> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam-ı Zeyd > Hayatı ve dönemi 3
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hayatı ve dönemi 3  (Okunma Sayısı 1088 defa)
16 Eylül 2010, 14:10:28
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 16 Eylül 2010, 14:10:28 »



Hayatı ve dönemi 3

KIYAM VE ŞEHADET


40- Bu genç İmam, bütün korkuları kulak ardı ederek hakkı istemeyi veya Ölmeyi -ki hangisine isabet ederse kendisi için o daha hayırlı ve en tutarlı yol olacaktı- hedef seçe­rek kıyam etti.

Nitekim Mes´udi´nin Muruc ez-Zeheb´inde şöyle geçmekledir: "Nihayet Zeyd karde­şi Ebu Cafer b. Ali b. Hüseyin b. Ali ile istişare etti. Kardeşi kendisine Kufelilere pek fazla güvenmemesi biçiminde fikrini beyan etti. Çünkü Kufeliler gaddar ve düzenbazdı. İşte deden AH orada katledildi. Amcan Hasan orada yara aldı. Baban Hüseyin (belki de en yakın dedesi kastediliyor) orada katledildi." Bu durum karşısında Zeyd çekindi fakat uğrunda kararlı olduğu hakkın hakim olmasını istemek duygusu ağır bastı ve şöyle dedi "Ey kardeşim, senin hakkında da yarın Kufe´nin çöplüğünde asılı bulunmandan korku­yorum." Ebu Cafer onunla vedalaştı ve bir daha bir araya gelemiyeceklerini bildirdi."[21]

Bu haber, dış görünüş itibariyle takma adı Ebu Cafer olan İmam Muhammed Ba-kır´ın, Zeyd´in kıyamında Kufe´de bir savaşçı olarak yaşadığını gösteriyor ise de, bu gö­rünüş doğru değildir. Çünkü İmam Ebu Cafer h. 114. senesinde vefat etmiştir. Her ne kadar el-Mekki´nin Menakıb-ı Ebu Hanife adlı kitabında h. 117. yılında Öldüğü yazılıy­sa da biz birinci haberi tercih ediyoruz. Çünkü bizim tercihimiz, Taberi, Îbnu´l-Esir[22] İbn. Kesir vb. gibi güvenilir tarihçilerin üzerinde birleştikleri görüştür. Her iki rivayeti ele alacak olursak, haberin dış görünüşü ile meydana gelen olayların birbirine uymadığı­nı görürüz. Çünkü Zeyd´in kıyam hareketi h. 121, katledilişi ise h. 122 senesindedir. Biz diyemeyiz ki istişare toplantısı kıyama niyet etmenin başlangıcında, Kufe´ye ziyaretçi araştırmacı olarak ve ilmin zırhını giyerek gittiği zamanda meydana gelmişti.

Aksine o, Kufe´lİlerin durumlarını incelemek, davranışlarını ve Ehl-i Beyt´e yardımcı olmalarının miktarını yakından tanımak niyetindeydi. Çünkü kardeşi, istişareden sonra bir daha buluşamayacaklarını söylemişti. Bu da, Zeyd´in o sırada kıyama bilfiil karar, verdiğini göstermektedir. Sonra Zeyd, bunun ötesinde Emevi hükümdarlarının, valileri­nin ve özellikle Hişam´ın çıkardığı zorluklardan önce birçok kez Irak´a gidiş-dönüşlerin-

de kardeşiyle bir araya gelmişlerdir.

Dolayısıyla bjz bu rivayeti reddediyoruz. Belki de Muhammed Bakir´a nısbet edişinde tahrifat yapılmıştır. Olayın hakikati; bu haberin Muhammed b. Ömer b. Ali´ye nis-hlı edilmiş olmasıdır. Tarihi bir tesbit şudur ki. Zeyd´i, kıyam konusundaki kararlılığın­dan caydırmak için Ömer b. Ali ona nasihatlerde bulunmuştur.

41- Şehristani´nin el-Milel ve´n-Nihal adlı kitabında Muhammed Bakır (ra)ın Zeyd´Ie iki konuda münakaşa elliği anlatılmaktadır. Bunların birisi Mutezile üzerinde araştırma yapması ve Vasıl´ın mezhebiyle içice olması, ikincisi ise Falıma ailesinden imam olma konusunda kendi adına davetçi olarak çıkmasını şart koşmasıyla ilgilidir. Bu konuda Şehristani şu ifadelere yer vermektedir:

"Zeyd´Ie kardeşi Muhammed Bakır arasında şu konularda münazara cereyan etti... Zeyd´in Vasıl b. Ata´ya Öğrenci oluşu bozguncu ve zulmedenlerle yaptığı savaşta dedesi Ali´nin hata ettiğinin caiz olabileceği görüşünü benimseyen ve kader konusunda Ehl-i Beyt´in sahib olduğu görüşün aleyhinde söz söyleyen bir kimseden ilim iktibası. Ayrıca bir imamın imam olabilmesinde kıyam etmesinin şart olduğu konusunda tartışmışlardır. Hatta bir gün Muhammed Bakır ona, "senin mezhebinin kesin görüşüne göre baban imam değildir; çünkü o hiç kıyam etmedi, kıyam girişiminde bile bulunmadı" dedi.”[23] Bu noktada azıcık durup bu haberin durumunu tartışmamız gerekmektedir. Eğer ha­ber doğruysa doğruluk sınırını tartışalım:

Birinci bölüm üzerinde durursak şu sonuca varırız ki, ikisi de aynı yaşta oldukları için Zeyd, Vasıî´a Öğrencilik yapmamıştır. Zeyd´in kendisini ilme adamasındaki tutumu Vasıl´ın bu konudaki çabasından daha az değildir. Çünkü Zeyd´in Vasıl ile olan ilgisi, aynı yerde bir araya geldiklerinde alimlerin yaptığı münazaranın dışına taşmamaktadrr. Bu münazaraların akışı içinde fikir iletişiminde bulunmuşlardır. Kader konusundaki tar­tışmalar Ehl-i Beyt arasında yaygındı. İtimada layık ve tutarlı bir kitap olan el-Munye ve´l-Emet adlı kitabında el-Murtaza bu konuyu belgeleriyle kaleme aldı ve Ehl-i Beyi imamlarının kader konusunda insandaki kudretin varlığını isbat ederek tartıştıklarını açıkladı. Nitekim Şia kitaplarında bu görüş onlara nisbet edilmektedir. Vasıl´ın da Mute-zılecıhk akımını Ebu Haşim b. Muhammed Îbnu´l-Hanefiyye´den aldığını söylerler. Aşa­ğıdaki sözler, karşı cevap vermesi ve tartışmasıyla ilgili olarak Hasan b. Ebu Abdillah Cafer es-Sadık´a nisbet edilmektedir.

Şüphesiz efal-i ibad, üç merhalenin dışına çıkamaz:

a) Ya bizzat Allah tarafından olması,

b) Fiile iştirak etmesi açısından hem kul, hem de Allah tarafından meydana getiril­mesi,

c) Bizzat kul tarafından gerçekleştirilmesi.

Eğer bizzat Allah tarafından meydana getirilmişse, fiilin güzel oluşu durumunda hamd edilmeye, çirkin olması durumunda da zemmedilmeye layık olması gerekirdi. Hamdda veya kınamada başkasının payı bulunmazdı.

Eğer fiil hem kuldan ve hem de Allah´tan meydana gelseydi, bu konudaki hamd eşit olarak ikisine, kötülemek de aynı ölçüde ikisine ait olurdu. Bu iki görüş de geçersiz ol­duğuna göre, kendi fiilinin yaratıcısı kul olduğu kesinleşmiş olur. İşledikleri cinayet karşısında Allah Teala onları cezalandırırsa, zaten sorumluluğu kendilerinindir; eğer Al­lah Tcala onları bağışlamışsa, onlar zaten takva ve mağfiret ehlidirler."[24]

İsna Aşeriye´nin İmamiyye kolunun Ehl-i Beyt´ten naklettikleri rivayetler doğru olunca, değişmeyen gerçek şu olur ki, onlar kader ve efal-i ibad konusunda Mu´tezi-le´nin görüşü dışında bir görüşe sahip değillerdir. Ne diyelim ama, özellikle İmam Mu-hammed Bakır Mu´tezile´nin bu konudaki görüşünü paylaşmamaktaydı.

Vasıl’ın sık sık Zeyd´le bir araya gelmesi, Hz. Ali´nin Emevilerle yaptığı savaşlarda kesinlikle hak çizgisi üzerinde olmadığı görüşünü Zeyd´in ondan aldığını göstermez. Çünkü birçok otoriter, bu görüşün Vasıl b. Ata´nın kendisine nisbet edilişinde derin bir şüphe içerisindedirler. Çünkü bu görüşü ona nisbet edenler, Mu´tezile´lere "mu´tezile" admm verilmesinin tek etkeni olarak nitelendirmektedirler. Zira Mutezile hareketinin savaşan iki grubun biribirinden ayrıldığını gören bir gurup sahabe içinde geliştiğini söy­lerler. O iki gurubun bir tarafında Ali (ra) ve taraftarları, diğer tarafında da Muaviye ve ona yardım edenler vardır. Yine aynı kaynaklar, bu fırkanın ortaya çıkış etkeninin baş­langıçta siyasi amaçlı olduğunu belirtirler. Bütün bu görüşler, tartışma götürür konular­dır. Miel ve´n-Nihal ile, İslam fırkalarının bilginleri bu konularda kesin çizgileriyle hiç­bir görüşü benimsemem işlerdir.

Dolayısıyla biz, bu bölümdeki görüşlere içinde hiçbir şüpheye düşmeden kabul gö­rülen bir bölüm bulunacak şekilde yer vermiyoruz.

42- İkinci bölüme gelince; o da, imamın kendi tarafına çağırarak kıyam etmesinin zorunlu olduğu konusundaki tartışmadır. Biz kesin olarak şu kanaatteyiz ki, eğer bu imam olma hadisesinin kıyam anında olması zorunlu ise, bu görüşün kabulü mümkün değildir. Çünkü İmam Muhammed Bakır, Zeyd kıyam etmeden veya kıyama henüz yö­nelmeden önce vefat etmiştir. Dolayısıyla bu haberi kabullenmek sözkonusu olamaz. Fakat bu münakaşa ağabey İmam Bakır ile onun öğrencisi sayılan kardeşi arasında ço­cukluk yaşının bitiminden sonra geçen bilimsel bir tartışma planında meydana gelmişse ve kendisine ilim alanında münakaşa edebilme kariyeri verilmişse, o zaman bu görüş kabul görebilir. Zaten olayla ilgili şahid de vardır. Bu görüşün kabul edilme yönü, yası sı konusunda bir delilin bulunmaması, alimlerin naklettiği haberlerle bu ha-

an hiçkimsenin yalanlamam asıdır. Bu sonucu kabullenmekten kaçınacak bir yerimiz

Diler yönden, İslam´ın ilmini tüm alanlarda araştırdıklar! sürece bu konuda Ehliyle

t aflında tartışmaların meydana gelmesi kaçınılmazdır. Kendileri hakkında hilafetsında bulunmaları veya bulunmamaları, bilimsel araştırma alanının dışında kalan ayn bir iştir.

Bu görüşün doğruluğuna tanıklık eden belgeye gelince o da, İmam Zeyd´in Irak´a cok gidip-ilmesi ve İmam (ra)´ı Irak halkından şii oJanlan tam olarak tanıyıncaya ka­dar seferlerini ardarda sıralamasıdır. Aşağıdaki haberler bu durumu belgelemektedir. Hisam´ın denetimci gözleri bir an olsun ondan ayrılmamıştır. Dolayısıyle sürekli zorluk­lara sokmak suretiyle peşini bırakmamış, Ehl-i Beyt´ten onun dışında kimseye bu denli kötü davranmamıştır. Hadisenin bu şekildeki cereyanı son buluşmada açıkça görülmüş­tür. İşte buluşmadan sonra Zeyd kıyam etmeye kesin karar vermiştir. Çünkü Hişam onu "hilafet makamını gönlünden çıkarmayan kişi" olarak zikretmiştir.

İki kardeş (kv) arasında geçen bu haber doğru ise. aralarındaki ayrılığın, olduğundan daha geniş boyutlu cereyan etmesi kaçınılmazdır. Çünkü bu düşüncenin varacağı nokta, Ehl-i Beyt´ten olan imamların bulundukları ortam gereği Emevi saltanatına asla rıza göstermedikleri ve Emevi hükümdarlarım imamlık düzeyinde görmedikleri, bilakis İs­lam cemaatlerinin çoğunluğu ona boyun eğseler dahi onlann diktatör bir yönetim oldu­ğunu kabul ettikleri sonucudur. İbn.Teymiye Minhac es-Sünnc adlı kitabında konuya ilişkin açıklamada bulunduğu gibi bu düşünce Ehl-i Sünnetin takındığı ortak tavırdır. Nitekim devlei yönetimini iki kısma ayırmıştır:

a) Kendine ait şartlan içeren peygamberliğe dayalı hilafet devleti,

b) Sultanlık devleti

Emevilerin çoğunluğunun nebevi hilafetin şartlarını yerine getirmediği görülmüşt...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hayatı ve dönemi 3
« Posted on: 26 Nisan 2024, 23:18:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hayatı ve dönemi 3 rüya tabiri,Hayatı ve dönemi 3 mekke canlı, Hayatı ve dönemi 3 kabe canlı yayın, Hayatı ve dönemi 3 Üç boyutlu kuran oku Hayatı ve dönemi 3 kuran ı kerim, Hayatı ve dönemi 3 peygamber kıssaları,Hayatı ve dönemi 3 ilitam ders soruları, Hayatı ve dönemi 3önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes