> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam Ebu Hanife > Ebû Hanifenin Hayatı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ebû Hanifenin Hayatı  (Okunma Sayısı 4091 defa)
16 Eylül 2010, 22:09:43
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 16 Eylül 2010, 22:09:43 »



EBÛ HANÎFE´NİN HAYATI

10- Doğumu


Ebu Hanîfe Hazretleri, Hicretin 80 inci yılında Kûfe´de doğ­muştur. Ekseriyetin rivayeti bu olup tarihçiler de bunda ittifak et­miştir. Diğer bir rivayete göre 61 senesinde doğduğu söyleniyorsa da bu hem zayıftır, hem de onun hayatının sonuna uymamaktadır. Çünkü onun vefatı 150 senesindedir. Ekseriyete göre ölümü Man-sur´un ona yaptığı işkenceden sonradır. 61 senesinde doğduğu far-zedilirse, Mansur´un ona kadılık teklif ettiği zaman 90 yaşında ol­ması lâzımdır. Halbuki bu yaşta olan kimseye böyle gayet mühim bir devlet işi teklif olunmaz. Teklif olunsa bile yaşının geçkinliğini ileri sürerek özür dilemesi gayet kolay olurdu. Fakat hiçbir riva­yette böyle bir özür dilediğinden bahis olunmuyor. Öyle olunca bu rivayet, tarihçilerin anlattıkları hayatının son günlerine uygun düşmemektedir.


11- Nesebi Ve Âîlesî


Nesebi: Babası Sabit, dedesi Faruk Zevta´dır. Buna göre Fâ-ris´lidir. Dedesi ise îcâbil ahalisindendir.[1] Araplar o yerleri feth edince esir düşmüş, Teym oğullarına köle olarak verilmiş, sonra azâd olunmuş. Teym kabilesiyle olan münasebeti de böyledir. Ebû Hanîfe´nin nesebi hakkında torunu ve oğlu Hammad´ın oğlu Ömer´­in rivayeti böyledir. Fakat diğer torunu İsmail, yâni bu Ömer´in kardeşi ise dedesi Ebû Hanîfe´nin nesebini şöyle zikrediyor : «Merzban [2] oğlu Numan oğlu Sabit oğlu Numan» ve atalarında kölelik bulunmadığını yeminle söylüyor.

Görülüyor ki, Ebû Hanîfe´nin iki torunu, nesebleri hususunda velevki zahiren olsun, ihtilâfa düşmüşlerdir. Birincisi Sâbit´in ba­bası Zevta olduğunu söylüyor, ikincisi Numan diyor. Birincisi onun esir edilip köle düştüğünü söylüyor, ikincisi köleliği kat´iyetle red­dediyor. Hayrat´ul-Hisan sahibi îbn-i Hacer Heysemî bu iki riva­yetin arasım şöyle birleştirmektedir: Ona göre Ebû Hanîfe´nin de­desinin iki ismi olabilir, biri lâkaptır ve Zevta´dır, diğeri asıl isim­dir, Numan´dır. İkincinin köleliği reddetmesi babası Sabit hak­kındadır,, dedesine şümulü yoktur. Biz isimlerin böyle zahiren muhtelif olabileceği hakkındaki buluşunu uygun görürüz. Fakat kölelik hususundaki ihtilâfı birleştirmesini kabul edemeyiz. Çün­kü böyle kat´i surette reddetmek yalnız babaya münhasır görün­müyor.

Bence bu iki rivayetin arası şöyle bulunabilir : Zevta veyahut Numan, memleketleri feth olunduğu zaman esir düşmüştür, fakat kendisine âmân verilmiş serbest bırakılmıştır. Çünkü fetholunan yerler halkının büyüklerine Müslümanların yapageldikleri muame­le böyledir. Onların ve yakınlarının gönüllerini hoş etmek için mü­samaha gösterilir.


12- Şeref Milliyetle Değil, Takva Îledîr


Güvenilir ulemanın sözleri onun Acem olduğudur. Arap ve Bâ-bil´li değildir. Dedesi ister köleliğe düşmüş olsun, ister düşmesin. Ebû Hanîfe hür bir babadan hür olarak doğmuştur. Her ne kadar bâzıları, muhakkiki arın kabul etmediği mevsuk olmıyan rivayet­lerle, babasının da köle düştüğü zannına kapildılarsa da köle düş­mesi, Ebû Hanîfe´nin ilmine ve mevkiine, şeref ve kadrine hiçbir nakîse vermez. Hattâ kendi başından bile kölelik geçmiş olsa ne ehemmiyeti var? Onun şeref:´ nesebten ve maldan gelmiyor. O, şöhretini haiz olduğu mevhibeler, izzet-i nefs, akıl ve takvadan alı­yor. Asıl şeref işte bunlardır.

Bu hususta Mekkı şöyle diyor: «Bilmiş ol ki, Takva en yük­sek neseb ve en büyük sevabtır.» Cenâb-ı Hak : «Allah nezdinde sizin en şerefliniz, en muttaki olammzdır» buyurdu. Hz. Peygam­ber de: «Benim â´lim her hayır işleyen ve takva sahibi olandır» demiştir. Bunun için Selman Fârisî´yi Ehl-i Beyt´mden saymıştır da: «Selman bizdendir, âl-i´Beyf tendir» buyurmuştur. Allah´u Teâlâ Hazret-i Nuh´un oğlunu Nuh´tan reddetmiş ve: «O senin ehlinden değildir, onun işi iyi değil» buyurmuştur. Hz. Peygamber Efendi­miz Bilâl-i Habeşî´yi akrabası gibi kendi yakınlarından saymış ve amcası Ebû Leheb´i ise uzak tutmuştur.[3]

Neseb şerefiyle öğünmenin hâkim olduğu bir devirde Ebû Ha-niîe zatî şeref duygulariyle yaşamıştır. Rivayet olunduğuna göre dedesi esaretlerine düşmesi dolayısiyle aralarında bir münasebet bulunan Benî Teym´den birisi ona: «Sen benim mevlâmsm» de­miş. Ebû Hanîfe ona: «Vallahi ben senin bana şeref iddia etmen­den,, senden kat kat şerefliyim» cevabını vermiştir[4]. O, izzet-i nefsine dokunulmasına asla Tazı olamadı. Hayatı bunu açıkça gös­termektedir,


13- Mevâlîden Olan Ulema Ve Bunların Îslama Hizmeti


Nesebinin Acem olması, onun kadrini asla düşürmez ve onun kemâl derecesine yükselmesine mâni teşkil etmez, onu bu yüksel­me yolundan alıkoymaz. Onun nefsi, köle ruhu değildir. O, hür ve asil ruhlu bir kimseydi.

Tabiîn devrinde fıkıh ilmi mevâli´nin elindeydi (Mevâli keli­mesini tarihçiler Araplardan başkası hakkında kullanırlar). Ebû ,Hanîfe fıkhı bunlardan aldı, onlardan öğrendi Tabiîn ve Tebe-i Tabiîm devrinde İslâm merkez şehirlerindeki inkuhânın ekserisi mevâlidendi.[5]

Ibn-i Abdi Rabbih, Ikdü-V Ferid´de naklediyor: îbn-i Ebî Ley­lâ diyor ki, îsâ b. Musa çok kavmiyet gayreti güderdi. Bana bir defa:

? Irak´ın Fakım kim? diye sordu. Ben de:

? Hasan îbn-i Ebî Hasan, dedim.

? Sonra itim? dedi

? Muhammed b. Sîrin, cevabını verdim.

O kimlerdendir? .

? Mevâlidendir.

? Mekke´nin fakıhı kim?

? Atâ b. Ebî Rebah, Mücahid, Said b. Çübeyr ve Süleyman Bin Yesar.

? Bunlar kimlerden?

? Mevâlidîrler.

? Medine fukahâsı kimlerdir?

? Zeyd b. Eşlem, Muhammed b. Münkedir, Nâfi´ b. Ebî Nu-ceyh.

? Yâ bunlar kimlerdendir?

? Mevâlidendirler, deyince rengi bozuldu.

? Ehl-i Kubânın en fakıhı kimdir? dedi.

? Rabiatu´r^Re´y îbri-i Ebî Zennâd.

? Bunlar kimden?

?Mevâlidendirler, dedim. Bu defa yüzü sarardı.

? Yemen fukahâsı kimlerdir? diye sordu.

? Tavus ile oğlu Ibn-i Münebbih, dedim.

? Bunlar kimdendir?

? Mevâlidendirler, deyince şahdamarı kabardı,, ayağa kalktı:

? Horasan fakıhı kim?

? Atâ b. Abdullah Horasanlı.

? Bu Atâ kimden oluyor?

? Mevâlidendir, dedim. Bunun i^zerine yüzü sapsarı kesildi, renkten renge girdi. İçime korku düştü.

? Şam fakıhı kim? dedi.

? Mekhûl, dedim.

? Mekhûl kimden?

? Mevâliden, dedim, içini çekerek derin derin nefes aldı.

? Küfe fakıhı kim? diye sordu. Yemin olsun ki, eğer ondan korkmasaydım, Hakem b. Utbe ve Hammad b. Ebî Süleyman di­yecektim. Fakat baktım fena olacak.

? İbrahim Nahaî ve Şa´bî´dirler, dedim.

? Bunlar kimlerden, diye sordu.

? ikisi de Araptırlar, cevabım verdim.

? Allahu Ekber, dedi ve sükûnet buldu[6]

Mekkî de (Menâkıb-ı Ebî Hanîfe) kitabında Atâ ile Hişam b. Abdu´l-Melik arasında geçen buna benzer bir konuşma nakletmek­tedir. Atâ diyor ki: Hişam b. Abdu´l-Melik´in yanma girdim. Bana:

? Atâ, dedi, etrafındaki ulema hakkında malûmatın var mı?

? Evet Emîrü´l-mü´minîn, dedim.

? Medine halkının fakım kimdir? diye sordu.

? Hazret-i Ömer´in oğlu Abdullah´ın kölesi Nâfi´ dedim.

? Mekke halkının fakıhı kim?

? Atâ b. Ebî Rebah.

? Arap mı, mevâliden mi?

? Arap değil, mevâlidendir.

? Yemen halkının fakıhı kimdir

? Tavus b. Keysan.

? Mevâliden mi, Arap mı?

? Arap değil* mevâlidendir.

? Yemâme halkının fakıhı kim?

? Yahya b. Kesîr´dir.

? Mevâliden mi, Arap mı?

? Mevâlidendir.

? Şam halkının fakım kim?

? Mekhul.

? Mevâliden mi, Arap mı?

? Mevâlidendir.

? Cezîre halkının fakıhı kim?

? Meymûn b. Mehran.

? Mevâliden mi, Arap mı?

? Mevâlidendir.

? Horasan halkının fakıhı kim?

? Dahhâk b. Müzahim.

? Arap mı, mevâliden mi?

? Mevâlidendir.

? Basra´nın fakıhı kim?

? Hasan-"ı Basrî ve Muhammed b. Sîrin,

? Arap mı, mevâliclen mi?

? îkisi de mevâliden.

? Küfe halkının fakıhı kim?

? İbrahim Nahaî.

? Arap mı, mevâliden mi?

? Arap´tır dedim. Bunun üzerine :

? Canım çıkayazdı, hiç birini Arap´tır, demiyor.


14- Îslâmda Ulemanın Çoğunun Mevalîden Olmasının Sebebi?


Ebû Hanîfe´nin yetiştiği bu devirde ilimle uğraşanların çoğu Arap olmayan unsurlardı. Neseble öğünmeleri yoksa da Allah on­lara asıl öğünülecek ilim vermiştir. İlim şerefi daha temizdir, da­ha üstündür, asırlar boyunca daima parlar durur, hiç sönmez.

İlmin Fâris evlâdında gelişeceğine dair Hz. Peygamber´in ver­miş olduğu haber doğru çıktı. Buharı, Müslim, Şirazî ve Tabarân! rivayet ediyorlar ki, Hz. Peygamber : «İlim şayet Ülker yıldızla­rında asılı olsa Fâris oğullarından bâzı kimseler uzanıp onu alır­lar.» buyurmuştur. Bu kitaplarda Hadisin ibaresi değişik olsa da mânâsı birdir. Bu hadis-i şerifin doğruluğuna bakın ki, gerçekten Sahabeden sonra ilim, pek de kısa olmıyan bir müddet mevâlide devam etmiştir, öyle olunca Ebû Hanîfe Numan´m mevâliden o...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ebû Hanifenin Hayatı
« Posted on: 29 Mart 2024, 07:57:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ebû Hanifenin Hayatı rüya tabiri,Ebû Hanifenin Hayatı mekke canlı, Ebû Hanifenin Hayatı kabe canlı yayın, Ebû Hanifenin Hayatı Üç boyutlu kuran oku Ebû Hanifenin Hayatı kuran ı kerim, Ebû Hanifenin Hayatı peygamber kıssaları,Ebû Hanifenin Hayatı ilitam ders soruları, Ebû Hanifenin Hayatıönlisans arapça,
Logged
30 Nisan 2014, 21:12:22
8-D fatma zehra

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 402


« Yanıtla #1 : 30 Nisan 2014, 21:12:22 »

Ebu Hanife'nin hayatında bu kadar çok bilgi bilmiyordum allah sizden razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Bir günah işlediğinde hemen tövbe et, insan suya düştüğü için boğulmaz, çıkamadığı için boğulur.
16 Şubat 2016, 18:57:44
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #2 : 16 Şubat 2016, 18:57:44 »

Ebu Hanife hazretleri ile ilgili detaylı bir anlatım olmuş.Allah razı olsun .
ne kadar acı ki mezhebine tabi bulunduğum ali hakkında o kadar çok eksiğim varmışki,neredeyse hiçbir şey bilmiyorum diyeceğim seviyeye gelmişim.Rabbim bizleri ilimle şereflendirsin,ilme olan muhabbetimzizi gayretimizi arttırsın inşallah.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

01 Kasım 2018, 08:24:27
Eminegül
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 96


« Yanıtla #3 : 01 Kasım 2018, 08:24:27 »

Ebu hanifeyi daha yakından tanımış oldum. Ticaretindeki hassasiyet cömertlik,ilmindeki genişlik takdire şayan .Amel edilen ilmin sahibine davranış olarak iki dünya nimeti olarak çok şey kazandırdığını bir kez daha anlamış oluyoruz. Rabbim yollarından ayırmasın.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
01 Kasım 2018, 15:44:08
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #4 : 01 Kasım 2018, 15:44:08 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri doğruların yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes