> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > ilimdunyasi.com Haberleri > Ezan neden başka bir dilde okunamaz?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ezan neden başka bir dilde okunamaz?  (Okunma Sayısı 870 defa)
02 Mayıs 2016, 10:59:04
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 02 Mayıs 2016, 10:59:04 »



Ezan neden başka bir dilde okunamaz?



Ezan Arap­ça’dan baş­ka bir dil­le oku­na­maz, oku­nan şey de ezan ol­maz. Bu­nun ne­den­le­ri­ni mad­de mad­de şöy­le sı­ra­la­ya­bi­li­riz:

Ha­ne­fî ve Han­be­lî fu­ka­ha­sı eza­nın baş­ka bir dil­de okun­ma­sı­nın ca­iz ol­ma­dı­ğı ka­na­atin­de­dir­ler. Şa­fiî fa­kih­le­ri ise, Arap­ça bil­me­yen ya­ban­cı­la­rın, eza­nı ori­ji­nal şek­liy­le oku­ya­bi­len bi­ri­ni bu­la­ma­dık­la­rı tak­dir­de ken­di dil­le­rin­de oku­ma­la­rı­na ce­vaz ver­miş­ler­dir. Fa­kat bu da, ebe­dî de­ğil, ge­çi­ci ya­ni ori­ji­na­li­ni öğ­re­nin­ce­ye ka­dar ve­ril­miş bir ce­vaz­dır. Ka­hir ek­se­ri­yet, eza­nın Arap­ça’dan baş­ka bir dil­de oku­na­ma­ya­ca­ğı ka­na­atin­de­dir. Onun için­dir ki ezan, on dört asır içe­ri­sin­de dil­le­ri bir­bi­rin­den fark­lı bü­tün İs­lâm ül­ke­le­rin­de, Arap­ça’dan baş­ka bir dil­le okun­ma­mış­tır.

Bi­ze gö­re de ezan Arap­ça’dan baş­ka bir dil­le oku­na­maz, oku­nan şey de ezan ol­maz. Bu­nun ne­den­le­ri­ni mad­de mad­de şöy­le sı­ra­la­ya­bi­li­riz:

1- Eza­nın söz­le­ri Arap­ça’dır. Ama Arap’ın söz­le­ri de­ğil­dir. Onun naz­mı ve laf­zı ya­ni di­zi­li­şi ve söz­le­ri as­hap­tan Ab­dul­lah b. Zeyd’e, Hz. Ömer’e ve da­ha pek çok sa­ha­be­ye (r. an­hüm) Al­lah ta­ra­fın­dan il­ham edil­miş; Hz. Pey­gam­be­rin onay ve tas­dik­le­riy­le ke­sin­leş­miş, 1400 kü­sur se­ne­dir dil­le­ri fark­lı bü­tün İs­lâm ül­ke­le­rin­de de­ğiş­me­den, tar­tı­şıl­ma­dan “EZAN-I MU­HAM­ME­DΔ ola­rak oku­na­gel­miş­tir.

2- “Ezan-ı Mu­ham­me­dî” ola­rak ad­lan­dı­rıl­ma­sın­da da ayrıca bir gü­zellik var­dır. Arap kal­kıp “Ezan-ı Ara­bî” ya­ni Arap Eza­nı de­me­sin, Pa­kis­tan­lı kal­kıp “Ezan-ı Pa­kis­ta­nî” ya­ni Pa­kis­tan Eza­nı de­me­sin, Müs­lü­man Türk kal­kıp “Ezan-ı Tür­kî” ya­ni Türk Eza­nı de­me­sin ve herkes kendisine göre bir ezan çıkarmasın di­ye bü­tün Müs­lü­man­la­rın peygamberi olan Hz. Muhammed (s.a.v)Efendimize isnaden “EZAN-I MU­HAM­ME­DΔ de­nil­miş­tir.

3- Düş­man is­ti­la­sın­da ka­lan Müs­lü­man top­rak­la­rın­da ilk ya­pı­lan şey eza­nı men et­mek olur. Çün­kü ezan bir pa­ro­la­dır, Müs­lü­man­la­rın hür­ri­yet ve bir­lik alâ­me­ti­dir. İş­te bu se­bep­ten­dir ki, “Ezan oku­ma, İs­lâm dün­ya­sın­da fe­tih ve za­fer­le­rin vaz­ge­çil­mez bir un­su­ru ol­muş­tur. Ni­te­kim Mek­ke’nin fet­hin­den be­ri ele ge­çi­ri­len her bel­de­de ya­pı­lan ilk uy­gu­la­ma­lar­dan bi­ri, fe­tih müj­de­si­ni her ta­ra­fa du­yur­mak için yük­sek bir yer­de ezan oku­mak ol­muş­tur. Bâ­kî’nin meş­hur Kâ­nû­nî Sul­tan Sü­ley­man mer­si­ye­sin­de­ki:

“Al­dın he­zar büt­ge­de­yi mes­cid ey­le­din

Na­kûs yer­le­rin­de okut­tun ezan­la­rı.”

bey­ti bu uy­gu­la­ma­nın di­van şi­iri­ne ak­set­miş bir ifa­de­si­dir. Anlamı şududr:

Aldın binlerce puthaneyi mescid yaptın

Çan çalınan yerde okuttun ezanları.”

4- Eza­nın gö­re­vi­ni yap­sın di­ye ön­ce­den çok tek­lif­ler gel­di. Çan ça­lın­sın, bo­ru öt­tü­rül­sün, ateş ya­kıl­sın de­nil­di; ama bun­la­rın hiç­bi­ri hüsn-ü ka­bul gör­me­di. Çün­kü bun­la­rın hep­si be­şe­rî idi. İn­san­la­rın dü­şün­ce­si­nin ürü­nüy­dü. Ay­nı za­man­da bir yan­lı­şı çağ­rış­tı­rı­yor­du.

5- Hal­bu­ki ezan, be­şe­rin ürü­nü de­ğil­di. Bu­ra­dan da an­la­şı­lı­yor ki ezan ilâ­hî bir ter­cih­tir, ilâ­hî bir da­vet­tir, ilâ­hî bir teb­liğ­dir, ilâ­hî bir me­saj­dır. Me­sa­jı­nı in­san­lı­ğa du­yur­mak is­te­yen Al­lah, her­hal­de bu­nu, dil­ler­den bi­ri­ni se­çe­rek ya­pa­cak­tı. Ni­te­kim öy­le yap­mış, dil­ler­den Arap­ça’yı seç­miş, eza­nı da Arap­ça il­ham ey­le­miş­tir. O, Fa­il-i Muh­tar’dır, di­le­di­ği­ni yap­mak­ta ser­best­tir. Kim­se­nin O’na ‘Ne­den Arap­ça’yı seç­tin?’ de­me­ye hak­kı yok­tur.

6- İs­lâm şe­ai­rin­de­ki ilâ­hî ve ne­be­vî ke­li­me­ler can­lı ve se­vap­lı bir ka­buk ve bir de­ri gi­bi­dir. Bir hay­va­nın de­ri­si ve­ya bir mey­ve­nin ka­bu­ğu so­yul­sa, az bir za­man son­ra o za­rif et ve o gü­zel mey­ve si­yah­la­nır, ko­kar.

İş­te ge­rek iba­det­te ve ge­rek­se ezan­da ol­sun şe­air-i İs­lâ­mi­ye­de­ki Arap­ça ifa­de­ler can­lı ve se­vap­lı bir de­ri ve bir ka­buk gi­bi­dir. On­lar so­yu­lur­sa, ge­çi­ci ola­rak ma­na­la­rı bir de­re­ce gö­rü­nür; fa­kat o mü­ba­rek ma­na­la­rın ruh­la­rı uçar, ge­ri­ye du­ma­nı ka­lır.

Üm­mî bir adam ya­ni Kur’an’ın ma­na­sı­nı bil­me­yen bi­ri, Kur’an’dan ya­rım say­fa oku­sa Kur’an oku­muş sa­yı­lır. Kur’an’ın ma­na­sı­nı bi­len bir alim Kur’an’ın me­alin­den on say­fa da­hi oku­sa Kur’an oku­muş sa­yıl­maz. Çün­kü Kur’an de­nil­di mi onun laf­zı ve naz­mı ak­la ge­lir. La­fız ve na­zım or­ta­dan kal­kar­sa Kur’an di­ye bir şey kal­maz. Ge­ri­ye ka­lan me­al ve ter­cü­me­dir. Kur’an’ın me­al ve ter­cü­me­si Kur’an de­ğil­dir ki onun­la iba­det ya­pı­la­bil­sin.

Ay­nen bu­nun gi­bi eza­nın Arap­ça söz­le­ri de ilâ­hî­dir. Türk­çe­leş­ti­ril­se ve Arap­ça eza­nın ye­ri­ne Türk­çe’si okun­sa, o, ezan sa­yıl­maz. Oku­yan, sa­de­ce eza­nın Türk­çe’si­ni oku­muş olur. Türk­çe ezan da, ori­ji­nal eza­nın ka­zan­dır­dı­ğı­nı ka­zan­dır­maz. Pa­ro­la ve şe­air ol­maz.

7- İs­lâ­mi­yet’in me­se­le­le­rin­den bir kıs­mı “Ta­ab­bü­dî”dir. Ya­ni Al­lah ve Pey­gam­ber ne koy­muş­lar, na­sıl is­te­miş­ler­se öy­le ya­pı­lır. Yüz bin hik­met ve mas­la­hat on­la­rı de­ğiş­ti­re­mez. Me­se­la bi­ri, “Eza­nın hik­me­ti Müs­lü­man­la­rı na­ma­za çağır­mak­tır. Şu hal­de bir tü­fek at­mak kâ­fi­dir.” der­se yan­lış söy­le­miş olur. Çün­kü eza­nın sa­de­ce bir hik­me­ti yok­tur. O pek çok hik­met­ler­den sa­de­ce bir hik­met ola­bi­lir.

Eza­nın en önem­li hik­met­le­rin­den bi­ri, in­san­lık adı­na, o şe­hir aha­li­si adı­na, kâ­ina­tın ya­ra­tı­lı­şı­nın en bü­yük ne­ti­ce­si ve in­sa­noğ­lu­nun ya­ra­tı­lı­şı­nın en bü­yük ga­ye­si olan tev­hi­di ilân et­mek, yani Al­lah’ın birliğini kabullenip Rab olu­şu­nu haykırmaktır.

8- İki çe­şit hak var­dır. Bi­ri şah­sî, özel hak, di­ğe­ri umû­mî, ge­nel hak­tır. Ge­nel hak­la­ra “Hu­ku­kul­lah” Al­lah’ın hak­la­rı da de­ni­lir. Bun­la­rın bir adı da “Şe­air-i İs­lâ­mi­ye” ya­ni “İs­lâ­mî sem­bol­ler”dir. Bu hak­la­ra bü­tün Müs­lü­man­lar or­tak­tır. İş­te o şe­air­den bi­ri Ezan-ı Mu­ham­me­dî’dir. Bü­tün Müs­lü­man­la­rın rı­za­sı ol­ma­dan on­la­ra iliş­mek, her­ke­sin hu­ku­ku­na ve Al­lah’ın hak­la­rı­na te­ca­vüz sa­yı­lır.

İş­te bu se­bep­ler­den do­la­yı­dır ki, hiç­bir Müs­lü­man ve hiç­bir İs­lâm ül­ke­si eza­nı ori­ji­na­lin­den baş­ka bir dil­le oku­mak ve din­le­mek is­te­me­miş, oku­yan­lar­dan ve oku­tan­lar­dan da as­la ra­zı ol­ma­mış­tır.

9- Eza­nın ke­li­me­le­ri ve­ciz­dir, mu’ciz­dir, ilâ­hî­dir. Me­se­la son cüm­le­si­ni ele ala­lım. La ila­he il­lal­lah’ın her bir ke­li­me­sin­de bir La ila­he il­lal­lah var­dır. Ya­ni ma­na­sı var­dır. La ila­he il­lal­lah, Al­lah’tan baş­ka tan­rı yok de­mek­tir. “La ila­he”yi kal­dı­rın “il­lal­lah” de­yin, yi­ne yal­nız Al­lah var de­mek­tir. “İl­la”yı kal­dı­rın “Al­lah” de­yin, yi­ne kâ­ina­tın mut­lak hâ­ki­mi ak­la ge­lir. “Al­lah” laf­za-i ce­la­li­nin ba­şın­dan eli­fi kal­dı­rın, “Lil­lah” yi­ne her şey Al­lah için­dir an­la­mı­na ge­lir. “Lil­lah”ta­ki bi­rin­ci la­mı kal­dı­rın “le­hu” ka­lır. Yi­ne her şey Al­lah’ın­dır an­la­mı­na ge­lir. “Le­hu”da­ki la­mı kal­dı­rın, ge­ri­ye “Hû” ka­lır. Her şey “O” de­yip in­le­mek­te, O’nu gös­ter­mek­te, Al­lah’ın var­lı­ğı­nı ve bir­li­ği­ni ilân et­mek­te­dir, an­la­mı­na ge­lir.

10- Şim­di bir de ge­lin Al­lah laf­za-i ce­la­li­nin ye­ri­ne ko­nu­lan “TAN­RI” ke­li­me­si­ni dü­şü­ne­lim. Ba­şın­dan T’yi kal­dı­rın ge­ri­ye ne ka­lı­yor? AN­RI. Ne an­la­ma ge­li­yor? Hiç. A har­fi­ni kal­dı­rın ve ba­kın, ge­ri­ye hiç­bir şey kal­ma­dı­ğı­nı gö­re­cek­si­niz. Öy­ley­se ge­lin bu taş­la­rı ye­rin­den oy­nat­ma­ya­lım. Çün­kü bu taş­la­rı Al­lah diz­miş­tir.

Bu taşları yerinden oynatanın başına ağır taşlar düşer, bir daha iki yakası bir araya gelmez; ne dünyada ne de ahirette.

11- Ben “Tan­rı ulu­dur” de­mek­ten hiç zevk al­mı­yo­rum. San­ki Al­lah’ın bü­yük­lü­ğü Tür­ki­ye hu­dut­la­rıy­la sı­nır­lan­dı­rıl­mış gi­bi ge­li­yor ba­na. Hal­bu­ki be­nim inan­dı­ğım Al­lah’ın bü­yük­lü­ğü sı­nır­sız. Bu­nu da an­cak “Al­la­hu­ek­ber” sö­zü ifa­de etmek­te­dir.

Yu­suf İs­lâm da iş­te bu­nun için eza­nı ori­ji­nal di­liy­le oku­mak­ta­dır. Biz di­ne uyar­sak din, din olur. Di­ni ken­di­mi­ze uy­du­rur­sak din, din ol­mak­tan çı­kar. O da bi­zim gi­bi pe­ri­şan olur.

12- Müs­lü­man, ırk­çı­lık da­va­sı gü­de­me­ye­ce­ği gi­bi, dil ırk­çı­lı­ğı­na da te­nez­zül et­me­me­li­dir. Hik­met ve ilim han­gi dil­le bi­zim eli­mi­ze tu­tuş­tu­ru­lur­sa onu alı­rız. İl­min ve hik­me­tin Müs­lü­ma­nı, gay­ri­müs­li­mi ol­maz. İlim ve hikmet nerde olursa olsun hep Müslüman’dır. Yü­ce Al­lah me­sa­jı­nı Hz. Mu­ham­med’in (s.a.v) Efendimizin eliy­le, elekt­ri­ği de Edi­son’un eliy­le in­san­lı­ğa ulaş­tır­mış­tır. Peygamberin eliyle gelen de, Edison’un eliyle gelen de nimettir, hikmettir, hikmet mü’minin malıdır, bulduğu yerde almalıdır.

13- Ben­de­ni­zin Tan­rı ke­li­me­si­ne ta­kıl­ma­mın se­be­bi, bu ke­li­me­nin Al­lah laf­za-i ce­la­li­nin ye­ri­ne ko­nul­ma­sından ve onun bir ter­cü­me­si ola­rak gös­te­ril­miş olmasındandır. Yok­sa Tan­rı di­yen der, ona biz ka­rış­ma­yız. Ama “Al­lah” laf­za-i ce­la­li­nin ye­ri­ne ko­nul­ma­sı­na da ra­zı ola­ma­yız.

TERCÜME EDİLEMEYEN LAFIZ

14- Şu­nu da unut­ma­ya­lım: Bun­ca ça­ba­la­ma­la­ra rağ­men Tan­rı ke­li­me­si bir tür­lü mil­le­tin ağ­zı­na otur­ma­mış, Al­lah laf­za-i ce­la­li de bu mil­le­tin ağ­zın­dan düş­me­miş­tir. Me­se­la he­men he­men her­kes her kız­dık­ça ve ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ezan neden başka bir dilde okunamaz?
« Posted on: 19 Nisan 2024, 09:08:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ezan neden başka bir dilde okunamaz? rüya tabiri,Ezan neden başka bir dilde okunamaz? mekke canlı, Ezan neden başka bir dilde okunamaz? kabe canlı yayın, Ezan neden başka bir dilde okunamaz? Üç boyutlu kuran oku Ezan neden başka bir dilde okunamaz? kuran ı kerim, Ezan neden başka bir dilde okunamaz? peygamber kıssaları,Ezan neden başka bir dilde okunamaz? ilitam ders soruları, Ezan neden başka bir dilde okunamaz?önlisans arapça,
Logged
02 Mayıs 2016, 13:11:52
Ruhane
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.473


« Yanıtla #1 : 02 Mayıs 2016, 13:11:52 »

Selamun aleykum .. Ezan  beşer sözü değildir.. Insanların yazdığı bir şeymiş gibide okunamaz. . ILAHI bir sozdur ve hangi dilde istense o şekilde okunamaz..
Bilgilendirici güzel paylasiminiz için Allah razi olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes