> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > ilimdunyasi.com Haberleri > Musibetlere karşı en önemli kalkan
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Musibetlere karşı en önemli kalkan  (Okunma Sayısı 627 defa)
27 Ocak 2012, 01:53:12
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 27 Ocak 2012, 01:53:12 »



Musibetlere karşı en önemli kalkan




Kulun halini Allah'a arz etmesidir dua... Huzurda iki büklüm olup iç dökmektir, yakararak istiğfar etmektir.

Namazların sonuna üç-beş cümleye sıkıştırsak da dua, kul ile Rahman arasında en güçlü köprüdür, Peygamber beyanıyla ibadetin özüdür.

"Bende sıklet, sende letâfet.

Allah'ım affet!

Lâtif'ten af bekler kesâfet?

Allah'ım affet!

Etten ve kemikten kıyâfet.

Allah'ım affet!

Âcize imdadın şerâfet.

Allah'ım affet!

Sen mutlaksın, bense izâfet.

Allah'ım affet!

Ey kudret, ey rahmet, ey re'fet!

Allah'ım affet!"

Necip Fazıl 'Dua' şiirinde Rabb'ine böyle niyaz eder. Gönlünü Yaradan'a şerh ederek O'ndan (cc) af diler. Hiç şüphesiz onun gibi şairane dua edenlerimiz de var, dili döndüğünce Rabb'ine kendini ifade eden de. Bizler duayı, beş vakit namazın veya bazı ibadetlerimizin sonuna sıkıştırıp küçültsek de o, dua burcunun zirvesindeki Zat'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) ifadesiyle ibadetin özü, iliğidir. Zira "Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var?" (Furkan, 25/77) ayeti de insana verilen kıymetin onun duası nispetinde olduğunun delilidir.

Kelime anlamı itibarıyla 'seslenmek, çağırmak, dilekte bulunmak manalarına gelen dua, sadece bir şeyler istemek anlamını taşımıyor. Bizi yaratan ve yaşatan Sonsuz Kudret'in önünde, aczimizi ve hiçliğimizi anlamak, Rabb'imizin huzurunda iç dünyamızı şerh etmek manasına geliyor. Nitekim tüm dinlerde mevcut olan dua, insanın fıtratına derc ediliyor.

Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Davut Aydüz, insanın yaratılış itibarıyla dua etmeye ihtiyacı olduğunu vurguluyor. Ona göre bu durum, tabiatında yüzmek olan ördek yavrusunun doğar doğmaz su aramasına benziyor. Fakat nasıl ki temiz su bulamayan ördek, çamurlu su birikintilerinde oyalanıyorsa Allah'ı bulamayan insan da dua ihtiyacını başka şeylerle tatmin etmeye çalışıyor. Ya Mekke müşrikleri gibi putlara ya Hz. İbrahim'in kavmi gibi gök cisimlerine tapıyor ya da tabiatı ilahlaştırıyor. Ancak Allah, başka şeylere tapanları Ra'd Sûresi'nde "Hak dua, ancak Allah'a yapılandır. O'ndan başka dua ettikleri şeyler, onların isteklerini hiçbir şeyle karşılayamazlar. Onların hâli, kuyu başında durup, ağzına su gelsin diye suya doğru iki avucunu açan kimse gibidir. Hâlbuki o su, onun ağzına gelecek değildir. Kâfirlerin duası boşa gitmiştir." ayetiyle uyarıyor. Aydüz, vicdanına müracaat eden insanların daima Yaradan'ı bulacağını anlatıyor. Hatta onlar, Allah'ın yarattığı bir sanat galerisi hükmündeki tabiatta dolaşıp, uzaydaki haşmeti, dağlardaki heybeti, çiçeklerdeki rahmeti gördükçe "Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana sığınıyorum. Sana hizmetkârım ve Seni arıyorum." demekten kendini alamaz. Çünkü dua, insanı merdiven merdiven Hakk'a yücelten mukaddes bir miraç hükmünde. Peki karanlık mahzenlerimizi aydınlıkla dolduran duanın edebi nasıl olmalı?

Bize istemeyi veren Zât, nasıl isteyeceğimizi de öğretiyor. Örneğin "Rabb'inize için için yalvararak, başka nazarlardan uzak, gizlice dua edin." (A'raf, 7/55) ayeti bize yol gösteriyor. Fethullah Gülen Hocaefendi, "Dua ederken kalbin saffetinin bozulmaması gerekir. Umumi yerlerde bu saffet balansını ayarlamak ve muhafaza etmek çok zordur. Bu balansı ayarlayamayanlar tenha yerlerde dua etmeyi tercih etmeliler. Riya ve süm'a (gösteriş) ile o duanın kolunu kanadını kırmamalılar. Bununla beraber halk içinde insanların mevcudiyetini hissetmeksizin Rabb'isine yalvaranlar da elbette vardır. O yüreğe sahip olanlara diyecek bir şeyim yok" sözleriyle samimi duayı tarif ediyor.

Allah'ın esmasıyla dua etmek niyazımızı güzelleştiriyor. Burada "En güzel isimler Allah'ındır. O halde O'na onlarla dua edin." (A'raf,7/180) ferman-ı subhânisi bize ışık tutuyor. Duanın başında ve sonunda Allah'a hamd etmek, Peygamberimiz'e salât u selam getirmek de değerini artırıyor. Nitekim dileklerimizi hamd ve salâvatla zenginleştirmek sünnet kabul ediliyor.

Genelde duaya sadece musibet anlarında sarılıp feraha erdiğimizde onu terk etmek doğru bir davranış değil. "İnsan bir sıkıntıya maruz kalınca gerek yan yatarken, gerek otururken veya ayakta iken, Bize yalvarıp yakarır. Fakat Biz sıkıntısını giderdik mi, sanki uğradığı dertten dolayı Bize yalvaran kendisi değilmiş gibi eski haline geçip gider. İşte (hayat sermayelerini boşuna harcayıp) haddini aşanlara, yaptıkları işler, kendilerine böyle süslenmiş, hoşlarına gitmiştir." (Yunus, 10/12) ayetiyle işte az önce söylediğimiz duayı terk edenler nazara veriliyor. Prof. Dr. Aydüz'e göre rahat zamanlarda dua etmek tam bir yiğitlik. Öyle ki ferah günlerinde Rabb'ine yalvarıp gözyaşı döken, seher vakitlerinde O'nu zikreden insanları Allah darda bırakmıyor. Örneğin haberlerde ya da yakın çevremizde çeşitli trafik kazalarına şahit oluyoruz. Kaza sonucu hurda yığınına dönen araçlardan bazı insanlar sağ salim çıkıyor. Hiç şüphesiz bu kurtulmaların temelinde bazı hayırlı işler, güzel dualar bulunuyor. Yani ferah zamanlarda yapılan iyilikler ve yakarışlar zor zamanlarda kalkan oluyor.

Mevzuyu Yüce Beyan'dan örnekleyecek olursak Hz. Yunus'un duası çıkıyor karşımıza. O, balığın karnındayken "Senden başka İlah yoktur. Sen bütün eksiklerden uzaksın, yücesin, ben zalimlerden oldum." (Enbiyâ, 21/87) şeklinde niyaz eder. Onun arz u hali cevapsız kalmaz ve Allah, Hz. Yunus'u tasadan kurtardığını ifade eder. Hemen akabinde Cenâb-ı Hak, kurtarmasının sebebini şöyle izah eder: "Eğer (rahatlık ve bolluk anında da) tesbih edenlerden olmasaydı, (insanların) diriltilecekleri güne kadar onun (balığın) karnında kalırdı." (Sâffât, 37/143-144). Buradan çıkardığımız ders, Hz. Yunus'un felahını sağlayan, bollukta da duaya sarılması. Nitekim Peygamberimiz de bir hadisinde, "Kederli, hüzünlü bir kimse, kardeşim Yunus gibi dua ederse, Allah onun duasına cevap verir. Öyleyse, sıkıntılı anında Allah'ın duasını kabul etmesi kimin hoşuna gidiyorsa, rahatlık ve bolluk anında Allah'a çok dua etsin." buyurarak huzurlu zamanda edilen duanın önemine işaret ediyor. Kişinin bolluk ve mutluluk anlarında Allah'a dua etmesi sonradan gelecek musibetlere karşı paratoner görevi de görüyor. Dolayısıyla Rahman'ın rahmet elinin üzerimizde olması için daima dua silahını kuşanmamız lazım. Tabii sadece kavlî (sözlü) değil fiilî duada bulunmak gerekiyor. Bunu bir örnekle açıklayacak olursak, bir çiftçinin tarlasını ekip sulamadan "Allah'ım bana ürün ver." diye yakardığını düşünelim. Sizce bu çiftçinin ürün elde etmesi mümkün mü? Elbette ki tohum atılmamış bir tarladan mahsul alınması imkânsız. Hocaefendi de "Kavlî duayı yapıp, fiilî duayı yapmama, sözle davranış arasında bir tenakuz göstergesidir." diyor.

'DUALARIM KABUL OLMUYOR (?)'


Ellerimizi Rahman'a açıp yana yakıla dua ettiğimizde taleplerimizin karşılığını bir an önce görmek isteriz. Halbuki Allah isteklerimize bazen hemen yerine getirir, bazen çok daha iyisini verir, bazen de taleplerimize (bize zararı dokunacağından) beklediğimizden farklı bir karşılık verir. Nasıl ki hasta olup doktora gittiğimizde tedavimiz için gerekli olan ilacın hangisi olduğuna hekim karar veriyorsa Cenâb-ı Hak da kulunun ihtiyacını bilip ona göre sıkıntılarını gideriyor. Ama bizler sabırsız davranıp hemen "Dualarım kabul olmuyor" cümlesine sarılabiliyoruz. Hocaefendi bu gibi söylemlerin, yanlış olduğuna hatta küfür mülahazasına kapı araladığına dikkat çekiyor.

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri de 23. Söz'de duanın bir kulluğun gereği olduğunu, onun asıl semeresinin ahirette verileceğini anlatıyor. Ona göre bizi el açmaya yönlendiren her olay, dua vaktinin geldiğinin göstergesi: "Mesela yağmur namazı ve duası bir ibadettir. Yağmursuzluk ise o ibadetin vaktidir; yoksa o ibadet ve o dua, yağmuru getirmek için değildir. Eğer sırf o niyet ile olsa, o duam, o ibadet halis olmadığından, kabule lâyık olmaz." Yani bazı duaların kabulü ya zaman istiyor ya da kabulü için şartların olgunlaşması gerekiyor. Nitekim Efendimiz dua edenlerin mutlak bir kazanç içinde olduğunu ifade ediyor: "Kul duasında şu üç şeyden birisini mutlaka kazanır: Ya duası sayesinde günahı bağışlanır ya dünyada mükâfatını alır ya da ahirette mükâfatını kazanır."

DUANIN TERAPİ ETKİSİ

Özellikle darda kaldığı zamanlarda Allah'a el açıp yakaran pek çok insan huzura erer. Burada duanın tedavi edici özelliğine dikkat çekmekte fayda var. Hakkâri Üniversitesi Eğitim Fakültesi Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Öğretmenliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Esma Sayın, duanın tedavi edici boyutundan bahsediyor. Sayın'a göre dua eden insan, bir yandan Allah'a olan köklü bağlılığını itiraf ederken aynı zamanda O'nun yüce kudretine duyduğu derin güveni teyit ediyor. Zira insan dua ederken yalan söyleyemiyor, saklanamıyor ve kendinden kaçamıyor. Yani Yaradan'a hapsolarak özgürleşiyor. Nefsine muhalefet edip onu hesaba çekerek manevî bir enerji yükleniyor. Kalbinde dolaşan arzuları Rabb'inin işittiğini bilip O'nun hem kudretini hem de kendisine verdiği değeri hissederek rahatlıyor. İnsan, tevazu içinde boyun bükmeyi öğrenirken ruhen, manen ve psikolojik olarak İlahî yakınlık ve huzuru tecrübe ediyor. Bu yakınlık da duayı güçlü bir terapi mahiyetine sokuyor.

'Dua Terapisi' adlı kitabında Allah'la kurulan yakınlığın kişiyi tedavi ettiğini anlatan Sayın, sıkıntı, stres ve depresyon anlarında gönlümüze huzur yağdıracak dua ve ayetlerin bize ikram edildiğini anlatıyor. Duhâ, İnşirâh ve Tâhâ sûrelerindeki ayetlerin ruhumuza nefes aldıracağını ifade ediyor. Zira bu sûrelerin ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Musibetlere karşı en önemli kalkan
« Posted on: 20 Nisan 2024, 18:24:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Musibetlere karşı en önemli kalkan rüya tabiri,Musibetlere karşı en önemli kalkan mekke canlı, Musibetlere karşı en önemli kalkan kabe canlı yayın, Musibetlere karşı en önemli kalkan Üç boyutlu kuran oku Musibetlere karşı en önemli kalkan kuran ı kerim, Musibetlere karşı en önemli kalkan peygamber kıssaları,Musibetlere karşı en önemli kalkan ilitam ders soruları, Musibetlere karşı en önemli kalkanönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes