> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam-ı Ahmed Bin Hanbel > Hanbeli fıkhı ve onu kaydedenler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hanbeli fıkhı ve onu kaydedenler  (Okunma Sayısı 1007 defa)
16 Eylül 2010, 19:10:52
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 16 Eylül 2010, 19:10:52 »



HANBELİ FIKHI VE ONU KAYDEDENLER


52- Yazdığı Kitaplar:


Yukarıda söylediğimiz gibi, İmam Ahmed, mezhebine kaynak olacak, müracaat olunacak bir fıkıh kitabı yazmadı. O yalnız Hadisleri yazardı. Ulema, onun fıkıh mevzularına dair bazı kitapları oluduğunu söylerler: Menasiki Kebir, Menasik-i Sağır, arkasında namaz kıldığı, fakat namazı yanlış kılan imam için yazdığı bir namaz risalesi var, ki bu basılmıştır. Bu kitaplarda da eser ve Hadis dolu. Onlarda kıyas, rey, fıkhı hüküm çıkarma gibi birşey yok. Nasslan anlatmak var. Namaz risalesi, Menasik-i Kebir ve Sagir, fetva itibariyle fıkıh ile ilgili ise Hadis Kitapları gibidirler. İbadete dair nasslan ete almış, amele dair rivayetlerle dolu. Yazdığı kitapların hepsi Hadis´e dair olup onların başında meşhur Müsned gelir. Tarih, Nasırı, Mensûh, Kitabullah´ta Mukaddem ve müahher, Ashabın Fezaili, iki Menasik ve Zühd kitabı. Bunlardan başka, Kur´an´daki meslekini beyan eden bir kitap, Cehmiyye´ye Red kitabı, Zındıklara Red kitabı da var ki, buna yukarıda işaret ettik ve İnanca dair görüşlerinden bahsederken bazı bölümleri aldık.

53- Fıkhın Ona Nisbeti


İmam Ahmed, fıkha dair bir kitap yazmadı, görüşlerini yazmadı, Ebu Hanife´in yaptığı gibi talebesine görüşlerini de yazdırmadı, bu Kibarla onun fıkhı hususunda tek dayanak: Talebesinin ondan yaptıkan nakillerdir. İşte burada, bu nakil hususunda, türlü bakımdan toz kaldı­rılmak isteniyor, gölgeler düşürülüyor.

a- İmam Ahmed hayatı boyunca fetvalarının yazılmasını, nakledil­mesini, yayılmasını hoş görmemiştir. Türlü vesilelerle bunu söyledik. Bu konuda şu rivayet olunur: Ahmed b. Hüseyin b. Hassan diyor ki, Bir adam Ebu Abdullah Ahmed´e: Bu meseleleri yazmak istiyorum, çünkü unutmaktan korkuyorum, dedi. Ahmed b. Hanbel ona: Yazma, çünkü ben görüşlerimin yazılmasını istemem, hoş görmem, dedi. Bir defa birinin onun dediklerini yazdığını yeninin içinde yazılar olduğunu gördü: Bir şey yazma, ben şimdi bir mes´ele söylerim, yarın ondan bakarsın dönerim, dedi.»[1]

Madem ki İmam Ahmed, ondan mes´elelerin nakil olunmasını istemiyordu, öyleyse ondan yazılanlar, o istemediği halde veya gizlice yazılmış demektir. O zaman nakil olunanlar gayet azdır. Eğer çoksa oniarda da hata vardır. Ondan nakil ve rivayet olunanlar, Ebu Hanife ve Mâlik ten nakit olunanlardan hiç de az değil. Bu yasağa rağmen, bunların çokluğu hataya yol açar, şüphe uyandırır.

b- Ondan çok rivayet eden talebesinden bazıları, ki fıkhının büyük bir kısmının kaynağı bunlardır, onların Ahmed´in görmediği bazı mes´eleleri ondan naklettiklerine dair sözler var. Mesela Harb Kir­manı ondan en çok rivayet yapanlardandır, Ahmed görmeden ondan dört bin mes´ele neşrettiğini söylüyor. Bu fıkhı nakil eden bir zat olan Ebu Bekir Hallal diyor ki, Harb´in rivayet ettiği bu 4000 mes´eleyi Harb, Ahmed´den telakki etmeksizin, ondan almadan rivayet etmiştir. İşte HaMal´ın sözünün metni:

«Bana dedi ki, ben eskiden tasavvufa dalmıştım. İlim dinlemekte ileri gidemedim. Bu mes´eleleri Ebu Abdullah Ahmed´e gelmeden önce ezberlemiştim. İshak b. Rahuy´e gelmeden önce bellemiştim. Bunlar dörtbin kadar, Ebu Abdullah´tan ve İshak b. Rahuy´den...»[2]

Hallal ki, Mâliki Mezhebinde Esed b. Fırat´ın ve Suhnûnun yeri ne ise, Hanbeli fıkhının ravisi de o dur, İmam Ahmed´den almadığı mes´eleler onun fıkhından gösteriyor. Bunlar az değil. Bu nakildeki şüpheyi gidermedikce onların nakli zan içindedir.

c- Fetvadan çekinen, esere bağlı olan, nass ve eser bulunmayan yerde tavakkuf eden, rey´e ancak zaruret halinde başvuran bu Hadisci imamdan nakil edilen mes´ele çok ve birbirine karşı olanlar da var. Halbuki o çok fetva vermez, farazi mes´eleler kurmaz, çok defa; bil­mem, derdi. Bu konuda İmam Mâlik e ve İbni Uyeyneye benzerdi. Bu mes´elelerin çokluğu onun az fetva vermesiyle nasıl bağdaşır? Onun: bilem, demesini sık sık kullanması ve ancak zaruret halinde fetva vermesi yanısıra bir de fıkıh mes´elelerinin kendisinden nakli yasaklar­dı.

d- İmam Ahmed, Horasan´da onun namına yayılan bir çok mes´eleden rücu´ etmiş ve onların kendisine nısbetini reddetmiştir. Reddettiği bu mes´elelerin ona nisbeti nasıl doğru olur? Bunların ondan nakli doğru olamaz.

İmam Ahmed´den naklolunan fıkıhta kaviller birbirine çok zıttır, bunların bir kişiye nisbetini akıl zor alır. Hanbeli fıkhından bir kitabı aç, bir çok mes´elelerde: Evet veya hayır yani olumlu veya olumsuz cevap­larla karşılaşırsın. Mesela bir kitabı açalım, gözümüz Zekat bahsine rastladı. Zekat toplayan memur zekat miktarından fazla zekat alırsa, bu ziyade gelecek yıl zekatına sayılır mı? Sayılmaz mı? Memura verilen hediye zekattan mıdır? Değil mi? İşte kitabın yazdıkları:

«Eğer zekat memuru, hakkından fazla alırsa, bu gelecek yıl zeka­tına sayılır, nass böyledir. Ahmed (Allah rahmet eylesin) memura veri­len hediye ziyade hükmündedir, zekata sayılır. Yine ona göre sayılmaz rivayeti var, Eğer zekat miktarı fazla takdir edilirse, bu ziyade zekattan sayılır mı? İki rivayet var.»[3]

Kitabın sahifelerini karıştırdıkça, bu gibi ihtilaflar bulacaksın. Bun­ların arasını bulmak, uzak, yakın birleştirmek için sarf olunan gayretlere rastlayacaksın. Bunlar da, imama nisbeti dolayında şüphe uyandırabi­lir!


54- Onu Fakih Saymayanlar:


İşte Hanbeli fıkhı etrafında kaldırılan tozlar bunlar. Buna şunu da ilave edelim ki, eskilerden bir kısmı, İmam Ahmed´Hukahadan sayma­mıştır. İbni Cerir Taberi onu fakıh saymadı, İbni Kuteybe ki onun çağına çok yakındı, onu fakih değil, Hadis âlimi addetti. Eğer bu fıkıh külliyatı o zaman tanınmış ve meşhur olsaydı, sahibini fakih yapar, bu zatlarda onu fukaha listesinden çıkarıp hazf edemezlerdi. Çünkü bu fıkıh mecmuası ile o birinci sınıf bir fakih olmaya layıktır.Bu fıkıh mecmu­asının ona nisbeti sahih ise, ondan rivayet olunan fakıh mes´eleieri, riva yet ettiği Hadislerden az kalmaz, belki daha çok olur.



55- Fıkhın Ona Nisbeti Hakkındaki Şüpheler Yersizdir:


İmam Ahmed´e nisbet olunan Hanbeli Fıkhı üzerine düşürülmek istenen gölgeler bunlardır. Biz bu tozu ve gölgeyi söylerken şunu belir­telim ki, bazı gözler, toz perdesinin arkasındaki hakikatleri göremezler. Öyleyse hemen ilave edelim: Nesiller boyunca ulema bu fıkhın imam Ahmed´e nisbetini kabul etmişlerdir. Biz tarihi mes´elelerin doğrulu­ğunu incelerken, nesiller boyu ulemanın kabul edip benimsediği bir şeyi, onu reddeden bir delil bulunmadıkça, asla inkar edemeyiz. Zira ulemanın asırlardan beri onu kabul etmiş olması, zahiri, ona şahit kılar, zahirin şehadet ettiği şey sabittir ve kaimdir, hilâfına delil olmadıkça, durur. Yukarıda sıralanan beş nokta halindeki zanlar, ulema nezdinde sabit olan bir şeyi çürütecek bir delil sayılamaz. Ulemanın kabul ettiği kuşaktan kuşağa aktardığı bu mezhep, haktır.

ulemadan, Ahmed´i fakıh saymayan varsa da, bu kendisini en fazla Hadise vakfetmesinden doğmuştur. Fetva ve mes´eielere verdiği ce­vaplar, daa ziyade fıkhın fer´i mes´eleleriyle, tahriciyle uğraşması ne-vindendir. İmam Mâlik gibi, fıkhı bir metodu olup Hadis çalışmalarını onun ışığında yapıyor değildi. Yahut Ebu Hanife gibi rivayetleri, bir fakih gözü ile yorumlayıp hakkında nass bulunmayan mes´eleleri on­lara tatbik etmiyordu. Veya Şafiî gibi usul-ü fıkıh kaidelerini kurmuş, fıkıh çalışmalarına bir kolaylık sağlamış da değildi. O kıyasla hüküm vermiyor, fıkıh kaidelerini naslara tatbik etmiyorsa, bu onun fakih olma­dan önce, Hadis alimi olmasındandır. O Hadis çalışmalarını, onlardan hüküm çıkarmak için yapmadı, belkide ondan Hadis çalışmalarını, biz­zat maksut olan bir gayeydi ki, Hadise hizmet etmek, Resulün ilmini öğrenmek ve öğretmek. Sonraları insanlar onu İmam tanıyıp fetva sormaya başlayınca, mecburi bu işe girdi. Sahabe veya tabiinin büyük­lerinden bu konuda bir fetva varsa, onu söyler, başka birşey aramazdı. Sahabe vğya tabiinin ulularından bir fetva ve eser yoksa, o zaman kendisinin bulduğu cevabı verirdi, ancak zaruret halinde kıyas yapardı. Onun fıkhı esere dayanır. Onun için ona, önce de söylediğim gibi, Hadisci dediler.

İmam Ahmed, kendisinden mes´eleleri nakletmelerini talebe­sine yasaklamakla beraber, bazen nakil olunanları tasdik etmeğe mecbur kalır, hatta bazen naklolunanın sıhhatini sağlamak için kendi yazı­sıyla yazdığı bile olurdu. O verdiği fetvaların, mes´elelerin bu kadar çok yayılacağını hesap etmemişti. O dinde reyle hüküm vermekten çekinir­di. Dinde o kadar ihtiyatlı davranırdı ki, zaruret dolayısıyla verdiği fetva­ların sorumluluğu altında kalmasın diye, onlardan döndüğünü bile ilan etmiştir. Böylece zühd ve takva içindeydi. Rivayet ettiği mes´elelerden döndüğünü duyunca, Kevseç, yukanda geçtiği üzere, ona gelmiş ve mes´eleleri ona arzedip, tasvibini almıştır.[4]


56- Fetvaların Çokluğu ve Görmeden Naklin Sebepleri;


Henbeli fıkı etrafındaki şüpheleri dağıtmak için aydınlanmamız gereken iki mes´ele kaldı: Kendisinden nakli istemediği halde bu nakil­lerin çokluğu, bazı talebelerinin ondan almadıkları bir çok mes´eleleri nakletmeleri...

kimam Ahmed´in, Kur´an mahlûk mu mes´elesinde gösterdiği ce-lâdetden, uğradığı felaketten sonra, bütün İslam ülkelerinde büyük bir din alimi olarak namı yayıldı. İnanç, Hadis ve fıkıh hususunda imam tanındı. Bu olaydan sonra 20 yıldan çok yaşadı, halk onu imam tanıdık­larından, mes´eleleri çözmek için ona başvururlardı. Bu konuda fetva işlerini, Kur´ân mes´elesine dalıp aşın giden Bişr Merisi ve arkadaş­ları gibilerine mi bıraksın. Onları, sayıyordu. Öyleyse bildiği eserlere uyarak fetva vermesi, halkı irşad etmesi, en doğru yoldu. Hadiste bulamazsa o zaman reyiyle fetva verirdi. Bunlarda da sünneti gözü-nünde...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hanbeli fıkhı ve onu kaydedenler
« Posted on: 26 Nisan 2024, 00:37:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hanbeli fıkhı ve onu kaydedenler rüya tabiri,Hanbeli fıkhı ve onu kaydedenler mekke canlı, Hanbeli fıkhı ve onu kaydedenler kabe canlı yayın, Hanbeli fıkhı ve onu kaydedenler Üç boyutlu kuran oku Hanbeli fıkhı ve onu kaydedenler kuran ı kerim, Hanbeli fıkhı ve onu kaydedenler peygamber kıssaları,Hanbeli fıkhı ve onu kaydedenler ilitam ders soruları, Hanbeli fıkhı ve onu kaydedenlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes