๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ => ilimdunyasi.com Haberleri => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 04 Şubat 2014, 05:19:18



Konu Başlığı: Peygamberimizin Nükteleri
Gönderen: Sefil üzerinde 04 Şubat 2014, 05:19:18
Peygamberimizin Nükteleri

(https://encrypted-tbn2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRwwZiu8lAtvcEySKI9fHSscnrVspWU9UnrvQdIePwmE_3QmcpWcw)

Ebu Turab (Toprak) Kalk !
 
Sehl b. Sa'd'ın (r.a.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.) bir gün kızı Fatıma'nın evine geldi. Ali'yi evde bulamadı.
-"Amcanın oğlu nerde?" diye sordu.
 Fatıma:
-"Aramızda bir şey geçti, beni kızdırdı. Bu yüzden gündüz uykusunu yanımda uyumadı; çıkıp gitti" dedi. Allah Resulü bir adama.
-"Bak, o nerede?" buyurdu. O zat (gidip) geldi ve:
-Ey Allah'ın Resulü! O mescitte uyuyor dedi. Bunun üzerine Allah Resulü mescide Ali'nin yanına geldi. Ali uzanmış, ridası bir yanından sıyrılmış, vücudu toprağa bulanmıştı! Allah Resulü:
-"Ebu Turab! Kalk, Ebu Turab! Kalk" diye diye bedeninden toprağı silkmeğe başladı.
 
 Sahih-i Müslim'deki hadis numarası [Sadece Arapça]: 4426


Bu köleyi kim satın alır
 
Resulallahın (a.s.m.), Zâhir isimli bir sahabesi vardı. Zahir, çölde yaşardı. Ara sıra Allah Resûlüne, çöl çiçek ve meyvelerinden hediyeler getirir, Peygamberimiz de onu çölde lazım olabilecek hediyelerle sevindirirlerdi. Efendimizin şakalaştığı sahabelerden biri de Zâhir idi. Onun için Peygamberimiz:
"Zâhir, bizim çölümüz, biz de onun şehriyiz," buyururlardı. Ticaretle uğraşan Zâhir, yine bir gün bir şeyler satmak amacıyla şehre gelmişti. Resûlüllah Efendimiz, o görmeden arkasından gelip, kollarından tuttuktan sonra gözlerini kapadılar.Zâhir, telaşlı bir şekilde:
"Kimsin? Beni bırak," diyerek geri döndü. Peygamberimiz olduğunu görünce de sevindi ve başını, Resûlullahın şefkatli sinesine koydu.
Allah Resûlü şakalarına şu soruyla devam ettiler:
"Bu köleyi kim satın alır?"
Bu soruya Zâhir:
"Pek alıcı bulamazsınız, benim ne değerim olabilir ki ?" diye cevap verince, Peygamberimiz şöyle buyurdular:
"Sen görünüşte belki öylesin, fakat Allah katında değeri yüksek, pahası ağır bir kölesin."


Yaşlı Kadınlar Cennete Girmeyecek
 
Hz. Hasan rivayet ediyor:
Bir Gün Resûlallâha yalı bir kadı geldi ve:
"Ya resulallah, beni cennete koyması için Allah'a dua et" dedi. Peygamberimiz de :
"Ey falanın annesi, yaşlı kadınlar Cennete girmeyecek" buyurunca kadın ağlayarak oradan ayrıldı. Resulullah (a.s.m.) sözündeki inceliği şu açıklamasıyla daha da anlaşılır yaptılar:
"Ona haber verin, yaşlı kadınlar böyle yaşlı olarak Cennete girmeyecek, genç olarak otuz üç yaşında girecekler"


Konu Başlığı: Ynt: Peygamberimizin Nükteleri
Gönderen: Hafsa Nur 6.D üzerinde 09 Şubat 2014, 14:27:46
ESSELAMUN ALEYKUM VERAHMETURULLAHİ VEBEREKATÜHÜ ;
Fark etmez, terzi sana ipek elbise biçsin,
Salih zatlar yanında, elbet sen yine hiçsin.

Gece gündüz koştukça, nefsimizin ardından,
Biz sadığız desek de, sözümüz olur yalan.