> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam-ı Şafi > Şafii nin görüşleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şafii nin görüşleri  (Okunma Sayısı 1448 defa)
14 Eylül 2010, 16:17:15
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 14 Eylül 2010, 16:17:15 »



ŞAFİİ´NİN GÖRÜŞLERİ


93- Akîde İle Îlgili Görüşlerinden Bahsîn Lüzumu:


Biz burada İmam Şafiî´nin tefsir ve edebiyat hakkındaki görüşlerin­den bahsedecek değiliz. Bizim burada birinci maksadımız fakîh sıfatiyle İmam Şafiî´yi etüd etmektir. Bizim için önemli olan şey, onun fıkıh gö­rüşlerini, mezhebini, mezhebin usûlünü incelemektir. Vakıa Şafiî, diğer ilimlerde de hüccet sayılacak derecede bilgi ve görüş sahibidir. Fakat onun hayatını yazanlar, onun Hilâfet hakkındaki mezhebinden bahseder­ler, sonra kelâm, ilmi hakkındaki görüşünden ve akâid öğrenmedeki tutu­mundan söz açarlar. Bunların fıkıh incelemesiyle bir nevi münâsebeti ol­duğundan kısaca onlardan bahsedelim, onun ardından hemen onun fıkhı­na geçelim. [1]



94- Kelâm İlmi Ve İmamet Hakkında Şâfîînin Görüşü:


Şafiî kelâm ilmini sevmedi. O çağda fukahâ ve muhaddisler de kelâm ilminden hoşlanmıyorlardı. Şâfü de bir fakîh ve bir muhaddis idi. Onla­rın bu ilimden hoşlanmamalarının sebebi ise, bu ilmin temellerini atıp meydana getirenlerin Mu´tezile olmasıdır. Halbuki Mu´tezilenin yolu, akaidi dîn-i kerîmden anlama hususunda selef-i sâlihin yolundan başka idi, Şafiî, her muhaddis fakîh gibi, velev ki istidlal hususunda olsun, ye­ni bir şey ortaya çıkarmaktan ise, kendinden öncekilere uymağı tercih ediyordu. Bilhassa böyle akideyle ilgili umurda ittiba´, ibtidâdan evlâ­dır, derdi. Zîrâ Mu´tezile akîde ilminde, felsefî bir cihete yöneldiler. Bu tutum ise, her muhaddis fakîh gibi, Şafiî´nin temâyülüyle bağdaşamaz. Bundan başka Mu´tezile öyle karışık ve dolaşık meseleler kurcaladılar ki, insan aklının onları halledip bir hükme bağlaması hiç de kolay değildir.

işte bunun içindir ki, Şafiî´nin, kelâm ilmiyle iştigalden nehyettiği ri­vayet olunmaktadır. Şöyle derdi: "Kelâm erbabı hakkında benim hük­müm şudur: Onlara sopa atmalı, develerin üzerine başaşağı ters bindirip aşiretler ve kabileler arasında dolaştırarak: Kitap ve Sünneti bir yana bırakıp da Kelâmı alanın cezası işte budur, diye nida edilmelidir!" Yine o şöyle demiştir: "Sakın, kelâm ilmine bakmayın. Zîrâ bir adama bir fı­kıh meselesi sorulsa da onda yanılsa, meselâ adam öldürmenin cezası so­rulduğunda, diyeti bir yumurtadır, dese, bu yalnız bir alay mevzuu olur, herkes buna güler geçer. Fakat kelâma dâir bir mesele sorulsa da hatâ etse onu hemen bid´ata nisbet ederler." "Baktım ki, kelâmcılar birbirini tekfir edip duruyor. Gördüm ki, Hadîs ehli ise birbirini ancak hatâya nis­bet ediyor. Hatâya nisbet etmek, tekfîr etmekten çok daha ehven kalır." Şafiî´nin kelâm ulemâsının tutumundan nefreti o raddeye varmıştı ki, onları ulemâdan bile saymazdı. Rabi´ onun şöyle dediğini nakleder: "Bir kimse ilmî kitaplarını vasiyet etse, kitapları arasında kelâm kitap­ları da bulunsa, kelâm kitapları bu vasiyete dâhil olmaz."[2].

Fahrü´r-Râzî, îmam Şafiî´nin kelâm İlminden nehyedip ondan hoşlan­mamasının sebeplerini, bizim yukarıda söylediklerimize bağlıyor. Bir de şu var ki, Mu´tezile, halîfeleri, ulemâya eza ve cefâ yapmağa teşvik et­tiler. Bu ilmi ayakta tutanlar onlar olduğundan halk onlardan hoşlanma­dı. Fahrü´r-Râzî diyor ki: Kur´ân´m mahlûk olup olmaması meselesine halkın dalması yüzünden bu zamanda büyük fitneler koptu. Bid´at ehli kuvvetten ve sultandan yardım aldılar, Hak ehlini ezdiler, muhakkıkla-rın delillerine hiç iltifat etmediler. Bu hikâyeler ve bu olaylar meşhup-dur. Şafiî o zamanda bu ilmi Öğrenmek, Hakkı aramak için (Allah) için, Allah rızası için olmayıp da sırf dünya ve saltanat için olduğunu an­layınca onu bıraktı, ondan yüz çevirdi. Onunla uğraşmağı haram saydı."[3] Fakat Şafiî kelâm ilminden nehyetmekle beraber acaba kendisi onu bilmiyor muydu? Fahrü´r-Râzî Şafiî´nin kelâm ilmini bildiğini söylüyor. Kelâm bilgisi olduğuna delâlet eden haberler naklediyor. Müzenî´den şu­nu rivayet ediyor; Müzenî diyor ki: "Allah ona rahmet eylesin, bir defa Şafiî´nin kapısı önünde kelâm hakkında münakaşa yapıyorduk, Şâfi ka­pıya çıkarak yanımıza geldi, bizim konuştuklarımızı duyunca hemen geri döndü. Biraz sonra çıkarak yanımıza geldi. Beni size çıkmaktan meneden şey, kelâm hakkında münakaşa yaptığınızı işitmemdir. Benim kelâmı iyi bilmediğimi mi sanıyorsunuz? Ben kelâmın içine girdim ve ondan büyük bir mikdar elde ettim. Fakat kelâmın sonu yok. Siz Öyle bir şeyle meşgul olup mübâhase yapın ki, şayet hatâ ederseniz, size sâdece hatâ ettiniz, denilir; küfre düştünüz denilmez."

Şüphe yok ki, bu haber, Şafiî´nin kelâm ilmini bildiğini, ulemânın bu ilme dalıp münakaşasını yaptığı meselelerde dirayetini göstermektedir. Fakat sonra bu yolda yürümeği hoş görmedi; çünkü onca, mü´min bunda bir faydaya ulaşamaz. Onun meseleleri çok dolaşık ve dikenlidir. İşaret ettiği üzere hatâ eden tekfir edilir; hatâ ettin, denilmekle kalmaz. Şafiî´­nin bu ilimde dirayeti olması makûl bir şeydir. Çünkü, nerede bulunursa bulunsun, ilim tahsiline ciddiyetle sarılan, ilim uğrunda seyâhatlariyle şöhret kazanan, çeşitli fırka ve mezheblerle münakaşa yapan Şafiî, el­bette ki bu ilmin bahislerine de muttali´ olmuştur. Madem ki Şafiî bu ilim­den nehyetmiştir, onu biliyor demektir. Şafiî gibi aklı başında bir zât, mevzuunu bilmediği, tasavvur etmediği bir şeyden menetmez. Çünkü bir şeye hükmetmek demek, onu tasavvur etmenin bir fer´idir. Şafiî´nin bil­gisi olmadığı, tanımadığı bir ilimden menetmesi nasıl tasavvur olunur? [4]



95- Şafiî´nin Kelâm Bîlgîsı, Allah´ın Sıfatları, Hâlk-ı Kur´ân Ve İmanın Hakikati Hakkında Görüşleri:


İmam Şafiî, insanları kelâm ilminden uzaklaştırmak için onlara onu hoş göstermemekle beraber, kendisinin kelâm bablarından çoğu hakkın­da sözü vardır, çünkü bu bablar akîde ile ilgilidir. Şafiî gibi bir zâtın akideye dâir sözü olmaması imkânsızdır. Onun görüşlerinin çoğu, İslâm cemaatının, ehl-i Sünnetin görüşleriyle birleşmektedir, bunlar feylesofla­rın görüşlerinden alınmış değildir. Münakaşa yaptığı kimseler tarafından bâzan Şafiî´den tevhîd delilleri, Peygamberlik delilleri sorulurdu. Bu ta­biiden olarak bir defa Bişr Merîsi ona:

 Hz. Muhammed´in Allah´ın Peygamberi olduğuna delil nedir? di­ye sordu. O da şu cevabı verdi:

 Hz. Muhammed´in Peygamberliğine delil, kendisine nazil olan Kur?ân´dır ve insanların icmaldir[5]. Hepsi birer mu´cize olan âyetler, baş­kasına yakışmayan alâmetlerdir.

Şafiî´nin bâzı fetvalarından onun sıfat hakkındaki görüşünü, sıfatın zâta mugayir olmadığını çıkarıyorlar. Onun şöyle dediği rivayet olunu­yor: "Bir kimse îlmü´llâh, Kudretü´llâh veya Hakku´llâh üzerine yemîn etse ve îlmü´Hâh ile malûmu, Kudretu´llâh ile de makduru, Hakku´llâh ile de kullara vacip olanı kasdetse, bu kefareti îcâb etmez. Çünkü bu, Al-lah´dan başkası üzerine yemindir. Eğer bununla Allah´ın sıfatları üzerine yemîn etmeği kasdederse buna keffâret Iâzımgelir." Fahrü´r-Râzî bu fetva üzerine şunları ekliyor: "Bu gösteriyor ki, Allah´ın sıfatlan, Zâtının gayri değildir. Çünkü madem ki, Allah´dan gayrisine yemîn etmek keffâreti îcâbetmiyor, Allah´a yemîn ise keffâreti îcâbediyor, bu demektir ki, Al­lah´ın sıfatlan, Zâtının gayri değildir."[6].

Şafiî de, fukahâ ve muhaddislerin dediği gibi, Kur´ân Allah kelâmı­dır, mahlûk değildir, derdi. Hak Sübhânehû ve Teâlâ şöyle buyurur:

"Allah Mûsâ ile söyleşti."

Âhirette mü´minlerin Allah´ı göreceklerine inanırdı. Buna Kur´ân-ı Kerîm´den şu âyeti delil getirirdi: "Hayır, hayır, onlar o gün Rablann-dan saklanırlar." Diyor ki: "Gazab hâlinde kâfirlerden saklı olunca, rı­zâsına kavuşan dostları onu göreceği anlaşılır." Bu tefsir, delâlet kaide­sinde onun mezhebindeki tutumuna uygundur. O mefhum-ı muhalefeti alır. Şafiî, kaza, ve kadere, hayır ve şer her şeyin Allah´dan olduğuna ina* nırdı. Şafiî´nin usûl hakkında vaz´ettiği risalenin mukaddimesinden Fah­rü´r-Râzî, onun şu görüşlere kani1 olduğunu çıkarmaktadır: "Allâhu Teâ­lâ meşye´tiyle insanların fiillerini halk eder, insanlann kesbi Allah´ın di­lemesiyle olur." Rebî´ Şafiî´nin şöyle dediğini nakleder; "İnsaflar amel­lerini kendileri yaratmazlar, onlar Allâhu Teâlâ´mn yaratmasiyle olur." Şafiî´nin îmânın hakikati hakkındaki görüşü şöyledir: Ona göre, îman, tasdik ve ameldir. Bunu delille isbat ediyor, buna davet eyliyor. Onca îman tasdik ile amelden ibaret olunca, amelin artıp eksilmesiyle îman da artar ve eksilir.

Şafiî bu görüşünü isbat için birçok deliller getirir. Onlardan biri ŞU´ dur: Allâhu Teâlâ, kıbleyi Beyt-i Makdisten Kabe´ye çevirince Müslü­manlardan bir kısmı, Beyt-i Makdis´e, Kudüs-i Şerife doğru kıldığımız na­mazlar ne olacak? dediler. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak: "Allah sizin îmanınızı zayi´ edecek değildir." âyetini inzal buyurdu ve namaza îman dedi. îmanın artıp eksilmesine şu âyet-i kerîmeyi de delil getirir: **Bir sûre nazil olunca, içlerinde: Bu hanginizin îmânını artırdı? diyenler bu­lunur." Keza Kelıf Süresindeki şu âyet de bir delildir: "Onlar Kablanna inanmış gençlerdir, biz de onların hidâyetini arttırdık.?[7]

Görülüyor ki, Şafiî akidesini ve kelâm ulemâsının daldıkları bâzı me­seleler hakkındaki görüşünü böylece açıklıyor. Fakat bunların içine ke-lâmcüar gibi dalmıyor. Anlayışları sapıtan, akıllan hayrete uğratan fel­sefeye girişmiyor. O, kendim fıkha ve Hadîse vermişti, şiir ve edebiyat bahçelerinde de dolaşırdı. [8]


96- İmamet Yani Hilâfet Meselesi Ve Şartları Hakkındaki Görüşü:


Şimdi kelâm ulemâsının daldığı ve bâzı bakımlardan fıkha temas eden bir mesele...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şafii nin görüşleri
« Posted on: 28 Mart 2024, 18:15:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şafii nin görüşleri rüya tabiri,Şafii nin görüşleri mekke canlı, Şafii nin görüşleri kabe canlı yayın, Şafii nin görüşleri Üç boyutlu kuran oku Şafii nin görüşleri kuran ı kerim, Şafii nin görüşleri peygamber kıssaları,Şafii nin görüşleri ilitam ders soruları, Şafii nin görüşleriönlisans arapça,
Logged
27 Haziran 2016, 18:15:05
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 27 Haziran 2016, 18:15:05 »

Esselamu aleykum.Safii ilmihalini okuyan ve fikih usulunu ogrenen kullardan olalim inşallah.Rabbim razi olsun bilgilerden kardesim...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes