> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > ilimdunyasi.com Haberleri > Kutlu bir emandır bu Nübüvvet makamından
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kutlu bir emandır bu Nübüvvet makamından  (Okunma Sayısı 851 defa)
22 Temmuz 2014, 04:45:57
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 22 Temmuz 2014, 04:45:57 »



Kutlu bir emandır bu Nübüvvet makamından



Tasavvufta pek çok derviş tarafından Muhabbetullah'a varmanın yolu olarak, 'Hz. Peygamber'in (s.a.v) hırkasının altını mesken tutmak' inancı benimsenmiştir.
Bu tamamiyle bâtini bir yol tutuştur esasında. O'nun (a.s.m) güzel ahlakı ve
sünneti üzere yaşama gayreti anlamını taşır.
 
 Ancak, Hz. Peygamber'in (s.a.v) mübarek giysisini asırlar sonrasında bile
görebilme lütfuna erişmiş bizler için bu zahiri seyir de, ruhani bir şölen, bir
mana yolculuğudur.
 
 Sadece bir kaç saniyeliğine görebildiğimiz bu mübarek hırka, bizim
ümmetliğimizin maddi miraslarından belki de en kıymetlilerindendir.
 Kapıdan girip ziyarete varana dek yol boyu durmaksızın okunan salât-û selamlara
farkında olmadan dilinizi kaptırıp ilerlerken, beraberinde gönlünüzde eşsiz bir
yolculuğa çıkar.
 
 O mübarek hırkaya her baktığınızdaysa, gözlerinizden yaşlarla birlikte
yetimliğiniz akar... Derin bir özlemin ilmek ilmek dokunuşudur o. Bir zamanlar
Sevgililer Sevgilisi'ni (s.a.v) sardığını düşünmek sevincimizdir. Ve hasretimizi
yeniden hatırlatır, eşiği isteksizce geriye atan adımlarımız.
 
 O hırka çok şey söyler bize.
 
Ebu Bekr Sıddık (r.a)'ın merakını, Ashab'ın hayretini, bir müjdenin selametini,
bir beldenin şaşkınlığını çağlar dokusunda..
 
Ama en çok, Üveys'in (r.a) gurbetliğini, bekleyişindeki yürek yangınını
fısıldar.
 
Veysel Karâni
 
 Hırka-ı Şerif'in yolculuğunu konuşurken elbetteki Karan'lı Üveys'i konuşmadan
olmaz. Bu mübarek zât, Hz.Peygamber'in (s.a.v) sağlığında dünyada olmasına
rağmen, ziyaretine hiçbir zaman gidememiştir. Sebebi ise, yaşlı annesinin bakıma
muhtaç olması ve O'nu emanet edecek hiç kimsenin bulunmamasıdır. O özlem ile
için için tutuşurken, Resûl-i Ekrem Ashab'ına (r.a) Üveys'ten habersiz şu
müjdeyi verir:
 "Ümmetimden bir kimse vardır ki, Kıyamet günü Rabia ve Mudar kabilelerinin
koyunlarının kılları adedince insana şefaat edecektir.' (ki bu iki kabile
sürülerinin çokluğu ile tanınırlar)
 Ashab-ı kiram sorar:
- Ya Resullallah kimdir bu nasipli?
- Allahın kullarından biri.
- Peki adı nedir?
- Üveys!
- Ya memleketi?
- Karen!
- O sizi gördü mü?
 Efendimiz gülümser, 'Baş gözü ile hayır!' derler. Sahabeden 'Hayret!' diyenler
olur, 'Size böylesine aşık olan biri nasıl oluyor da koşmuyor huzurunuza?'
Efendimiz izah eder: - Onun gelmemesi de bana olan bağlılığındandır. İhtiyar bir
annesi vardır. İman etmiştir. Ancak gözleri görmez, hareket edemez. Üveys
gündüzleri deve çobanlığı yapar, kazandığını annesine harcar'.
 Hazret-i Ebubekir sorar:
 
- Ya Resulallah biz onu görür müyüz?
 
 Efendimiz mübarek kafalarını 'ne yazık ki hayır' manasında sallar, 'Sen
göremezsin' buyururlar, ama Hazret-i Ömer ve Hazret-i Ali'ye dönüp müjdeyi
verirler: 'Onu, siz göreceksiniz!' Ardından da detaylı olarak özelliklerini
tarif eder. Bu özelliklerden biri de, avucunun içinde yer alan gümüş
parlaklığındaki beyazlıktır.
 
 Resûlullah vefatına yakın bir zamanda hırkasını çıkartarak vasiyet eder:
 
 "'Bunu Üveys-i Karni'ye verin!'
 
 O hırka tam da işaret edildiği üzere, Hz. Ömer (r.a) ve. Hz. Ali (r.a)
tarafından Veysel Karâni'ye ulaştırılır. Bunu görünce hayret ve şaşkınlık içinde
kalır. Hem böyle bir lütfa mazhar olmak, hem de bu emaneti Resûlullah'ın yakın
dostlarından almak büyük bir sevince neden olsa da, buna layık olmadığını
düşünür. Ancak gelen müjdeleri sırtlayan Hz. Ömer ve Hz. Ali'nin anlattıkları
ile iknâ olur.
 Bu mübarek emanet, tam 58 kuşaktır Veysel Karâni Hz.'nin torunlarınca korunur.
 
Osmanlı dönemi ve İstanbul'a geliş
 
Veysel Karâni Hz.'leri annesinin vefatından sonra Karan'dan ayrılır.
 Irak ve Güneydoğu Anadolu'da bir süre bulunduktan sonra, Kuşadası'na
göçetmişlerdir. Mübarek emanetleri nedeniyle aileye büyük saygı gösterilmiştir
ve kendilerine "hırka-i şerif şeyhleri" adı verilmiştir.
 
 1600'lü yılların başlarında Sultan I. Ahmed’in davetiye İstanbul'a yerleşirler.
Dönemin emanetçisi olan Şükrullah el-Üveysî Fatih'te bir ev kiralar ve kutsal
emaneti ziyarete açar.
 
 Ancak ziyaretlerin artması ile birlikte ev yeterli gelmez. I. Abdülhamid'te
bunun üzerine, şu an Hırka-i Şerif Camii avlusunda kalan mekana bir oda inşa
ettirmiştir ve Hırka-i Şerif, bu odada 1780’den itibaren sergilenmeye
başlanmıştır.
 
 Ziyaretlerin artması ve yine mekan yetersizliği nedeniyle, 1811 yılında, Sultan
Mahmudû Adli tarafından oda yeniden düzenlenmiştir.
 
 Daha sonra burası da yeterli gelmez ve 1847 yılındaSultan Abdülmecid, Hırka-i
Şerif Camii’ni yaptırır.
 
 Günümüzde halen Hırka-i Şerif Camii'nde sergilenmektedir ve 1500 yıllık bu
kutsal giysinin emanetçiliği, Karani soyundan gelen kişilere aittir.
 Ramazan ayında ziyarete açılan kutsal emanet, Kadir Gecesi'ne kadar ziyaretçi
kabul etmektedir.
 
 Muazzam bir manevi atmosferi olan bu kutsal emaneti bir ziyareti esnasında
yaşadığı duyguları şöyle anlatır H.Ziya Uşaklıgil:
 "Uzaktan yakından gelmiş vezir vüzera, avamdan insanların, minareden duyulan
ezan, huzurda okunan Kur'an-ı Kerim tilâvetleri, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in
hırkasını uzaktan gören, bir imkânını bulup yüzünü hırkaya sürebilen gözü yaşlı,
gönlü huzur ve huşu dolan insanların manevî heyecanını gördüm. Kendimde, fena
duygulardan arındığımı, ruhanî bir zevkle dolduğumu hissettim."
 
Hırka-ı saadet ve baklava alayı
 
Hz. Peygamber'in an yaygın bilinen giysi emaneti Hırka-ı Şerif'tir. Ancak bunun
yanında bir kutsal emanet de Topkapı Sarayı'nda yer alan ve yine Resûl-i Ekrem'e
ait olan Hırka-ı Saadet'tir.
 
 Islamiyeti seçen kardeşine öfkelenen Ka'b bin Züheyr bir şairdir ve bu biat
üzerine hicv edici şiirler yazmaya başlar. Ancak daha sonra büyük pişmanlık
duyar ve Medine'de Hz. Peygamber'in huzuruna varır. O'na methiye türünde bir
şiirini okur Efendimiz'i çok memnun eder. Bunun üzerine üzerindeki hırkasını
çıkartır ve Ka'b bin Züheyr'e hediye eder.
 
 Ölümünden sonra Muaviye tarafından satın alınır. Sırasıyla Emevilere ve
Abbâsilere geçen hırka bir süre Mısır'da korunur. Abbâsi halifeleri tarafından
bazı törenlerde giyildiği de rivayet edilir.
 
 Yavuz Sultan Selim'in Mısır dönüşü sonrası, diğer pek çok kutsal emanetle
birlikte Topkapı Sarayı'na getirilir.
 
 Yıllar boyunca bulunduğu oda içinde kırk hafız tarafından 24 saat boyunca
K.Kerim tilaveti okunmuştur.
 
 Yine Sultan Yavuz Selim zamanında törenselleştirilmi olan ziyaretler vardır. Ve
bu törenlerin sonunda baklava ikramı yapılmaktadır. Bu geleneği Ilber Oltaylı
şöyle anlatmaktadır:
 
“Topkapı’da ramazan hayatının güzel bir misali olan Baklava Alayı, Padişahın
askerlerine bir ramazan ikramıydı”. Ramazan’ın on beşinci günü gayet muhteşem
bir surette yapılan Hırka-i Saadet alayından sonra, Yeniçeri Ocağı neferlerine
baklava dağıtılırdı. Tabi bu dağıtım işlemi, büyük bir teşrifatla yapılırdı. Bu
uygulamanın, tam olarak ne zaman başladığı tam olarak bilinmese de, Yeniçeri
Ocağı’nın ortadan kaldırılmasına kadar, bir gelenek olarak devam etmişti.
Osmanlı Ramazanına has bir tören olan Baklavaya Alayı, şu teşrifat üzere icra
edilirdi.
 
 Matbah-ı Amire’de, Yeniçeri, sipahi, topçu ve cebeci gibi kapıkulu askerinin
her on neferine bir tepsi hesabıyla hazırlanan baklava sinileri, futalarına
(örtülere) sarılmış olarak Matbah-ı Amire önüne dizilirdi. Bu sinilerin ilkini
Silahdar ağa ve maiyeti, bir numaralı yeniçeri olan padişah adına teslim
aldıktan sonra, diğer ortalardan gelen ikişer nefer birer siniyi herhangi bir
kargaşaya mahal bırakmadan yüklenirdi. Her bölüğün usta, saka, mütevelli,
odabaşı gibi amirleri önde, baklava sinileriyle yürüyenler arkada, açılan
kapıdan dışarı çıkarlar, baklava alayı gulgule ve nümayiş ile Divanyolu’nda
kendilerini seyretmek için karşılıklı sıralanmış halkın arasından alkış ile
kışlalara yürürlerdi. Sini ve futalar ise, ertesi gün Matbah-ı Amire’ye iade
edilirdi”.
 
Her iki kutsal emanetin asırlar sürmesine rağmen devamlılığını sağlayan şey,
muhakkak ki Peygamber sevgisi ve hürmeti. Özellikle Osmanlı döneminde
törenselleştirilmeye gidilen bu ziyaretler, Osmanlı gibi köklü bir medeniyetin
birinci ve en temel basamağının, sarsılmaz bir Allah inancı olduğunu gösteriyor.
 Bize bu emanetleri taşıyan ve gözlerimizi şereflendiren ecdadımıza ve Üveysî
ailesinin her bir ferdine bin rahmet olsun. Allah şefaatlerine nail eylesin.
 
Yeni Şafak

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kutlu bir emandır bu Nübüvvet makamından
« Posted on: 26 Nisan 2024, 00:16:26 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kutlu bir emandır bu Nübüvvet makamından rüya tabiri,Kutlu bir emandır bu Nübüvvet makamından mekke canlı, Kutlu bir emandır bu Nübüvvet makamından kabe canlı yayın, Kutlu bir emandır bu Nübüvvet makamından Üç boyutlu kuran oku Kutlu bir emandır bu Nübüvvet makamından kuran ı kerim, Kutlu bir emandır bu Nübüvvet makamından peygamber kıssaları,Kutlu bir emandır bu Nübüvvet makamından ilitam ders soruları, Kutlu bir emandır bu Nübüvvet makamındanönlisans arapça,
Logged
23 Temmuz 2014, 23:39:31
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 23 Temmuz 2014, 23:39:31 »

Esselamu aleyküm.Nerden nereye seneler sonra Peygamber Efendimizin hırkasını görmek.Onu anımsamaya çalışmak.
Yada Veysel Karani'nin Peygamber efendimize olan bağlılığı,imanı .
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes