> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > ilimdunyasi.com Haberleri > İslâmın yaşama biçimi sünnete muhtacız
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslâmın yaşama biçimi sünnete muhtacız  (Okunma Sayısı 515 defa)
10 Ağustos 2011, 05:06:50
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 10 Ağustos 2011, 05:06:50 »



İslâm'ın yaşama biçimi sünnete muhtacız



Günümüzde zaman zaman Sünnet'in dindeki yeri ve önemi hakkında çesitli tartışmalar yapılmaktadır.

Günümüzde zaman zaman Sünnet'in dindeki yeri ve önemi hakkında çesitli tartışmalar yapılmaktadır. Bu tartışmanın nedeni, daha çok cehâlet, birbirini anlamamak ve taassuptur. Taraflardan biri, çeşitli gerekçelerle Sünnet'in dindeki yerini zayıflatmaktadır. Öteki taraf ise, birincileri Sünnet'i inkâr etmekle suçlamakta, zayıf veya uydurma olduklarına dikkat etmeden hadisleri kullanmaktadır. Bu konudaki hakikati, ilmî bir yaklaşımla ortaya koymak gerekir. Bunun için de öncelikle Sünnet ve Hadis kavramlarını iyi bilmek gerekir.

Sünnet/Hadis, İslâm'ın temel ilkelerinin ve uygulamalarının çıkarıldığı ikinci kaynaktır. Sünnet, kelime olarak "yol, usûl, hareket tarzı, hayat tarzı"; hadis ise, "söz" anlamına gelir. Bu yüzden Sünnet'in kök anlamı Hz. Peygamber'in (s.a.v) "fiil ve hareketleri"ne, Hadis ise "sözleri"ne delâlet eder. Gerçekte ise her ikisi de Hz. Peygamber'in "fiillerini, uygulamalarını ve sözlerini" ifâde ederler. Sünnet'in aktarılması ve kaydedilmesi anlamına gelen Hadis, bunlara ilave olarak çeşitli nebevî ve tarihî olayları da kapsamaktadır.

Sünnet'e sadece Hz. Peygamber'in vefatından sonra ihtiyaç duyulmadı. O hayattayken de Müslümanların onun sünnetine (açıklama, uygulama ve hareketlerine) ihtiyaçları vardı. Çünkü Kur'ân, ekseriyâ genel dînî prensipler ve esaslar koyar; çok nâdir durumlarda ayrıntıya girer. Ayrıntılar genellikle, ya bir emrin nasıl yerine getirileceğini kendi uygulamasıyla göstererek ya da sözlü açıklamada bulunarak bizzat Hz. Peygamber (s.a.v) tarafından ortaya konuluyordu. Sünnet veya Hadis, Hz. Peygamber'in (s.a.v) ölümünden sonra ihtiyaç hissedilen bir şey değildi; o hayattayken de sünnete ihtiyaç vardı. Meselâ, İslâm'ın en önemli iki ibâdeti namaz ve zekâttır. Fakat Kur'ân'da defalarca tekrarlanan namaz ve zekât ile ilgili herhangi bir ayrıntı verilmemiştir. "Namazı kılın" emriyle ilgili ayrıntıları, kendi hareketleriyle bizzat Hz. Peygamber (s.a.v) vermiştir. "Zekâtı verin" emri gereği, onun toplanması ve dağıtılması ile alakalı kural ve düzenlemeler Hz. Peygamber (s.a.v) tarafından yapılmıştı. Görüldüğü üzere pek çok alanda Müslümanlar hem Kur'ân'a, hem de Sünnet'e muhtaçtır.

Şu noktaya da işaret etmek gerekir ki, gerçekte Kur'ân ile Sünnet arasında çelişki olması mümkün değildir. Zira Kur'ân'da Hz. Peygamber'den (s.a.v), "Kendisine vahyolunandan başkasına uymayan" (En'âm, 50) ve "Kendisine vahyolunan bir kelimeye bile itaatsizlik etmeyen" (En'âm, 15) şeklinde bahsedilmektedir. Buradan, Kur'ân ile Sünnet arasında uyumsuzluk ve çelişki olamayacağı açıkça anlaşılmaktadır. Eğer bir hadiste Kur'ân'a aykırı bir durum varsa, bu, kesinlikle Hz. Peygamber'den (s.a.v) kaynaklanamaz. Böyle bir hadiste, hadis teknikleri açısından başka bir problem söz konusudur. Dolayısıyla bu konularda söz söyleyecek kimselerin hadis konusunda işinin ehli uzman kimseler olması gerekir. Bu gibi konularda bilgisiz konuşmak, din konusunda haddini bilmemek demektir. Bunun da âhirette hesabı olacaktır.

Şu halde, bir Müslümanın Kur'ân'ın hayata geçen yönü ve İslâm'ın yaşama biçimi Sünnet'i inkâr etmesi veya kabullenmemesi söz konusu olamaz. Ancak hadisler, Kur'ân gibi kayda geçirilmediğinden, onların bize ulaşım süreci farklı olduğundan, hadisler konusunda konuşmak gerçek anlamda uzmanlık istemektedir. Burada Kur'ân ve Hadis'in (Peygamberî uygulamaların) dindeki yerini iyi tespit etmek gerekir. Esasen Hz. Muahmmed'i (s.a.v) resûl/elçi olarak gönderen Allah Teâlâ, onun elçilik görevinin sınırlarını, fonksiyonunu ve önemini Kur'ân'da açıklamıştır. Kur'ân, İslâm'ın temel ilkelerinden bahsederken, Hadis bunlarla ilgili ayrıntıları ortaya koymaktadır. Hz. Peygamber zamanındaki insanların hadis ve sünnete ihtiyaçları olduğu gibi, günümüz Müslümanlarının da ihtiyacı vardır.

Yeni Şafak

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslâmın yaşama biçimi sünnete muhtacız
« Posted on: 26 Nisan 2024, 01:23:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslâmın yaşama biçimi sünnete muhtacız rüya tabiri,İslâmın yaşama biçimi sünnete muhtacız mekke canlı, İslâmın yaşama biçimi sünnete muhtacız kabe canlı yayın, İslâmın yaşama biçimi sünnete muhtacız Üç boyutlu kuran oku İslâmın yaşama biçimi sünnete muhtacız kuran ı kerim, İslâmın yaşama biçimi sünnete muhtacız peygamber kıssaları,İslâmın yaşama biçimi sünnete muhtacız ilitam ders soruları, İslâmın yaşama biçimi sünnete muhtacızönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes