๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ => ilimdunyasi.com Haberleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 16 Ekim 2010, 01:12:36



Konu Başlığı: Osmanlıca öğretmek devletin görevi
Gönderen: Zehibe üzerinde 16 Ekim 2010, 01:12:36

Osmanlıca öğretmek devletin görevi


(http://www.risalehaber.com/images/news/69276.jpg)

Gazeteci yazar Ahmet Turan Alkan, bugün Osmanlıca'nın öğretilmesinde devlete büyük görev düştüğünü ifade etti.

Denizli Belediyesi, Halk Eğitim Merkezi ve Elmas Kalem Derneği tarafından Kent Konseyi binasında düzenlenen Osmanlıca kursuna katılan 223 kişiye, EGS Kongre ve Kültür Merkezi'nde törenle sertifika verildi. Açılış konuşmasını yapan Elmas Kalem Derneği Başkan Yardımcısı Özkan Can, vatandaşlardan gelen talep üzerine böyle bir kurs açmayı, Milli Eğitim ve belediyeye teklif ettiklerini söyledi. Başkan Yardımcısı Çınar ise geçmişi bilmeyenin, geleceğe yapılan yatırımları bilemeyeceğini belirterek, “Osmanlı Türkçe'sini sağdan soldan duyarak ya da birilerinin izah etmesiyle anlamak yerine öğrenmemiz, kendimiz anlamamız gerekir. Belediye olarak, içinde 'Denizli' geçen her türlü belgenin Denizli arşivinde ve kütüphanesinde toplanması adına geniş kapsamlı bir çalışmamız var” dedi.

İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Başkan Yardımcısı Kurt da Osmanlıca'nın İslam kültürüne ışık tutan bir bakış açısı, paha biçilmez bir zenginlik olduğunu ifade ederek, "Günümüz Türkiye'sinde sokaklara baktığımız zaman, öz kimliğimize yabancı Avrupai isimlerin dayatıldığını görüyoruz. Kişi, sevdiği şeye benzemek ister. Kültür emperyalizmiyle kültürel kodlarımız itibariyle yabancı kaldığımız, uyuşmadığımız bir meydan okumayla istemediğimiz halde karşı karşıya bırakılmaktayız. Hâlbuki millî kültürümüzün temelini teşkil eden eserlerin tamamına yakınını Osmanlıca'dır. Yeni neslimiz, Osmanlıca'nın gerek muhteva gerekse estetik zevkini yudumlamaktan mahrumdur” şeklinde konuştu.

Ahmet Turan Alkan da Türkiye'deki insanların kendi dilini müdafaa etmek hususunda, kendi vatanında pısırıklaştırılarak sindirildiğini anlattı. Osmanlıca'yı sadece sivil toplum kuruluşlarının öğretmesinin yeterli olmadığını belirten Alkan, “Bu hizmeti, bir noktadan sonra devletin üstlenmesi lazım. Bu bizim doğrudan kimliğimizle, varlığımızla ilgili” dedi. Türkçe'nin 1920'li yıllarda en görkemli çağını yaşadığını, daha sonra üstünden tren geçtiğini ifade eden Alkan, şunları söyledi: “Türkçe, yarısı çiğnenmiş tavuk gibi kanat çırpmaktadır. Bu inkılabı yapanlar demiş ki, 'Türkçe'nin içine Arapça, Farsça girmiş, çeşitli dillerden kelimeler kurallar girmiş. Anlaşılmaz, halkın anlamadığı bir lisan olmuş. Biz Türkçe'yi özleştiriyoruz.' Bugün Türkçe özleşti mi? Hayır. Türkçe, asıl referans kaynaklarını kaybettiği için İngilizceleşiyor. Küçümsemek için söylemiyorum fakat bu dil fukaradır. Osmanlılar, 6 asır Türkçe'yi resmî lisan, devlet lisanı yaptılar. Bütün kayıtlarını Türkçe'yle tutular. Diplomatik münasebetleri Türkçe'yle yönettiler. Ordu dili olarak Türkçe'yi kullandılar. Arşiv dili, edebiyat dili, bilim dili, medresenin dili oldu. Osmanlı'nın en çok övündüğü zaferi, Türkçe'nin terkibine Arapça ve Farsça'yı katmış olmalarıdır.”

Yeni Akit