> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam-ı Şafi > Şafii fıkhının füru'da geçirdiği devirler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şafii fıkhının füru'da geçirdiği devirler  (Okunma Sayısı 1026 defa)
11 Eylül 2010, 17:27:42
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 11 Eylül 2010, 17:27:42 »



ŞÂFİİ FIKHININ FÜRU´DA GEÇİRDİĞİ DEVİRLER

232- Mezheb Sahibi Müctehid İmamların Talebeleri De Müctehid İdiler. Bîr Mezhebin Gelişmesi Nasıl Olur?


imam Şafiî´nin yaşadığı çağ, ictihad çağı idi, Ondan sonra gelen çağlarda da durum böyle idi. Hattâ takriben dördüncü yüzyılın yansına kadar böyle gitti. Fakat Şafiî´den sonra ulemâdan büyük bir kısmı fü-ru´da ictihad hususunda kendilerini serbest saymakla beraber, müctehid imamlara tabi´ olup intisap etmeğe başladılar. Şafiî´nin ashabından ve talebelerinden Şafiî mezhebine intisap edenler vardı, onlar bu mezhebin adamlarından sayılırlardı. Bununla beraber okudukları mes´elelerde mut­lak olarak ictihad haklan vardı. Bunlann çoğunda Şafiî´ye muvafakat ederlerse de az bir kısmında da ona muhalefet ederlerdi. Mâlikiye mez­hebinde de, Hanefiyye mezhebinde de durum böyle idi. Bunlar her ne kadar bir mezheb libasına bürünseler ve mezheb imamîanndan bir imâ­ma nisbet olunsalar da, taklid kelimesinden anladığımız mânâda mukal-lid sayılmazlar. Onlar bir kayıdla mukayyed olmaksızın ictihad etmekle ve mezhebinde mes´ele tahrîcinde bulunmakla beraber bir imâma nîsbet edilmelerinin sebebine gelince, onlar bu mezhebi başkalanna nakleden­lerdir, mezhebin râvîleri olmuşlardır. Bir de onlar aynı usûle sarıldıkla-nndan ve amaçları da birbirine uygun olduğundan ictihadlanmn çoğun­da bu imâma muhalefet etmezler. Mes´eleleri aynı usûle göre tahrie eder­ler, onun kaidelerine uydururlar. Bu i´tibarla, o imâma intisap etmiş sa­yılırlar. Halbuki ictihad vasfını taşırlar, mezheb sahibine muhalefet et­tikleri mes´eleler vardır.

Bu türlü olanların en açık misâlini yine Şafiî mezhebinde bulabiliriz. Çünkü Şafiî´nin talebesinden birinci tabakada gelenlerden Şafiî mezhebi­ni öğrenenler, onu başkalarına nakledip yayanlar, mezhebin kavillerini tashih edenler, işte bunlar, aynı zamanda ictihad da yapmışlardır. Baska-lanndan aynldıkları müstakil görüşleri vardır. Meselâ işte Miizenî, na­kilde emânete dikkat ederek son derece titizlikle Şafiî fıkhım nakleder. Aynı zamanda istinbat hususunda da hürriyet sahibidir, Şafiî´nin kendi­sini ve başkalarını taklidi men´ettiğini okuyucuya anlatır. Muhtasar´ının mukaddimesinde diyor ki:

"Bu Muhtasar*!, rahmetli Muhammed b. îdris Şafiî´nin ilminden fay­dalanarak, onun sözlerinin mânâsından alarak, Öğrenmek isteyenlere ya-Jcınlaştırmak için, kolaylık olsun diye kısaca yazdım. Şafiî kendisini ve başkalarını taklitten nehyetmekle beraber, mezhebi öğrenmek isteyen bunda dînî mes´elelerine baksın ve kendisi için ihtiyatlı olsun. Tevfîk ALLAH´dandır."

Şafiî ulemâsında ve mezhebi ayakta tutanlarda müctehid olanlar vardı. İctihad hususunda kendileri serbest hareket ederlerdi. Hattâ dör­düncü yüzyıldan sonra taklîd köklegtikten sonra bUe ictihad edenler ol­du. Yedinci yüzyılda müctehidler buluyoruz[1] Belki bunlardan sonra da isimleri bize kadar gelmese de ictihad salâhiyeti olan fukahâ bulunmuş­tur. İşte bunlar mezhebin gelişmesine çalışmışlar, mezhebi işlemişler, usûle göre mes´eleler çıkarmışlar, füru´a bir yön vermişler, mezhebin ka­villerini tashih etmişler, aralarından seçmişler, mezhebin kaidelerine gö­re mes´ele tahrîc etmişlerdir. Bunlann meşhur olan sözleri ya naklolun­muş veya kitablarına kendileri yazmıştır. Kısaca söylemek gerekirse, bu müctehidler ve onlar ayannda olan fukahâ mezhebin gelişmesinde âmil olmuşlar, mezhebi yükseliş devrine getirmişlerdir. Ondan sonra ise iş du­raklamış, ictihad ve tahrîc durmuş, iş yalnız nakilciliğe dökülmüştür.

Şu da var ki, bu mezheb gelişme şartlarını hâizdir, canlılık doludur, verimlidir. Bu da tahminen üç sebebe dayanır:

1- Şafiî´den naklolunan kavillerin çokluğu.

2- Mezhebin usûlü ve ona göre tahrîc imkânı.

3- İctihad yapan ulemânın çok olması, muhtelif muhitlerde bulunmalan ve çeşitli tutumlu olmaları. Bu sebeplerle türlü hükümler ve kaviller ortaya dökülmüş, birçok görüş yollan belirmiştir. Mezhebin ge­lişmesinde tesirinin derecesini anlamak için bunlardan biraz bahsedelim
[2]



Şafiî´nin Kavillerinin Çokluğu Ve Bunun Mezhebdekî Te´sîri
233- Şafiî´nin Kavillerinin Çokluğu, Eski Ve Yenî Kavilleri:



Yukarıda Şafiî´nin fıkhından bahsederken sözümüzün başında dedi­ğimiz gibi bâzan bir mes´elenin hükmü hakkında Şafiî´den muhtelif ka­viller rivayet olunur. Bâzan bir mes´ele hakkında kendisi iki türlü hü­küm verir, bunlardan birini diğerine tercih etmeden bırakır, bâzan da bi­rini diğerine tercih ettiği olur. Kendisinin tasrih ettiği bu iki kavilden ma´da talebesi onun üçüncü bir kavlini rivayet ederler. Hattâ kavillerinden birini tercih edişi bile bâzan ihtilâfla olur. Çünkü görüşlerinden biri­ni tercih etmiştir, fakat bundan rücu´ etmiştir ve diğerini tercih etmiş­tir. Böylece türlü nakiller karşısında kalırız. Şafiî´nin fıkhından bahset­tiğimiz sırada buna dâir misâller verdik.[3]

Bundan başka, Şafiî´nin eski ve yeni kavilleri vardı. Eski mezhebi Irak´ta, yenisi Mısır´da kuruldu. Mısır´da yeni hükümler verirken, eski hükümlerinin hepsini bozmuş değildi. Bağdad´daki talebesinin alıp benim­sediği eski kitablarını tekrar gözden geçirip inceledi, onları yeniden işle­di, bu suretle Mısır´daki talebesinin alıp kabul ettiği kitablan meydana geldi, yeni mezhebi doğdu. Buveytî, Şafiî´nin şöyle dediğini rivayet edi­yor: "Bağdad´da yazdığım kitabımı rivayet etmeği kimseye helâl et­mem." Bağdad´da yazdığı kitabı eski mezhebinin kavillerini ihtiva eder. Fakat imam Şafiî rücu´ etmiş olduğu eski görüşlerini rivayet etmekten talebelerini men´etmekle beraber, eski kavillerinden bâzılarının yeni ka­villerinin yanında zikredildiğini görmekteyiz. Çünkü Za´ferânî´nin, Kerâ-bîsî´nin ve Irak´da bu ikisinden başkalarının rivayet etmiş oldukları ki-tablar etrafa yayılmış, insanlar onlardakileri öğrenmiş, ulemâ onları bir­birine nakletmiştir. imam Şafiî´den ders alan Bağdad ulemâsının ve fukahâsının çoğu keza Irak´daki talebesinden öğrenenler, Şafiî´nin eski kavillerini nakli yasak ettiğini bilmiyorlardı. Onun için bunları kitabları-na kaydettiler, birbirlerine naklettiler; bellediler. Bundan dolayıdır ki, Şafii´lerin eski ve sonraki kitablarında, muhtelif fıkıh bablarmda Şafiî´­nin eski kavillerine raslıyoruz. Şafiî´den naklolunan kavillerin çok olma­sı; tercih, tahric ve tashih kapılarını açmıştır. Ulemâ bu kavilleri birbi­riyle tartmağa, aralarında mukayese yapmağa koyulmuşlar; tercih ve tashihleri birbirinden farklı olmuş; hattâ bizzat Şafiî´nin tercih ettikle­rini bile ele alıp incelemişler; Şafiî´nin kurduğu esas üzerinde yürüyerek sahîh bir Hadîs bulunca, ona uygun olan kavli tercih etmişlerdir. Çün­kü Şafiî: "Hadîsin sıhhati sabit ise benim mezhebim onu almaktır." de­miştir. Şafiî´nin usûlüne göre tahric yapmalarından söz ederken bu kai­deyi ne derece aldıklarım açıklayacağız. [4]



234- Şafiî´nin Eski Ve Yeni Kavilleri Arasında Tercih Yap­mak:


Şafiî´nin eski kavli ile yenisi arasında başkalık bulunan mes´elelerde eski ile yeni arasında tercih yapmak bir inceleme yapmağı gerektirir, Ulemâdan bâzıları eski kavlini sahîh bulup onu almağı tercih etmişlerdir. Halbuki eski kavli, yeniye nisbetle hükümsüz bırakılmalı idi, çünkü yeni-si, eskiyi neshetmiş sayılır.

Nevevî´nin sözünden öyle anlaşılıyor ki, Şâfiîlerin çoğuna göre, eğer takvide eden bir Hadîs varsa o zaman eski kavli tercih olunur. Nevevî, eski kavli ihtiyar hususunda ulemânın ihtilâfım anlattıktan sonra şöyle diyor: "Bütün bunlar, sahîh bir Hadîsin takviye etmediği eski kavli hak­kındadır. Sahîh bir Hadîsin nassiyle takviye olunan eski kavli ise tercih olunur, Şafiî´nin mezhebi odur. Ancak burada bir şart aranır ki, o da ter­cih yapan kimsenin zann-ı galibine göre, Şafiî´nin bu Hadîsi bihnemiş ol­masıdır."[5]

Takviye eden bir Hadîs bulunmayan eski kavle gelince, Nevevî´nin dediğine göre, tahric erbabından olan mezhebde müctehid sayılan bir Şa­fiî fakîhin onu ihtiyar etmesinin caiz olup olmadığında ulemâ iki görüş üzerinde ihtilâf etmişlerdir:

1- Mezhebde müctehid olan fakîhin bu kavli, Şafiî´nin kavli olmak üzere ihtiyar etmesi caizdir. Çünkü bir müctehidin, kendi kavlinin hilâfı­na yeni bir kavil ortaya sürmesi, birinci kavlinden rücu´ etmek demek de­ğildir, belki bu mes´ele hakkında iki kavli var demek olur.

2- Şafiî mezhebinin râcih kavli olmak üzere eski kavli seçmek caiz değildir. Cumhurun sözü böyledir. Çünkü yenî kavline nisbetle eski kav­li birbirine zıt iki nass gibidir, ikisinin arasını bulmak da güç. Öyle olun­ca sonrakiyle amel olunur.


Nevevî, görüşlerini te´yid için ulemânın dediklerini naklederek diyor ki: "İmam Harameyn, Nihâye´de Aniye babında şöyle der: "Benim ka-naatıma göre: Şafiî´nin eski kavilleri, Şafiî mezhebinden sayılamaz. Çün­kü o, yeni mezhebinde onların hilâfına olan hükümler verdi. Eskilerden dönmüş sayılır, kendisinden dönülmüş söz, dönenin mezhebi olamaz. Es­ki kavillerin durumunu böylece bildikten sonra, bizim fukahâmızdan es­ki kavle göre fetva verenler olduğunu bulursak, o takdirde bunu, kendi­leri bir delil bulduklarından ictihadları onları eski kavle göre hüküm ver­meğe götürdüğüne hamlederiz. îctihad ederek böyle fetva verdiler deriz. Bundan, onu Şafiî´ye nisbet etmek gerekir. Eski fukahâdan hiçbiri bu mea´elelerı Şafiî´nin mezhebi olarak ileri sürmüş ve ayırmış değildir. Ebû Amr dedi ki: Onlardan herhangi birinin eski kavli ihtiyar etmesi, içtiha­dı ona götürdüğü takdirde, Şafiî mezhebinden başka bir mezhebin kavli­ni ihtiyar etmek...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 11 Eylül 2010, 17:31:16 Gönderen: sidretül münteha »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şafii fıkhının füru'da geçirdiği devirler
« Posted on: 28 Mart 2024, 12:37:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şafii fıkhının füru'da geçirdiği devirler rüya tabiri,Şafii fıkhının füru'da geçirdiği devirler mekke canlı, Şafii fıkhının füru'da geçirdiği devirler kabe canlı yayın, Şafii fıkhının füru'da geçirdiği devirler Üç boyutlu kuran oku Şafii fıkhının füru'da geçirdiği devirler kuran ı kerim, Şafii fıkhının füru'da geçirdiği devirler peygamber kıssaları,Şafii fıkhının füru'da geçirdiği devirler ilitam ders soruları, Şafii fıkhının füru'da geçirdiği devirlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes