> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam Ebu Hanife > Giriş
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Giriş  (Okunma Sayısı 2184 defa)
16 Eylül 2010, 22:19:53
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 16 Eylül 2010, 22:19:53 »



GİRİŞ

1- Ebû Hanîfe Hakkında Söylenenler

Şahabedin Ahmed b. Hacer Heysemî, Hayrat´ul-Hisan adlı ki­tabında şöyle diyor: «Bir adamın hakkında insanların birine aykı­rı iki zümreye ayrılması, o adamın şeref ve mevkiinin yüksekliği­ni gösterir. Bakınız Hz. Ali hakkında nasıl oldu: Onun uğrunda iki zümre helake maruz kalmıştır: Aşın derecede sevmekte ifrata dü­şenler, ona düşmanlıkta ileri gidenler...»

Çok doğru olan bu söz, îmâm-ı A´zam Ebû Hanîfe´ye de tıpa­tıp uymaktadır. Çünkü bazı insanlar ona taraftarlıkta o kadar ile­ri gitmişlerdir ki, onu peygamberler mertebesine yaklaştırdılar. Tevrat´ın onu müjdelediğini iddiaya kalkışmışlar. Hz. Muhammed (A.S.) onun ismini zikretmiş ve ümmetinin çırağı olduğunu haber vermiş, dediler. Ona Öyle sıfatlar ve menkıbeler uydurdular ki, onun mertebesini aştılar, derecesini geçtiler. Bâzı kimseler de ona hücumda ileri gittiler. Zındıklık, ana caddeden ayrılmak, dini if­sat etmek, Sünneti bırakmak, hattâ Sünneti bozmak gibi isnadlar-da bulundular. Sıhhatsiz, delilsiz fet\â veriyor dediler. Bu hücum­larında ma´kul tenkit haddini aştılar, bu görüşleri bir araştırma­ya ve incelemeye asla dayanmıyordu. Bu gibiler delilsiz ve ted-kiksiz rastgele tezyif etmekle kalmadılar, düşmanlıkta o kadar ile­ri gittiler ki, oriun şahsına, dinine ve îmanına bile ta´n ile hücum ettiler. .


2- Bu Hücumlar Neden Îlerî Geliyordu?


Bunlar îmâm-ı A´zam Hazretleri sağken oluyordu. O, kendisi­ne arzolunan mese´le hakkında bir hüküm ve karara varmak için talebeleriyle ilim halkalarında müzakere yaparak tahriç ettiği Ha­dîsleri vazettiği kıyas ve kaideleri için uğraşıp, düzgün kıyaslar, uygun içtihatlar için üzerine hüküm kılınacağı illet ve sebepleri beyan edip dururken böyle yapılıyordu!

Onun hakkında bu ihtilâflar acaba neden ileri geliyordu. Bu­nun sebepleri ne idi? İleride yeri gelince bu bahse temas edeceğiz. Ancak bur da o sebeplerden birini, diğerlerinin esası sayılabilecek olanını hemen açıklıyalım ki, o da şudur: Ebû Hanîfe hâiz ol­duğu şahsî nüfuz ve ilmî kudreti ile fıkha öyle bir istikamet verdi ki, bu ders halkasının hudutlarını aştı, hattâ kendi muhitini geçe­rek diğer îslâm ülkelerine yayıldı, islâm devletinin .birçok yerlerinde onun görüşünden ve düşüncelerinden bahsedilir oldu. Bun­lar muvafık, muhalif herkesçe duyuldu. Muhalif olan beğenmiyor­du, muvafık olan ona taraftar çıkıyordu. Yalnız naslara bağlanıp başka şeye bakmıyan birinci grubu muhalifler, dinde re´y ve kıya­sı mutlak olarak bid´at sayıyorlar, bunları şiddetle inkâr ediyor­lardı. Çok defalar vera´ ve takva sahibi olan o büyük imâmın kail olmadığı şeyleri onun görüşü hilâfına dahi olsa, öyle imiş gibi he­sap edip ona ezbere hücum ediyorlar, delilini ve söyleyenini bil­meden, bîd´at görüşü diye dil uzatıyorlardı. Belki de îmâm-ı A´zam´ı görseler, onun delilini ne veçhile olduğunu bilseler, hücum eden bu keskin diller biraz hafiflerdi. Hattâ belki onu takdir edip ona muvafakat ederlerdi. Bu hususta şunu rivayet ederler: Ebû Hanîfe ile çağdaş olan Suriye´li fakîh Evzâî bir defa Abdullah b. Mübârek´e sordu:

? Kûfe´de çıkan ve Ebû Hanîfe denen bu bid´atçı kimdir?

İbni Mübarek buna cevap vermedi. Yalnız gayet ince ve müşkil bâzı mes´eleleri ortaya atıp onların anlaşıhş tarzını, fetvalarını arzetti. Evzâî´nin bunlar hoşuna gitti ve:

? Bu fetvaları veren kim? diye sordu. O da :

? Irak´ta gördüğüm bir üstad, dedi. Evzâî:

? Bu, üstadlarm en şereflisi; git, onunla çokça görüş, dedi. O zaman îbn-i Mübarek:

? İşte Ebû Hanîfe budur, cevabını verdi.

Sonraları Ebû Hanîfe ile Evzâî Mekke´de buluştular, görüştü­ler. İbni Mübârek´in zikrettiği bâzı mes´eleleri müzakere, müba-hase ettiler. Ebû Hanîfe onlar hakkındaki görüşünü açıkladı. Ay­rıldıktan sonra Evzâî, Abdullah b . Mübârek´e : «Doğrusu ben, bu zatın ilminin çokluğuna, aklının üstünlüğüne hayran kaldım. Ona gıpta ettim. ALLAH´tan af dilerim, ben onun hakkında gayet yanılı­yormuşum. Sen -ondan ayrılma, o bana eriştirdiklerinden çok bambaşka imiş» [4]dedi.

Ebû Hanîfe Hazretleri, kuvvetli şahsiyeti, derin tesiri, geniş nüfuzu ile beraber aynı zamanda fetva verme ve hüküm çıkarmada,

Hadîsleri anlama ve onlardan ahkâm alma hususunda yeni bir tarz ve buluş sahibiydi. Bu usulünü talebeleri arasında olduğu gibi on-larîa görüşenler içinde de otuz seneden fazla bir müddet yaymağa gayret etti. Böyle bîr durumda olan kimse elbette ki, acı tenkidlere hedef olacaktır, hattâ şahsına hücumlar yöneltilecek, görüşleri tez­yif olunacak »aleyhinde bulunanlar çıkacaktır.


3 - Haksız Hücumlara Karşı Onu Müdafaa Edenler


Hicretin dördüncü asrında, mezhep taassuplarının alıp yürüdü­ğü ve fıkıh âdeta bir mezhebe şiddetle taraftar olanlar arasında mücadeleden ibaret sanıldığı devirlerde, Ebû Hanîfe´nin taraftar­ları ile karşı taraf arasında münazaa ve münakaşalar çok artmıştır. ( Bunun için evlerde, camilerde münazaralar yapılırdı. Hattâ bir ma­tem toplantısında bile fıkıh münazaraları ve mezhebler etrafında münakaşalar cereyan ederdi. Herkes imamım müdafaa eder, ona taraftar çıkardı. îşte bu asırda imamların menkıbeleri toplanıp menâkıb kitapları yazıldı. Bunlarda herkes kendi imamını bol bol medh u senada bulundu, diğerlerine ait satırları hücumla doldurdu.

Bu mücadeleler, bilhassa Hanefîîerle Şafîîler arasında pek şid­detli oluyordu. Onun için. bu iki imam, Ebû Hanîfe ve Şafii , acı hü­cumlara hedef oldular. Taraftarları ise, her ikisine de, imamların kendilerinin asla arzu etmedikleri, hattâ ALLAH huzurunda onlardan teberrî edecekleri bâzı meziyetler ve sıfatlar yakıştırdılar.

Ebû Hanîfe Hazretleri, en fazla hücuma hedef olmuştu. Çün­kü onun re´y ve kıyası çokça kullanması; Hadîs hakkındaki bilgi­si, takvası hüküm vermesi ve sair hususlarda ona hücum için açık bir gedik olarak kullanılıyordu.´ Koyu mezhebci mutaassıplar ona atmadık ok bırakmadılar, hücumda hak ve insafı bir yana bırakıp hiçbir şeyden çekinmediler. Hattâ Safirlerden bir kısmı, işin bu kadar ileri gitmesini hoş görmediler. Bunu vebali mucip gördüler, hak yoldan sapma saydılar. İçlerinden Ebû Hanîfe hakkında insafı elden bırakmıyanlar çıktı. Ebû Hanîfe´nin güzel menâkıbı hakkın­da eserler yazanlar ve Şafiîlerden, fazla taassup gösterenlere cevap verenler oldu. Meselâ görüyoruz ki, Şafiî olduğu halde Celâleddin Süyutı ortaya çıkıyor ve (Tebyiz´us-Sahife fî Menakıbîl İmam Ebî Hanîfe) adlı bir eser yazıyor.. Yine Safi mezhebinde olan Sabahad-din Ahmed b, Hacer Heysemî Mekkî ,(E1-Hayrat´ul-Hisan fî Menâ-kıb´ıl-îmâmil A´zam Ebî Hanîfe Numan) unvanı kitabını kaleme alıyor. Yine .görüyoruz ki, tmam Şa´ranî, (Mîzan) adlı eserinde Ebû Hanîfe´den sitayişle bahsediyor ,onu müdafaa eyliyor. Onun mes´ele alıp hüküm çıkarma yolunun doğruluğunu-açıklıyor (Ta-bakât) ırida onun evliyaullahtan olduğunu, velayet mertebesine erenlerden bulunduğunu söylüyor.


4 - Hakikati Meydana Çıkarma Güçlüğü


Görülüyor ki, Ebû Hânîfe hakkında yazacak olan muharririn önünde yol açık ve işlek değil. Olaylar karışık bir halde. Tıpkı top­rak içinde bir yığın halinde bulunan maden cevherleri gibi. Cevheri topraktan ayırabilmek için potada eritmek lâzım, sonra bu eritme ameliyesi de çok karışık, ayrılan cevherler etrafa parça parça sa­çılmış bir halde darma dağınık. Birbirine uygun bir halde sıralanr mış bir fikir vahdeti halinde değil. O dağınık parçaları bir araya getirmek lâzım. Tâ ki, o şahsın akit, ruhu, hüküm verirle metodu, talebelerine telkin ettiği görüşlerinin ne olduğu açıkça meydana çıkabilsin.

Menakıp kitapları pek çok. Fakat bu çokluk hedefe götürüyor yolu aydınlatıyor demek değildir. Zira bunlar mübalâğaların hâ­kim olduğu haberlerden ibarettir. Bunlarda mübalâğadan hâli olanlar hemen yok gibi. Doğru ve sağlam olanı çürüğünden ayıra­bilmek için doğru tenkid ölçülerine ihtiyaç vardır. Bunlardaki ha­berler ne toptan reddolunur, ne de toptan kabul edilir. Çünkü, iç­lerinde doğru olan da var, olmıyan da var. Doğruyu ayırabilmek için tetkik süzgecinden´ geçirmek lâzım. Bu durumda biz hâkime benzeriz. Hâkim´ mahkemede hâdiseyi gören beş şahidi dinliyor, fakat şahit hâdisenin dehşetine kendisini kaptırmış, onu anlatmak­ta o kadar ileri gidiyor ki, hakiki mahiyetinden çıkarıyor. Hâkim bunları dinledikten sonra bu şahitliğe göre hâdisenin aslını anla­mağa çalışıyor. Zira ipucu verecek bâzı emareler yakalıyor. Ha­kikati gösterecek karineler buluyor. Böylelikle o mübalâğaların hududu içinde hâdisenin mahiyetini anlamağa çalışıyor.


5- Fıkhını Kendisi Tedvin Etmemiş Olması


îmâm-ı A´zam Ebû Hanîfe Hazretlerinin hayatı ve hakkında doğru haberlerin özetini yaptıktan sonra* onun fıkıh hakkındaki görüşünü incelemeğe başlayınca, önümüzdeki yolun gayet sarp ol­duğunu görüyoruz. Zira, elimizde Ebû Hanîfe´nin görüşlerini ve usulünü toplayan kendi tarafından yazılmış bir kitabı yok. Onun re´yleri talebesi tarafından rivayet yolu ile bize kadar gelmiştir. imâm Ebû Yusuf ile İmâm Muhammed Hazretlerinin kitapları, onun re´y ve görüşlerini diğer »rkadaşlarmm re´yleriyle birlikte bize nakletmektedir. îbn-i Şubrume, İbn-i Ebî Leylâ, Osman Bettî gi­bi aynı çağda yaşayan Irak´lı bir kısım ulemanın bâzı görüşlerine de bunlar ar...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 16 Eylül 2010, 22:24:25 Gönderen: LivaülHamd »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Giriş
« Posted on: 24 Nisan 2024, 09:03:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Giriş rüya tabiri,Giriş mekke canlı, Giriş kabe canlı yayın, Giriş Üç boyutlu kuran oku Giriş kuran ı kerim, Giriş peygamber kıssaları,Giriş ilitam ders soruları, Girişönlisans arapça,
Logged
02 Nisan 2014, 20:20:31
Burcu 8D

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.332



« Yanıtla #1 : 02 Nisan 2014, 20:20:31 »

çok teşekkür ederim ödevimi yapmama fazlasıyla yardımcı oldunuz.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Ne kadar acıdır insanın teselliyi sigara da araması. Çok mu zor elini semaya kaldırıp yalvarması!
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes