> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam-ı Şafi > Ashabın kavilleri ve fetvaları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ashabın kavilleri ve fetvaları  (Okunma Sayısı 814 defa)
11 Eylül 2010, 18:34:03
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 11 Eylül 2010, 18:34:03 »



ASHABIN KAVİLLERİ VE FETVALARI

202- Şafiî Sahabe Kavillerini Delil Olarak Almaktadır:


Şafiî fıkhının kaynaklarından ve onun istinbât usûlünden bahseder­ken demiştik ki, Şafiî´ye göre sahabe kavilleri üçüncü derecede gelen de­lillerdir. Kitab´la Sünnetten ve icmâ´dan sonra sahabe kavillerini alır ve bunlar kıyastan önce tutulur. Sahabe kavline muhalif yoksa onu doğru­dan alır, aralarında ihtilâf varsa iğlerinden birini seçer.

işte bunun için burada, Şafiî´nin sahabe kavlini aldığını, hüküm çı­karma yolunda ondan faydalandığını söylüyoruz. Bunun açıklanmasına ve beyanına girişmezden önce şuna işaret edelim ki, usûl-ü fıkıh kitabîarı, Şafiî´nin mezheb-i kadîminde sahabe kavlini aldığını, mezheb-i cedidinin ise böyle olmadığını kaydederler. [1] Fakat bizim Er-Risâle´de, yâni Mı­sır´da yazdığı eserinde Rebî´ rivâyetiyle; keza El-Üm´de yâni yeni mez­hebini hâvi eserde yine Rebî´ rivâyetiyle bulduklarımız buna aykırıdır. Onun için diyoruz ki, Şafiî, eski mezhebinde de, yeni mezhebinde de sa­habe kavlini almaktadır. Îbnü´l-Kayyim, δlâmü´l-Muvakkıîn´de bunu böy­lece söylemektedir. Sahabeye tabi´ olmanın vücûbunu beyan ederken di­yor ki: "imam Şafiî´nin eski ve yeni mezhebinde söylediği budur. Eöki mezhebin böyle olduğunu Şafiî mezhebi sahipleri ikrar etmektedirler. Ye­ni mezhebine gelince, birçokları sahabe kavlini onda hüccet almadığını naklederlerse de bu üzerinde durulacak, tedkîk edilecek bir nıes´eledir. Çünkü yeni mezhebinde sahabe kavlinin hüccet olmadığına dâir ondan nakledilmiş tek bir kelime yoktur. Bununla ilgili olarak ancak şunlar vardır: Yeni mezhebinde bâzı sahabe kavilleri nakleder, sonra da onlara muhalefet eder. Eğer sahabe kavli hüccet olsaydı böyle muhalefet etmez­di, deniyor. Fakat bu çok zayıf bir tutumdur. Çünkü bir müctehidin, da­ha kuvvetli bulduğu bir delilden ötürü, muayyen bir delile muhalefet et­mesi, onu esasından hiç delil olarak almadığına delâlet etmez. Burada ancak şu denebilir: Kendisince daha kuvvetli, daha üstün bulduğu bir delil ile diğer delile karşı koymuştur. Bâzıları ise Şafiî´nin yeni mezhebin­de nasslarda olduğu gibi mücerret uygun bulduğundan dolayı sahabe kav­line i´timad etmeyip onu te´yid ve takviye eden kıyaslar bulunduğu za­man aldığını ileri sürmek istiyorlar. Bâzan sahabe kavlini zikreder ve hi­lafını tasrih eder, bâzan ona muvafakat eder, fakat onu başka bir delil ile takviye eder. Bu da öncekisi gibi zayıf bir tutumdur. Çünkü delillerin birbirini desteklemesi ve takviye etmesi eskiden ve yeniden ilim erbabı­nın alageldiği bir şeydir. Sonrakileri delil olarak zikretmeleri, önce zik­rettiklerinin delil olmadığına delâlet etmez. [2]
İbn-i Kayyım´m bu konuda dedikleri böyledir. Bundan da anlaşılıyor ki, Şafiî´nin yeni mezhebinde sahabe kavlini almadığım ileri sürenler, bu­nu bâzan sahabe kavlini reddetmesine istinad ettirmektedirler. Sahabe kavlini aldığı zaman da, bu almanın yönünü bildiren diğer bir delille bu­nu takviye eder. Burada işin doğrusu şudur: Şafiî birtakım usûl kurdu, bu usûlü yerli yerince sıraladı, onların dışına çıkmadı. O sah´âbe kavlini Kitab´dan, Sünnetten ve icmâ´dan sonra gelen bir delü olarak alır. Eğer sahabe kavlinin Sünnete muhalif olduğunu görürse onu bırakır ve Sün­neti alır. Çünkü sahabe kavlinin mertebesi, Sünnetten sonradır. Onun önünde delil olamaz. Hattâ onun şöyle diyerek sahabe fetvasından ötürü Hadîsin terk edilmesini hoş görmediği söyleniyor: "Çağdaşı olsam hüc­cetle mukabele edeceğim bir kimsenin kavlinden ötürü Hadîsi nasıl terk ederim?" [3]

işte bundan ötürüdür ki, bakıyoruz, Hadîsin sıhhati sabit olduğu za­man Şafii ona muhalif olan sahabe kavlini terk ediyor. Seçtiği sahabe kavlini başka bir delil ile te´yid ve takviye etmesine gelince, bunun da esası şudur: Ashâbdan muhtelif kaviller naklolunnıuştur, o, bunların içinden kendisince râcih bulduğu birini seçip alır ve bunu diğerlerine ne­den tercih ettiğini de beyan eder. Bu bir ietihad mertebesidir. Bahsimiz­de buna dâir bâzı vecihleri beyan edeceğiz. [4]



203- Şafii´nin Eski Ve Yenî Mezhebinde Sahabe Kavîllerînî Aldığına Dâir Er-Rîsâle Ve El-Üm´den İbareler:

Gerçekten İmam Şafiî, eski ve yeni mezhebinde sahabe kavîini al­makta, onu taklîd etmekte, onu kıyastan ileri tutmaktadır. Buna dâir na­killer, rivayetler çoktur. El-Üm kitabındakiler, delillere dâir olan bahsi­mizin başında naklettiklerimiz bunu gösterir. İşte bu konuda onun dedik­lerinden bir kısmını veriyoruz:

"Kitab ve Sünnet bulundukça onlara tabi´ olmak lâzımdır. Eğer Ki-tab ve Sünnetten delil bulunmazsa o zaman Hz. Peygamber´in ashabının sözlerine bakarız veya onlardan bîrinin sözünü alırız. Eğer Hz. Ebû Bekr´in veya Hz. Ömer´in ve Hz. Osman´ın sözlerini bulursak onları tak­lîd etmek bizim için daha sevimlidir. İhtilâf edilen mes´elede Kitab ve Sünnete en yakın olanı gösterir bir delâlet bulunmadığı zaman böyle ya­parız. Çünkü Müslümanların reisinin kavline tabi´ olmak gerekir. Sözünü insanların tutması gereken kimse, fetva veren diğer adamdan elbette da­ha meşhurdur. Zîrâ o adamın fetvası ya alınır veyahut terk olunur, ka-bûl mecburiyeti yoktur. Böyle müftülerin çoğu etrafındakilere, evlerinde ve meclislerinde fetva verirler. Avam onların dediklerine, imamın dediği kadar önem vermezler. Görüyoruz ki, imamlardan başlıyorlar, onlara Ki­tab ve Sünnet ilminden sorulur, onlar da bildiklerini söylerler. Sonra on­ların sözlerinin hilâfına bir haber nakil olunur, haber verenin bu sözünü kabul ederler. Allah´dan korktuklarından ve fazilet sahibi olduklarından hakikate dönmekten çekinmezler. Onun için sözleri muteberdir. Eğer imamların bir sözü bulunmazsa, dinde emânet makamında bulunan Re-sûlu´llâh´ın ashabının sözlerini alırız. Ashaba tabi´ olmak bizim için on­lardan sonra gelenlere tabi´ olmaktan daha evlâdır." [5]
Bu söz, Şafiî´nin, ashabının sözlerini aldığını göstermektedir, ihtilâf hâlinde ise o zaman sözlerini kuvvet derecesine göre sıraya koymaktadır. Eğer ashâb ihtilâf ettilerse Kitab ve Sünnetin delâletine en yakın olan sözü feeçip alır, eğer bu bakımdan aralarında bir fark yoksa, Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman gibi Hulefâ-yı Râşidîn´in, imamların seçtik­lerini alır. Çünkü onların sözleri meşhurdur, herkes onlara uyar. Bu bir ferde mahsus değildir. Meşhur ve umûmî olan söze uymak, başkasına uy­maktan elbette daha evlâdır. Çünkü İmamların, Halîfelerin görüşleri ted-kîk mevzuundadır. Zîrâ onlara Kitâb´ın hükmü, Sünnetin hükmü sorulur. Eğer nasstan bir delil bulamazlarsa ietihad ederler, istişare yaparlar. Sonra hüküm ve kararlarını bildirirler. Bu hükmü insanların sükûtla kar­şılaması onun doğruluğuna bir delildir. Eğer bu hususta bir Sünnet bu­lunduğunu haber verirlerse takva ve fazilet sahibi olduklarından kendi sözlerinden dönüp onu alırlar. Sözlerini herkese bildirdiklerinden görüşle­ri incelenip tenkide tabi´ tutulur, muhalefete mâruz kalır. İnsanların o görüşü kabul etmesi, ona muhalif bir Sünnet bulunmadığına delildir.

Eğer bu hususta Imâmü´l-Müslimîn´den bir söz bulunmazsa, diğer ashabın sözlerine tabi´ olunur. Bu hususu açıklayarak Beyhakî Şafiî´den sunu nakletmektedir: Eğer bir mes´ele hakkında Kitab ve Sünnetten bir delâlet bulunmazsa, Hz. Ebû Bekr´in, Hz. Ömer´in ve Hz. Osman´ın söz­leri benim için diğerlerinden daha sevgilidir. Eğer ortada ihtilâf, varsa, o zaman da Kitab ve Sünnetin delâletine uygun olan sözü alırız kif ihtilâf­lar bunda pek nâdir olarak hâli bulunur. Eğer delâlet bulunmaksızın ihti­lâf varsa o zaman ekseriyete bakarız. Eğer hepsi aynı derecede ise o za­man da bizce kaynağı en güzel olan söze bakarız. tmâmü´l-Müslimîn´in bir görüşü olmadığı veyahut görüşleri muhtelif olduğu zamanki durumu bu söz bize açıklamaktadır. İhtilâf hâlinde delâlete uygun olan sözü seç­mektedir. Bunlar arasında böyle olmayanlar azdır. Delil beyan olunmak­sızın ihtilâf ettilerse, o zaman ekseriyetin kabul ettiğini alır. Eğer birbi­rine benziyorsa veyahut ekseriyet bilinmezse, o zaman kendisince en gü­zel bulduğu sözü seçer alır. [6]


204- Şafiî Katında Sahabe Kavillerinin Dereceleri:

işte sahabenin ihtilâfları hakkında Şafiî´nin tutumu, onları derece­lendirmesi böyledir. İttifak hâlinde ise, ittifak ettiklerini alır. Eğer as-habdan birinden bir kavil naklolunur, ona muhalif bir rivayet de yoksa, o söz alınır.

Öyle anlaşılıyor ki, bu kaideleri tatbik ederken Şafiî, ihtilâf edilmiş sözlerin arasından Allah´ın Kitâbı´na en yakın olanı seçip alma imkânını bulmuştur. İhtilâfları veya icmâ´ları bilinmeyen bir sözün bulunduğu ga­yet nâdirdir. Er-Risâle´de aöhâbın kavilleri etrafındaki münakaşada şöy-le deniyor:

"Münazara yoluyla dedi ki: Allah´ın Kitabı, Peygamber´in Sünneti hakkındaki sözünden sonra icmâ´ ve kıyas hakkındaki sözünü de dinle­dim. Sahabe ayrı ayrı görüş sahibi olursa onların bu sözleri hakkında ne düşünüyorsun?"

Şafiî buna şöyle cevap veriyor: "Kitâb´a veya Sünnete, veyahut ic-mâ´a en uygun olanı alırız. Yahut en sağlam olan kıyası tercih ederiz."

Yine münazara yoluyla dedi ki: Ne dersin, ashâbdan birinin bir kavli bir görüşü varsa, diğerlerinin ona muvafakati veya muhalefeti ri­vayet olunmuş değilse, buna tabi´ olmak hususunda Kitab veya Sünnet­ten bir delil buluyor musun ? Yahut buna dâir bir icmâ´ var mı ki, bu de­diklerin bir habere dayanmış olsun?

Şafiî buna şöyle cevap veriyor: "Bu hususta Kitab´dan ve sabit Sün­netten bir eser bulamadık. Bakıyoruz, ilim erbabı onlardan birinin sözü­nü bir defa alıyor, başka defasında bırakıyor. Onlardan alıp kabul ettik­lerinde tutumları ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ashabın kavilleri ve fetvaları
« Posted on: 20 Nisan 2024, 01:53:39 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ashabın kavilleri ve fetvaları rüya tabiri,Ashabın kavilleri ve fetvaları mekke canlı, Ashabın kavilleri ve fetvaları kabe canlı yayın, Ashabın kavilleri ve fetvaları Üç boyutlu kuran oku Ashabın kavilleri ve fetvaları kuran ı kerim, Ashabın kavilleri ve fetvaları peygamber kıssaları,Ashabın kavilleri ve fetvaları ilitam ders soruları, Ashabın kavilleri ve fetvalarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes