İslam Ümmeti kaybettiği "helal lokmayı" arıyor

İslam Ümmeti kaybettiği "helal lokmayı" arıyor

“En güvenilir kalite, helal ve tayyib standart kalitesidir”

Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, tüketiciler helal beslenme konusunda uyardı. Açıklamasına Zümer Suresi'nden bir ayetle başlamak istediğini belirten Büyüközer “De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri öğüt alıp düşünür.

Bugün bütün insanlık tüketmiş olduğu gıdadan, giydiği kıyafete; yemek yiyeceği lokantadan, kaldığı otele kadar adeta güvenilir, kaliteli, nitelikli bir seçim yapmanın telaşındadır. Dünyada üretimi etkileyen gruplara şöyle bir baktığımızda bize dayatılan kalite ve standartların yetersizliğini, bizim inancımıza uygunsuzluğunu daha iyi anlamış olacağız. Gıda ve Tarımda: FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü), Sağlıkta:WHO (Dünya Sağlık örgütü), Siyasette:UN (Birleşmiş Milletler), Güvenlikte:NATO (Kuzey Atlantik Paktı), Ticarette:WTO (Dünya Ticaret Örgütü) , Ekonomide: IMF (Uluslar arası Para fonu), Yargıda: ICC (Uluslar arası Ceza Mahkemesi ), Çevre de UNEP (Dünya Çevre Programı) vs. gibi“ dedi.

“İSLAM ÜMMETİ KAYBETTİĞİ HELAL LOKMAYI ARIYOR”

Helal ve Tayyib beslenmenin bütün Müslümanları ilgilendiren ve yerine getirmeleri zorunlu olan bir konu olduğunu belirten Dr. Büyüközer, “Dünya üzerinde yaşayan başta İslam ümmeti olmak üzere tüm insanlığın bugüne kadar bir ürünün kaliteli, sağlıklı, hijyenik vb. değerlere sahip olduğunu belgelediği söylenen kalite sistemlerine karşı artık güveni kalmamıştır.

Çünkü sözde kaliteli olduğu, hijyenik, sağlıklı olduğu için kalite belgesi alan başta gıda sektörü olmak üzere kullanılan bütün üretim sistemleri bu yüzyılda yaşadığımız hastalıkların, problemlerin tetikleyicisi olduğu anlaşılmıştır. Sağlıksız bir beslenme tarzı başta olmak üzere bütün hayat şartlarımızda modernitenin ortaya koyduğu kalite belgelendirme metodlarının yetersizliği helal ve tayyib sertifikalandırma sistemi ile ortaya çıkmıştır. Fast-food, hazır gıda, kola, sigara, alkol ve birçok zararlı kimyasal katkıların kullanıldığı gıdaların oluşturduğu yanlış beslenme ve insanlarımızın hareket etme azlığı sağlıksız yaşam tarzımızı tehlikeli boyutlara çıkarmış ve kalp hastalıkları, kalp krizleri, felç, kanser, tansiyon, kan şekeri, obezite, alzaymer ve bağışıklık sistem bozuklukları gibi hastalıkların hızla artmasına yol açmıştır. Helal yaşam sistemimizde manevi boyutu ise daha tehlikeli bir durum arzetmektedir” şeklinde konuştu.

Büyüközer, fabrikasyon üretiminin, hazır paketlenmiş gıdaların hızla artışı ve bu sözde kaliteli olduğu belgelendirilmiş üretim sistemi insanlığı hak ettiği helal ve tayyib tüketim sisteminden uzaklaştırdığını söyleyerek “Bugün İslam ümmeti kaybettiği helal lokmayı yani helal ve tayyib ürün tüketme hakkını aramaktadır. Helal ve tayyib sistem içerisinde üretilmiş olan ürünler ve diğer ihtiyaç maddeleri kaybettiğimiz helal yaşam, helal lokma sorumluluğumuzda bir başlangıç ve en önemli halkayı oluşturmaktadır.
Tohumdan embriyona, çiftlikten sofraya kadar devam edecek sürecin her adımının helal damgası ile kontrolden geçmesi kaçınılmazdır. Artık, tüketiciler güvenilir bulduğu kurumun sertifikalandırmış olduğu ürünü market rafında kolaylıkla ayırt etmek istemektedir. Bu ayrımın en pratik yolu ise güvenilir kurumun helal logosudur. Müslümanların olmazsa olmaziİmani bir meselesi olan helal ve tayyib ürün talebi onun en temel tüketici hakkıdır. Bu temel hakkına iç piyasada ve dış piyasada saygı gösterilmesi gerekmektedir. Çünkü tüketiciler bu temel haklarını artık istemektedirler.
Allah yar ve yardımcımız olsun” dedi.

İHA

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın