> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > ilimdunyasi.com Haberleri > Teravih yoktur sözü gerçeği yansıtmıyor!
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Teravih yoktur sözü gerçeği yansıtmıyor!  (Okunma Sayısı 1030 defa)
12 Ağustos 2011, 05:04:43
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 12 Ağustos 2011, 05:04:43 »



'Teravih yoktur' sözü gerçeği yansıtmıyor!



Bu Ramazan ayının gündemi teravih namazı oldu. Peygmaberimizin teravih kılmadığı iddia edildi. Dç. Dr. Mustafa Karataş, hadisler ışığında konuyu derinlemesine ele aldı...

Nursel Tozkoparan'ın röportajı
Hocam; “teravih namazı diye bir namaz yoktur artık” diye gündemde konuşuluyor. Teravih namazı yok mudur?

Teravih namazını Peygamber Efendimiz (s.a.v)adını teravih namazı olarak koyarak kılmamıştır. Peygamberimiz (s.a.v) farz namazlarının haricinde teheccüd namazı kılardı.

Kur’an-ı Kerim’de kendisine teheccüd namazı da emredilmiştir. “Farzlardan başka olarak gece kalk, teheccüd (namazı) kıl” diye Peygamber Efendimiz’e emir vardır.

TEHECCÜD NAMAZI MÜMİNLERE SÜNNET

Sadece Peygamber Efendimize mi emir var?

Evet. Teheccüd için. Hz. Peygamber’e (s.a.v) teheccüd kılmak farz, biz müminlere sünnet. Neden? Çünkü Allah (c.c) O’na 5 vakit namazdan hariç teheccüdü de emretmiştir.

‘’Fe teheccedbihinafiletenlek’’‘ Farzın haricinde kalk teheccüd namazı kıl’ (İsra, 79) buyrulmuştur. “Farzın haricinde” demekle bu, Hz. Peygamber’e (s.a.v) farz değil anlamına gelmemektedir. O beş vaktin haricinde demektir.

Hatta bir başka yerde de ‘Gece birazcık uyu sonra kalk namaz kıl’ (Müzzemmil 3-5) şeklinde ayet vardır. Gecenin bir bölümü geçtikten sonra kalk namaz kıl diye Peygambere uyarı var. Bundan dolayı Peygamberimiz (s.a.v) geceleri hep namaz kılmıştır, yani farzın haricinde hep namaz kılmıştır. Bu ayetlerden sonra Peygamberimiz (s.a.v) gece namazını terk etmemiştir.

GECE NAMAZINI KAÇIRIRSA, KUŞLUK NAMAZI OLARAK KAZA EDERDİ

Peygamber Efendimizin kılmadığı teheccüd namazı  hiç olmadı mı?

Rekât konusuna gelmeden önce önemini vurgulamak için şunu söyleyeyim; eğer gece namazını kaçırırsa, uyuya kalırsa, kılamazsa kuşluk namazı olarak onu kaza ediyordu. Yani bir anlamda kuşluk namazını Peygamberimiz geceleyin teheccüd namazı kılmamışsa mutlaka kılmıştır.

4 rekat, 8 rekat kıldığı şeklinde rivayetler vardır. Gece kalkamamış ve sanki onun kazası gibi kuşluk vaktinde onu kaza etmiştir. Gece namazı bu kadar önemli bir namazdır Peygamber efendimiz için.

SÜNNET VE NAFİLE NAMAZLARIN EVDE KILINMASI DAHA FAZİLETLİ

Ramazan ayı gelince Buhârî’ninZeyd b. Sâbit (r.a.)’ten (ö.45/665) rivayetine göre, Resûl-i Ekrem (a.s.), Mescid-i Saadette itikâf için hasırdan bir oda yaptırmıştı. Ramazan-ı Şerifin son on gününde birkaç gece buradan çıkıp cemaatle hem farz hem de teravih namazı kıldı.

Daha sonra cemaatin rağbetini görünce bir gece yalnız yatsı namazını kıldırıp, bu hasır odasına çekilerek teravih için çıkmadı. Allah Resûlünün odasından çıkmadığını gören sahabeden bazıları onu uyudu sanarak uyansın diye öksürmeye başladılar.

Bunun üzerine Resûlullah (a.s.) kendisini bekleyenlerin yanına gelerek şöyle buyurdu: “Sizde cemaatle bu namazı kılmak hususunda devamlı bir arzu ve iştiyak görüyorum. Fakat böyle cemaat halinde bu ibadete devam ederken farz kılınmasından ve bu sebeple de güç yetirememenizden korkarım. Ey İnsanlar! Bu namazı evinizde kılınız. Farz namazlardan başka sünnet ve nafile namazları kişinin evinde kılması daha faziletlidir.” (Buhâri, Ezan 81)

Buhârî’nin Hz. Âişe (r.a.)’den (ö. 58/677) rivayetine göre ise, Resûl-i Ekrem (a.s.), bu şekilde iki ya da üç gece cemaatle teravih namazı kılmıştır. Hz. Âişe bu durumu şöyle anlatmaktadır: Bir Ramazan gecesi Resûl-i Ekrem, Mescid-i Saadette teravih namazı kıldı. Ashâb-ı Kirâm da kendisine iktida edip kıldılar. Ertesi gece de böyle cemaatle kıldılar. Halk çoğaldı. Üçüncü ya da dördüncü gece yine toplanmışlardı.

Fakat Resûlullah (a.s.) o gece teravihe çıkmadı. Sabah olunca namazdan sonra cemaate şöyle hitap etti: “Ey İnsanlar! Sizin cemaatle Ramazan namazı kılmaya olan şiddetli arzu ve iştiyakınızı görüyorum. Benim için de namaza çıkmaya bir mani yoktu. Yalnız böyle aşırı bir iştiyak ile devam edilerek üzerinize farz kılınmasından, sizin de edasına muktedir olamamanızdan endişe ediyorum” (Buhârî, Salatü’t-terâvîh 1)

Yine Hz. Âişe’den gelen bir başka rivayette bu olay çok daha ayrıntılı bir biçimde anlatılmaktadır. Sözkonusu rivayete göre Hz. Âişe şöyle demiştir: “Resûl-i Ekrem teravih namazını gece yarısında mescidde kıldırmıştı. Birçok kimse de kendisiyle beraber kıldı. Ertesi gün bu namaz ağızdan ağza yayıldı. Resûlullah (a.s.)’ın teravih namazı kıldırdığı duyulunca ikinci gece mescidde öncekinden daha çok kalabalık vardı. Gündüz olunca bu namaz yine anlatıldı. BunuN için üçüncü gece halk mescide doldu. Resûlullah (a.s), üçüncü gece de kıldırdı. Dördüncü gece artık mescidin alamayacağı kadar cemaat toplanmıştı.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem dördüncü gece teravih namazı için çıkmadı. Yalnız sabah namazına çıkıp namazdan sonra cemaate şehadetle ve “emmaba’dü” hitabıyla başlayarak yukarıda anlatıldığı şekilde açıklama yaptı.” (Müslim, Salatü’l-müsafirin178)

EbûZerr el-Gıfârî (r.a.)’den (ö.32/652) gelen rivayetlerde ise teravih namazı bazı yönleriyle diğer rivayetlerden daha ayrıntılı olarak anlatılmaktadır.

EbûZerr şöyle demektedir: Resûlullah (a.s.) ile birlikte Ramazan orucu tuttuk. Ramazan-ı Şerifin bitimine yedi gün kalıncaya kadar Resûl-i Ekrem bize hiçbir gece farzdan başka namaz kıldırmadı. (Yatsı namazını kıldırır, sonra hane-i saadetlerine giderdi). Ayın yirmi üçüncü gecesinde ise, gecenin üçte biri geçinceye kadar bize teravih namazı kıldırdı. Ramazandan altı gece kalınca (Ramazanın yirmi dördüncü gecesi) bize namaz kıldırmadı.

Ramazandan beş gece kalınca (Ramazanın yirmi beşinci gecesi), gecenin yarısı geçinceye kadar bize namaz kıldırdı. Ben dedim ki, Ya Resûlallah! Gecenin geri kalan yarısında da namaz kıldırsaydınız (Bizim için daha hayırlı olurdu). Resûl-i Ekrem cevap olarak: “İmam, namazı bitirinceye kadar onunla namaz kılmak bütün geceyi namazla ihya etmek için kâfidir”, buyurdu.

Ramazandan dört gece kalınca (Ramazanın yirmi altıncı gecesi) Resûl-i Ekrem yine bize namaz kıldırmadı. Gecenin üçte biri geçinceye kadar bekledik. Ramazandan üç gece kalınca (Ramazanın Yirmi yedinci gecesi) Resûl-i Ekrem, ehlini, kadınlarını ve ashâbını topladı. Bize bütün gece namaz kıldırdı ki, biz sahuru geçireceğiz zannettik. Bundan sonra Resûlullah (a.s.), Ramazanın geri kalan gecelerinde bize namaz kıldırmadı. (Tirmizi, Savm 81)

PEYGAMBERİMİZ TEHECCÜD NAMAZINI EVİNDE KILMIŞTIR

Olay bundan ibarettir. Teravih namazı dediğimiz ramazanda kıldığımız teravih namazının esası, orijinali budur. Şimdi bu namaza ramazanda peygamberin kıldırdığı bir teheccüd namazı denebilir. Fakat peygamberimiz teheccüd namazını evinde kendisi kılmıştır.

Evinde kılarken yanında misafir akrabası, yeğenleri, kayınbiraderleri vs. olduğunda onlarla birlikte cemaat yaptığı da olmuştur. Çünkü teheccüd namazını peygamberle birlikte kılmak ayrı bir sevaptır. Peygamber namaz kılarken siz tutup tek başınıza namaz kılabilir misiniz? Onunla birlikte namaza duruyorsunuz.  İşte bu usul sadece ramazana mahsus itikâf çadırında üç geceye mahsus bir hal aldı ve ondan sonra Resulullah Efendimiz vefat edinceye kadar Peygamberin mescidinde insanlar ramazanda geceleyin bu namazı kıldılar. Kimi grup grup kıldı, kimi cemaat yaptı, kimi tek başına kıldı, kimisi evinde kıldı.

Allah Resûlü’nün (a.s.) irtihalinden sonra EbûBekr (ö.13/634) ve kısmen de Ömer b. el-Hattab (ö.23/643) zamanlarında teravih namazları Asr-ı Saadette olduğu gibi münferiden kılınmak suretiyle devam etmiştir. Bilahare cemaatle kılınmaya başlanmıştır. Urve’nin (ö.93/711) Abdurrahman b. Abdül-Kâri’den (ö.80/699) rivayetine göre, Abdurrahman şöyle anlatmaktadır: Bir Ramazan gecesi Ömer b. el-Hattab (r.a.)  ile mescide çıkmıştık. Mescidde halk münferit ve ayrı ayrı yerlerde teravih namazı kılıyorlardı. Kimi kendi başına yalnızca namaz kılıyordu, kimi de ardında birkaç kişilik cemaatle birlikte kılıyordu. Ömer (r.a.), öyle zannediyorum ki, bunları bir imam arkasında toplarsam daha hoş olacak, demişti. Ertesi akşam olunca Ömer (r.a.), Übey  b. Ka’b (r.a.)’ı (ö.19/640) teravih imamı tayin edip cemaati onun arkasında topladı. Böylece teravih namazı cemaatle kılınmaya başlanmış oluyordu.

Başka bir gece yine Ömer (r.a.) ile birlikte mescide çıkmıştım. İnsanlar, imamları Übey b. Ka’b ile beraber namaz kılıyorlardı. Ömer b. el-Hattab, halkın vecd içinde namaz kıldıklarını görünce, “Bu ne güzel bid’at oldu” (ni’me’l-bid’atühâzihi) diyerek sevincini ifade etti. Ancak, “Namazlarını gecenin sonuna tehir edip de şimdi uyuyanlar, şu anda namaz kılanlardan daha fazla sevap elde etmektedirler” sözünü de ilave etti. Zira insanlar teravihi o sırada gecenin evvelinde kılmakta idiler. (Buhârî, Salatü’t-terâvîh 1)

Hz. Ömer, erkekleri Übey b. Ka’b’ın, kadınları da Süleyman b. EbîHasme’nin (ö.35/656’dan sonra) arkasında ayrı ayrı toplamıştır. Diğer bir rivayete göre de Temîmed-Dârî’yi (ö.40/660) kadınlara imam tayin etmiştir. Hz. Osman (ö.35/656) ise, kendi hilafeti sırasında erkekleri de, kadınları da Süleyman b. EbîHasme’nin arkasında cemaat yapmış ve ayrı ayrı namaz kılmalarına lüzum görmemiştir.

HZ ALİ İNSANLARA TERAVİH NAMAZI KILMAYI TEŞVİK ETMİŞ

Hz. Ali (r.a.) (ö.40/660), insanları bu namazı kılmaya teşvik etmiş ve ayrıca o da erkek ve kadınlara imam tayin etmiştir. Onun, teravihin camide kılınmasından memnun olduğunu şu sözleriyle dile getirdiği nakledilmektedir:“Allah, Ömer’in kabrini nurlandırsın, zira Ömer, mescidlerimizi ter...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Teravih yoktur sözü gerçeği yansıtmıyor!
« Posted on: 24 Nisan 2024, 17:47:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Teravih yoktur sözü gerçeği yansıtmıyor! rüya tabiri,Teravih yoktur sözü gerçeği yansıtmıyor! mekke canlı, Teravih yoktur sözü gerçeği yansıtmıyor! kabe canlı yayın, Teravih yoktur sözü gerçeği yansıtmıyor! Üç boyutlu kuran oku Teravih yoktur sözü gerçeği yansıtmıyor! kuran ı kerim, Teravih yoktur sözü gerçeği yansıtmıyor! peygamber kıssaları,Teravih yoktur sözü gerçeği yansıtmıyor! ilitam ders soruları, Teravih yoktur sözü gerçeği yansıtmıyor!önlisans arapça,
Logged
12 Ağustos 2011, 09:22:44
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #1 : 12 Ağustos 2011, 09:22:44 »

Hadisler ve ayetler ışığında geniş bir yazı olmuş.Rabbim Mustafa Karataş hocamızdan da bu konuyu paylaşan kardeşimizden de ebeden razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

12 Ağustos 2011, 18:59:18
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #2 : 12 Ağustos 2011, 18:59:18 »

"Bence haklı Yaşar Nuri "Hoca": Ben teravih namazı olsam ve Yaşar Nuri "Hoca" kapımı çalsa “Yokum!” derim"

 Demiş Senai Demirci hocamız ve ne guzel özetlemıs.. ))
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes