> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam-ı Zeyd > İctihad
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İctihad  (Okunma Sayısı 1148 defa)
15 Eylül 2010, 16:46:18
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 15 Eylül 2010, 16:46:18 »



İCTİHAD


429- İçtihadın lügat manası, herhangi bir amaca ulaşma noktasında bütün gayreti sarfetmektir. Usul alimleri, içtihadın terim anlamını şöyle tanımlarlar: İçtihad, fakihin, ameli hükümleri tafsili delillerinden istinbat ederken bütün gücünü harcamasıdir.

Bu tanım, usulcülerin cumhuruna göredir. Onlar fıkıh alanındaki içtihadı, sadece ameli hükümlerle ve o hükümleri tafsili delillerinden çıkarmakla sınırlandırırlar. Sözge­lişi, faizin azmin da çoğunun da haram olduğu konusunda Allah Tealanın:

"... Eğer tevbe edip vazgeçerseniz sermayeniz sizindir. Ne haksızlık etmiş, ne de haksızlığa uğramış olursunuz." (Bakara 279) ayetini delil getirmeleri gibi.

Zeydiyye alimleri ise içtihadın terim anlamını, "delil getirme açısından hükmü ya­kından tanıma yönünde olanca gayreti harcamak" şeklinde tarif etmişlerdir.[1]

Buna göre, ister akli isterse şer´i olsun, herhangi bir şer´i meseleyi delil getirme yön­temiyle yakından tanımaya uğraşmak, içtihaddır. Böylece içtihad kavramı, delil getirme yönünden hükmü tanıma anlamını taşıdığı için, mücerred aklı da kapsamına alır. Zeydİ-lere göre tanımdaki "hüküm" kelimesi, hem ameli, hem de ahkam-t ilmiyye adını ver­dikleri itikadı hükümleri kapsar. Buna göre müçtehid itikadın temel ilkeleri hakkında iç­tihad yapabileceği gibi, aynca hükümlerin hem usulü hem de füruu konusunda beraber­ce içtihadda bulunabilir.

Bazı fakihler de içtihadı terim anlamında, "gerek şer´i hükümlerde, gerekse o hü­kümlerin uygulama alanına konulmasında olsun, gayretin tamamını kullanmak ve bütün kapasiteyi sarfetmek" şeklinde tanımlarlar. Onu uygulama alanına koymaktan maksat, bütüncül kaideleri fer´i hükümlere tatbik etmektir. Daha nazik ifadeyle, müçtehidlerin istınbat ettiği, üzerine uygulanan ve hükümlerini açıklayan cüz´i meselelerle tekdüzelik arzeden illetler olarak gördükleri ahkamın illetlerini uygulamak alanına koymaktır.

Buna göre, içtihad iki bölüme ayrılır:

1- İstidlalin metodlannı düzenleyerek nasslardan hükümleri çekip çıkarmak, aynca fıkhın kurallan sayılan illetler anlamında olan ve hükümlerin kendisi üzerine bina edil­diği şer´i manalara açıklık getirmektir.

2- İstinbat edilen bu kuralları, çeşitli asırlardaki cüzi meselelere uygulamak. Şüphe yok ki, birinci kısmı teşkil eden içtihad kamil içtihad, ikincisi ise, yargıçların kanunlan uygularken yaptıklan içtihada benzeyen nakıs bir içtihaddır.

430- Bu iki tür içtihadın mertebelerini açıklayabilmemiz için, kıyasın illetinin çıka­rılması konusuna dönelim. Bunun nedeni, illetin üç ictihad türünün bulunmasıdır:

a) İlleti, nassm getirdiği konunun nitelikleri arasından ortaya çıkarmak. Kur´an´m şarap yasağı konusundaki nassı ve Nebi (s.a.v.) in ahşverişlerdeki faizi yasaklaması hakkında buyurduğu nass buna örnektir. Fakihlerin literatüründe buna, tahricu´l-menat denilir.

b) İllete yönelik bu ictihad türü, Şari´in, hükmü, sebebi sayılan olayla birlikte belirt­mesi ve olayla yakınlığı bulunan vasıflar üzerinde düşünmesidir. Buna misal olarak, Ne­bi (s.ajv.)in ramazanda hanımıyla cinsi ilişkide bulunan kimseye, ya bir köle azad etme­yi, yahut aitmiş gün oruç tutmayı, yahut da altmış yoksulu doyurmayı kefaret olarak zo­runlu görmesini verebiliriz. Bu durumda fakih, ilgili vasfı veya olaya sebep teşkil eden durumu iyiden-iyiye araştırır; acaba burada illet bizzat cinsel ilişkinin kendisi midir, yoksa orucu bozmak suretiyle ramazanın saygınlığını zedelemek midir? İşte her ikisi de illet olmaya elverişli bulunduğu halde iki vasıftan birisini istihraç etme olayına ten me-nat -kih´ul denilir. Nitekim bazı fakihler illetin cinsel ilişkinin teşkil ettiğini; dolayısıyle diğer orucu bozan hususlarda kefaretin gerekli olmadığını söylerlerken, bazısı da illeti, orucu bozmak suretiyle ramazanın saygınlığını zedelemenin oluşturduğunu, bundan do­layı özürsüz olarak kasten bozulan oruç için kefaretin gerekliliğini öngörürler.

c) Aynı illetin gerçekleştiği ve kesinlik kazandığı her yerde aynı hükmün uygulan­masıdır. Böylece asıl meselenin, hükmü, bu hüküm için de geçerli sayılır. Bu tür uygu­lamaya "tahkiku´l-menat" adı verilir. Müctehidin burada yapacağı çalışma, fetvanın ko­nusunu etüt etmek ve herhangi kuralın kendisine uygulanıp-uygulanamayacağını anla­mak için ortak Özelliklerini araştırmak şeklindedir.

Kamil ictihad, tahricu´I-menat ve tenkihu´l menat yoluyla, aynca hükümleri nasslar-dan elde etmek suretiyle meydana gelir. Nakıs ictihad ise, sadece yukarıdaki son bölüm­le oluşur. Buna göre nakıs ictihad, mezhebe dayalı ictihad olur. Çünkü bu tür ictihad, mezhebin ilk müctehidinin çizdiği daire içerisinde cereyan eder. Bu müctehidin ortaya çıkardığı illetlerin uygulaması da, tahricu´I-menat yahut tenkihu´l-menat yoluyladır.

Şüphesiz kıyasın bu üç bölümü bütün cumhur fakihlerinin usullerinde bulunduğu gi­bi, Zeydiyye´nin fıkıh anlayışında da mevcuttur.

431- İslam alimleri, hiçbir asrın üçüncü tür kıyastan yoksun olamayacağı üzerinde ittifak etmişlerdir. Bu üçüncü türü uygulayan alimler tahric alimleridir. Onların yaptık­ları çalışmalar istinbat edilen illetleri cüz´i konulara uygulamaktır. Sözkonusu alimlerin bu husustaki ilimleri, önceki alimlerin istinbat ettikleri hususları, önceki dönemlerde meydana gelmeyen olaylara tatbik etmekten ibarettir. Bu uygulamayla, ictihad mertebe­sinin ilk sırasında bulunan önceki alimlerin hakkında herhangi bir görüşüne rastlanıl­mayan meselelerin hükümleri açıklık kazanır. Bu durum, İslam´ın her döneminde ve bü-

tün fikhi mezheplerde buiunagelm iştir.

Dolayısıyle her mezhep içerisinde tahric alimleri bulunduğu gibi, aynca mezhebin genel kaidelerini, hakkında o mezhebin otoriteleri tarafından ortaya konulmuş hiçbir gö~ niş bulunmayan olaylara uygulamak amacıyla o kaideleri yoruma tabi tutan kişiler var­dır. Böylece tahric ehlinin elde ettiği bilgiler mezhebe ilave edilir ve bu sayede gelişim potansiyeli artış gösterir. Netice olarak, mezhebin cüz´i fıkıh konularını disipline eden kuralların toplamı oranında mezhep içerisindeki verimlilik oluşur. [2]



Müctehidde Aranan Şartlar


432- Usul alimleri, mükemmel bir müctehidde bulunması gereken ve ayrıntılarında ihtilaf etseler bile ana çizgileri yönüyle hiçbir mezhebin ayrılığa düşmediği şartlar üze-rinde oybirliği sağlamışlardır. Şimdi, açıklık getirici ibarelere işaret ederek, bu şartlan tek tek sunalım:

a) Birinci şart, arapçayı bilmektir. Nitekim bütün fakihler, bu ilmin bilinmesinin gerekliliğinde oybirliği yapmışlardır. Çünkü bu şeriat´ı getiren Kur´an arapça olduğu gi­bi, onu açıklamak için gelen sünnetin dili de arapçadır. Nitekim Gazzali müctehidin bil­mek zorunda olduğu arapça ölçüsüne sınır getirmiş ve şöyle demiştir: Şüphesiz arapçayı bilmenin bu ölçüsü, sözün sarihini, zahirini ve mücmelini, hakikatini-mecazmı, amm-has olanını, muhkem-m üteşabihini, mu tlak-mukay yedini, nass-fehvasını, şivesini-mef-humunu ayırdedecek kadar araplann konuşmasını, dilde kullandıklan örf-adetlerini an­layacak kadar olanıdır. Bu da, ancak dil konusunda ictihad derecesine ulaşan kişi için sözkonusu olabilir.

Şüphesiz bu açıklamalar haddizatında akla yatkın açıklamalardır. Çünkü müctehid olan, olmayanın hüccetidir. Bu duruma ancak, Nebi (s.a.v.)´e ilk indiği şekliyle Kur´an-ı Kerim´i kavrayanların mertebesine ulaşan kişiler kavuşabilir. Kur´anı ilk kavrayanlar da araplardır.

Al-i Beyt imamlarının tamamı, arapça ilmini bu seviyede elde etmişlerdi. Başlannda da Zeyd b. Ali, kardeşi Muhammed Bakır, kardeşinin oğlu Cafer Sadık ve onlardan son­ra gelerek ictihad için kollan sıvayan çocuklarıyla torunlan vardı.

433- b) İkinci şart, Kur´an´ın nasih ve mensuh olan ayetlerini bilmektir. Çünkü Kur´an bu şeriatin temelidir. Nitekim Abdullah b. Ömer´in dediği gibi, "kim ki Kur´an´ı kalbinde toplarsa, Peygamber (varisliğini) avucunun içine almış olur."

Şüphesiz alimler, ictihadda bulunacak kimsenin, Kur´an ahkamına ait incelikleri iyi bilen bir kişi olması gerektiğini, aynca yaklaşık beşyüz civarında bulunan ahkam ayetle­rini de en ince yönleriyle bilen bir şahsiyet olmasının icabettiğini söylemişlerdir. Aynca bu kimsenin, eğer Kur´an´da nesh olayı cereyan etmişse, ahkam ayetlerinin tahsis edilen-

lerini ve neshedilenlerini bilmesi gerekir.

Bu anlayış, bütün Kur´an´ın İcmali olarak bilinmesi sonucuna götürür. Çünkü bütün Kur´an arasından ahkam ayetlerini ayırdetmek, icmali bir bilgiye ihtiyaç gösterir. Nite­kim İmam Şafii, müctehidin bütün Kur´an´ın hafızı olmasını şart koşar. Şüphe yok ki böyle bir şartın yerine getirilmesi, Kur´an´ı bilmenin en üst derecesidir. Tabii ki, sırf ez­berlemekle birlikte anlamak da icabeder. Çünkü sadece Kur´an´ı ezbere bilmek, ictihad esnasında hiçbir yarar sağlamaz.

Şüphesiz İmam Zeyd, halk arasında Kur´an´i en iyi bilen kişi olduğu gibi, Kur´an´in kıraat şekillerinin de ravisiydi. Nitekim o, "Kur´an´ın Dostu" şeklinde nitelendirildi. Yi­ne o, kendi asrında Kur´an´ı en iyi bilen Örnek şahsiyetti.

Fakat İmam Zeyd´e nisbetle tarihçilerin üzerinde ittifak ettikleri noktalar bulunması­na rağmen, Zeydiyye´nin usul alimleri, Mi´yar el-Ukul´an şerhi Minhac el-VusuFda be­lirtildiği gibi, şöyle derler:

"Bir müctehidin bütün Kur´an ve sünnet ahkamını bütün sınırlarıyla bilmesi şart de­ğildir." Belki de bunun nedeni, onlara göre içtihadın bölünebilir oluşudur. Buna dayana­rak deriz ki, içtihad kamil olduğu takdirde içtihadı yapan kişinin Kur´an ve sünnete ait hükümleri bütün sınırlarıyla bilmesi şart koşulur. Onlara gö...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İctihad
« Posted on: 28 Mart 2024, 23:49:13 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İctihad rüya tabiri,İctihad mekke canlı, İctihad kabe canlı yayın, İctihad Üç boyutlu kuran oku İctihad kuran ı kerim, İctihad peygamber kıssaları,İctihad ilitam ders soruları, İctihadönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes