> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam-ı Şafi > İ'tikadda Fırkalar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İ'tikadda Fırkalar  (Okunma Sayısı 949 defa)
14 Eylül 2010, 16:39:12
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 14 Eylül 2010, 16:39:12 »



İ’TÎKADDA FIRKALAR

İmam Şafiî, hayâtında, türlü tslânı fırkalarına mensup birçok kim­selerle buluşup görüştü. Onların bâzılarından Hadîs bile dinleyip aldı. Onların görüşlerini ve düşüncelerini inceledi. Yukarıda beyân ettiğimiz veçhile, Mukâtil îbn-i Süleyman´a ait sözü bunu göstermektedir. Şafiî´­nin çağım iyi anlayabilmek için görüşlerinden haberdar olduğu sanılan ve o devirde yaşayan dînî fırkalardan, kısaca da olsa, bahsetmek yerin­de olur. [1]



1. Fırka: Şîa

59- Şîanın Doğuşu:



Şîa en eski îslâm fırkasıdır. Hz. Osman devrinin sonlarında siyasî bir mezheb olarak meydana çıkmıştır. Hz. Ali devrinde büyümüş ve ge­lişmiştir. Çünkü Hz. Ali halkla temas ettikçe, onu gören halkın ondaki yüksek kabiliyete, onun din ve ilim bakımından kudret ve faziletine hay­ranlığı artıyordu. Propagandacılar bunu istismar ettiler ve kendi mes-heblerini insanlar arasında, yaymak için bunu vasıta yaptılar. Emevîler devri gelince Ali taraftarları zulme mâruz kaldılar. Emevîlerin onlara ezâ ve cefâsı arttı. Mazluma acımak cibilliyetinde olanlar bu halde on­lara acıdılar, içindeki sevgiler coştu ve onları daha çok sevmeğe başla­dılar. Hz. Ali´yi ve evlâdını zulme kurban gitmiş olan şehîdir mertebe­sinde tuttular. Bu sebeple Şîa Mezhebi yayıldı, taraftarları çoğaldı.

Şîa Mezhebinin esasları: Mutediller ve müfritler:

1- îmâmet, milletin re´yine bırakılmış umumî mesalihten değildir ki, ümmetin tâyin etmesiyle olsun. îmâmet dînin rüknüdür, İslâm´ın bir kaidesidir. Öyleyse Peygamber onu ihmal etmiş ve ümmete bırakmış de­ğildir, îmâmı Peygamber kendisi tâyin etmek lâzımdır. îmana büyük, kü­çük bütün günahlardan mâsundur[2].

2- Hz. Ali İbn-i Ebî Tâlib Peygamber aleyhİ´s-selâm tarafından se­çilmiş Halîfedir. O Ashabının (Allah cümlesinden razı olsun) efdalidir, derler. Öyle anlaşılıyor ki Hz. Ali´yi diğer Ashâbdan daha faziletli gö­renler yalnız Şîa değil, Ashâbdan buna kail olanlar da varmış. Ammâr b. Yâsir, Mikdâd b. Esved, Ebû Zer Gıfârî, Selman Fârisî, Câbir b. Ab­dullah, Übey b. Kâ´b, Huzeyfe, Büreyde, Ebû Eyyûb´el Eîısârî, Sehl b. Ha-nîf, Osman b. Hanîf, Ebıı Heysem, Huzeyme b. Sabit, Ebû Tufeyl Âmir b. Vâile, Abbâs b. Abdülımıttalib ve oğulları, Benî Hâşim´in cümlesi bun­lardandır. Zübeyr de bidayette buna kaildi, sonra döndü. Ümeyye oğul-îanndan da buna kail olanlar vardı. Hâlid b. Saîd b. As, Ömer b. Ab-dulaziz bunlardandır[3].

Şîanın hepsi bir derece üzere değildi. İçlerinde Hz. Ali´yi ve evlâdını takdirde çok aşırı gidenler olduğu gibi mutedil olanlar da vardı. Mutedil­ler, Hz. Ali´yi diğer Ashâbdan efdâl saymakla iktifa ederler, kimseyi tekfir etmezler. İbn-i Ebî Hadid bu mutedil zümreden olup onları bize Nehcü´l-Belâga´da şöyle anlatır:

"Bu meselede onlar Fevz-ü Necat Ashabından olup halâs bulmuşlar­dır. Çünkü onlar orta yoldan gitmektedirler... Hz. Ali kendinden önce Halîfe olanların halifeliğine razı oldu, onlara biat etti. Arkalarında na­maz kıldı, onlara kız verdi, onların ganîmetindefı yedi, onun yaptıkların­dan biz öteye geçemeyiz... Ashabın ulularına ta´an etmeyiz. Onlara onun gibi muamele yaparız."[4]



60- Gulât-ı Şîa:


Gulât-ı Şîa, yâni Şîanın müfritleri, Hz. Ali´yi Peygamberlik merte­besine çıkarırlar. Hattâ içlerinden bâzıları Peygamberlik onun hakkı ol­duğunu, Cebrail´in yamlarak onu Hz. Muhammed´e götürdüğünü bile söylerler[5]. Hattâ bir kısmı, Hz. Ali´yi —hâşâ— Tanrı mertebesine çıka­rırlar. Bir kısmı, Allah´ın Hz. Ali´ye ve evlâdından olan diğer imamlara hulul ettiğini söylerler. Bu söz, Allah´ın Hz. isa´ya hulul ettiğine inanan Hıristiyan Dînine benzer, içlerinden bir kısmı ise her imâmın ruhuna ulûhiyyet hulul ettiğine ve kendisinden sonra gelen imâma da intikal et­tiğine inanırlar.

Rafızî olan Şia´nın ekserisi son imâmın Ölümsüzlüğü i´tikadmdadır-lar. Onlara göre son imam hayattadır, günün birinde dönecektir, cevr ve zulümle dolan bu yeryüzünü o, adaletle dolduracaktır. Hattâ Sebeiy-ye taifesi, Ali İbn-i Ebî Tâlib´in hayâtta olduğuna, Ölmediğine inanırlar. Birtakımı ise Muhammed b. Hanîfe´nin hayatta olduğunu, Radvâ dağın da gizlendiğim, yanında bal ve su bulunduğunu söylerler. Bir taife ise, Yahya b. Zeyd asılmadı, Ölmedi, o sağdır, derler. Oniki imam etbâı ise: Onikinci imam olan Muhammed b. Hasan Askerî´ye mehdî unvanını ve­rirler. Otıun Hılle´de bir hanenin bodrumunda gizlendiğini, anasiyle bir­likte derdest edilince orada kaybolduğunu söylerler. Bu mehdi âhir za­manda çıkacak ve yeryüzünü adaletle dolduracak. Bu taife mehdinin çık­masını beklemektedir. Akşam namazından sonra bu hanenin bodrum ka­pısında dururlarmış, bir binek hazırlarlar ve mehdiyi ismiyle çağırarak çıkmağa davet ederlermiş, yıldızlar belirince dağılırlar mış. iş ertesi ak­şama kalırmış. Bunlardan bâzıları ölen imâmın tekrar dünyaya dönece­ğine inanırlar ve buna Kur´ân-ı Kerîm´den, Ashâb-ı Kehfi misâl geti­rirler.[6]


61- Şîanın Aslı:


Görülüyor ki Gulât-ı Şia´ya birçok garib inançlar karışmıştır. Bir­birine uymaz kanaatler kaynağı olmuş. Kendilerini evhama, hurafelere kaptırmış olan bu taife içine eski milletlerden bâtıl inançlar ve hurafeler girmiş. Onlara islâm kisvesi giydirmek istemişler. Yüksek ve saf İslâm akidesini, temiz tevhîd esasını bozmuşlar.

Avrupa ulemâsı Şia´nın aslım araştırmışlar, onda islâm´a sonradan karışma bâzı prensipler bulmuşlardır. Welhosen´e göre Şîa akideleri, İranlılardan ziyade Yahudilikten çıkmıştır"[7]. Zîrâ kunfcusu olan Abdul­lah İbn-i Sebe´nin Yahûdî olması bunu gösterir, diyor.

Dr. Dozi´ye göre ise, Şia´nın asıl menşei iranlıdır, zîrâ Araplar hür­riyete bağlıdırlar. Iranhlarsa krallığa, padişahlığa bağlıdırlar. Padişah­lıkta hükümdarlık miras kalır. Halîfe seçmenin ma´nâsmı anlayamazlar. Hz. Muhammed erkek evlâdı bırakmadan vefat etti. Onun yerine en mü­nasip şahıs amucası Ebû Tâlib´in oğlu ve aynı zamanda Peygamber´iiı damadı olan liz. Ali´dir. Hilâfeti ondan alan Hz. Ebû Bekir, Ömer, Os­man ve Emevîler onu hak sahibinden almış sayılırlar. Bundan başka İranlılar pâdişâhlara İlâhî bir kudsiyet nazariyle bakmağa alişkandılar. Hz. Ali´ye ve torunlarına da aynı gözle baktılar. İmâma itaat etmek bi­rinci derecede gelen ilk vâcibdir, ona itaat, Allah´a itaattir, dediler[8].

Won Flotn diyor ki: Fi´len sabittir ki, Şîa mezheblerinden bâzıları Budistlik, Zerdüştlük, Mânîlik gibi eski Asya dinlerinden karışmadır"[9]

Hiç şüphe taşımaz bir gerçek vardır ki, Şîa, Âl-i Beyti takdis etmek­le ve onlara candan bağlılıkla beraber Gulât´tan olanlar eski Asya dinle­rinden birçok şeyler almıştır. Ruhun bir insandan başka bir insana geç­tiğine kail olan Hind mezheblerinden tenasüh akidesini almıştır. Bir kısmı bu prensibi imamlarına tatbik etmişler, imâmın ruhunun kendisinder sonra gelene getçiğine inanmışlardır. Eski Bırahma ve Hıristiyanlık din­lerinden Tanrı´nın insana hululü akidesini almışlardır. Yahudilikten de birçok şeyler almaşlardır. îbn-i Hazm, imamların rücûu akidesinin Ya­hudilikten geçtiğini beyan ederken diyor ki: "Bunlar Yahudilerin yolun­da yürüdüler, zîrâ Yahudiler Hz. îlyas´m ve Finhas b. Âzâr b. Harun´un bugüne kadar hayatta olduklarına inanırlar. Sofiyyeden bir kısmı da bu yolu tutmuşlardır. Onlar da Hızır ile îlyas´m hâlâ sağ olduklarına inanır­lar. Bâzıları îlyas´m kırlarda, Hızır´ın da yeşil çayırlar ve çiçekler ara­sında bulunduklarını, anıldığı zaman derhal imdada yetiştiğini söylerler"[10]. Görülüyor ki, bâza Şîa akidelerine eski milletlerin ve mezheblerin bo­zuk ve bâtıl inançlarından birçok şeyler karışmıştır. Bunlar ya islâm´ı if-sâd etmek için veyahut da alışkanlık ve eski terbiye tesiriyli karışmıştır. Onlar Müslüman olmuşlar, fakat eskiyi sıyırıp atamamışlar, geleneklerin­den kurtulamamışlardır.

îşte Şia´nın durumu kısaca beyân olundu. Şimdi de Şia´nın bâza meş­hur fırkalarını, onların tarihçesini anlatmak istiyoruz. Tâ ki bu mezhebin , geçirmiş olduğu devirleri tanımış olalım. [11]



62- Sebeiyye Fırkası:


Sebeiyye: Banlar Abdullah îbn-i Sebe´ye uyanlardır. O, Hîreli bir ,; Yahûdidir, Müslüman görünmüştür. Anası bir Zenci câriyedir. Onun için ona İbn-i Sevda´ = Karaoğlu da denir. Hz. Osman´ın aleyhindp çalışıp propaganda yapanların başında gelir. Müslümanlar arasında fâsid düşün­celerini yaydı, bozguncu hareketlerde bulundu. Bunların çoğunu Hz. Ali nâmına uyduruyordu. Evvelâ halk arasında şunu yaymağa bağladı. Tev­rat´ta her Peygamberin bir vâsisi olduğu sözü varmış. Hz. Ali de, Hz. Muhammed´in vâsisi imiş. Hz, Muhammed Peygamberlerin en hayırlısı olduğu gibi, Hz. Ali de vâsilerin en hayırlısı imiş. Sonra Hz. Muhammed´­in tekrar bu dünya hayâtına döneceğini ortaya attı. Hz. îsâ´nın dönece­ğine inanıp da Hz. Muhammed´in döneceğine inanmayanların aklına şaşa­rım, derdi. Bu dediklerine Kur´ân´dan şu âyeti delil gösterdi: "Gerçekten Kur´ân´ı sana inzal kılan seni dönüş yurduna döndürecektir." (Kısas: 15). Sonra yavaş yavaş işi ilerletip Hz. Ali´nin Tanrılığını söylemeğe baş­ladı. Hz. Ali bunu duyunca onu öldürmek istediyse de Abdullah Ibn-i Abbâs buna mâni oldu: "Eğer sen onu öldürürsen taraftarların arasında ihtilâf başgösterir. Halbuki sen Şamlılarla savaşa gitmek niyetindesin, birlik parçalanmasın." dedi. Bunun üzerine Hz. Ali onu Medâin´e sürgün etti. Hz. Ali şehîd edilince, îbn-i Sebe, halkı...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İ'tikadda Fırkalar
« Posted on: 19 Nisan 2024, 04:27:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İ'tikadda Fırkalar rüya tabiri,İ'tikadda Fırkalar mekke canlı, İ'tikadda Fırkalar kabe canlı yayın, İ'tikadda Fırkalar Üç boyutlu kuran oku İ'tikadda Fırkalar kuran ı kerim, İ'tikadda Fırkalar peygamber kıssaları,İ'tikadda Fırkalar ilitam ders soruları, İ'tikadda Fırkalarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes