> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam-ı Ahmed Bin Hanbel > Memuriyet kabul etmedi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Memuriyet kabul etmedi  (Okunma Sayısı 933 defa)
16 Eylül 2010, 20:35:35
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 16 Eylül 2010, 20:35:35 »



MEMURİYET KABUL ETMEDİ, HALİFELERDEN ATİYE ALMADI

73- Halifelerin İhsanını Almazdı:


Yukarıda bil münasebe gördük ki, Ahmed kimseden atiye ve ihsan cabul etmiyor, minnet altında kalmayı izzeti nefsine yediremiyordu. O "dinine o kadar dikkatliydi ki, helal ve tayyip, temiz olmıyan bir şey kabul etmiyor, şüpheli şeylerden, kirli maldan kaçınıyordu. Zekat hususuna o kadar önem veriyordu ki, kendi malından vereceği zekat miktarında en şiddetli kavli alıyor, geçimini sağladığı akarından olduğu gibi, oturduğu evinin bile zekatını verirdi. Bu hususta ihtiyatlı davranıyor, Irak´ı fethet­tiği zaman Hz. Ömer b. Hattab´ın verdiği fetvayı örnek alıyordu.

Ahmed b. Hanbel, halka, ilim ve Hadîs erbabına karşı böyle davra­nıp, izzeti nefsi incitmesin diye onlardan birşey kabul etmediği gibi, acaba halifelerden de birşey almıyor muydu? Beytülmal: Müslümanla­rın zekâtlarından diğer kanunî yollarla toplanmış mallardır. Bunlar umumun faydasına, mesalih-i âümmeye sarfolunur. Şüphesiz ki âlim­lere, Hadis ravilerine de yardım bu maldan yapılır, bu malı almak, halifenin malını almak değil, milletin malından almak demektir. O da bütün gayretini bu milletin Resulünün Hadislerini neşre sarfediyor, öyleyse neden almasın?

İmam Ahmed, halifelerin mallarına karşı daha çok zâhidce davra­nıyor, daha çekingen oluyordu, O malları almaktan nefret ediyordu. Bunu vazife karşılığı olduğu gibi atiye ve ihsan şeklinde almaktan da çekindi. Hattâ halifelerden ihsan kabul edenlerin malından birşey almı­yordu. Bu hususta o kadar şiddetli ve sert davranıyordu ki, herhangi bir zaman, ne veçhile olursa olsun, sultanın malından faydalanma, olanlardan bile birşey kabul etmiyordu.

Onun hakkında varit olan bir çok haberlerin özeti bunlar, aşağıda

bunun biraz açıklaması var.


74- Üstadı Şafiî´nin Kadılık Teklifini Reddetti:


İmam Şafiî (Allah ondan razı olsun) yerleşmek ve mezhebini yaymak üzere ikinci kez Bağdad´a geldiğinde. İmam Ahmed, ders halkasını kurmuş, ders okutuyordu. Ders meclisinden hiç ayrılmıyordu. Ancak sefer ve hazarda Hadîs talebi için dersini bırakıyordu. İmam Şafii baktı ki, İmam Ahmed, Abdurrazzak b. Hümam´dan Hadis öğrenmek için Yemen´e seyahat ediyor, Yemen uzak, yolculuk meşakkatli, Ahmed bu yolculukta çok zahmet çekiyor. Diğer yandan parası az, bu da başka bir dert. Ahmed´e iyilik yapmak istedi, o sıralarda Emin, İmam Şafii´den Yemen´e bir kadı seçmesini istemişti. Şafii düşündü ki, Ahmed için, Yemen kadısı olmakta ona fayda var, gidip gelme zahme­tinden kurtulacak. Abdurrazzak´tan zahmetsiz, kolayca Hadis dinleye­cek. Bu düşünceyle Ahmed´e, Yemen´e kadı olmasını teklif etti. İmam Ahmed bunu reddetti. Şafiî, belki fikrini değiştirir umuduyla, teklifini tekrarlayınca, Ahmed, üstadı olan ve çok saydığı bir kimse bulunan

İmam Şafiî´ye şöyle dedi:

«Ey Ebû Abdullah, senden bunu ikinci bir defa daha duyarsam, ondan sonra beni yanında göremezsin»[1]

İmam Ahmed üstadının bu şerefli teklifini reddetti. Çünkü o sade ilim için yaşamak istiyor, şüphe olmıyan helâlinden temiz mal almak diliyordu. Sonra, ilim yolunda zahmet çekmek, sevaba vesiledir, ayrıca O da İmam Ebû Hanife gibi kadılık vazifesi almaktan çekiniyordu.



75- Halifelerden İhsan Almakta Ulema Üç kısımdı:


İmam Ahmed, şüpheden hali olan maldan başkasını kabul et­mediğinden, son derece nezih davranarak, işaret ettiğimiz gibi, halife­lerin atiye ve ihsanlarını kabul etmiyordu. En büyük zorluk ve darlık içinde bulunduğu sırada bile bu husustaki katılığı devam etti.

Şunu belirtelim ki, bu konuda imamlar, büyük âlimler üç kısımdır, birinci kısım, sultan ve halifeden mal almayı reddeder, bu hususta nezih ve afif davranır. İmam A´zam Ebû Hanife ve Sevrî bunlardandı. İmam A´zam Ebû Hânife, sultanın malını,"hediyesini kabul etmemekle kendisini tehlikeye attığını biliyordu. Çünkt halife Ebû Cafer Mansur, kendisinin verdiği hediyeleri kabul edip etmemekle onun halifeye bağlı­lığını, sadakatini denemek istiyordu. Bununla beraber o kabul etmedi. Mansur´un adamları ondan hediyeleri alıp onları sadaka olarak dağıt­masını teklif ediyorlar, o bunu da kabul etmiyor. Çünkü, netice ne kadar kötü çıkarsa çıksın halifenin malının, velev ki kısa bir süre olsun, kendi malına karışmasını mülküne girmesini istemiyor.

. İkinci kısım ulemâ, halifelerin atiye ve hediyesini kabul eder, onu yoksulların ihtiyacına harcar, ilim ehlinden muhtaç olanlara yardım yapar. İlim ve din erbabının kendi şereflerine yakışır bir tarzda yaşama­ları için onlara yardım elini uzatır.

Bu kısmın başında Hasan Basri ile İmam Malik gelmektedir. İmam Malik, halifelerden almakta bir beis görmez, Çünkü o mal, müslü-manların malıdır. İnsanlara dinî işlerini öğretmeye kendilerini vakfetmiş olan ilim erbabı kadar, bu malda hakkı olan başka kim vardır. Alimler iyilikle emir kötülükten nehyetmektedirler. Onlar bu hususta gaziler, askerler gibidirler. Askerler ülkeye dü$man ayağı basmasın diye ser-hatlarda bekliyorlar, hudutta nöbet tutuyorlar. Yurt içine düşman sız­masın diye yurdu koruyorlar. Askerler böyle olduğu gibi âlimler de, bu millete kendilerini vakfettiler, milleti dalâletten koruyorlar, dalâlet gedik­lerinden milletin kalbine sapıklık sızmasını önlüyorlar. Hidayete ermiş­ken, ayaklar sapıp kötülük çukuruna düşmeye mani oluyorlar.

İşte İmam Malik´in bu konudaki görüşü böyle. Şüphesiz ki bunun dayanağı ve yönü vardır. Şu da bilinmeli ki, İmam Malik, şekli ne olursa olsun, hükümetin vâki halini kabul etmekte, ona saygı duymaktadır. Hâkim mevkide olanın hali ne olursa olsun onu ıslaha çalışmak, güzel nasihatle onu irşat etmek, uygun olan budur. Bu ise baştaki hâkimle görüşmekle, temas halinde olmakta sağlanır. Yoksa onlarla münase­beti kesip yan çizmekle birşey elde edilmez. Halifeyle münasebet kur­mak, bunu devam ettirmek onun verdiği hediyeyi kabul etmeyi gerekti­rir, reddetmeyi değil.

Üçüncü bir kısım var ki, bunlar birincilerle ikinciler arasında orta bir yol tutmuştur. Halifelerin teklif ettikleri vazifeyi kabul ederler, verilen hediyeyi, atiyeyi alırlar, fakat bunu sadaka olarak başkalarına dağıtırlar. İmam Şafiî bunlardandır. Harun Reşid´in teklif ettiği vazifeyi kabul etti. onun verdiği atiye ve hediyeleri aldı ve bunları sadaka olarak dağıttı. Ganimetten Muttalip oğullarına verilen payı almayı kabul etti. Onlar da Haşim oğullarından sayılmış olduklarından kendileri için hisse ayrılırdı, çünkü sulh ve harbde cahiliyet ve İslâm devirlerinde hep onlarla birlik olurlardı.


76- Ahmed ile Ebu Hanife Arasındaki Fark:


Görüldüğü üzere Ahmed b. Hanbel, İmam A´zam Ebû Hanife´nin mesleğini seçti, onun yolunu tuttu, onun gibi ne vazife aldı, ne de hediye kabul etti, ancak ikisi arasında fark olduğundan, İmam Ah-med´in durumu daha dikkat çekicidir. Çünkü fakirdi, Halifeden ve diğer­lerinden ihsan kabul etmiyor, hediye almıyorken, ihtiyaç içindeydi, üc­retle iş yapardı. Borç senedi yazıp para alırdı. Yoksulluğa katlanıp minnet altına girmezdi. Ebû Hanife ise zengindi, servet içinde yüzerdi. Bol para getiren ticareti vardı. Geliri çoktu, hiçbir şeye ihtiyacı yoktu. Hatta etrafındaki fukaraya, Hadis âlimlerine o yardımda bulunur, onla­rın ihtiyaçlarını karşılardı. Nice âlimler onun lütuf ve ihsanını gördüler. (Ebû Yusuf onun yardımıyla okudu).

İmam Ahmed, kendisine hususi olarak verilen hediyeleri almadığı gibi umumî surette toptan yapılan hediyelerden kendisine düşeni de almazdı. Anlatıldığına göre, Halîfe Me´mun, zamanındaki Hadis ulemasından bir zata bir miktar mal verdi ve onları Hadis âlimleri ara-sındataksim edip bölüştürmesini söyledi. Çünkü içlerinde ihtiyaç sahip­leri var, kendilerini ilme vakfetmişler, onlara yardım etmek istedi. Ahmed İbni Hanbel´den mâada hepsi verilen parayı aldı, ancak İmam Ahmed almadı.[2] Bu olay, Halife Me´mun, fukahayı ve Hadis âlimle­rini henüz sorguya çekmeden, onları Kur´an mahlûktur demeye zorlamadan önce olmuştu. O zaman Bağdad´daydı. Onun ulemayı sorguya çekmesi, gaza için çıktıktan sonra oldu. Ve bu çıkışında Anadolu´da Tarsus´da öldü. Sorgu işi hilâfetinin son yılında olmuştu.

İmam Ahmed´e hediye teklifi şüphesiz ki halife Mutasım ve Vâsık devrinde olmuş değildir. Çünkü onlar ihsan değil, belâ sundular, nimet değil, mihnet verdiler. O, kendisinin bu tür hediyelerle denenmesinden şikâyetçi değildi. Dayak faslından kurtulduğuna şükrediyordu. Her hususta Allah´ın kaza ve kaderine boyun eğmişti. O ancak O´ndan yardım diliyor, yalnız O´nun rahmetini umuyordu.


77- Şimdi de Halîfenin Hediyesini Kabule Zorlanıyordu, Ne Yapsın?


Mihnet ve belâ devri geçince, sükûn ve karar, huzur ve saadet devri başladı. Mütevekkil halife oldu. Bu defa da Ahmed, cisim bakımından değil, fakat manevî bakımdan, onun gibi takva sahibi olan bir kişiye ağır gelen bir imtihana tâbi tutuldu. Halife ona çok miktarda bir mal hediye edip bunu kabul etmesi teklifinde bulundu. Ahmed kabule, yanaşmadı. Ahmed reddetmekte ısrar etti. Haiife kabulde ısrar etti, kabul etmesi için araya elçiler koydu. Kendisi için almazsa bile, bunları kabul edip başkasına sadaka olarak dağıtmasını teklif etti. bununla Ahmed´in kırılan gönlünü tamir etmek istiyordu. Fakat Ahmed bir türlü kabul etmek istemedi. Ahmed halifenin malının kendi malına, kısa bir zaman dahi olsa, karışmasını istemiyordu. Çünkü ona göre nezih kimse­ler, bu mala el süremez, zira o mal başkasının hakkidir. Bu mal serhad-ları beklemek, düşmana karşı kuvvet hazırlamak, askerin teçhizatı içir sarfolunmak, yoksul, fakir kimselere verilmek, muhtaçların ihtiyacın gidermek içindir. Ahmed, kendisine bunlar arasında yer bulamıyordu Allah´ın lütuf ve keremiyle az d...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Memuriyet kabul etmedi
« Posted on: 27 Nisan 2024, 03:31:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Memuriyet kabul etmedi rüya tabiri,Memuriyet kabul etmedi mekke canlı, Memuriyet kabul etmedi kabe canlı yayın, Memuriyet kabul etmedi Üç boyutlu kuran oku Memuriyet kabul etmedi kuran ı kerim, Memuriyet kabul etmedi peygamber kıssaları,Memuriyet kabul etmedi ilitam ders soruları, Memuriyet kabul etmediönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes