๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ => ilimdunyasi.com Haberleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 15 Şubat 2010, 16:37:25



Konu Başlığı: Şeker hastalığı genetik
Gönderen: Zehibe üzerinde 15 Şubat 2010, 16:37:25
(http://www.risalehaber.com/images/news/58972.jpg)

Ailesinde şeker hastası olanların hastalık için risk taşıdığına dikkat çeken uzmanlar, ailesinde şeker hastası olanların kilo almaktan kaçınmalarını tavsiye etti.

Halk arasında bilinenin aksine çok şeker yemekle şeker hastası olunmayacağı uyarısında bulanan uzmanlara göre, yüksek kan şekeri ile kendini gösteren bir gurup metabolik bozukluk olan şeker hastalığı sebepleri arasında, genetik, çevresel faktörler, yaşam tarzı ve virüsler var.

İç Hastalıkları Uzmanı Uz. Dr. Doğan Çimen, hastalarda kan şekerinin yükselmesinin sebebini 'İnsülin hormonu üretiminde azalma, vücudun glikozu kullanımındaki azalma ve karaciğerin glikoz üretimindeki artış' olarak açıkladı.

Türkiye'de diyabetin toplumda görülme sıklığının yüzde 6-8 arasında değiştiğini kaydeden Dr. Çimen, "Amerika'da bu oran yüzde 12 civarındadır. Diyabetiklerin yüzde 80'i 'Tip 2' dediğimiz erişkin tipi diyabettir. Bir kişide diyabet gelişmesi için en az 10 yıla gereksinim vardır. Bu şu demektir; bir insanda aşikar şeker hastalığı varsa en az 10 yıl önce harabiyet başlamıştır. Kişinin eğer açlık kan şekeri 126 mg/dl üzerinde ise günün herhangi bir saatinde kan şekeri 200 mg/dl üzerinde ve beraberinde çok su içme, çok idrara çıkma, kilo kaybı varsa, şeker yükleme testinde (75 gr glikoz ile) 2. saatte kan şekeri 200 mg/dl üzerinde ise ve ikinci tekrarda da aynı sonuç çıkıyorsa aşikâr diyabet tanısı konulur. Eğer şeker yükleme testinin 2. saatinde kan şekeri düzeyi 140-200 arasındaysa bozulmuş glikoz toleransından bahsedilir. Eğer 8 saatlik açlık sonrası kan şekeri 110-125 arasındaysa bozulmuş açlık glikozundan bahsedilir ve her iki durumda ileride aşikâr diyabete dönüşebilir." dedi.

Ailesinde şeker hastalığı olanların hastalığa daha yatkın olduğunu anlatan Uzm. Dr. Doğan Çimen, ailesinden herhangi bir ferdin geçmişte şeker hastalığı geçiren kişilerde özellikle 35 yaşından sonra hastalık belirtisi görülebileceğini söyledi.

Hastalığa yakalanmada 'genç' ve 'ileri yaşta' diye iki ayrı kategori olduğunu kaydeden Dr. Çimen, ailesinde şeker hastalığına yakalanan kişilerin ilerleyen yaşlarda hastalık riski taşıdığını dile getirdi.

Halk arasında 'çok şeker yeme, şeker hastası olursun' şeklindeki söylentilerin de gerçek dışı olduğuna yapan Çimen, "Çok şeker yemekle şeker hastası olunmaz." uyarısında bulundu.

Dr. Çimen, "Ailesinde hastalık geçiren kişiler daha tedbirli olmaları gerekiyor. Bu kişiler kilo almamak için gayret göstermeliler, yağlı, unlu yiyecekleri kullanmamalılar. Çok şeker yemekle de şeker hasatsı olunmuyor. Hastalığın çok şeker yemekle yakından uzaktan bir ilgisi yok. Hastalığa yakalananların yüzde 25'ten fazlası kilolu olanlardır. 45 yaşından büyükler de hastalık için risk taşıyor. Daha önce bozulmuş açlık glikozu ve bozulmuş OGTT olanlar, iri bebek doğuranlar, hipertansiyonu olanlar, polikistik over sendromu olanlar hastalık için risk taşıyor." diye konuştu.

TEDAVİ EDİLMEZSE NE OLUR?

İç Hastalıklar Uzmanı Dr. Doğan Çimen, hastalığın tedavi edilmediği taktirde; göz hastalıkları (katarakt, glokom, körlük), sinir sistemi hastalıkları (uyuşma, karıncalaşma), böbrek hastalıkları (diyalize kadar ilerleyebilir), kalp hastalıkları (damar tıkanıklığı, kalp krizi), beyin damar hastalıkları (felç, beyin kanaması), ayak yaraları (bacak kesilmesine kadar ilerleyebilir) gibi rahatsızlıkların görülebileceğini söyledi.

Hastanın takip edilmesi hakkında da bilgi veren Dr. Çimen şöyle devam etti: "Ayda bir veya daha sık açlık ve tokluk kan şekeri takibi yapılmalı. Ayda bir t.kolesterol, yağ düzeyi, idrar tetkiki, üre, kreatinin kontrol edilmesi gerekiyor. Üç ayda bir HgA1c düzeyi, altı ayda bir 24 saatlik idrar tetkiki (GFR), altı ayda bir kalp elektrokardiyografisi, altı ayda bir göz dibi muayenesi ve altı ayda bir nörolojik muayene yapılmalıdır".