> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam-ı Şafi > Icmâ
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Icmâ  (Okunma Sayısı 1037 defa)
11 Eylül 2010, 20:53:21
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 11 Eylül 2010, 20:53:21 »



icmâ


171- Icmâ´ın Hüccet Olduğu Ve Deliller Arasındaki Yeri, Ashabın İcma´ı:


Şafiî, icmâ´ı hüccet olarak kabul etmektedir. Ona göre icmâ´, derece i´tibâriyle Kitabdan ve Sünnetten sonra, fakat kıyastan önce gelen bir delildir. Şafiî´nin fıkıh kaynaklarından bahsederken sözbaşmda bunu gösteren sözler nakletmiştik. Er-Risâle´sinin sonunda ise aynen şöyle di­yor: "Kitabla ve ittifakla kabul edilip ihtilâf olunmayan Sünnetle hük-molunur. Bunun için zahire ve bâtına göre hakla hükmettik deriz. Tek bir yol ile rivayet olunan Sünnetle {yâni haber-i vâhid olan Hadîsle) de hükmolunur. O takdirde de zahir olan hakla hükmettik deriz. Çünkü Ha­dîsi rivayet eden tek kişi olunca yanlış olması ihtimâli mümkün olabilir. Kitab ve Sünnetten sonra icmâ´ ile, sonra da kıyasla hüküm veririz. Kı­yas icmâ´dan, icmâ´ da öncekilerden daha zayıftır. Nass ve haber mevcut iken kıyasa gidilmez. Nass bulunmadığı zaman zarûreten caiz olur. Nasıl ki yolculukta su bulunmadığı zaman, teyemmümle tenıudik yapılır. Bu­lunduğu zaman ise teyemmüm ile olmaz."

Bundan görülüyor ki, Şafiî icmâ´ı kıyasdan ileri tutmaktadır. Delil olması bakımından Kitab ve Sünnetten daha zayıf i´tibar etmektedir. Ki­tab ve Sünnetten bir nass bulunmadığı zaman icmâ´a başvurulur. Nasıl ki, su bulunmadığı zaman teyemmümle temizlik yapılır; toprak, su ye­rini tutar.

imam Şafiî´ye göre icmâ´: Bir asırda yaşayan ulemânın bir hususta ittifak etmeleridir. Bu suretle yapılan icmâ, hüccettir. Şafiî, Istihspm iptal etme babında şöyle diyor: "Gerek ben ve gerekse İlim erbabından bi-rıı bu, üzerinde icmâ´ edilmiş bir şeydir, dediğimiz mesele, karşı!aştığın ner âlimin sana aynini söylediği ve kendinden öncekilerden naklettiği §eydir. Öğle namazının farzının dört rek´at olması, şarabın haram olması ve benzerleri şeyler bunlardandır."

Şafiî´nin en başta muteber tuttuğu icmâ´, ashabın icmâ´ıdır. Şâfîî´nin onların icmâ´ını delil olarak alması, icmâ´ ettikleri şeye dâir Hz. Peygamber´in bir Sünnetini duymuş olmaları i´tibâriyle değildir, onu. muteber tutması, ashabın içtihadı olduğundandır, Ashâb-ı Kiram böyle ictihad ye­ri olan bir şeyde Sünneti asla ihmâl etmezler. Onlar, icmâ´ ettikleri bu mea´elenin hilâfına Sünnetten bir nass ve Resûlu´İlâh´dan bir eser bulu­nup bulunmadığını aramışlar, ictihad ederek bir hususta birleşmişlerdir. Eğer icmâ´ ettikleri hususa dâir bir Sünnet naklederlerse o takdirde bu Sünnet hüccet olur, icmâ´ değil. Bu konuda dediklerini nakledelim: "Bir hususta icmâ edip de bunu Resûlu´iîâh´dan naklettiklerini söylerlerse bu, onların dediği gibidir, inşaallah. Nakil suretiyle olduğunu söylemedikleri­nin ise, Resûlu´llâh´dan nakil suretiyle söylemeleri muhtemel olduğu gibi, başka türlü olması da ihtimal dahilindedir. Onu behemehal nakil sayma­mız caiz olamaz. Çünkü nakledilen şeyin işitilmiş olması lâfındır, işit­meden nakletmek caiz değildir. Vehim ve zan üzerine birşey nakledilmez, başka türlü demiş olabilir. Onlara tabi´ olarak onların dediklerini biz de derdik. Biliriz ki, Hs. Peygamber´in Sünnetleri umûmun gözünden kaç­maz, fakat içlerinden bâzısının gözünden kaçmış olabilir, yâni umûmun icmâ´ı doğrudur. Yine biliriz ki, ashabın umûmu, Peygamber´in Sünneti­nin hilâfına icmâ´ etmez, inşaallah ha,tâ üzere de birleşmez."[1]



172- Şafiî Er-Rîsâle´de Îcmâ´ı Anlatıyor Ve Hüccet Olduğu­nu Kitabdan, Sünnetten Delillerle İsbat Ediyor:


Er-Risâle´den de anlaşıldığı üzere Şafiî, icmâ´ı ümmeti hüccet ola­rak alıyor ve onu Kitab ve Sünnetten bir nass bulunmayan yerlerde hüc­cet olarak muteber tutuyor. Şafiî icmâ´ın hüccet olduğunu göstermek üzere iki delil getiriyor:

1- Er-îlisâle´sinde şu Hadîs-i Şerifi kaydediyor; Süleyman îbn-i Yesâr rivayet ediyor: Ömer b. Hattâb (Allah ondan razı olsun) Câbiye´-de bir hutbe okuyarak dedi ki: "Benim buradan size hitâb ettiğim gibi Re-sûlu´llah Efendimiz de bize şöyle hitâb etti: ´Benim ashabıma ikram edin, saygi gösterin, sonra onların ardından gelenlere, sonra da onların ardın­dan gelenlere saygı gösterin. Daha sonra ortaya yalan çıkıp yayılır. O derece ki, bir adanı yemin eder, fakat yemini makbule geçmem. Şahitlik yapar, şahitliği kabul olunmaz. Haberiniz olsun ki, Cennefin geniş sahası hoşuna giden kimse, cemaata sarılsın, cemaattan ayrılmasın. Çünkü şey­tan, yan çizen tek iledir; o, ikiden uzaklaşır, iki kişinin yanına, şeytan yaklaşamaz. Bîr kimse bir kadınla gizli bir yerele buluşursa üçüncüsü şey­tan olur, onları baştan çıkarır. Bir kimseyi iyiliği sevindirir, kötülüğü de fenasına giderse, böyle bir vicdanı varsa, o mümindir.

Gördüğün gibi, bu Hadîs-i Şerifte cemaata sarılmağa teşvik var. Cemaata sarılmak, kalblerin dağılıp da bedenlerin sarılması demek değildir. Cemâatan ayrılmamanın mânâsı, toplum için faydalı ve verimli olan birliktir, ki bu da cemâatin işleyip yaptığı helâl şeyleri yapmak, yapma­dığı yasakları da tutmaktır. Yâni bunlara itaat etmektir. Şafiî bunu en güzel şekilde şöyle anlatıyor: "Cemâatler muhtelif ülkelere dağılmış bu­lunduğundan, bu dağınık cemâatleri beden i´tibâriyle bir yere toplamağa kimse muktedir olamaz. Müslümanların ve kâfirlerin, müttakîlerin ve sa­pıkların bedence bir yere gelip bir arada bulundukları var. Bedenlerin bir arada toplanmasının mânâsı yoktur. Bedenlerin toplanması bir şey yapa­maz. Asıl birlik kalblerin birliğidir, cemaata sarılmanın mânâsı, cemâatin tuttuklarım tutmak, yasaklarından kaçınmakladır, helâl ve haram husu­sunda itaattir. Müslüman cemaatının dediklerini deyen, tuttuklarına uyan kimse cemaattan ayrılmamış olur. Müslüman cemâatin dediklerine mu­halefet eden kimse, uyulması emrolunan cemaattan ayrılmış sayılır. Ay­rılıktan gaflet doğar. Cemâatin hepsinin, Kitâb´m, Sünnetin ve kıyâsın mânâsından gaflet üzere olması mümkün değildir. Toplum doğrudan sağ­maz, insâallah."

2- Allâhu Teâlâ Kur´ân-ı Kerîm´de şöyle buyurur: "Doğru yol kendisime aşikâre belli olduktan sonra Peygamber´den ayrılıp mü´minlerîn yolundan başkasına uyan kimseyi, gittiği yoluna dön­dürür, biralarız gitsin, sonunda Cehennemce sokarız, orası ne kötü bir dönüş yeridir." (Nisa Sûresi: 115)

Bu delilin takriri şöyledir: Allâhu Teâlâ mü´minlerin yolundan baş­ka bir yola tabi´ olmağı, Allah´a ve Resûlü´ne karşı gelmek, baş kaldır­mak gibi tutmuştur. Bunların her ikisinin cezasını aynı kılmıştır, Allah´a ve Resûlü´ne karşı gelmek haramdır, Mü´minlerin yolundan başka bir yola gitmek, mü´minler cemaatından ayrılmak da haramdır. Mü´minlerin yolundan ayrılmak haram olduğundan onların yoluna gitmek vâcib olur. Müslüman cemaatının umûmunun buyruklarına ve yasaklarına muhale­fetle, onların yoluna gidilmemiş olur. Onların yoluna gitmek, onların ce­maatına uymakla olur.[2]

Zemahşerî "Mü´minlerin yolundan başkasına uyarlar." âyetinin tefsi­rinde diyor ki: "Uyulması emrolunan yol, mü´minlerin tabi oldukları, dosdoğru ve tertemiz din yoludur. Bu âyet icmâ´ın hüccet olduğuna de­lildir. Kitab ve Sünnete muhalefet caiz olmadığı gibi, icmâ´a da muhale­fet caiz değildir. Zîrâ izzet ve Celâl sahibi olan Allah, mü´minlerin yo­lundan başkasına uymakla, Hz. Peygamber´e karsı gelmeği bir şarta bağlıyor. Her ikisinin cezası da sert bir vaîd oluyor. Öyle olunca Hz. Pey­gamber´e uymak vâcib olduğu gibi mü´minlerin yoluna gitmek de vâcib olur."[3]



173- İcmâ´, Müctehldlerin İttifakiyle Olur:


İcmâ´ın hüccet olduğuna dâir Şafiî´ye nisbet olunan deliller bunlar­dır. Fakat icmâ´ nasıl olur? Yalnız fıkıh erbabının ve müctehidlerin ic-mâ´iyle mi meydana gelir? Yoksa onlardan başkaları da icmâ´a katılır mı? Şafiî´ye göre icmâ´ın ne olduğundan söz ederken söylediklerimizden bu suâlin cevabı anlaşılır. Orada icmâ´ hakkında onun şöyle dediğini nakletmiştik: "Gerek benim ve gerekse ilim erbabından birinin: Üzerinde icmâ´ edilmiş bir şeydir bu, dediğimiz mes´eleyi, karşılaştığın hangi âli­me sorsan sana aynını söyler. Onu kendinden öncekilerden öylece nakle-, der. Öğle namazının farzının dört rek´at olması, şarabın haram olması ve benzeri nıes´eleler bunlardandır. Şafiî´nin bu sözünden görülüyor ki, o, ancak ulemânın icmâ´ını muteber saymaktadır, günkü Allah´ın Kitabın­da ve Peygamber´inin Sünnetinde haklarında nass bulunmayan şeylerin helâl ve haram olanlarını onlar anlayıp bilirler. Mademki icmâ´ın esası, bir şeyin helâl veya haram olup olmadığım anlayıp ayırdetmektir. Bunu yapacakların ancak müctehid âlimler olduğu bellidir, onlardan başkası­nın bunu yapması tasavvur edilemez. Şafiî bu sözleriyle kendisinden son­ra gelen usûleülere bir kapı açmış oldu. İcmâ´ diye bir bahis açıldı, ule­mâ o kapıdan bu ilme girdiler. Onu genişlettiler. Bu konuda söz dal bu­dak saldı, bu ilim şubelere ayrıldı. îcmâ´a dâhil olup icnıâ´ı teşkil eden ulemâ kimler olabileceği hakkında konuştular. Bid´atçı ulemâ bunlar ara­sına katılır mı, katılamaz mı? Bunun etrafında münakaşa yaptılar, uzun boylu ihtilâfa düştüler.

icmâ´ ancak İslâm merkezlerinde ve İslâm ülkesinin her tarafında bulunan islâm ulemâsının bir mes´ele hakkında ittifak etmesiyle olur. Onun için Şafiî, Medine halkının icmâ´ını kabul etmesi ve bu icmâ´a da­yanarak bâzı Hadîsleri reddeylemesi bakımından üstadı imam Mâlik´in bu görüşünü reddetmiştir. Bunu biraz açıklamak gerekiyor. [4]



174- Ehl-i Medine´nin Ameli, Şafii´ye Göre Îcmâ´ Değildir:


İmam Mâük´e göre (Allah ondan razı olsun) Medine halkının bir şey üzerine birleşip onunla amel etmeleri uyulması gereken bir şeydir. Medî-nelilerin icmâ´ı bir hüccettir, onu almak lâzımdır. Bu ise bâzı Hadîslerin reddedilmesine götürü...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Icmâ
« Posted on: 25 Nisan 2024, 02:34:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Icmâ rüya tabiri,Icmâ mekke canlı, Icmâ kabe canlı yayın, Icmâ Üç boyutlu kuran oku Icmâ kuran ı kerim, Icmâ peygamber kıssaları,Icmâ ilitam ders soruları, Icmâönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes