๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ => ilimdunyasi.com Haberleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 14 Ekim 2013, 16:26:50



Konu Başlığı: Kurban hakkında detaylı bilgiler
Gönderen: Zehibe üzerinde 14 Ekim 2013, 16:26:50
Kurban hakkında detaylı bilgiler

(http://www.risalehaber.com/d/other/kurban_koc_b.jpg)

Vehbi KARAKAŞ'ın yazısı...

Kur­ban Ne­dir

“Al­la­hu Te­âla’ya iba­det et­mek ve yak­laş­mak ni­ye­tiy­le be­lir­li gün­ler­de, hu­su­si bir hay­va­nı kes­me­ye kur­ban de­nir.” Ge­nel­lik­le kuş­luk vak­tin­de ke­sil­di­ği için bu kur­ba­na “ud­hiy­ye” de de­nil­miş­tir.

Kur­ban­lar Al­lah rı­za­sı ni­ye­tiy­le ke­si­lir, Al­lah rı­za­sı dü­şün­ce­si yok­sa kur­ban ka­bul olun­maz. Al­lah rı­za­sı dü­şün­ce­si­ni an­cak tak­va eh­li ta­şı­ya­bi­lir, Al­lah da an­cak müt­ta­kı­le­rin kur­ba­nı­nı ka­bul eder. “Ve yal­nız Rab­bin rı­za­sı için na­maz kıl, kur­ban kes.”  “Si­zin kur­ban­la­rı­nı­zın et­le­ri ve kan­la­rı Al­lah’a ka­vuş­maz, an­cak tak­va­nız ya­ni kur­ban­la­rı­nı­zı ke­ser­ken ta­şı­dı­ğı­nız Al­lah rı­za­sı dü­şün­ce­niz, say­gı­nız ve sev­da­nız Ona ka­vu­şur.” bu­yu­rur.

Han­gi Gün­ler­de Kur­ban Ke­si­lir?


Kur­ban ke­sim gün­le­ri Ha­ne­fi mez­he­bi­ne gö­re Kur­ban Bay­ra­mı­nın bi­rin­ci, ikin­ci ve üçün­cü gü­nü­nün gü­neş ba­tı­mı­na ka­dar, Şa­fii mez­he­bi­ne gö­re ise bay­ra­mın dör­dün­cü gü­nü­nün ak­şa­mı­na ka­dar sü­ren za­man di­li­mi­dir. Bu gün­ler­de kur­ban ke­si­le­bi­lir ama bi­rin­ci gü­nü kes­mek da­ha fa­zi­let­li­dir.

Ke­si­me bay­ram na­ma­zı kı­lı­nan yer­ler­de na­maz­dan son­ra, bay­ram na­ma­zı kı­lınma­yan yer­ler­de ise sa­bah na­ma­zı­nın vak­ti gir­dik­ten son­ra baş­la­nır. Kur­ba­nı ge­ce­le­yin kes­mek mek­ruh­tur. Kur­ban gün­le­rin­de her ne­den­se ke­si­le­me­yen bir hay­van, can­lı ola­rak sa­da­ka ve­ri­lir. Ar­tık bu hay­va­nın etin­den sa­hi­bi yi­ye­mez.

Kur­ban Kes­me Ola­yı Ne Za­man Baş­la­mış­tır?


Kurban, mü’min­le­re Hz. İb­ra­him’in (as) ve Hz. İs­ma­il’in (as) tes­li­mi­ye­ti­ni ha­tır­la­tır. Bu olay Kur’an’da şöy­le an­la­tıl­mak­ta­dır:

100 "Ey Rabbim! Bana salihlerden (bir oğul) ihsan et!"

101 - Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik.

102 - Oğlu, yanında koşacak çağa gelince: "Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak, ne düşünürsün?" dedi. Çocuk da: "Babacığım sana ne emrediliyorsa yap, inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi.

103 - Ne zaman ki ikisi de bu şekilde Allah'a teslim oldular, İbrahim oğlunu şakağı üzerine yatırdı.

104 - Biz de ona şöyle seslendik: "Ey İbrahim! "

105 - "Rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki, biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız."

106 - "Şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı." (dedik)

107 - Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik.

108 - Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık.

109 - Selam olsun İbrahim'e...

110 - İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.

111 - Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı.[1]

Dik­kat edi­lir­se kat’i olan hu­sus açık­tır. Hz. İb­ra­him (as) Al­la­hu Te­âla’nın em­ri­ne tes­lim ola­rak ken­di öz oğ­lu­nu kur­ban et­me­ye, Hz. İs­ma­il (as) de Al­lah (cc) rı­za­sı için kur­ban ol­ma­ya ra­zı ol­muş­tur. Kur­ban kes­mek için bı­ça­ğı­na sa­rı­lan her mü­kel­lef bu ger­çe­ği iyi te­fek­kür et­me­li­dir.

Kur­ban Kes­me­nin Fa­zi­le­ti Ne­dir?


Sev­gi­li Pey­gam­be­ri­miz bu­yur­muş­lar ki: “İn­sa­noğ­lu kur­ban kes­me gü­nün­de Al­lah ka­tın­da kan akıt­mak­tan da­ha mak­bul bir amel iş­le­me­miş­tir. O kur­ban kı­ya­met gü­nü boy­nuz­la­rı, kıl­la­rı ve ça­tal tır­nak­la­rı ile ay­nen ge­le­cek­tir. Çün­kü kan ye­re düş­me­den Al­lah’ın ka­bul ma­hal­li­ne dü­şer. Ar­tık kur­ban­lar­la gön­lü­nüz hoş­nut ol­sun.”  Yi­ne bu­yur­muş­lar ki: “Kur­ban ke­sen için kur­ban edi­len hay­va­nın her kı­lı kar­şı­lı­ğın­da bir se­vap var­dır.”

Kur­ban Kes­me­nin Öne­mi ve Pey­gam­ber Efen­di­mi­zin Kur­ban Kes­me uy­gu­la­ma­sı


Kur­ban hic­re­tin ikin­ci yı­lın­da em­re­dil­miş­tir. Al­lah em­ret­miş, Pey­gam­be­ri­miz de uy­gu­la­mış­tır. Al­lah’ın em­ri ola­rak va­cip, pey­gam­be­ri­mi­zin ame­li ve em­ri ola­rak da muh­kem ve mü­ek­ked (kuv­vet­li) sün­net­tir. Ha­dis ve fı­kıh ki­tap­la­rın­da da an­la­tıl­dı­ğı gi­bi Pey­gam­ber Efen­di­miz’in boy­nuz­lu, gü­zel iki ko­çu BİS­MİL­LA­Hİ AL­LA­HU EK­BER di­ye­rek ve aya­ğı­nı bo­yun­la­rı­na ko­ya­rak ken­di eliy­le kes­ti­ği meş­hur­dur. Bun­lar­dan bi­ri­ni ken­di ve ai­le­si adı­na, di­ğe­ri­ni de üm­me­tin­den kur­ban ke­se­me­yen­ler adı­na kes­miş­tir.  Hz. Ca­bir’in (r.a) ri­va­yet et­ti­ği ha­dis bu ola­yı doğ­ru­la­mak­ta­dır. Hz. Ca­bir (r.a) di­yor ki: Pey­gam­ber’le (s.a.v.) be­ra­ber na­maz­gâh­da bay­ram na­ma­zın­da bu­lun­dum. Hut­be­si­ni bi­ti­rin­ce min­ber­den in­di. Bir ko­çun ya­nı­na var­dı, usu­lün­ce onu ya­tır­dı: Bis­mil­la­hi val­la­hu­ek­ber, de­dik­ten son­ra “bu ben­den ve üm­me­ti­min kur­ban ke­se­me­yen­le­rin­den..” di­ye­rek ken­di eliy­le onu kes­ti.

Pey­gam­be­ri­miz, kur­ba­nın meş­ru kı­lın­dı­ğı hic­re­tin ikin­ci yı­lın­dan son­ra ve­fa­tı­na ka­dar her yıl kur­ba­nı­nı kes­miş­tir.

Ge­rek Pey­gam­be­ri­mi­zin bu dav­ra­nı­şı ve ge­rek­se “Kim im­kâ­nı ol­du­ğu hal­de kur­ban kes­mez­se bi­zim mes­ci­di­mi­ze yak­laş­ma­sın!” sö­zü, kur­ban kes­me­nin vaz­ge­çi­le­me­ye­cek ka­dar önem­li bir iba­det ol­du­ğu­na işa­ret et­mek­te­dir.

Öy­ley­se Kur­ban­lar Sün­ne­te Uy­gun Ola­rak Na­sıl Ke­si­lir ve Na­sıl Dua Edi­lir?


Ön­ce­den kes­kin ve bü­yük bir bı­çak ha­zır­la­nır, hay­va­nın gö­re­me­ye­ce­ği ye­re ko­nur. Hay­van ezi­yet edil­me­den gö­tü­rü­lür, ezi­yet edil­me­den yü­zü ve ayak­la­rı kıb­le­ye ge­le­cek şe­kil­de sol ta­ra­fı üze­ri­ne ya­tı­rı­lır, sağ ar­ka aya­ğı ser­best bı­ra­kı­lır. Son­ra ele bı­çak alı­nır: Al­la­hım bu sen­den­dir ve sa­na­dır, de­nir onun ar­dın­dan da sa­hi­bi ve­ya ve­ki­li: “İn­nî vec­ceh­tü vec­hi­ye lil­le­zî fe­ta­res­se­ma­va­ti ve­ler­da ha­nî­fen ve­ma ene mi­nel­müş­ri­kîn=Ben yü­zü­mü, gök­le­ri ve ye­ri ya­ra­ta­na çe­vir­dim, ben müş­rik­ler­den de­ği­lim” Kul in­ne sa­la­tî ve nü­su­kî ve meh­ya­ye ve me­ma­tî lil­la­hi Rab­bi­la­le­mî­ne lâ şe­ri­ke leh=Na­ma­zım, kur­ba­nım, ha­ya­tım ve ölü­müm alem­le­rin Rab­bi olan Al­lah’a mah­sus­tur. Onun or­ta­ğı yok­tur.” me­alin­de­ki ayet­le­ri okur. Bun­dan son­ra: Al­la­hu ek­ber Al­la­hu ek­ber, Lâ­ilâ­he­il­lal­la­hu val­la­hu­ek­ber Al­la­hu ek­ber ve lil­la­hil­hamd şek­lin­de tek­bir­ler ge­ti­ri­lir. Ar­ka­sın­dan BİS­MİL­LA­Hİ AL­LA­HU EK­BER de­ne­rek hay­va­nın boy­nu­na bı­çak vu­ru­lur. Ye­mek ve ne­fes bo­ru­la­rıy­la şah da­ma­rı de­ni­len iki ana da­mar­dan en az bi­ri ke­si­lir, kan iyi­ce akı­tı­lır. Hay­van ta­ma­men öl­me­den ka­fa ve ayak­la­rı­nı ko­par­mak, de­ri­si­ni yüz­mek, kıb­le­den çe­vir­mek, hay­va­na ezi­yet et­mek mek­ruh­tur. Kur­ban, sa­hi­bi ta­ra­fın­dan ke­si­lir­se da­ha iyi olur. Baş­ka­sı­na da kes­ti­re­bi­lir. Kur­ba­nın sa­hi­bi kur­ba­nın ya­nın­da ise eli­ni ka­sa­bın üs­tü­ne ko­yar, her iki­si bir­den BİS­MİL­LA­Hİ AL­LA­HU­EK­BER di­ye­rek kur­ba­nı ke­ser­ler. Bi­ri ve­ya iki­si kas­den bu­nu söy­le­mez­ler­se kur­ban kur­ban ol­mak­tan çı­kar, eti yen­mez. Unut­tuk­la­rı için söy­le­me­miş­ler­se kur­ba­na za­rar ver­mez, eti ye­nir.

Kur­ban Kes­mek Kim­le­re Va­cip­tir?


Kur­ban kes­mek, Müs­lü­man olup hür­ri­ye­ti elin­de olan, akıl­lı ve er­gin­lik ça­ğı­na er­miş bu­lu­nan ve yol­cu ol­ma­yan zen­gin­le­re va­cip­tir. Zen­gin, evi­nin ve ai­le­si­nin zo­run­lu ih­ti­yaç­la­rı­nı kar­şı­la­mış, bor­cu ol­ma­yan ve kur­ban gün­le­rin­de kur­ban ala­bi­le­cek ka­dar pa­ra­sı olan in­san de­mek­tir. Ay­nı ev­de ya­şa­yıp bu özel­lik­le­ri ta­şı­yan her­ke­sin (ya­ni mal­la­rı ay­rı olan ba­ba­nın, oğ­lun) Ha­ne­fi mez­he­bi­ne gö­re ay­rı ay­rı kur­ban kes­me­le­ri ge­re­kir. Di­ğer mez­heb­le­re gö­re ise ai­le adı­na bir tek kur­ban ye­ter­li­dir. Faz­la kur­ban kes­me­de zor­la­nan Ha­ne­fi­ler, is­ter­ler­se di­ğer mez­hep­le­rin bu ko­lay­lı­ğın­dan is­ti­fa­de edip ai­le adı­na tek kur­ban­la da ye­ti­ne­bi­lir­ler.

Borç­lan­mak Su­re­tiy­le Kur­ban Al­mak Ca­iz mi?


Kur­ban ken­di­si­ne va­cip ol­ma­yan ve öde­me­de sı­kın­tı­lar­la baş ba­şa ka­la­bi­le­cek olan kim­se­nin borç al­tı­na gi­re­rek kur­ban al­ma­sı ca­iz de­ğil­dir. Öde­me im­kâ­nı olan bir kim­se­nin tak­sit­le ve kre­di kar­tıy­la kur­ban al­ma­sı ise ca­iz­dir. Kre­di kar­tı ve tak­sit­le alış ve­riş­ler ca­iz ol­du­ğu gi­bi.

Kur­ban Han­gi Hay­van­lar­dan Ol­ma­lı­dır? Ye­di Hisse­li Bir Hay­va­nı Da­ha Az Kim­se­ler Kur­ban Ede­bi­lir mi?


Ko­yun, ke­çi, inek, öküz, man­da ve de­ve gi­bi hay­van­lar­dan baş­ka­sı kur­ban edil­mez. Ko­yun ve ke­çi gi­bi hay­van­lar bir ya­şı­nı bi­tir­miş ol­ma­lı ve­ya bi­tir­me­yen­ler de bi­tir­miş­ler ka­dar gös­te­riş­li ve tok­lu ol­ma­lı­dır. Sı­ğır cin­si hay­van­lar iki, de­ve­ler ise beş ya­şı­nı bi­tir­miş ol­ma­lı­dır. Ko­yun ve ke­çi­yi yal­nız bir ki­şi, de­ve ve sı­ğı­rı ise bir ki­şi kur­ban ede­bi­le­ce­ği gi­bi ye­di­ye ka­dar ki­şi­ler ya­ni al­tı, beş, ve üç ki­şi bir ara­ya ge­lip kur­ban ede­bi­lir­ler. Ye­di ki­şi­nin ye­di­si de Müs­lü­man ol­ma­lı, hep­si et ye­mek de­ğil Al­lah için kur­ban kes­mek ni­ye­tiy­le bir ara­ya gel­me­li­dir­ler. Bi­ri­si Müs­lü­man ol­ma­sa ve­ya et ye­mek ni­ye­tiy­le ye­di ki­şi­nin içi­ne gir­miş ol­sa, hiç bi­ri­nin kur­ba­nı sa­hih ol­maz. His­se­dar­lar­dan bi­ri aki­ka, bi­ri de adak ni­ye­tiy­le kur­ba­na ka­rış­sa kur­ba­na en­gel ol­maz. Çün­kü bun­lar da so­nuç­ta kur­ban­dır. Kur­ban­lık hay­van­lar za­yıf ve ayıp­lı ol­ma­ma­lı­dır. Pay­lar gö­tü­rü usû­lü ile de­ğil, tar­tı ile tak­sim edil­me­li­dir.

Han­gi Ayıp­lar Bir Hay­va­nın Kur­ban Ol­ma­sı­na Engel­dir?

Şu ayıp­la­rı ta­şı­yan hay­van­lar kur­ban ol­maz:


1- İki gö­zü ve­ya bir gö­zü kör olan­lar, 2- Ku­lak­la­rı ve­ya bir ku­la­ğı bo­yu­na ke­sik olan, 3- Yü­rü­ye­me­ye­cek ka­dar topal olan­lar, 4- Boy­nuz­la­rı­nın iki­si ve­ya bi­ri kö­kün­den kı­rıl­mış olan­lar, 5- Diş­le­ri­nin ço­ğu düş­müş olan­lar, 6- Kuy­ru­ğu­nun ya­rı­dan faz­la­sı ke­sik olan­lar, 7- Ke­mik­le­rin­de ilik kal­ma­mış de­re­ce­de za­yıf ve düş­kün olan­lar, 8- Ha­ya­la­rı ve­ya me­me­le­ri­nin uç­la­rı kop­muş olan­lar, 9- Do­ğuş­tan ku­lak­sız ve­ya kuy­ruk­suz olan hay­van­lar, 10- Sü­rü­ye gön­de­ri­le­me­ye­cek ka­dar de­li olan, 11- Pis­lik yi­yen hay­van­lar kur­ban ol­maz.

Han­gi Ayıp­lar Bir Hay­va­nın Kur­ban Ol­ma­sı­na Engel De­ğil­dir?


1- Şa­şı ve ke­si­le­ce­ği ye­re ka­dar yü­rü­ye­bi­len to­pal hay­van­lar, 2- Se­miz­li­ği­ne za­rar ver­me­ye­cek de­re­ce­de uyuz olan­lar, 3- Sü­rü­ye iş­ti­rak et­me­si­ne en­gel ol­ma­ya­cak de­re­ce­de de­li olan­lar, 4- Hay­va­nın cin­si iti­ba­riy­le boy­nuz­lu ve­ya boy­nuz­suz ol­ma­sı, 5- Ku­lak kep­çe­si­nin de­lik ol­ma­sı ve­ya ku­lak uç­la­rı­nın eni­ne ke­sik ol­ma­sı, 6- Ağ­zın­da bir­kaç di­şin ol­ma­ma­sı, 7- Hay­va­nın bu­ruk ve kı­sır ol­ma­sı ve­ya te­na­sül or­ga­nı­nın ol­ma­ma­sı bir hay­va­nın kur­ban ol­ma­sı­na en­gel de­ğil­dir.

Bis­mil­la­hi Al­la­hu Ek­ber De­me­yi Kas­den Terk Ede­nin Kes­ti­ği Kur­ban Ne­den Ye­nil­mez?


“Bis­mil­la­hi Al­la­hu ek­ber” sö­zü kur­ban­lık hay­va­nı ke­sip yi­ye­bil­mek için mal sa­hi­bi olan Al­lah Te­ala’dan alı­nan bir izin bel­ge­si­dir. Bu söz­le kur­ban­lık hay­va­nın asıl sa­hi­bi­nin Al­lah ol­du­ğu­nu iti­raf edi­yor, Al­lah’ın ma­lı­nı Al­lah’dan izin ala­rak kes­miş olu­yo­ruz. Bu söz söy­len­mez­se izin alın­ma­mış olur. İzin­siz bir hay­va­nı kes­mek de gasb ve­ya hır­sız­lık an­la­mı­na ge­lir. Bu yol­la el­de edi­len bir ma­lı ke­sip ye­mek de ha­ram olur. Onun için kas­den “Bis­mil­la­hi Al­la­hu ek­ber” de­me­den ke­si­len bir hay­va­nın eti­ni ye­mek ha­ram ol­mak­ta­dır.

Al­lah’ın ya­sak­la­dı­ğı bir şe­ye bes­me­le ile baş­lan­maz. Bir ha­ra­ma bes­me­le ile baş­la­yan din­den çı­kar. Kur­ban kes­mek he­lal bir iş­tir. Al­lah’ın em­ri­dir. He­lal ve Al­lah’ın em­ri olan şey­le­re Al­lah’ın adı anıl­ma­dan baş­lan­ma­ma­lı­dır. Çün­kü Al­lah’ın adı anıl­ma­dan baş­la­nan ve iş­le­nen her iş ha­yır­sız ve be­re­ket­siz­dir. Ay­rı­ca bis­mil­la­hi Al­la­hu ek­ber di­yen in­san şu­nu de­mek is­ti­yor: Al­la­hım bu kur­ban­lık hay­van se­nin. Sen em­ret­ti­ğin için ke­si­yo­rum. Se­nin emir ve iz­nin ol­ma­say­dı ben bu­nu kes­me­ye­cek­tim.

Han­gi Hal­ler Kur­ba­na Ezi­yet­tir?

İs­lâm her­ke­se ve her şe­ye kar­şı gü­zel dav­ran­ma öl­çü­sü­nü ge­tir­miş­tir. Bu hu­sus­ta Sev­gi­li Pey­gam­be­ri­mi­zin (s.a.v.) çok gü­zel bir sö­zü var. Bu­yur­muş­lar ki: “Al­lah her şe­ye kar­şı iyi­lik yap­ma­yı, gü­zel dav­ran­ma­yı farz kıl­mış­tır. Öl­dü­re­ce­ği­niz za­man gü­zel öl­dü­rün. (İş­ken­ce ile de­ğil.) Ke­se­ce­ği­niz za­man gü­zel ke­sin. O ka­dar ki her bi­ri­niz, bı­ça­ğı­nı kes­kin­leş­tir­sin de kur­ba­nı­nı ra­hat et­tir­sin, (ça­buk kes­sin de ona iş­ken­ce çek­tir­me­sin.)”

1- Kör bı­çak­la bo­ğaz­la­mak,

2- Kur­ba­nı ye­re ya­tır­dık­tan son­ra bı­çak bi­le­mek,

3- Ke­sim ye­ri­ne aya­ğın­dan çe­kip sü­rü­ye­rek ge­tir­mek,

4- Ke­ser­ken hay­va­nın omu­ri­li­ği­ni da­hi ko­par­mak,

5- Kel­le­si­ni al­mak,

6- Öl­me­den yüz­mek. Bü­tün bun­lar ezi­yet­tir. Ezi­yet de mek­ruh­tur, şe­ri­at hoş gör­me­miş ve ya­sak­la­mış­tır.

Şok­la­ma Usû­lüy­le Kur­ban Kes­mek Ca­iz mi?


Bu so­ru­ya Hz. Ömer’in (r.a) bir uya­rı­sı­nı ha­tır­la­ta­rak ce­vap ve­re­yim. Kur­ba­nı­nı sü­rük­le­ye­rek gö­tü­ren bi­ri­ne Hz. Ömer (r.a) şöy­le bir ikaz­da bu­lun­muş­tur: “Kur­ba­nı ezi­yet et­me­den gö­tür, iş­ken­ce yap­ma­dan ya­tır, ke­sim işi­ni de bir an­da bi­tir!” Eğer şok­la­ma bu işi yap­ma­ya ya­rı­yor­sa bu gü­zel bir şey­dir. An­cak şok­la­ma­da dik­kat edil­me­si ge­re­ken bir nok­ta var­dır, o da şu­dur: Eğer hay­van, şo­kun te­si­riy­le ölür de ke­sim son­ra­dan ya­pı­lır­sa o kur­ban kur­ban ol­maz, eti de yen­mez. Hay­va­nın ölü­mü şok­la­ma ile de­ğil de şo­kun ar­dın­dan he­men ke­sim­le ger­çek­le­şir­se kur­ban ve­ci­be­si ye­ri­ne ge­ti­ril­miş olur, eti de ye­nir. Şu­nu da ifa­de et­me­ye ken­di­mi mec­bur his­se­di­yo­rum: Şok­la­ma­da kes­me­ye fır­sat ta­nı­ma­dan öl­me ih­ti­ma­li var­sa, şok­la­ma­dan uzak dur­mak da­ha iyi­dir. Yu­kar­da arz et­ti­ğim şe­kil­de şart­la­rı­na uy­gun ke­sim ya­pı­lır­sa bu ke­sim hay­va­na ezi­yet sa­yıl­maz, kur­ban da pek faz­la acı his­set­mez.

Kur­ba­nın Kar­nın­dan Çı­kan Yav­ru Ne Ola­cak­tır?


Bo­ğaz­lan­mış hay­va­nın kar­nın­dan çı­kan yav­ru di­ri ise yu­kar­da­ki ka­ide ve ku­ral­la­ra gö­re bo­ğaz­la­nır, ölü ise yen­mez.

Kur­ban Ke­se­me­yen Ve­kil Tu­ta­bi­lir mi?


Çe­şit­li se­bep­ler­den do­la­yı kur­ba­nı­nı ke­se­me­yen­ler ve kur­ba­nı­nın ya­nın­da da bu­lu­na­ma­ya­cak olan­lar, ma­ne­vi ti­tiz­li­ği­ne inan­dık­la­rı kim­se­le­ri ve­kil ede­rek kur­ban kes­me işi­ni on­la­ra ha­va­le ede­bi­lir­ler. Bu du­rum­da olan­lar is­ter­ler­se kur­ba­nın ta­ma­mı­nı ba­ğış­la­ya­bi­le­cek­le­ri gi­bi; bir kıs­mı­nı alıp ka­lan kıs­mı­nı da he­di­ye ede­bi­lir­ler.

Ölü­ler İçin Kur­ban Ke­si­lir mi? Se­va­bı­nı ölü­le­re ba­ğış­la­mak ni­ye­tiy­le sırf on­lar için kur­ban ke­si­lir mi?


Ke­si­lir. Ölü­nün va­si­ye­ti ol­ma­dan her­han­gi bir in­san ken­di pa­ra­sıy­la al­dı­ğı hay­va­nın se­va­bı­nı öl­müş bir ya­kı­nı­na ba­ğış­la­mak üze­re kes­ti­ği kur­ba­nın etin­den yi­ye­bi­lir ve ye­di­re­bi­lir. Ölen, ben öl­dük­ten son­ra kur­ba­nı­mı ke­sin, di­ye va­si­yet et­miş­se bu kur­ba­nın bay­ram gün­le­rin­de ke­sil­me­si ge­re­kir. Böy­le bir kur­ba­nın etin­den ke­sen yi­ye­mez. Ta­ma­mı­nın sa­da­ka ola­rak ve­ril­me­si ge­re­kir. Öle­nin va­si­ye­ti yok­sa, kur­ban da onun pa­ra­sın­dan alı­nıp ke­si­li­yor­sa bu kur­ban da va­si­yet üze­ri­ne ke­si­len kur­ban gi­bi­dir. Ya­ni yi­ne ke­sen yi­ye­mez.

Kur­ba­nın Tu­ta­rı Pa­ra Ola­rak Ve­ril­se Kur­ban


Kurbanlık koyunu canlı olarak versek kurban ye­ri­ne Ge­çer mi?


Ha­yır. Kur­ban ke­sil­mez­se kur­ban iba­de­ti ifa edil­miş ol­maz, sa­hi­bi so­rum­lu­luk­tan kur­tu­la­maz. Kur­ban­lık ko­yu­nu can­lı ola­rak sa­da­ka ver­mek de kur­ban ye­ri­ne geç­mez.

Kur­ban­lık hay­va­nı adak kur­ba­nı ye­ri­ne ni­yet­le­ne­rek iki borç­tan da kur­tu­la­bi­lir mi­yiz? Ha­yır. Kur­ban­dan baş­ka bir de adak kur­ba­nı kes­mek ge­re­kir. Adak kur­ban­la­rı, va­cip olan kur­ban­la­ra ka­rış­ma­ma­sı için bay­ram­dan bir gün ve­ya da­ha ön­ce ke­si­le­bi­lir.

Kur­ba­nın Eti


Kur­ba­nın eti üçe tak­sim edi­lir, bi­ri fa­kir­le­re, bi­ri ak­ra­ba­la­ra, bi­ri de kur­ban sa­hi­bi­nin ai­le ef­ra­dı­na. Kur­ban ke­sen kim­se zen­gin ise ve kur­ba­nın ta­ma­mı­nın ken­di­si­ne kal­ma­sı­nı is­ti­yor­sa, bu tak­dir­de fa­kir­le­re da­ğıt­mak için ikin­ci bir kur­ban da­ha alıp kes­me­li­dir. Or­ta hal­li ve nü­fu­su da ka­la­ba­lık ise, kur­ba­nın eti­ni da­ğıt­ma­ya­bi­lir.

Kur­ba­nın Etin­den Kâ­fir­le­re Ye­dir­mek Ca­iz Mi­dir?

Kur­ban etin­den ka­fir­le­re ye­dir­mek mek­ruh­tur. Müs­lü­ma­na ye­dir­mek ge­re­kir. Fa­kat et ye­nir­ken Müs­lü­man ol­ma­yan bi­ri­si ge­lir­se o za­man ke­ra­het kal­kar, ye­me­sin­de bir sa­kın­ca kal­maz.

Kur­ba­nın De­ri­si


Kur­ba­nın de­ri­si ka­sap üc­re­ti ola­rak ve­ril­mez, ev­de sec­ca­de ola­rak kul­la­nı­la­bi­lir. En iyi­si, fa­kir­le­re, Kur’an kurs­la­rı­na ve din eği­ti­mi ve­ren ha­yır ku­rum­la­rı­na ver­mek­tir. Kur­ba­nın eti­ni ve de­ri­si­ni sat­mak mek­ruh­tur. Eğer sa­tı­lır­sa pa­ra­sı sa­da­ka ola­rak ve­ri­lir. Kur­ba­nın sü­tü sa­tıl­maz, yü­nü kır­pıl­maz, sa­tıl­sa ve kır­pıl­sa fa­kir­le­re sa­da­ka ola­rak ve­ri­lir.

Kurbanın Hangi Organları Yenmez?

1- Etten ayrılıp giden kan,

2- Erkeklik ve dişilik aleti,

3- Erkeklerde yumurtalar,

4- Et içinde bulunan toparlak guddeler, bezler,

5- İdrar torbası,

6- Öd kesesi.

Kur­ban Bay­ra­mın­da Hay­van­la­rın Ke­sil­me­si Kat­li­am­dır, Di­yor­lar, Doğ­ru mu?


Eğer bu dü­şün­ce doğ­ru ol­say­dı, rah­me­ti son­suz olan, Rah­man ve Ra­hîm isim­le­riy­le ken­di­si­ni ta­nı­tan Al­lah kur­ban kes­me­yi em­ret­mez alem­le­re rah­met ola­rak gön­de­ri­len Sev­gi­li Pey­gam­be­ri­miz de kur­ban kes­mez­di. Siz Al­lah’tan ve Onun son pey­gam­be­ri Hz. Mu­ham­med’den (s.a.v.) da­ha mı çok mer­ha­met­li­si­niz ki hay­van­la­ra acı­yor­su­nuz?

Sonra neden kurban bayramında kesilen kurbanlara acıyorsunuz, onların hakkını savunuyorsunuz da, senenin her gününde kesilen hayvanlara acımıyor ve onların haklarını savunmuyorsunuz?

Bu ka­dar şef­kat­li ve mer­ha­met­li ise­niz ne­den her gün et yi­yen bir dün­ya kar­şı­sın­da, ete has­ret in­san­la­ra acı­mı­yor­su­nuz? Bu ka­dar hak­pe­rest ve bu ka­dar şef­kat­li ve mer­ha­met­li ise­niz ne­den her gün al­ko­le, uyuş­tu­ru­cu­ya, fu­huş sek­tö­rü­ne kur­ban gi­den in­san­la­ra, ka­dın­la­ra, kız­la­ra ve de­li­kan­lı­la­ra acı­mı­yor­su­nuz? Acı­ma his­si­niz bü­tün bü­tün tü­ken­me­miş­se onu lüt­fen bun­la­ra har­ca­ya­lım.

Siz eğer kur­ba­nı ke­ser­ken İs­lâm’ın ka­ide ve ku­ral­la­rı­na ri­ayet ede­rek kur­ba­nı ke­ser­se­niz ya­ni kur­ban­lık hay­va­nı se­ve­rek, ok­şa­ya­rak ke­sim ye­ri­ne gö­tü­rür, in­cit­me­den ve ezi­yet et­me­den sol ya­nı üze­ri­ne kıb­le­ye doğ­ru ya­tı­rır, ar­ka sağ aya­ğı­nı ser­best bı­ra­kır, di­ğer üç aya­ğı­nı bağ­lar, da­ha ön­ce­den kes­kin­leş­ti­rip ha­zır­la­dı­ğı­nız ge­niş yüz­lü bı­ça­ğı­nı­zı, kur­ba­na gös­ter­me­den kı­sa bir dua eş­li­ğin­de bis­mil­la­hi Al­la­hu­ek­ber di­ye­rek kur­ba­nın bo­ğa­zı­na ça­lar­sa­nız siz­den Al­lah da mem­nun olur, pey­gam­ber de mem­nun olur, kur­ban da mem­nun olur, ve­je­ter­yan­lar ha­riç her­kes mem­nun olur. Bu olay vah­şet de­ğil rah­me­tin tâ ken­di­si olur çı­kar.

Kur­ban kes­mek, hem ke­si­len hay­van için rah­met­tir, hem de in­san­lar için rah­met­tir. Çün­kü Yü­ce Ya­ra­tı­cı, ça­yı­rın eliy­le hay­van­la­ra ot, ine­ğin eliy­le in­san­la­ra süt, ağa­cın eliy­le mey­ve, arı­nın eliy­le bal, top­ra­ğın eliy­le tür­lü tür­lü ürün­ler gön­der­di­ği gi­bi, kur­ban kes­ti­re­rek var­lık­lı in­san­la­rın eliy­le de, ete has­ret in­san­la­ra et ulaş­tır­mak­ta­dır. Ay­nı za­man­da kur­ban­lık hay­van­lar­dan bir kıs­mı kur­ban edi­lip in­sa­nın mi­de­si­ne git­mek­le hay­van­lık­tan kur­tu­lup in­san­lık mer­te­be­si­ne çık­mak­ta, ebe­diy­yen cen­ne­te la­yık bir key­fi­yet ka­za­na­mak­ta, bir kıs­mı da Al­lah yo­lun­da kur­ban edil­me­le­ri­ne mü­kâ­fat ola­rak Ahi­ret­te “Bu­rak” ol­ma şe­re­fi­ne na­il ol­mak­ta, sa­hip­le­ri­ni sı­rat köp­rü­sün­de ta­şı­ma gö­re­vi ile onur­lan­dı­rıl­mak­ta­dır.

“Kur­ban­la­rı­nı­zı ne­şe­li ve kuv­vet­li hay­van­lar­dan ke­sin. Çün­kü on­lar sı­rat köp­rü­sün­de si­zin bi­nit­le­ri­niz ola­cak­tır.” Ha­di­si de bu­na işa­ret et­mek­te­dir. Bu olay kur­ban­lık hay­van­lar için bir rah­met, bir sa­adet ve bir şe­ref de­ğil mi­dir?

Evet dış­tan ba­kın­ca bir can ölü­yor, ama on­lar­ca can di­ri­li­yor. Bir buğ­da­yı fe­da edi­yor, top­ra­ğa gö­mü­yor, çü­rü­me­si­ne göz yu­mu­yor­su­nuz, ama için­de yüz da­ne bu­lu­nan bir ba­şak el­de edi­yor­su­nuz. Bir buğ­day gi­di­yor ama on, yüz buğ­day ge­li­yor. Bu bir rah­met, sa­adet ve şe­ref de­ğil mi­dir?

Siz eğer kur­ban­lık hay­va­nı dö­ve­rek, sü­rük­le­ye­rek gö­tü­rür, ezi­yet­le ya­tı­rır, kör bı­çak­la ona sal­dı­rır­sa­nız bu tav­rı­nız­dan ne Al­lah ra­zı olur, ne pey­gam­ber ra­zı olur, ne kur­ban ra­zı olur, ne de me­lek-mi­sal in­san­lar ra­zı olur. İş­te vah­şet olan bu­dur. Bu tu­tum sa­de­ce ço­cuk­la­rın de­ğil, vic­dan ve mer­ha­met sa­hi­bi her in­sa­nın si­ne­sin­de ya­ra­lar açar.

Müs­lü­man me­de­ni bir in­san­dır, kur­ba­na ezi­yet et­mek gi­bi bir vah­şe­te te­nez­zül et­mez. Çün­kü o, Hz. Pey­gam­ber’in: “Kur­ba­nı­nı­zı gü­zel ke­sin, bı­çak­la­rı­nı­zı iyi­ce kes­kin­leş­ti­rin ki kur­ba­nı­nız ra­hat et­sin, acı çek­me­sin.” sö­zü­nü ku­la­ğı­na kü­pe et­miş in­san­dır. Bı­ra­kın kur­ba­nı, Müs­lü­man, hak­sız ve ge­rek­siz ye­re bir ağa­cı bi­le kes­mez, bir gü­lü hat­ta bir otu bi­le ko­par­maz. Çün­kü o her şe­yin Al­lah’ı zi­kir­le meş­gul ol­du­ğu­nu bi­lir. Al­lah’ın iz­ni ha­riç, hiç­bir şeyin zik­ri­ne en­gel ol­mak is­te­mez. Bu­nun­la be­ra­ber Al­lah’ın em­ri­nin ol­du­ğu yer­de de müs­lü­ma­nın boy­nu kıl­dan in­ce­dir. De­ğil ma­lı­nı, ca­nı­nı, İs­ma­il’ini bi­le fe­da­dan çe­kin­mez. Al­lah’ın dos­tu İb­ra­him Pey­gam­ber (a.s) böy­le yap­ma­dı mı?

0-10 Yaş Ara­sın­da­ki Ço­cuk­la­rı Kur­ban Ke­sim Ye­rin­de Bu­lun­dur­ma­nın Sa­kın­ca­sı Var mı?


Yü­ce Al­lah, bü­yük­ler­den, ana-ba­ba­lar­dan ne is­te­miş­se ço­cuk­la­rı­na da ay­nı şey­le­ri em­ret­me­le­ri­ni is­te­miş­tir.  Ço­cuk ba­ba­sı­nın na­maz kıl­dı­ğı­nı, ze­kât ver­di­ği­ni, kur­ban kes­ti­ği­ni bil­me­li ve gör­me­li­dir. Çün­kü ya­rın bu iş­le­ri o ya­pa­cak­tır. Ya­vaş ya­vaş o bu iş­le­re alış­ma­lı ve alış­tı­rıl­ma­lı­dır.

Ha­di­sin ifa­de­si­ne gö­re: “Dün­ya iki gün­dür: Bir gü­nü se­vinç, bir gü­nü de ke­der­dir.” Her­kes dün­ya­yı böy­le ta­nı­ma­lı­dır. Dün­ya­yı böy­le bil­me­yen ve ona gö­re ken­di­ni ha­zır­la­ma­yan­lar ça­buk yı­kı­lır ve bo­zu­lur­lar. İşin içe­ri­sin­de acı ol­du­ğu­nu bi­le bi­le ço­cuk­la­rı­mı­zı sün­net et­tir­mi­yor mu­yuz? Yi­ne zor gel­di­ği­ni bi­le bi­le on­la­rı sa­bah na­ma­zı­na kal­dır­mı­yor mu­yuz? Has­ret ve ay­rı­lı­ğın bir ateş ol­du­ğu­nu bi­le bi­le on­la­rı as­ke­re, hat­ta so­nun­da ölüm ol­du­ğu­nu bi­le bi­le sa­va­şa gön­der­mi­yor mu­yuz? Bun­lar ha­ya­tın ol­maz­sa ol­maz­la­rı­dır. Bu ol­maz­sa ol­maz­la­ra na­sıl ken­di­mi­zi ha­zır­lı­yor­sak, kur­ban kes­me­ye de ço­cuk­la­rı­mız­la be­ra­ber ha­zır­lan­ma­lı­yız.

Kur­ban kes­me­nin ha­li vak­ti ye­rin­de olan­la­ra Al­lah’ın em­ri ve Sev­gi­li Pey­gam­be­ri­mi­zin sün­ne­ti, ay­nı za­man­da ku­lun Al­lah’a kar­şı bir şük­ran ve tes­li­mi­ye­ti­nin ifa­de­si, Al­lah’ın ar­zu­la­rı­nı nef­sin ar­zu­la­rı­na ter­ci­hin bir ni­şa­ne­si ol­du­ğu­nu, da­ğı­tı­lan kur­ban eti­nin in­san­lar ara­sın­da sev­gi ve dost­lu­ğu pe­kiş­tir­di­ği­ni; anar­şi ve te­rör ol­ma­sın, İs­ma­il­le­rin ka­nı ak­ma­sın di­ye kur­ban ka­nı­nın ak­ma­sı­na izin ve­ril­di­ği­ni; ze­kât ve sa­da­ka­nın da bu yüz­den farz ve va­cip kı­lın­dı­ğı­nı; kur­ban edi­len hay­van­la­rın in­san­la­rın mi­de­si­ne git­mek­le hay­van­lık mer­te­be­sin­den in­sa­ni­yet mer­te­be­si­ne çı­ka­cak­la­rı­nı, sa­hip­le­ri için ahi­ret­te Bu­rak ola­cak­la­rı­nı ço­cuk­la­rı­mı­za tat­lı tat­lı an­la­ta­bi­lir­sek,  işte o zaman te­rö­rü, hid­det ve şid­de­ti ar­tı­ra­ca­ğı­nı san­dı­ğı­mız kurban kesme olayının; te­rö­rün, hid­det ve şid­de­tin kö­kü­nü ka­zı­yan iba­det­ler zin­ci­rin­den bi­ri ol­du­ğu ke­sin­kes an­la­şıl­mış olur.

“Kur’an’da Kan Akıt­mak Yok­tur,” Di­yor­lar.Bu Doğ­ru mu?


“Kur’an’da kan akıt­mak yok­tur.” di­ye bir id­di­adan söz edi­li­yor. Bu­nun­la in­san ka­nı kas­de­dil­miş­se bu doğ­ru­dur. Hak­sız ye­re bir ca­na kıy­mak, Kur’an’a gö­re bü­tün in­san­la­rı öl­dür­mek ka­dar bü­yük bir ci­na­yet sa­yıl­mış­tır. “Kur’an’da kan akıt­mak yok­tur.” ifa­de­siy­le kur­ban ka­nı kas­de­dil­miş­se bu doğ­ru de­ğil­dir. Çün­kü Al­lah Kur’an’da her mil­let için kur­ba­nı em­ret­ti­ği­ni Kev­ser su­re­sin­de de çok açık bir şe­kil­de kur­ban ke­sil­me­si­ni is­te­di­ği­ni bi­li­yo­ruz. Kur­ban ke­si­lin­ce kan akar. Far­ze­de­lim ki Kur’an’da kur­ban kes­mek­le il­gi­li açık ve net bir de­lil bu­la­ma­dı­nız. Kur’an’ı bi­ze ge­ti­ren ve Onu her­kes­ten en iyi an­la­yan Pey­gam­ber Efen­di­mi­zin Kur­ban Bay­ra­mın­da kur­ban kes­me uy­gu­la­ma­la­rı­nı na­sıl gör­mez­lik­ten ge­le­cek­si­niz?

Hz. Pey­gam­ber (s.a.v), he­men he­men her yıl kur­ban ke­si­yor. Ba­zen iki koç ke­si­yor. Bi­ri­ni ken­di­si ve ai­le­si adı­na, bi­ri­ni de üm­me­tin­den kur­ban ke­se­me­yen­ler adı­na ni­yet­le­ne­rek ke­si­yor­du. Ve­da hac­cın­da ise yüz de­ve kur­ban et­ti­ği­ni, bun­lar­dan alt­mış üç ta­ne­si­ni biz­zat ken­di­si alt­mış üç yıl­lık öm­rü­ne be­del kur­ban kes­ti­ği­ni, di­ğer­le­ri­nin ke­si­mi­ni ise baş­ka­la­rı­na ha­va­le et­ti­ği­ni ta­rih kay­de­di­yor.

“Kur­ban Kes­mek Sün­net­tir, Ke­sil­me­se de Olur.”Di­yor­lar. Doğ­ru mu?


Kur­ban kes­mek baş­ta Şa­fii ol­mak üze­re ba­zı imam­la­ra gö­re sün­net­tir, ama on­la­rın bu sün­net hük­mü, İmam-ı Azam’ın “va­cib” hük­mü­ne denk bir sün­net­tir. Terk edil­me­si müm­kün ol­ma­yan sün­net­ler­den­dir. Şe­air gi­bi bir sün­net­tir. İmam Mu­ham­med bu­na: “Ter­ki­ne ruh­sat ol­ma­yan sün­net” de­miş­tir. Do­la­yı­sıy­la zen­gin olup da kur­ban kes­me­yen hem Al­lah’ın em­ri­ni, hem de Hz. Pey­gam­be­rin emir ve uy­gu­la­ma­la­rı­nı gör­mez­lik­ten gel­miş olur ki bu da bir çe­şit gü­nah­tır. Eğer kur­ban kes­me­yen gü­na­ha gir­me­miş ol­say­dı, Ha­dis-i şe­rif­de: “Ha­li vak­ti ye­rin­de olup da kur­ban kes­me­yen­ler bi­zim na­maz­gâ­hı­mı­za yak­laş­ma­sın.” de­nil­mez­di.

Kur­ban Kes­mek­ten­se Be­de­li­ni Fa­kir­le­re  Ver­mek Da­ha İyi­dir!” Di­yor­lar. Doğ­ru mu?


Kur­ban kes­me ye­ri­ne kur­ba­nın be­de­li­ni pa­ra ola­rak sa­da­ka ver­me me­se­le­si de ne Kur’an’da, ne de Pey­gam­be­ri­mi­zin uy­gu­la­ma­la­rı ara­sın­da gör­dü­ğü­müz bir me­se­le­dir. Bu gö­rüş, di­nin şe­air de­re­ce­sin­de­ki bir mu­ame­le­si­ni lağv ve tah­rif et­me­ye yö­ne­lik bir gö­rüş­tür ki, as­la ka­bul edi­le­mez. Var­lık­lı in­san­la­rın kur­ban kes­me­si, muh­taç­la­ra sa­da­ka ver­me­si­ne, bir has­ta­nın te­da­vi mas­raf­la­rı­nı kar­şı­la­ma­sı­na en­gel de­ğil­dir.

Bu be­del me­se­le­si an­cak şu hal­ler­de dü­şü­nü­le­bi­lir. Bir in­san dü­şü­nün ki zo­run­lu ih­ti­yaç­la­rı­nı kar­şı­la­mış, borç­la­rı­nı öde­miş, bun­lar­dan baş­ka ya­nın­da faz­la ola­rak sa­de­ce bir kur­ban ala­bi­le­cek ka­dar pa­ra­sı kal­mış. Bu in­san kur­ban al­ma­ya gi­der­ken ça­re­siz bir has­ta­nın ame­li­yat mas­raf­la­rı­nı kar­şı­la­mak ve­ya ek­mek pa­ra­sı bu­la­ma­yan iş­siz ve aş­sız bir ai­le­nin ih­ti­yaç­la­rı­nı kar­şı­la­mak gi­bi cid­di bir du­rum­la kar­şı kar­şı­ya kal­dı. İş­te böy­le bi­ri fe­da­kâr­lık et­se; Kur­ban pa­ra­sı­nı ça­re­siz­lik­le bo­ğu­şan bu adam­la­ra ver­se, ikin­ci bir kur­ban al­ma­ya da gü­cü kal­maz­sa böy­le bi­ri kur­ban kes­me ve­ci­be­sin­den kur­tu­lur. Hem de çok fa­zi­let­li ve önem­li bir gö­re­vi ye­ri­ne ge­tir­miş olur.

Yok­sa hem kur­ban kes­me­ye, hem de ça­re­siz­le­rin der­di­ne der­man ol­ma­ya gü­cü ye­ten in­san­la­ra: Kur­ban kes­me­yin, ke­se­ce­ği­niz kur­ban­la­rın pa­ra­sı­nı muh­taç­la­ra ve­rin, de­mek, doğ­ru ola­ma­ya­ca­ğı gi­bi Kur’an’ı ve Sün­net’i ka­le al­ma­ma ve ha­fi­fe al­ma an­la­mı­na ge­lir.

“Hz. Peygamberin sünnetine uymayan tembelliğinden uymuyorsa büyük zarar eder, önemsiz gördüğü için uymuyorsa büyük cinayet işlemiş olur, inkârından dolayı uymuyor ve üstelik eleştiriyorsa büyük sapık olur.”

İmam Ma­lik de: “Sün­net­ler Nuh’un ge­mi­si­dir, kim ona bi­ner­se kur­tu­lur, kim de on­dan ge­ri ka­lır­sa bo­ğu­lur.” de­miş­tir.

“Ölü­ler İçin Kur­ban Ke­sil­mez!” Di­yen­ler Var. Doğ­ru mu?

Ölü­le­re Al­lah rah­met et­sin, de­ni­lir­miş de se­va­bı on­la­ra ba­ğış­lan­mak üze­re kur­ban ke­sil­mez­miş, id­di­ası da man­tık­lı ve tu­tar­lı bir ifa­de ol­ma­dı­ğı gi­bi, ay­nı za­man­da mu­te­ber kay­nak­la­ra da ay­kı­rı bir açık­la­ma­dır. Ön­ce man­tık­lı ol­ma­dı­ğı­nı arz ede­yim: Ölü­ler için “Al­lah rah­met et­sin” de­mek, bir du­adır. Bu­nun an­la­mı şu­dur: Bu dua se­be­biy­le ölen şah­sa Al­lah’ın rah­me­ti ka­vuş­sun, o bun­dan men­fa­at­len­sin, ra­hat et­sin. Bu du­anın so­nu­cu­nu rah­met ve ra­hat ola­rak ölü­ğe ka­vuş­tu­ran Al­lah’tır. Bu se­va­bı, do­la­yı­sıy­la bu rah­me­ti ve ra­ha­tı ölü­ye ka­vuş­tu­ran Al­lah, se­va­bı ölü­le­re ba­ğış­lan­ma­sı umu­duy­la ken­di rı­za­sı için ke­si­len ve fa­kir fu­ka­ra­ya da­ğı­tı­lan kur­ba­nın se­va­bı­nı, do­la­yı­sıy­la on­la­rın du­ala­rı­nın so­nu­cu­nu bir rah­met ve ra­hat ola­rak, bir hu­zur ve mut­lu­luk ola­rak ne­den ka­vuş­tur­ma­sın? Bu Al­lah’ın kud­re­ti­ne ağır ge­lir mi? Kal­dı ki kay­nak­la­rı­mız da di­ri­le­rin yap­mış ol­duk­la­rı ha­yır ve ha­se­nat­tan ölü­le­rin ha­yır gö­re­ce­ği­ni, hat­ta ehl-i sün­ne­te gö­re se­vap­la­rı­nın da on­la­ra ka­vu­şa­ca­ğı­nı ifa­de et­mek­te­dir­ler.

Za­ten kur­ban kes­mek te bir çe­şit du­adır. İba­det­le­rin hep­si fi­ili du­adır. Söz­le ve fi­il­le dua ya­pan­la­ra se­vap ve­ril­di­ği gi­bi bu du­ala­rı ya­pan­lar, baş­ka­la­rı­nı da ni­yet ede­rek dua et­se­ler, dua et­tik­le­ri kim­se­le­re de se­vap­la­rın­dan pay ay­rıl­ma­sı Al­lah’ın lut­fun­dan ve rah­me­tin­den­dir. Hem de o du­ala­rı, ha­yır ve ha­se­na­tı ya­pan­la­rın se­va­bın­dan bir şey ek­sil­me­den.

Me­se­la İbn-i Ömer (r.a), Hz. Pey­gam­ber’in (s.a.v.) ve­fa­tın­dan son­ra her han­gi bir va­siy­yet de ol­mak­sı­zın de­fa­lar­ca um­re ya­pıp se­va­bı­nı Hz. Pey­gam­be­re ba­ğış­la­mış­tır. Ve yi­ne se­va­bı­nı Hz. Pey­gam­be­re ba­ğış­la­mak üze­re İb­nü’l-Mu­vaf­fak yet­miş hacc yap­mış, İb­nü’l-Ser­rac on­bin­den çok ha­tim oku­muş­tur. Ce­nab-ı Hak, Pey­gam­be­ri­ne rah­met et­ti­ği­ni bi­ze ha­ber ve­ri­yor, bi­zim de ona rah­met ve şe­fa­at da­ire­si­nin ge­niş­le­me­si, o da­ire­nin bi­zi de içi­ne al­ma­sı için dua et­me­mi­zi, Ona Al­la­hum­me sal­li ala Mu­ham­med di­ye­rek sa­lat ve se­lam oku­ma­mı­zı is­ti­yor. Ahi­re­te gi­den­ler için se­vap ulaş­ma­ya­cak ol­say­dı Al­lah bun­la­rı is­ter miy­di? Sev­gi­li Pey­gam­be­ri­miz, sık sık Cen­ne­tü’l-Ba­kî’ kab­ris­ta­nı­na gi­dip ve­fat eden­ler için du­alar oku­yordu. Onlara faydası olmayacak olsaydı, bunu yapar mıydı?[2]

[1] Saffat, 37/100-111

[2] Daha geniş bilgi için bkz. Karakaş, Vehbi, Üçaylar Mübarek Gün ve Gecelerle Toplum Eğitimi, Cihan Yayınları, İstanbul-2008

 


Konu Başlığı: Ynt: Kurban hakkında detaylı bilgiler
Gönderen: Sefil üzerinde 14 Ekim 2013, 23:07:21
RABBİM ibadetlerimizi kabule karin eylesin allah razı olsun çok faideli bilgiler rabbim istifade edebilmeyi nasip eylesin...


Konu Başlığı: Ynt: Kurban hakkında detaylı bilgiler
Gönderen: Ceren üzerinde 16 Ekim 2013, 02:53:11
Evet gerçekten önemli bilgiler oldu.Bir kişinin bilmesi gerekir kesinlikle.Rabbim kestiğimiz kurbanları kabul eder inşallah.