> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > ilimdunyasi.com Haberleri > Gaziantepte üç Sahabi anlatıldı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gaziantepte üç Sahabi anlatıldı  (Okunma Sayısı 1583 defa)
13 Şubat 2012, 01:32:01
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 13 Şubat 2012, 01:32:01 »



Gaziantep'te üç Sahabi anlatıldı



Siyer Araştırmaları Merkezi'nin düzenlediği 82 İl 82 Sahabî Projesi’nin 4. programı Gaziantep'te yapıldı.

Siyer Araştırmaları Merkezi'nin düzenlediği 82 İl 82 Sahabî Projesi’nin 4. programı Gaziantep'te yapıldı.

Kısa adı GAİMDER olan Gaziantep İmam Hatip Mezunları ve Gönüllüleri Derneği'nin ev sahipliğini yaptığı program, 10 Şubat 2012 Cuma günü Şahinbey Belediye Konferans salonunda icra edildi.

Gaziantep halkının yoğun ilgi gösterdiği programa başta Malatya, Adana ve Şanlıurfa olmak üzere birçok çevre ilden de büyük bir katılım oldu.

Program Kur’an-ı Kerim tilâveti ile başladı. GAİMDER Başkanı Mehmet Taner’in selamlama konuşmasının ardındankürsüye davet edilen Muhammet Emin Yıldırım, projenin önem ve gayesine değindikten sonra neden Gaziantep'te, Cerir b. Abdullah'ın anlatılacağına dikkat çekti. Cerir b. Abdullah'ın Hz. Ali'nin hilafet dönemlerinin sonlarında o günkü adı ile Karkisiye, bugünkü adıyla Karkamış olan beldeye geldiğini ve burada bir müddet inzivaya çekildiğini, Hicri 51, Miladi 671'de ise burada vefat ettiğini çeşitli kaynaklar ışığında anlattı. Şu an kabrinin bilinmediğine dikkat çeken Yıldırım, bu konuda resmi makamlara iş düştüğünü, valiliğin, Diyanet Teşkilatının ve üniversitelerin çeşitli çalışmalar yapabileceklerine dikkat çekti. Ayrıca yine kaynakların bilgilerine dayanarak, el-Kâtip lakaplı,Hanzala b. er-Rabî ve Hâris b. Yezid el-Amirî'nin de Karkamış'ta vefat ettiklerini söyledi.

Peygamberimizin; "Ashabımdan biri bir beldede vefat ederse kıyamet günü onlar için bir komutan ve aydınlık saçan bir rehber olarak diriltilir." hadisini hatırlatan Yıldırım, Gazianteplilere: "İstemez misiniz; haşir meydanına Cerir b. Abdullah'ın rehberliğinde yürümeyi?" diye sordu.

Daha sonra Cerir b. Abdullah'ın hayatından örnekler ve tablolar aktaran Yıldırım, bu büyük sahabinin çok farklıve istisnai özelliklerine dikkatleri çekti. Hiç şüphesiz en dikkat çeken husus; Hz. Ömer'in onun için: "Ümmetin Yusuf'u" ifadesi ile Peygamberimizin "Cerir bizdendir, Ehl-i Beyt'imizdendir." hadisi oldu.

Peygamberimizden yüz tane hadis rivayet eden Cerir b. Abdullah'ın rivayet ettiği hadislerden örnekler veren Yıldırım, konuşmasını onun hayatından alınması gereken birçok mesaj olduğunu belirterek on maddede bu mesajları özetledi.

Bu on madde şunlardı:

1- Hakikati elde etmek için gayret göster ki nübüvvet bahçesine girebilesin.

2- İradenin hakkını ver ki bu çağın Yusuf'u olabilesin.

3- Elindeki nimetleri imanın hizmetine sun ki Ehli Beyt'ten sayılabilesin.

4- Çağın putlarını Hz. Cerir gibi kır ki, Peygamberi rahat ettirebilesin.

5- İslam yolunda güzel çığırlar aç ki öldükten sonra bile hesap defterini işlettirebilesin.

6- İmanına zulmü yani şirki bulaştırma ki tüm korkulardan emin kalabilesin.

7- İslam'ın büyüklerine gereğince ihtiram göster ki değerine değer katabilesin.

8- Başkalarının ayıplarını,kusurlarını ört ki merhamete muhatap kılınabilesin.

9- Dürüst bir tüccar ol ki hiçbir gölgenin olmadığı günde rahmeti kazanabilesin.

10-Tüm bu mesajları duy ki kıyamet günü haşir meydanına Hz. Cerir'in arkasında yürüyebilesin.

Başta Gaziantep İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Bakkal olmak üzere, birçok resmi ve sivil toplum kuruluşunun temsilcilerinin de katıldığı program, Şanlıurfa’nın sevilen simalarından Abdulaziz Kutluay Hoca'nın duasıyla nihayet buldu.

Risale Haber

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gaziantepte üç Sahabi anlatıldı
« Posted on: 18 Nisan 2024, 23:03:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gaziantepte üç Sahabi anlatıldı rüya tabiri,Gaziantepte üç Sahabi anlatıldı mekke canlı, Gaziantepte üç Sahabi anlatıldı kabe canlı yayın, Gaziantepte üç Sahabi anlatıldı Üç boyutlu kuran oku Gaziantepte üç Sahabi anlatıldı kuran ı kerim, Gaziantepte üç Sahabi anlatıldı peygamber kıssaları,Gaziantepte üç Sahabi anlatıldı ilitam ders soruları, Gaziantepte üç Sahabi anlatıldıönlisans arapça,
Logged
13 Şubat 2012, 02:27:42
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« Yanıtla #1 : 13 Şubat 2012, 02:27:42 »

Güzel bir haber oldu bu sevindim , bu sayede öğrenmiş oldum...Rabbim c.c razı olsun...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

13 Şubat 2012, 07:21:15
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #2 : 13 Şubat 2012, 07:21:15 »

CERİR IBNİ ABDULLAH (ra)

Cerir Ibni Abdullah el-Becelî radiyallahu anh yüzünde melek nisânesi bulunan, yakisikli bir yigit... Cahiliye devrinde "Yemen'in Kâbe'si" diye bilinen Zülhalesa tapinagini yikan bir kahraman... Yemen asîretlerinden Becîle kabilesinin reisi...
Ebu Amr künyesiyle anilan Cerir hicretin 10. yili Ramazan ayinda kavminden 200 kisiyle birlikte Medine'ye gelerek Islâm'la sereflendi.
O, uzun boylu, nûrâni yüzlü ve son derece yakisikli bir kimseydi. Hz. Ömer (r.a) onun hakkinda: "Cerir Ibni Abdullah bu ümmetin Yusuf'udur." derdi. Onun Islâm'a gelisini Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ashabina önceden haber verdi. Bir gün hutbe okurken: "Size su taraftan hayirli bir kimse geliyor. Yüzünde melek nisânesi vardir." buyurdu. Cerir Islâm'a girisini söyle anlatiyor:
"Medine'ye gelince devemi çökerttim. Heybemi açip yeni elbisemi giydim ve Mescide girdim. O sirada Rasûlullah (s.a) hutbe okuyordu. Kendisine selâm verdim. Cemaat beni göz ucuyla süzüyordu. Sonra Resûl-i Ekrem (s.a) bana: "Ey Cerir! Ne için geldin?" diye sordu. Ben de: "-Ya Rasûlallah! Sana bey'at etmege geldim. Sartlarin nedir?" dedim.
Bunun üzerine Rasûlullah (s.a) bana hitaben:
–"Ey Cerir! seni Allah'tan baska ilâh bulunmadigina ve benim de Allah'in resûlü olduguma sehadete, âhiret gününe, kadere inanmaga, farz olan namazlari kilmaga, farz olan zekâti vermege, her müslüman için hayirhah olmaga, iyilik düsünmege, samimi davranmaga kâfir ve müsriklerden uzak durmaga ve basinizdaki idarecilere itaat etmege davet ediyorum." buyurdu. Ben de bu sartlari kabul ederek Rasûlullah'in elini tuttum ve bey'at ettim. Yanimdakiler de ayni sartlari kabullenerek hep birlikte Islâm'la sereflendik.
Cerir (r.a) müslüman olduktan sonra Resûl-i Ekrem (s.a)'in kendisini her gördügünde gülümsedigini söyler. O, Efendimizle çok az bir zaman beraber olmasina ragmen, tebessümlerine ve iltifatlarina sik sik mazhar oldu. Birgün iki Cihan Günesi efendimiz mescidde ashabiyla oturuyordu. Cerir Ibni Abdullah (r.a) içeri girdi. Ona yer açilmadigini gören Efendimiz Cerir'e ridâsini çikarip atti ve: "Ey Ebû Amr, al onu, üzerine otur!" buyurdu. Cerir alip oturdu ve: "Ey Allah'in Resûlü! senin bana ikram ettigin gibi Allah da sana ikram buyursun." diyerek tesekkür etti. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.) efendimiz çevresindekilere dönerek: "Size bir toplulugun kerem ve seref sahibi büyügü geldigi zaman, ona ikramda bulunun ve saygi gösterin." buyurdu.
Cerir-i Becelî (r.a) yine birgün Efendimizin yaninda bulunuyordu. Disardan yalin ayak, abalarini baslarina geçirmis, çiplak bir takim kimseler geldi. Fahri Kâinat (s.a.) efendimiz onlarin fakir ve yoksul hallerini görünce yüzünün rengi degisti. Içeri girdi ve Bilal'e ezan okumasini emretti. Namazdan sonra cemaata dönerek söyle bir hitâbede bulundu:
"Ey iman edenler! Allah'tan korkunuz! Herkes yarin (âhiret günü) için ne gönderdigine bir baksin. Allah'tan korkunuz! Çünki, Allah ne yaparsaniz hakkiyla haberdardir." (Hasr sûresi: 18) ayetini okudu. Sözüne devamla; "Insan dinarindan, dirheminden elbisesinden, bugdayindan, kuru hurmasindan sadaka vermelidir" buyurdu.

Bu inci tanesi sözleri dinleyen ashabin hepsi bir seyler getirmege basladi. Yiyecek ve giyeceklerden iki küme olustu. Ensar'dan bir adam da bir kese getirdi. Resûl-i Ekrem (s.a) efendimizin yüzü gümüs gibi parliyordu. Sevincini su ifadelerle dile getirdi. "Her kim Islâm'dâ güzel bir çigir açarsa, o çigirda gidenlerin sevaplarinin aynisi ona da verilir. Her kim de kötü bir çigir açarsa o çigirda gidenlerin vebali de ona aid olur." buyurdu.
Resûl-i Ekrem (s.a) efendimiz Cerir'i gördükçe "Zülhalesa ne oldu?" diye sorardi. Cahiliye döneminde burasi "Yemen'in Kâbesi" olarak bilinirdi. Bu tapinagin ayakta durmasina gönlü râzi degildi. Beytullah'a rakip gösterilmesinden daima huzursuzluk duyan Iki Cihan Günesi efendimiz bu tapinagi yikmak üzere bir seriyye hazirladi. Cerir'i de seriyye kumandani olarak görevlendirdi. O da kabilesinden 200 kisiyle bu tapinagi tahrip ederek yikti. Ebû Ertat ve Husayn Ibni Rebia'yi Medine'ye müjdeci olarak gönderdi. Daha sonra Cerir Ibni Abdullah (r.a) Medine'ye döndü. Sevgili Peygamberimiz onu görünce: "Yiktin mi onu?" dedi. Cerir de: "Seni hak din ile Peygamber gönderen Allah'a yemin ederim ki, onun üzerinde olanlari tutup öldürdük. Zülhalesa'yi da atese verip yaktik." dedi. Bunun üzerine Fahr-i Kâinat (s.a) efendimiz Ceriri tebrik etti.
Cerir (r.a) vedâ haccinda Resûl-i Ekrem (s.a) ile birlikte bulundu. Efendimiz onu Medine'ye döndüklerinde Himyerîlerin emiri Zülkelâ ile yahudi oldugu rivayet edilen Yemen krallarindan Zû Amr'i Islâmiyet'e davet etmek üzere gönderdi. Her ikisiyle de görüsen Cerir (r.a) onlarin Islâm'a gelmelerine vesile oldu. Birlikte Medine'ye dogru yola çiktilar. Fakat yari yolda Sevgili Peygamberimizin dâr-i bekâ'ya irtihali haberini aldilar. Zülkelâ ile Zû Amr ziyareti gerçeklestiremeden geri döndüler. Cerir (r.a) ise Medine'ye gitti.

O, dört halife devrinde de güzel hizmetlerde bulundu. Hz. Ebû Bekir (r.a) onu Has'am ve Becile kabilelerinden irtidat edenlerin üzerine gönderdi. Isyanlari bastiran Cerir (r.a) yeni emir alincaya kadar Necran bölgesinde bekledi. Irak'ta yapilan çesitli harplere katildi. Sonra Hz. Halid Ibni Velid'e yardim etmek üzere Yemame'ye gitti. Hz. Ömer (r.a) zamaninda Celûla savaslarina katilan Cerir (r.a) oraya yerlesti. Hz. Osman döneminde Kufe valisi Mugire'ye bagli olarak bir süre Hemedan valiligi yapti. Daha sonra Saîd Ibni As kumandasinda Azerbaycan fetihlerine katildi. Hz.Osman (r.a) Firat kenarindaki bir kisim topraklari ona verdi. Karkisiya sehrinde uzlete çekilen ve yüze yakin hadis rivayet ettigi söylenen Cerir Ibni Abdullah (r.a) 674 m. tarihinde vefat etti. Cenâb-i Hak'tan sefaatlerini niyaz ederiz. Amin


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

13 Şubat 2012, 12:00:35
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #3 : 13 Şubat 2012, 12:00:35 »

"Her kim Islâm'dâ güzel bir çigir açarsa, o çigirda gidenlerin sevaplarinin aynisi ona da verilir. Her kim de kötü bir çigir açarsa o çigirda gidenlerin vebali de ona aid olur." buyurdu.

Ne bereketli bir konu oldu maşaallah. Sizin vesilenizle Yıldızlardan Cerir B. Abdullah'ı da tanımış olduk. Hadisteki müjde ile müjdelenmek duası ile.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes