> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam Ebu Hanife > Altıncı Delil İstihsan
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Altıncı Delil İstihsan  (Okunma Sayısı 951 defa)
14 Eylül 2010, 22:42:30
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 14 Eylül 2010, 22:42:30 »



6.DELİL: İSTİHSAN

167- Îstıhsânı Çok Kullanması, Bundan Dolayı Ona Hücumlar


İmam-ı A´zam Ebû Hanîfe, istihsânı delil olarak çok alırdı. Onda ona kimse yetişemezdi. Hattâ îmam Muhammed şöyle de­miştir: «Ashabı onunla kıyaslarını münakaşa yaparlardı. Fakat, ben istihsân yapıyorum, dediği zaman artık ona kimse karışmaz­dı.» Kıyas kabil oldukça kıyas yapardı. Fakat kıyas yakışmayınca da istihsân yapar, halkın muamelâtını göz önünde tutardı.

Fahr´ül-îslâm Pezdevî´nin yazdığı istihsân babına yaptığı talâ-katinda Keşf´ül-Esrâr sahibi şöyle diyor:

«Bilmiş ol ki, Müslümanlara dil uzatan bâzıları, istihsân ala­rak kıyası terk ettiklerinden dolayı Ebû Hanîfe´ye "ve ashabına taan ediyorlar.» Edille-i Şer´iyye: Kitap, Sünneti îcmâ´ı Ümmet ve Kı­yas olmak Üzere dörttür. İstihsân beşinci bir kısım oluyor ki, onun şer´î delillerden olduğunu Ebû Hanîfe ve ashabından başka din adamlarından kimse tanımıyor, diyorlar. Buna delil de yoktur. Bu arzu üzerine söz söylemektir. Kıyası bırakıp istihsânı almak, hevâ ve nefsân arzular yolunda hücceti terk etmek demektir, bu bâtıl bir şeydir...

Istihsânla bıraktıkları kıyas eğer şer´î bir delil ise, şer´î delil daima haktır Haktan sonra ötesinde dalâlet vardır. Eğer bâtıl ise bâtılın terki vâcipdir. Ve onunla meşgul olmağa değmez... Onlar bâzı yerlerde diyorlar ki, biz kıyası alır, istihsânı terkederiz Bâtıl olan kıyası alıp nasıl amel ederler?... İşte bunların hepsi yersiz ya­pılan taanlar ve maksada vukufsuzluktan yapılan hücumlardır. îmâm-ı A´zam Ebû Hanîfe öyle kadri büyük, takvası kuvvetli bir zattır ki dinde mücerred arzu üzerine asla birşey söylemez. Şer´an delil bulunmıyan bir şeyi istihsân edip de onunla amel etmekten o çok uzaktır. Üstad, Allah rahmet etsin, istihsân kelimesinden murat olunan mânâyı beyan etmek ve bu taanlan def için hakika­ti meydana çıkarmak maksadiyîe bu babı yazmıştır.[1]



168- Îstihsân Hakkındaki İhtilâflar


Bu sözlerden anlaşılıyor ki, istıhsâna delil olarak almasından dolayı Ebû Hanîfe şiddetli tenkîdlere maruz kalmıştır. Çünkü on­ların zanmnca bu kaidesiz, rabıtasız dinde fetva vermektir. Nassa isfinad etmiyen ve ondan olmıyan her fetva nassm hududundan çıkmak ve hevâ ve hevesi Şeriat ittihaz etmek sayılır.

Gerek Ebû Hanîfe zamanında ve gerekse sonraki asırlarda ulema istihsân hakkında ihtilâf etmişlerdir. îmâm-ı Azam Ebû Hanîfe´nin çağdaşı olan İmam Mâlik şöyle diyordu; «İstihsân, il­min onda dokuzudur.» Sonra gelen İmam Şafiî ise: «istihsân ya­pan kendisi teşri yapıyor demektir.» diyor ve (Kitab´ül-Ümme)´de-(Istihsânın İbtâli) unvanı altında ayrıca bir bahis yazarak onun bâtıl olduğunu isbat için delil göstermeğe uğraşmıştır. Orada diyor ki: «Dîni hüküm ve fetva ya nasla olur veya nassa hamletmek ile olur. Re´y ile ictihad kıyastan başkasiyle olamaz. Çünkü o nas üze­rine hamletmektir. îstihsân ise bâtıldır. Çünkü o ne nas-tan almak­tır, ne de nas üzerine hamletmektir.»[2]

Fakat fukahânm bu derece ihtilâfa düştükleri istihsân hangi İstihsândır? Burada ihtilaf Hadîs fukahâsiyle rey fukahâsı arasın­da da değildir. Hadîs fıkhının merkezi olan Medine imamı Mâlik onu ilmîn onda dokuzu sayıyor, talebesi Şafiî ise, onun bu hükmü­nü bozuyor ve istihsânın bâtıl olduğunu isbat için kitabında ayn bir bahis yazıyor.

Hanefiyye fukahâsı, Ebû Hanîfe´den naklolunan istihsâm be­yan ederek istihsân suretiyle yapılan ictihadla halloîunan mesele­ler için kaideler vazetmişlerdir. Onların yaptıkları tariften ve kur­dukları kaidelerden de görülüyor ki, Ebû Hanîfe´nin yaptığı istih-sânlarda asla nassa Iciyşsa karşı geîîş yoktur, belki istihsân onla­ra sarılmaktan ileri geliyor. Ebû Hanîfe´nin delil olarak aldığı is­tihsân, itibar edilmesi lâzım gelen illetin tamimi, halkın maslahat­larına aykırı geldiğinden bunu önlemek için, kıyası men için yapı­lan istihsândır. Veyahut da nassa veya icmâa muhalif olan kıyası önlemek ve şer´an muteber olan illetlerin tearuzunda gidilen istih-sânlardır. Niza mevzuunda tesiri daha kuvvetli olan tercih olunur. Zahir ve aşikâr olmasa da o almir. îstihsân zaten bir nev´i hafî kı­yastır.

Ebû Hanîfe´nin ve ashabının kabul ettikleri istihsâni tarifte, fukaha ihtilâf etmişlerdir. Bâzıları onu şöyle tarif ederler :

«îstihsân kıyâsın mucibinden, ondan daha kuvvetli bir kıya­sa udul etmektir.»

Bu tarif istihsâmn bütün nev´ilerine şâmil olmuyor. Çünkü bâ­zı istihsânlarda kıyasa değil de, nassa veya icmâa gitmek vardır. Bence en güzel tarif Ebû Hasan Kerhî´nin şu tarifidir:

«İstihsân, birinciden udûlü iktiza câen daha kuvvetli ve vecihten dolayı bîr mes´eleyc benzerlerine verdiği hükmü vermekten müetehidin udûi etmesidir.»

Yapılan tarifler içinde bunu istihsân en güzel tarifi buluyoruz. Çünkü bu, istihsâmn her nevine şâmildir, onun esasını ve özünü beyan etmektedir. Çünkü istihsâmn esası hükmün muttarid bîr kaideye muhalif olarak gelmesidir. O kaideden ayrılış, hükmü Şe­riata daha yakın kılar, o kaidelere göre verilen hükümden bu da­ha doğru olur. îstihsâna itimad, mes´eîede kıyasla istidlalden daha kuvvetli olur. îstihsânın sureti ve aksamı ne olursa olsun daima kullî bir kaide mukabilinde, velev nisbî olsun, cüz´î olan mes´ele-dc yapılır. Fıkıh, umumî kaideye dalmak Şeriatın ruhundan ve mâ­nâsından uzaklaştırmasın diye bu cüz´İ mes´eîeîerde istihsâna baş vurulur.[3]


170- Kıyas İstîhsânı, Kıyâsı Hafi : İstîhsân


Hanefiyye istihsânı iki kısma ayrılır.

1- Kıyas istihsânı : Şöyle ki, mes´elede birbirine karşı ge­len iki türlü iktiza eden iki vasıf bulunur. Bu vasıflardan biri za­hirdir. İlk göze çarpan odur. İstilâhta kıyas dediğimiz budur.

2- Diğerinde ise gizli bir vasıf vardır, onun başka bir asla iltihakını icabettirmektedir. İşte istihsân budur. Yânı mes´eîenin hükmüne bakınca fakih bu her iki vasfın oraya intibak ettiğini görür. Yalnız birisi zahirdir, bu mes´elenin benzerlerinde işlemez. Fakaî benzerlerinde ıttırad gitmiyen bu hafi vasıf bu mes´elede ameîi icabeder. Onun için Şems´ül-Eimme istihsânın bu´nevi hak­kında şöyle diyor:

«îsühsân hakikatta iki türlü kıyastır. Birisi"aşikârdır, tesiri zaiftir, buna kıyas denir. Diğeri hafidir, tesiri kuvvelidir, buna is­tihsân namı verilir. Yani kıyasen müstahsendir, tercih hafî, vazıh olması, açıklık ve kapalılık bakımından değil, tesirin kuvveti ile yapılır.»[4]

Görülüyor ki bu türlü istihsân, re´y fukahâsının yaptıklarına ve onların ictihad usullerine tamamen uymaktadır. Çünkü onlar ahkâmm illetlerini naslardan alıyor, sonra o ahkâmı umumîleştiri-yorlar. Kıyasta olduğu gibi. Sırası oluyor, bir mes´elede iki illet tearuz ediyor. Zira iki vasfın da oraya tatbiki mümkün. Fakat biri­nin tesiri zaif, kendisi zahir, çünkü bütün benzerlerine tatbik olun­muyor. Fakıh tesiri kuvvetli olanı alır, çünkü onun neticesi daha kuvvetlidir. İşte istihsân dedikleri budur. Hakikatta ise bu kıyas mahiyetindedir.

Buna misâl şudur: Müşteri malıp satan da parayı teslim alma­dan önce paranın miktarında ihtilâf etseler, kıyasa göre burada müşteri iddia ettiği fazla para için yemin ettirilir. Çünkü onlar miktarda ittifak ettikten sonra bu ziyadede ihtilâf ediyorlar. Bayi ziyadeyi iddia ediyor, müşteri inkâr ediyor. Umumî kaideye göre beyyine davacıya, yemin de inkâr edene düşer. Kıyas olan budur. Fakat bu mes´elede müşteri gibi bayiden de yemin istenir. Çünkü onlardan her biri birşey iddia ediyor, diğeri de onu inkâr ediyor demektir. Bayi ziyade para iddia ediyor, müşteri ikrar ettiği pa­rayla satılan malı kabz ve tesellüme hak kazandığım iddia ediyor. Bu ^bakımdan ikisi de müddeî oluyor. Bayi bu istihkakı inkâr edi­yor, müşteri fazîa parayı inkâr ediyor. Bu itibarla her ikisi de dâ­vâlı durumdadır, ikisine de yemin ettirilir. İkisinden birinin isbat edecek delili yoksa böyle yapılır.

Fakat ihtilâf, kabz yapıldıktan sonra olursa onlar yine îstih-sânen yemin ederler. Fakat bu dcfaki yemin kıyas istihsâniyle de­ğil de vârid olan Hadîsledir. Hazreti Peygamber: «Bayi´ ile müşte­ri ihtilâf ederlerse, mal de. durursa yemin ederler ve aldıklarım reddederler.» buyurmuştur.

Bundan anlaşılıyor ki, kabzdan önce istihsân hafi illet için­dir. Bundan dolayı bu hüküm, ihtilâf kabzdan önce olunca bütün akideler teşkil olunur. Hattâ ihtilâf akdi yapanlardan biriyle diğe­rinin veresesi arasında olsa bile böyledir. Çünkü istihsân hafî olan illet dolayısiyle yapılır. Buna kıyasta işaret etmiştik. Kabzdan sonra ise istihsân Hadîs sebebiyledir. Yalnız bey´a münhasırdır. Bizzat âkidler arasında olan ihtilâf hâlinde de böyledir,

îstilısânın bu nev´ine misâllerden biri de yırtıcı kuşların art­tığı mes´elesidir. İçtikleri suyun artığı temiz mi değil mi. Zira yır­tıcı kuşlar, etlerinin yenmemesini ve necis olması bakımından yır­tıcı hayvanlara benzerler. Yırtıcı hayvanların artıkları necis olduk­larından kartal, doğan gibi yırtıcı kuşların artıklarının da necis olması lâzımdır. Kıyasın mucibi budur. Fakat burada daha ince bir kıyas yapıyor: Yırtıcı hayvanların artıklarının necis olması, ağız­larında salyeleri var. Salye ete bitişik. Et necis olduğundan salye de necistir, salye de suya karışıyor. Yırtıcı kuşlar ise suyu gagala-riyîe içer, salyeîeri suya değmez, gaga kemiktir, necis değildir, ne­caseti hâmil de değildir. Onun için artıkları pis olmaz. Yalnız ih­tiyaten kullanılması mekruhtur, demişlerdir. Şüphesiz bu hafî olan illeti imâl etmektir. Niza konusu olan mese´lede ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Altıncı Delil İstihsan
« Posted on: 29 Mart 2024, 18:34:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Altıncı Delil İstihsan rüya tabiri,Altıncı Delil İstihsan mekke canlı, Altıncı Delil İstihsan kabe canlı yayın, Altıncı Delil İstihsan Üç boyutlu kuran oku Altıncı Delil İstihsan kuran ı kerim, Altıncı Delil İstihsan peygamber kıssaları,Altıncı Delil İstihsan ilitam ders soruları, Altıncı Delil İstihsanönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes