> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > ilimdunyasi.com Haberleri > Mevlidin Dindeki Yeri
Sayfa: [1] 2 3 4 5   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mevlidin Dindeki Yeri  (Okunma Sayısı 3826 defa)
10 Ocak 2014, 20:29:31
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 10 Ocak 2014, 20:29:31 »



Mevlidin Dindeki Yeri


Mevlid okumanın/okutmanın asıl amacı, Efendimiz'in dünyayı şereflendirmesinden ötürü duyulan sevinci ortaya koymaktır. Kainatın, yaratılmasından kıyamete kadar geçirdiği/geçireceği en önemli zaman dilimi olan bu günden ötürü sevinç duymanın ve bunu meşru bir yolla ortaya koymanın dinen bir sakıncası bulunmamaktadır.

Öyle zannediyoruz ki, insanlık tarihinin hiç bir döneminde, günümüzde olduğu kadar, kavram kargaşasına rastlanmamıştır. Bu kargaşanın bulaşıcı bir illet gibi, bütün dünyaya ve hemen her kültüre sirayet etmesinde ise, başrolü, medya denilen iletişim araçları oynamışladır. Bu kargaşanın hangi boyutlara varacağı ise maalesef, kestirilememektedir.

ImageAynı kavramın, her kullanana göre ayrı bir anlam taşır hale gelmesi veya konjöktüre göre ayrı anlamlarda kullanılması, insanların doğru bir şekilde bir birlerini anlamalarına engel olduğu gibi, neticede yanlış ve haksız hükümlerin ortaya çıkmasına da neden olmaktadır.

Söz konusu kargaşanın etkisi, özellikle kültürel sömürü altında bulunan yerlerde, çok daha çaplı bir şekilde görülmektedir. Çünkü kavram kargaşası, kültürel sömürünün temel araçlarından biri haline gelmiş bulunuyor. İslam ülkelerinde bu kargaşanın yaygın bir şekilde hissedildiği sahalardan birisi de, dinî konulardır. Bu yüzden tartışılan konuların birçoğunda taraflar, bir birlerini anlamakta zorluk çekmektedirler.

Tartışılan kavramlardan birisi de, şüphesiz, bidat terimidir. Toplumda yaygın bir şekilde görülen dinî bilgisizlik, hem birçok bidatın ortaya çıkmasına ortam hazırlamış, hem de bidat olmadığı halde birçok yeniliğin ve dinî unsurun bidat olarak damgalanmasına neden olmuştur. Bu durum halkın dinî konularda şüpheye düşmesine, dini, ilerleme ve yeniliklere engel, çağ dışı bir kurum gibi algılamasına ve dine karşı ilgisiz davranmasına neden olmaktadır. Aşağıdaki satırlarda bidat kavramından bir nebze söz ettikten yani kabaca sınırlarını çizdikten sonra, bunu mihenk taşı gibi kullanarak değişik yönleriyle mevlidin üzerinde durmaya çalışacağız.

Kelime olarak bidat, önce bulunmayan veya bir örneği önceleri görülmeyen ve yeni ortaya çıkarılan fiil veya şeydir. Bu anlamda Kur'ân'da da geçmektedir. (Bak: Bakara, 2/117; Ahkaf, 46/9) "Falan bir bidat çıkardı." sözü "yeni bir şey ortaya çıkardı, ilk defa o bu işi başlattı, dolayısıyla bu yeni bir iştir." anlamına gelir.

Kısacası kelime olarak bidat, düşünce, fiil, özellik ve eşya türünden, daha önce bir benzeri olmayıp sonradan ortaya çıkan her şeyi kapsar. Bu anlamda bidat, dinle (iman ve ibadet, günah ve sevap) de sınırlı değildir.

Dinî literatürde kullanılan bidat kelimesi ise bir terimdir ve sınırlı bir anlam taşımaktadır. Alimler tarafından yapılan bidat tariflerinden en kapsamlı ve anlaşılır olanının şu olduğu kanaatindeyiz: Hz. Peygamber ve ashabı zamanında olmayıp, kavlî, fiilî ve takrirî sünnetten herhangi biriyle ona işaret olunmayan ve hakkında asar ve sahabe sözü dahi bulunmayan; (buna rağmen şerî imiş gibi görünen ve onunla Allah'a daha çok ibadet etme kastedilen) şeye/uygulamaya bidat denir.(1)

Bu ve benzeri diğer tariflerden bidatın şu özellikleri olduğu ortaya çıkmaktadır:

Sonradan Ortaya Çıkarılmış Olmalı,
Şerî Bir Delile Dayanmamalı,
İbâdet Kastıyla Yapılmalı,
Şerî imiş Gibi Görünmeli ve
Genelleşme İstidadı Göstermelidir.(2)
Mevlidin Konumu
Mevlid kelime olarak doğum zamanı ve doğum yeri anlamına gelir. Halk arasında bir terim olarak, Peygamber Efendimiz'in dünyayı şereflendirdiği günü, bu gün münasebetiyle yapılan değişik etkinlikleri ve bu günde uzun bir zamandan beri farklı makamlarla okunması âdet halini alan naat, kaside veya şiirleri kapsayan geniş bir anlamda kullanılmaktadır.

Mevlid okumanın/okutmanın asıl amacı, Efendimiz'in dünyayı şereflendirmesinden ötürü duyulan sevinci ortaya koymaktır. Kainatın, yaratılmasından kıyamete kadar geçirdiği/geçireceği en önemli zaman dilimi olan bu günden ötürü sevinç duymanın ve bunu meşru bir yolla ortaya koymanın dinen bir sakıncası bulunmamaktadır. Elbette mevlidi, yakın zamanda Batı'dan alınan doğum günü âdetine benzeterek, oradan alınmış gibi ayrıca yılbaşı âdetine karşı çıkacağız diye "Peygamber'in de olsa doğum günü kutlaması dinde yok...!" basitliği, hatta saygısızlığıyla meseleye yaklaşanlara diyebileceğimiz bir şey bulunmuyor. Zaten muhatabımız da bu türden kişiler değiller. Ama Efendiler Efendisinin doğumuyla dünyaya şeref verdiği gün sıradan bir gün olamaz. Öyle ise bu gün münasebetiyle meşru daire içinde bir yere toplanmak, dini konuları konuşmak, salavat getirmek, yemek yedirmek, hediyeleşmek ve Hz. Peygamber'i övücü bazı ilahi ve kasideler okumak; hatta son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığının başarılı bir şekilde yürüttüğü Kutlu Doğum Haftalarıyla O'nu değişik yönleriyle ele alıp insanlığa anlatmak neden yanlış olsun veya bidat sayılsın?

 

Efendimiz'i övmek, bu amaçla şiirler yazmak ve okumak, salavat getirmek, yemek yedirmek, dinî meseleleri konuşmak amacıyla bir araya toplanmak vs. yeni olmadığı gibi, bunların bir kısmı dinen önerilen ve sevap getiren hususlardır; bir kısmı da Efendimiz döneminde yapılmış ve güzel görülmüşlerdir; O'nu övücü şiir yazmak ve okumak gibi...
Farklı uygulamaları olsa da, bir mevlid merasimi kısaca şöyle gerçekleşir: Bir kurum veya şahıs, Efendimiz'in doğum günü münasebetiyle bir merasim tertip eder. Bu merasimde bir araya toplanan kişiler, tercihen sesi güzel bir veya bir kaç kişinin okuduğu âyet, ilahi ve kasideleri dinler, salavatlar getirir, dualar yapar, ilmi olan birisi dinî konularda bir sohbet eder sonra da hazırlanan yemekler yenilerek sevapları bu merasimi tertip edenlerin geçmişlerine bağışlar. Süleyman Çelebi'nin yazmış olduğu Vesiletü'n-necât adlı naat/mevlid çok güzel olduğundan ülkemizde mevlid merasimlerinde yaygın olarak okunmaktadır. Doğu illerinde bunun yerine mahalli dille yazılmış başka naatlar da okunuyor. Aslında mevlid merasimleri dışında da köy odalarında eskiden beri yaygın bir şekilde bu türden kasideler, cenkler vs. hep okunmuştur. Efendimiz'i övmek, üstün özelliklerini ve insanlığa kazandırdıklarını dile getirmek amacıyla yazılan naatların ise ciltlerle olduğunu söylemek mümkündür.

Arz edilen şekliyle bir mevlid merasimin dinen bidat olup olmadığına bakalım şimdi de... Yukarıda bidatın sınırlarını çizdik ve özelliklerini belirledik. İsterseniz mihenk taşı olarak bu ölçüleri kullanıp Mevlide bu açıdan bakalım:

1. Sonradan ortaya çıkarılmış olmalıdır: Efendimiz'i övmek, bu amaçla şiirler yazmak ve okumak, salavat getirmek, yemek yedirmek, dinî meseleleri konuşmak amacıyla bir araya toplanmak vs. yeni olmadığı gibi, bunların bir kısmı dinen önerilen ve sevap getiren hususlardır; bir kısmı da Efendimiz döneminde yapılmış ve güzel görülmüşlerdir; O'nu övücü şiir yazmak ve okumak gibi... Bidatın seyyie ve hasene şeklinde iki çeşit olduğunu söyleyenler haseneyi şöyle tarif ederler: "Aslı dinde olup faslı dinde olmayan uygulamaladır." Ele aldığımız mevlid konusunun da, görüldüğü gibi aslı dinde var. Zira Efendimiz'e hitaben naat yazılmış, huzurunda okunmuş, kendisi bunu hoş görmüş ve hediye vermiştir. Fasıl denilen formülasyon ve detaylar ise sonradan ortaya konmuştur ki, bu noktada bazı yanlışların olması aslın yokluğuna delalet etmez.

2. Şerî bir delile dayanmamalıdır: Birinci maddede zikredildiği gibi Mevlid merasimlerinde yapılanların bir kısmı sünnettir; diğerleri de sünnet denilmese bile, 'Efendimiz'in bazen işleyip bazen terk buyurdukları, selef-i salihinin de sevip rağbet ettikleri ve yapılmasında sevap olan ancak yapılmamasında günah olmayan işler' anlamında mendub veya müstahabtır. Zira engelleyici hiçbir şerî delil bulunmamaktadır.

3. İbadet kastıyla yapılmalıdır: Bu madde evvelkilerden daha önemlidir. Zira halktan bazılarının mevlid okutmayı başlı başına bir ibadet gördükleri biliniyor. Elbette mevlid merasimi münasebetiyle yapılan dualar, getirilen salavatlar, yedirilen yemekler, yapılan dinî sohbetler, sevap getirdiklerinden ötürü, bir yönüyle ibadettir. Okunan mevlid metnine ise, dinî terim olarak ibadet denilemez. Ama Efendimiz'e hitaben benzeri şiirler yazılıp huzurunda okunmuş ve kendisi de bundan memnun kalarak şairine mübarek cübbesi gibi çok değerli bir hediye de vermiş olduğuna göre, ibadet denilmese de bu türden bir okumaya bidat denilemez. Öyle ise şöyle denilebilir: Bir bütün halinde bakıldığında, mevlid merasimi namaz gibi, hac gibi bir ibadet değildir, ancak ibadet olan ve sevap getiren birçok unsurlar taşımaktadır. Buna karşılık yasak olan bir unsur taşıdığı ise söylenemez.

4. Şerî imiş gibi olmalı: Mevlid merasimi bir bütün olarak, bilinen şerî ibadetlere benzemediğinden bu noktada da bidat değildir. Yani halk bunu benzerleriyle karıştırıp yanlışa düşmez, kafası karışmaz; zira benzeri bir ibadet yoktur.

5. Genelleşme istidadı göstermelidir: Ne resmî, ne de özel kurum ve vakıflar tarafından; ne de din adamları tarafından mevlidin umumî bir dinî unsur olarak okunması veya merasimlerinin yapılması yönünde bir telkin ve uygulama bulunmakta, ne de yapmayanlar tenkit edilmektedir. Milyonlarca ailenin bulunduğu ülkemizde acaba kaç aile bu güne kadar mevlid okutmuştur? Öyle ise bu nokta da bidat haline gelmemiştir.

 

İster bazı müessese ve vakıflar tarafından isterse fert olarak halk tarafından yapılsın, mevlid merasimlerinin bir reaksiyon, özellikle de Hz. İsa (as)'ın Hıristiyan âlemince kutlanan do...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mevlidin Dindeki Yeri
« Posted on: 24 Nisan 2024, 03:13:44 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mevlidin Dindeki Yeri rüya tabiri,Mevlidin Dindeki Yeri mekke canlı, Mevlidin Dindeki Yeri kabe canlı yayın, Mevlidin Dindeki Yeri Üç boyutlu kuran oku Mevlidin Dindeki Yeri kuran ı kerim, Mevlidin Dindeki Yeri peygamber kıssaları,Mevlidin Dindeki Yeri ilitam ders soruları, Mevlidin Dindeki Yeriönlisans arapça,
Logged
10 Ocak 2014, 20:43:10
Kevser 9
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.730



« Yanıtla #1 : 10 Ocak 2014, 20:43:10 »

Bu mevlit kandili hepimize mübarek olsun bol bol dua ile böyle mübarek bir günü değerlendirelim...
Dua etmek deyince kardeşlerim bugün baya rahatsızlandım dualarınızı bekliyorum....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
10 Ocak 2014, 20:45:52
Hanife Ls 1

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 892


« Yanıtla #2 : 10 Ocak 2014, 20:45:52 »

Sevgili Peygamberimizin tebliğ ettiği İslâm dini ile dünya aydınlandı, tek Allah inancı ile kalpler nurlandı. Eşitlik, adalet ve kardeşlik geldi. O'na inanan toplumlar gerçek huzura kavuştu. O'nun doğduğu gece, insanlığın kurtuluşu için çok hayırlı ve mübarek bir başlangıçtır.
Bu gece, müslümanlar arasında yüzyılllardan beri büyük bir coşku ile kutlanmakta, Sevgili Peygamberimiz derin bir saygı ile anılmaktadır. Büyük Türk Alimi Süleyman Çelebi tarafından yazılan ve asıl adı "Vesiletün'necat" olan mevlid kitabı O'nun doğumunu, üstünlüğünü ve mucizelerini en güzel bir şekilde dile getiren değerli bir eserdir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Eyvah, aldandık! Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur; bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar, gider.
10 Ocak 2014, 20:49:36
Hafsa Nur 6.D

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 568



« Yanıtla #3 : 10 Ocak 2014, 20:49:36 »

Peygamberimizin doğum yıldönümlerinde okunan mevlidleri saygı ile dinlemek, O'nun mübarek ruhuna salât ve selâm okumak hiç şüphesiz büyük milletimizin Sevgili Peygamberimize olan engin sevgi ve bağlılığının bir ifadesidir.

Bununla beraber, O'nun ahlâk ve fazilet dolu hayatını öğrenmek ve kendimize örnek almak başta gelen görevlerimizdendir. Asıl o zaman O'nun sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmış oluruz.
Yeryüzünü mânevî bir karanlık kaplamıştı.

Mevcudat, beşerin zulüm ve vahşetinden adeta mâteme bürünmüştü. Göz­yaşı döken gözler değil, ruh ve kalpler idi. Kalp ve ruhların keder, elem ve gözyaşına âlem de iştirak etmiş, sanki umumî yas ilan edilmişti!


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 10 Ocak 2014, 20:49:50 Gönderen: Hafsa Nur 6.D »
Kayıtlı

Bakış şeytanın oklarından bir oktur.Bir kimse Allah korkusu ile bakışına hakim olursa Allah ona imanın tadını kalbine hissettirir...
Hz. Muhammed S.A.V.
10 Ocak 2014, 21:49:48
Selmanur 8.A

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 40


« Yanıtla #4 : 10 Ocak 2014, 21:49:48 »

Bu mevlit kandili hepimize mübarek olsun bol bol dua ile böyle mübarek bir günü değerlendirelim...
Dua etmek deyince kardeşlerim bugün baya rahatsızlandım dualarınızı bekliyorum....
ALLAH şifa verir İNŞALLAH...Canım arkadaşım..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 10 Ocak 2014, 21:52:07 Gönderen: Selmanur 8.A »
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2 3 4 5   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes