> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam Ebu Hanife > Mutezile
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mutezile  (Okunma Sayısı 974 defa)
16 Eylül 2010, 14:42:32
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 16 Eylül 2010, 14:42:32 »



MUTEZİLE

  129- Mutezile Ne Zaman Çıktı?


Mutezile fırkası Emevîler devrinde ortaya çıktı. Fakat asıl Ab­basîler devrinde uzun zaman İslâm efkârını meşgul etti.

Hulefâ-yı Râşidin zamanında ve Emevîler devrinde Irak´ta muhtelif dinlere mensup birçok milletler sakin idi. Bunların için­de Irak´ın eski sekenesi olan Geldâniler, İranlılar, Hıristiyanlar, Yahudiler ve Araplar vardı. Bunların çoğu Müslüman olmuştu. Bâzıları Müslümanlığı, kafasında yerleşmiş olan eski malûmatın ışığında anladı ve ona içine sinmiş olan renge göre yeni bir renk verdi. Onun anlayışına göre bir akîde ortaya çıktı. Bâzıları Islâmı, safi kaynağından, temiz menbamdan aldı. Gönlüne sâfiyet-i asliye-siyle yerleştirdi. Fakat şuurunu ve arzulan hâlis değildi. Farkına varmadan eskiye meyil arzuları uyandırdı. Psikoloij bilginlerinin dedikleri gibi, şuur altı yoluyla eski sezgiler sızıyordu. Onun için EnuVül-Mü´minîn Hz. Ali zamanında islâm ülkelerinde fitneler coşup kaynaşmağa başlayınca, Irak´ta uyumakta olan o eski arzu­lar yer yer yeniden uyandı. İçlerinde gömülü olan fikirler açığa vuruldu. Irak´ta ve etrafında Hâriciler ve Şia meydana çıktı. İşte bu re´y ve görüş kaynaşması içinde Mutezile fırkası da türedi.

Ulemâ bu fırkanın ne zaman çiktiğıada ihtilâf etmişlerdir. Bâ­zıları onun ilk meydana çıkışını şu hâdiseye bağlar: Hz. Ali´nin oğ­lu Hz. Hasan, Müslümanlar arasında boş yere kan dökülmesin diye Hilâfeti Muâviye´ye bıraktığı zaman, Hz. AH taraftarlarından bir kısmı siyasetten çekilerek kendilerini ibadet ve itikat umuruna verdiler. Ebu Hüseyin tarâifî: (Ehl´ül-Ehva vel-Bidâ) adlı kitabın­da bunlar hakkında diyor ki:

«Bunlar kendilerine Mutezile nammı verdiler. Zira Hz. Ali´nin oğlu Hz. Hasan Muâviye´ye bî´at edip bütün umuru ona teslim edince bunlar Hasan´dan da, Muâviye´den de, hattâ bütün halktan ayrıldılar. Evlerine çekildiler. Mescitlere kapandılar. İlim ve ibâ­detle meşgul oluruz, dediler.»

Ekseriyete göre Mutezilenin başı. Vasıl b. Atâ´dır. Hasan Bas-ri´nin ilim meclisinde bulunuyordu. O çağda bütün zihinleri kur­calayan büyük günah irtikâbı mes´elesi ortaya atıldı. Hasan Basri görüsünü söyledi. Vasıl, üstadı Hasan Basri´ye muhalefet elti Ve büyük günah işleyen mü´min değildir, o küfür ile´îman arasında bir mertebededir, dedi ve üstadının meclisinden ayrılarak başka bîr

ders halkası kurdu. Bunun için onlara, ayrılan mânâsına, Mntezile denildi.

Müsteşriklerden bâzıları ise onlara Mutezile denilmesinin se­bebini başka buluyorlar: Onlar dünyadan yüz çevirmiş, kendileri­ni ibadete vermiş muttaki kimseler, dünyadan ayrılmışlar, dünya­dan yüz çevirip uzlete çekilmişler mânâsına gelen bir vasıf imiş! Fakat bu fırkaya mensup olanların hepsi böyle değildir ki, içlerin­de mâsiyet işlememiş kimseler de var, muttakîler de var. Bâzıları ebrârdan İse, bâzıları fâcırlerden.


130- Mutezile Mezhebi


Ebû Hasan Hayyat (întisar) kitabında diyor ki : Bir kimse Mutezilenin esası olan beş aslı kabul etmedikçe, Mutezile ismini almağa hak kazanmaz. Onlar da:

1- Tevhide 2- Adalet, 3- Vaad ve vaîd, 4- îki mertebe arası, 5- Mârufla emir, kötülükten nehiydir. Bir insanda bu beş haslet tam olarak bulunursa o Mutezile mezhebinin esası bu beş şeydir. Bu yoldan ayrılan onlardan olamaz. Bu beş asıldan herbîri-ni kısaca bahsedelim :

1- Tevhid : Mutezile mezhebinin Özü budur. Ebû Hasan Eş´-ari´nin Makâlât´ül-îslamiyyin kitabında dediği gibi tevhid demek: Allah birdir, O´nun misli yoktur, işitir, görür fakat cisim, suret, şahıs, cevher, araz da değildir, Renk, koku, tat, hareket, hurudet, rutubet gibi şeylerden uzaktır, bunlar cevher ve arazın" vasıfları­dır. O herşeyî ihata eder, içine alır, mahlûklardan hiçbirinin vasıf­larıyla O vasfolunmaz. O akla gelen her tasavvurun üstündedir... Âlim, Kaadir, Hayy olarak devam eder, Gözler O´nu görmez. Ve­himler onu ihata edemez.. Tek kadîm olan odur. O´ndan başka Tan­rı yoktur. O´nun ortağı ve dengi yoktun Yarattıklarını yaratmakta O´nun yardımcısı yoktur. Yarattıklarını eski bir örnekten alarak yaratmış değildir.[1]

Mutezile tevhid hususunda gayet titiz davranır. Allah eşyadan hiç birine benzemez. Cisim ve cihetten münezzeh olduğundan âhı-rette Allah´ın gözle görülmeyeceğine kânidirler. Onlarca Sıfat, Zat­tan başka değildir. Yoksa kadîmlerin çok olması icap eder. Taad-düd-i kudemâ ise bâtıldır. Onlara göre Kur´an mahtûktur. (Bu ba­his biraz kısaltılmıştır.)

2- İkinci esasları adalettir. Mes´ûdi, Murûcuz-zehep´de bunu şöyîe açıklıyor: «Allah´u Teâlâ fesadı sevmez, kulların ef´alini ya­ratmaz, Allah´ın verdiği kudretle kullar Allah´ın emir ettiklerini işlerler. O ancak murat ettiğini emreder. Kerih gördüğü şeyi *ıeh-yeder. Emir ettiği iyilikleri sever. Nehyettiği kötü şeyden uzaktır. Tâkatları olmıyan şeyleri kullara emretmez. Güçleri yetmiyen şe­yi onlardan istemez. Bir kimse ancak Allah´ın verdiği kuvvetle eli­ni yumup açar. Onlara bu kudreti veren Allah´tır. İsterse alır yok eder. Dileme halkı itaata mecbur eder, mâsiyyetten meneyler. Bu­na kaadv.-.İir. Bunu yapmıyor, çünkü o zaman kulları imtihana çek­menin mânâsı kalmaz.»

Bu eMila; kul fi´linde muhtar değildir, diyen Cehmiye´ye cevap vermiş oluyor. Bunu zulüm sayarlar. Çünkü bir şahsa bir şeyi hem emir etsin, hem de ona muhalefete zorlasın, böyle emirde mânâ yoktur. Bir şeyden nehyedip sonra da onu yapmağa mecbur tut­mak olmaz. Cebriye ise buna kail, bu asla dayanarak kul kendi

fi´lini yaratır, dediler. Fakat Allah´ın acizden tenzih elmek mânâ­sını da düşünerek bu, Allah´ın kulda yarattığı ve ona verdiği kuv­vetlerle olur, hakikî Halik O´dur dediler. Bu kuvveti kula veren Al­lah´tır, Allah bu. verdiği kuvveti geri almağa, kaldırmağa kaadirdir. Teklif umuru tam olsun diye bu kuvveti kula vermiştir.

3- Va´d ve vaîd : Yani iyilik yapanlara sevap vaad etmek kötülük işleyenlere azap vermek demektir. Tevbe etmedikçe, bü­yük günah işleyenleri affetmez.

4 - îmanla küfür arasında bir mertebe tâyini mes´eîesi ise şudur: Şehristânî bunu şöyle anlatıyor: «Vasıl îbn-i Atâ demiş ki: iman bir takım iyi hasletlerin mecmuundan ibarettir. Bunlar kim­de varsa sahibine: mü´min, denir. Mü´min medih ismidir. Fâsikta bu vâsıflar toplanmaz. O medih ismine lâyık değildir, ona mü´min denilmez. Fakat fâsık, kâfir de değildir. Çünkü keiime-i şahadeti söylüyor, diğer hayırlı işler de yapıyor, fakat o büyük günah işle­miş olduğu halde tevbe etmeden bu dünyadan giderse Cehennem ehlinden olur. Çünkü âhirette iki zümre vardır: Bir zümre Cennette, diğer zümre Cehennemde. Fakat fâsıkın azabı biraz hafif olur. Kâfirlerin üstünde bir yerde bulunur.»[2]

5- İyilikle emir, kötülükten nehy esasına gelince islâm dâ­vasını neşretmek için bunu yapmak mü´minîere vâcibdir. Sapmış­lara doğru yolu göstermek, azgınlar) irşad etmek lâzımdır. Herkes bunu gücünün yettiği kadar yapar. Söz ve kalem sahipleri sözle ve kalemle; kılıç sahipleri kılıçla vu vazifeyi yerine.getirir.


132- Bu Esaslara Göre Buldukları Deliller


Mutezile, akideleri izahta, naklî delillere değil, aklî delillere dayanırlar, akla itimatları o kadar fazla idi ki, bunu ancak şeriatın emirlerine olan hürmetleri tahdit edebilirdi. Her mes´eleyi akla vurrular, aklın kabul ettiğini alırlar, kabul etmediğini bırakırlar­dı. Onlara bu tarzda akılla araştırma usulü şu yollardan gelmiştir:

a- Irak´da ve İran´da bulunmaları, buralarda eski medeni­yetlerin ve kültürlerin seslerinden izler kalmıştır,

b- Arabın gayri soylardan olmaları, ekserisi mevâlidendi.

c- Muhaliflerine cevap verme zorunda kaldıklarından akla müracaatları.

d - Yahudilerle, Hıristiyanlarla temasları olduğundan eski felsefe görüşlerinin çoğu onlara geçmişti.

Akla itimat etmeleri neticesi olarak onlar eşyanın hüsün ve kubhu mes´elesinde: Güzel ve çirkin olmaları hususunda akıl ile hüküm verir aklı hâkim yaparlardı: Maarifin iyi olduğunu akıl bilir. Maarif akıl nazarında vâcibdir. Nimeti verene şükretmek, bu­nu başkasından duymadan önce de insana lâzımdır. Güzellik ve çirkinlik güzel ve çirkin olanın birer zâti sıfatıdır.[3]

Cübbâî diyor ki: «Her mâsiyet ki, Allah´u Teâlâ onu emir et­mesi caizdi, onu nehyettiği için çirkin oldu. Allah´ın mubah kılma­sı caiz olmıyan mâsiyet ise lizâtiht kabihtir, cehalet gibi. Allah´u Ttâlâ´mn emir etmemesi de caiz olan herşey Allah emir ettiğinden dolayı güzel olmuştur. Ancak emir edilmesi caiz olan şeyleri ise li-zâtihi güzeldir.[4]

Buna göre Allah´a şâlih ve aslah yani yararlı ve en yararlı ola­nı yaratmak lâzımdır, dediler. Cumhur ise şuna kaildi: Allah´u Teâlâ´dan ancak sâlih ve faydalı şeyler sâdır olur ve lâzım olan da budur. Allah´u Teâlâ´nın yaptığı herşey sâlihtir, faydalıdır. Sâlih olmıyan bîr şeyi yapmak Allah hakkında mümkün değildir.


133- Îslamı Müdafaaları


Mecûsi, Sâbiî, Yahudi, Hıristiyan ve sair çeşitli milletler İs­lama girdiler. Kafalarına eskiden o dinlerin talimatı dolmuştu. Bunlar onların iliğine, kemiğine işlemişti. îslâmı da onların ışığı altında anladılar. İçlerinde Öyleleri vardı ki, kuvvet korkusundan Müslüman görünüyor, içinde başka şeyler gizliyordu. Bunlar Müs­lümanlar arasında dîni bozacak şeyler yapmağa akidelerde şüphe uyandırmağa başladılar. Allah´ın inzal buyurmadığı fikir ve re´yle» ri araya soku...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mutezile
« Posted on: 29 Nisan 2024, 09:26:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mutezile rüya tabiri,Mutezile mekke canlı, Mutezile kabe canlı yayın, Mutezile Üç boyutlu kuran oku Mutezile kuran ı kerim, Mutezile peygamber kıssaları,Mutezile ilitam ders soruları, Mutezileönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes