> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > ilimdunyasi.com Haberleri > Sahabe inandık demekle yetinmemişti
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sahabe inandık demekle yetinmemişti  (Okunma Sayısı 739 defa)
11 Şubat 2012, 02:43:32
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 11 Şubat 2012, 02:43:32 »



Sahabe sadece inandık demekle yetinmemişti...



Resulullah ve Ashabı, İslama canlarıyla mallarıyla tabi olmuşlardı. Onlar bunu yaparken, nefsi isteklerini kontrol ediyorlar ve ALLAH'a teslim oluyorlardı. Niyetleri sadece iyi bir müslüman olabilmekti ve bu doğrultuda yaşayabilmek için, imanlarını ilimle, amelle, hayır hasenatla güçlendirmekte ve dualarına sadece kendilerini değil bütün insanlığı katıyorlardı.

Sahabe sadece inandık demekle yetinmemişti...

Onlar, nasıl olsa, Peygamber başımızda, bir şey yapmasak ta olur demediler, aksine, inandıklarını hayatlarına geçirmek ve onları yaşatmak için var güçleriyle emek harcadılar. Emek vermek sevmek demektir, sevdiğiniz inandığınız bir şeyi sürekli kılmak, geliştirmek ve sevginizi pekiştirmek için ona belli bir vakit ayırırsınız. Eğer ilimle meşgul oluyorsanız, ders çalışacaksınız, bir dostunuzu sevdiğinizden söz ediyorsanız, fedakarlık yapacaksınız, sadakat göstereceksiniz, onunla bir şeyler paylaşacaksınız, ressam olmak istiyorsanız, vaktinizin büyük bir kısmını bu işe harcayacaksınız ve eğer meyve sebze yetiştirmek istiyorsanız bunun nasıl yapılacağını bir erbabından öğrenip çalışacaksınız.

Görüldüğü üzere, emek vakit ayırmaktır, sevdiğiniz şeyi geliştirmek, onu daim kılmak için alınteri dökmektir... Bunu yapmadığınız sürece sevgi nesnenizin sürekliliğinden söz etmek mümkün olmayabilir... Çünkü sevmek emektir, emek vermektir, verdikçe de almaktadır...
Dua güçlü bir ilaç gibidir

Dua , insanın duygularını ve davranışlarını ruh ve beden sağlığını iyileştirecek güçte etkiler yapmaktadır. Kişi samimi bir şekilde duada bulunduğunda bunun tesiri daha da büyük olmaktadır. Dua birkaç cümleyle geçiştirilecek bir şey değildir. Burada kişi, ALLAH'a yönelir ve ondan ister, ondan güç alır, ona rıza gösterir. Muhammed İkbal dua ve ibadeti, kainatın dehşet verici sessizliği içinde insanoğlunun kendisine bir sevap bulmak için hissettiği derin hasret ve iştiyakın ifadesi olarak belirtir.

"Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde aklı selim sahipleri için ayetler vardır. Onlar ALLAHı ayakta otururken ve yatarken zikreder, göklerin ve yerin yaradılışı üzende derin düşünürler ve şöyle derler: " Ey Rabbimiz, sen bunları boşuna yaratmadın, sen her türlü noksanlıklardan münezzehsin. Bizi Cehennem azamından koru" Ali İmran, 190-191.
Dua en büyük ihtiyaç

Dua kişinin güven duygusunu arttırır ve güç verir.

Sıkıntıların hayatımızı etkiler hale geldiği dönemlerde dua iyi bir ilaçtır.

Dua bir sükunet ilacı gibidir, kişiye sakinlik ve dinginlik verir.

Dua kişinin Allaha yakınlaşmasını sağlar

Dua insanın, öfke ve kaygı durumunu iyileştirmede etkilidir.

Dua derin varlığın, benliğin gizil kalmış bölümlerinin ortaya çakmasına imkan verir.

Hastalık, maddi ya da manevi yoksunluk durumunda dua iyileştirici bir güçtür.

Sürekli dua eden kişi, ruhsal olarak temizlenir, manevi olarak güçlenir.

Dua kişiyi bencillikten, vurdumduymazlıktan ve duyarsızlıktan kurtarır.

Dua bütün insanları kapsadığından toplumsal dayanışmaya da katkı sağlar.

Devamlı dua eden kişilerde sorumluluk duygusu gelişir ve bu kişiler başkalarına haksızlık yapmaktan uzak dururlar.
Çocuklar aile içinde eğitiliyordu

Geleneksel toplumlarda, kişi çevresi, ailesi, yakın akrabaları tarafından eğitiliyor yönlendiriliyordu ve böyle bir aile yapısında bireyler bariz bir sevgi alış verişiyle büyüyorlardı. Modern yaşamla beraber kişinin çevresini sarmalayan, onu kucaklayan, davranışsal olarak eğiten bu sosyal ağ daralmakta ve kişi bireyselleşmekte bireyselleştiği oranda da sevgi nesnelerinden uzaklaşmaktadır. Bireyselleşme insanlık aleminin müşterek dayanışma sınırlarını deldiğinden, bu dayanışmanın getirdiği, sevme ve sevilmeyi öngören özerk benliğini de zedelemektedir. Modern kültürle beraber her şeyden önce, insanlığın değerleri hayatın dışına atılarak, bunun yerine bilim geçmiştir. Değerlerin gün be gün hayatın dışına itildiği bir dünyada ise, insanlar birbirlerine karşı sevgi ve ilgi göstermekte cimri davranmaya başlamışlardır.

Bilindiği üzere, ailede ilişkinin temeli anne babanın tutum ve davranışlarıyla şekillenir ve çocuklara aktarılır. Çocuk dünyaya geldiğinde ilk iletişimini anneyle başladığından anneden çocuğa hiç kimsenin anlayamadığı bir geçiş hızıyla sürekli şemalar geçiyor ve çocuğun zihinsel haritası yavaş yavaş oluşmaya başlıyor. Böyle bir durumda kendisiyle ve çevresiyle iyi ilişkiler kuran bir anneyle, kimliğini tam olarak oluşturamamış kararsız bir annenin çocuğuyla kurduğu iletişim arasında fark vardır.

Yani, çocuk büyümüştür görünüş itibariyle anne ve babadan bağımsız hareket etmektedir fakat, tutum ve davranışlarıyla bir anne baba figürü onun iç dünyasında daima yaşamaktadır. Özellikle anne kişinin iç dinamiklerine yerleşmiş ve burada küçük bir kulübede yaşamaktadır.
Dumanını solumak bile yetiyor

türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Başkanı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, sigaradan ölen her 100 kişiden 17'sinin pasif içicilik nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.  Kılınç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada halen 1,3 milyar kişinin sigara içtiğini, önlem alınmadığı takdirde bu rakamın 1,7 milyarı aşacağını ifade etti.  Sigara içenlerin yüzde 84'ünün gelişmekte olan ya da gelişmiş ülkelerde yaşayan insanlardan oluştuğunu, yılda sigaradan ölen insan sayısının 6 milyon 100 bin kişiye ulaştığını dile getiren Kılınç, bu rakamın 2030'da 10 milyona yükseleceğinin öngörüldüğünü ifade etti.
Pasif içiciliğe dikkat

Kılınç, sigara kaynaklı hastalıklardan korunmak için sigara içmemenin de tek başına yetmediğini belirterek, sigara içilen bir ortamda bulunan kişilerin sigara içmeseler bile duman solumak sorunda kalmaları, yine aynı şekilde sigara içen bir kişinin, başkasının içtiği sigaranın da dumanınına maruz kalmasının hastalık riskini artırdığına dikkati çekti.  Bu noktada kapalı ortamda sigara ve benzer tütün mamullerinin tüketiminin yasaklanmasının büyük önem taşıdığını ifade eden Kılınç, şunları kaydetti: ''Sigaranın kapalı bir ortamda içilmesi durumunda, içmeseniz de zaten içen biri de olsanız zarar görüyorsunuz. Sigara içilen bir ortamda bulunan kişi ister kendisi de içsin ister içmesin, bir sigaranın 4'te biri kadarını solumuş oluyor. 100 kişinin bulunduğu bir ortamda herkesin birer adet sigara içtiği düşünülürse her bir kişi 25 tane sigara içmiş oluyor. Sigara içen birinin aynı ortamda başkalarının da içtiği sigarayı soluması, onun kanser olma riskini 3'te bir oranında artırıyor. Sigaradan ölen her 100 kişiden 17'si pasif içicilik nedeniyle ölüyor.''

Milli Gazete
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 11 Şubat 2012, 03:47:12 Gönderen: Sümeyra »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sahabe inandık demekle yetinmemişti
« Posted on: 26 Nisan 2024, 03:22:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sahabe inandık demekle yetinmemişti rüya tabiri,Sahabe inandık demekle yetinmemişti mekke canlı, Sahabe inandık demekle yetinmemişti kabe canlı yayın, Sahabe inandık demekle yetinmemişti Üç boyutlu kuran oku Sahabe inandık demekle yetinmemişti kuran ı kerim, Sahabe inandık demekle yetinmemişti peygamber kıssaları,Sahabe inandık demekle yetinmemişti ilitam ders soruları, Sahabe inandık demekle yetinmemiştiönlisans arapça,
Logged
12 Şubat 2012, 00:13:20
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #1 : 12 Şubat 2012, 00:13:20 »

Görüldüğü üzere, emek vakit ayırmaktır, sevdiğiniz şeyi geliştirmek, onu daim kılmak için alınteri dökmektir... Bunu yapmadığınız sürece sevgi nesnenizin sürekliliğinden söz etmek mümkün olmayabilir... Çünkü sevmek emektir, emek vermektir, verdikçe de almaktadır...

Sevgi emek ister, sevgi alın teri ister, sevgi sözle değil özle olur. Güzel bir paylaşım olmuş, Rabbim razı olsun.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes