkıntı büyük boyutlara vardere için çaresizlik ortamını sergiler. Birkaç günahkarın giyeceğe uyguladıkları karaborsacılık nedeniyle halkın üryan gezmesini akıl nasıl normal görür de o karaborsacının elindeki mallan sat-nıası için zor kullanarak karaborsacılığını engellemez?

251- Zeydiyye, halka kolay hayat tarzı sağlamak için karaborsacının üzerine gidip elindeki mallan satışa zorlamaya mecbur eden bu günahkar karaborsacılığa karşı üç şart getirmiştir:

Birincisi: Karaborsacılık yapılan şeyin, kendisinin ve bakmakla yükümlü oldukları­nın tam bir yıllık ihtiyacından fazla olmasıdır. Zira bir insanın ailesi için bir yıllık yiye­cek maddelerini depolaması caizdir. Bunun gerekçesi, Nebi (s.a.v)´in ailesi için bir yıllık temel ihtiyaç maddelerini alıkoymasının sabit oluşudur. Dolayısiyle bu şekilde davra­nan kişi karaborsacı sayılmaz. Ancak ailesinin yiyeceğinin tedbirini almış olur.

İkincisi: Karaborsacılık yapmak suretiyle daha doğrusu gelecekte halkın, elinde bu­lundurduklarına şiddetli ihtiyacı olacağı için çok yüksek fiyatlarla halka satış yapmak suretiyle pahalılığın pusuda beklemesidir. Böylece zengin olan, ihtiyacını ve çaresizliği­ni giderecek şeyi bulurken, fakirin ihtiyacını veya çaresizliğini defedecek şeyleri bulma­ya gücü kalmaz. Nitekim karaborsacılığı meneden hadisler, karaborsacının bu yaptığı iş sayesinde müslümanların geçim standardını pahalılaştırmayı planladığını açıkça belirt­mektedirler.

Üçüncüsü: Karaborsacılığın, insanların bu mala ihtiyaç duydukları zamanda mey­dana gelmesidir. Zira karaborsacılığı önlemedeki neden tüccarı baskı altında bulun­durmak değil, sadece halkın zarara uğramasını bertaraf etmektir. Bu zarar da ancak hal­kın, karaborsacılığı yapılan mala şiddetle ihtiyaç duyduğu anda sözkonusu olur.

Zeydiyye, karaborsacılık yapılmasını haram saydığı bütün temel yiyecek maddele­rinde karaborsacının, o malın satışını yapmaya, piyasaya sürmeye mecbur edileceğine karar vermişlerdir. Böyle bir malın, karaborsacılığı yapılan mala nisbetle kaynağı ne olursa olsun. Yani ister karaborsacının kendi ekininin ürünü olsun, ister o malı yaşadığı bölge dışından temin etsin, isterse de iç piyasasından satın almış olsun. Çünkü yiyecek maddesinin geliş kaynağı neresi olursa olsun, karaborsacılığını yapmak topluma zararlı­dır. Bu zarara yol açmasından dolayıdır ki karaborsacılık yasak edilir.

Ebu Hanife bu konuda şöyle diyor: Karaborsacının, satışı konusunda mecbur bıra­kıldığı günahkar karaborsacılık işi, mülkiyetinin kaynağı ülkenin içinde olan mallarda­dır. Yani alım-satımını yaptığı malı ülkenin içinden satın almasıdır. Çünkü o, mülk edindiği şeyde günah işlemiştir. Zira o mali karaborsacılık amacıyla satın almış ve bilfiil karaborsacılık yapmıştır. Dolayısiyle yaptığı karaborsacılığı önlemek için girişimde bu­lunmak gerekir. Çünkü o malı satın almakla halkın yararlanmasını sağlamamış, aksine o malı halkın almasını önlemek için temin etmiştir.

Ebu Hanife´nin bu görüşü kendine göre, şahsi mülkiyetin dokunulmazlığı ve mülkiyete müdahalede bulunmayı önlemek anlamındaki değişmez temel kurala dayanmakta­dır. Mülk sahibinin mülkündeki tasarrufu hakkındaki çeşitli görüşlerinden kesin olarak anlaşıldığına göre, böyle bir müdahale mümkün değildir.

Diğer taraftan kıyas fukahasınm önderi´nin, olaya sosyo-ekenomik açıdan şu şekilde baktığını görüyoruz: Ülke dışından bir maddeyi satın alıp çiftliklerden sevkeden kişi pa­zarlamacıdır. Devletin de bu pazarlama işini teşvik etmesi gerekir. Bu olaya dilimizde ithalat adı verilmektedir. Eğer malı toparlayıp pazarlayan herkes toparlar-ioparlamaz sa­tışa mecbur edilirse tüccarın bu işi yapmasını önlemek suretiyle kriz ve ihtiyaçlar daha da artar. Şayet serbest bırakılırlarsa mal toparlama işi çoğalır, böylece yiyecek maddele­ri artar ve ihtiyaç giderilmiş olur; neticede toparlanan yiyecek maddelerinin çokluğu­nun gereği olarak karaborsacılık ortadan kalkar.

Bu düşüncenin isabetli bir bakış açısı olduğunda.şüphe yoktur.

Bu toparlamanın bir benzeri de, toprağının ürününü kendisi değerlendiren kişidir. Eğer çiftçi tarlasından elde ettikleri şeyleri pazarlama konusunda serbest bırakılırsa bu durum, çiftçileri daha çok üretim için çalışmaya kamçılar. Üretimin çoğalması, doğal olarak yiyecek maddelerindeki ihtiyacı ortadan kaldırır.

Yine şüphe yok ki bu düşünce tarzı, ileri görüşlülüğün etkinliğini gösterir. Bu dü­şüncede şaşılacak bir laraf yoktur. Zira bu düşünce pazarların durumunu iyi bilen bir tüccarın düşünce tarzıdır. Kuşkusuz pazarların, çiftçinin kendi ürettiği mallarla dolması, pahalılığı önleyen tek etkendir. Ondan başkası da önleyemez. Pazarların dolup-taşması şu iki durumun biriyle gerçekleşir: Toparlama veya ithalatın artması, veya üretimin fazlalaşması. Pazarl...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İmam Zeyd in fıkıh anlayışı 4
« Posted on: 16 Nisan 2024, 14:38:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İmam Zeyd in fıkıh anlayışı 4 rüya tabiri,İmam Zeyd in fıkıh anlayışı 4 mekke canlı, İmam Zeyd in fıkıh anlayışı 4 kabe canlı yayın, İmam Zeyd in fıkıh anlayışı 4 Üç boyutlu kuran oku İmam Zeyd in fıkıh anlayışı 4 kuran ı kerim, İmam Zeyd in fıkıh anlayışı 4 peygamber kıssaları,İmam Zeyd in fıkıh anlayışı 4 ilitam ders soruları, İmam Zeyd in fıkıh anlayışı 4önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes