> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > ilimdunyasi.com Haberleri > Her İnsan Fıtrat Üzere Doğar
Sayfa: [1] 2 3 4   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Her İnsan Fıtrat Üzere Doğar  (Okunma Sayısı 3305 defa)
05 Ocak 2014, 01:48:34
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 05 Ocak 2014, 01:48:34 »



Her İnsan Fıtrat Üzere Doğar



Yüce ALLAH Kur’ân-ı Kerîm’de "Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. ALLAH’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. ALLAH’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler" buyurmuş, Hz. Peygamber de pek çok hadisinde fıtrattan gelen fiziksel özellikleri de olduğu gibi korumanın gereğine işaret etmiştir.

Ebu Hüreyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, ALLAH Rasulü (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar. Sonra anne babası onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar.” (Buhari, Tefsir (Rûm), 2)

Rabbimizin “Yeryüzünde bir halife var edeceğim” sözüyle başlamıştır insanın yaşam serüveni. Ardından Yüce ALLAH, insanı "en güzel surette" yaratmış ve kendisini sabah akşam tespih eden, günahtan masun meleklerine, onun önünde saygıyla eğilmelerini emretmiştir. (Bakara, 2/30–34) Zira onu değerli kılmış ve yarattıklarının pek çoğundan üstün tutmuştur. (İsra, 17/70) Yerde ve gökte ne varsa onun hizmetine sunmuş, ona dilediği her şeyi vermiştir. Böylesine değerli ve böylesine mükemmel yaratılmıştır insan. Ve bu yaratılışın tek bir amacı vardır: yalnızca bir olan ALLAH'ı ilah kabul etmek ve O'nun razı olacağı bir hayat sürmek. (Zariyat, 51/56) Bunun için kendisine gereken tüm imkânlar verilmiş ve her insan kâmil sıfatlarla donatılıp yeryüzünün halifesi olmaya layık bir insan olma potansiyeli ile dünyaya gönderilmiştir.

“Yaratılış, belli yeteneklere ve yatkınlığa sahip olma” anlamına gelen fıtrat, insanın, yaratılışındaki bu özü ifade eder. “Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar” diyen Rasûlullah (sav), ırkı, soyu, cinsiyeti ne olursa olsun, her insanın bu mükemmel yaratılışla, ALLAH'a inanma potansiyeliyle dünyaya geldiğini anlatmaktadır. Herkesin ancak kazandığının karşılığını alacağını ve hiç kimsenin bir başkasının günahını yüklenmeyeceğini ısrarla vurgulayan (En’am, 6/164) İslam inancına göre, her çocuk tertemiz ve günahsız olarak doğar. Çevreden gelen herhangi bir etkiye maruz kalmadan önce tertemiz bir yaratılışla dünyaya gelen insan, bu hâlini koruyabildiği sürece kendiliğinden iyiye yönelir. Zira onu türlü kabiliyetlerle donatan Yüce ALLAH, kendisine iyiyle kötüyü birbirinden ayırt edebilme yeteneği vermiş (Şems, 91/8) ve onu iyiye eğilimli kılmıştır. Bu yüzdendir ki Rasûlullah (sav) iyilik ve kötülüğün ne olduğunu soran Vabısa b. Ma'bed adlı sahabiye, “İyilik, gönlü huzura kavuşturan ve içe sinen şeydir. Kötülük ise insanlar sana fetva verseler (onaylasalar) bile, gönlü(nü) huzursuz eden ve iç(in)de bir kuşku bırakan şeydir” (Darimi, Büyu, 2) sözleriyle cevap vermiştir. Yine kendisine aksi bir yönlendirme bulunmadığı takdirde insan tevhide yakındır, Rabbini bir olarak bilmeye ve O'na inanmaya hazırdır. Zira ruhlar âleminde “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” dediğinde tüm ruhlarla birlikte “Evet Rabbimizsin” diyerek, bu Yüce Yaratıcı'nın ilahlığına şahitlik etmiştir. (A’raf, 7/172) Dünya hayatında da asıl sahibi olan bu yüce varlığı aramakta ve Kur'ân-ı Kerîm'de ifade edildiği üzere, gönlü ancak O'nu anmakla huzur bulmaktadır. (Ra’d, 13/28) Tevhide aykırı olan her türlü inanç ve yaşantı ise insanın fıtratına aykırı olduğundan kişiyi tatmin etmez ve kendine yabancılaştırır. Tıpkı Hz. İbrahim (as) gibi. Nitekim bir zamanlar putlara tapan kavminin inançlarını ve yaşantısını benimseyemeyen Hz. İbrahim (as), kendine bile faydası olmayan putlardan yüz çevirmiş ve bir arayış içerisine girmişti. Özünde var olan inanma ihtiyacını karşılayabilecek gerçek bir ilah olması gerektiğine kanaat getirdi. Yaşadığı toplumda gök cisimlerinin insan hayatında etkin rolü olduğu inancı hâkimdi. Buradan çıktı yola ve bir yıldız gördü. Rabbi bu olabilir mi diye düşündü. Onun kaybolduğunu görünce aya çevirdi yüzünü. Belki de buydu asıl Rabbi. Ama hayır, o da batıyordu gün doğunca. Peki ya güneş, düşündüklerinin hepsinden daha büyüktü, Rabbi olmaya daha layık göründü gözüne. Fakat gün bitince onun da hükmü sona erdi. Bunların hiçbiri Rabbi olamazdı Hz. İbrahim (as)’in.

Bütün bunları yaratan, her daim yarattıklarıyla beraber olan, bütün varlığın hâkimi olmalıydı Rabbi. Böylece batıl inançlardan sıyrılıp Hakka yöneldi, Rabbi de onu doğru yola iletti ve kendisini diğer insanlara peygamber olarak gönderdi. (En’am, 74–79)

Dinimizde tertemiz ve hakka meyyal olan bu fıtratın korunması üzerinde önemle durulmuştur. Yüce ALLAH Kur’ân-ı Kerîm’de "Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. ALLAH’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. ALLAH’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler" (Rûm, 30/30) buyurmuş, Hz. Peygamber de pek çok hadisinde fıtrattan gelen fiziksel özellikleri de olduğu gibi korumanın gereğine işaret etmiştir. Dinimizin vazettiği tüm emir ve yasaklar da insan fıtratına uygun bir yapı arz etmektedir.

ALLAH'a inanma ve O'nun rızasına göre yaşama kabiliyetiyle yaratılan insanın bu potansiyeli açığa çıkarması ve kendini bu yönde geliştirebilmesi için desteğe ihtiyacı vardır. Yüce ALLAH dini bu nedenle var etmiş, peygamberlerini ve kitaplarını insanlara bu doğrultuda rehber olarak göndermiştir.
Ne var ki insan, belirli bir çevrede dünyaya gelir, hâli, hareketleri, inancı ve yaşantısı çevresinin etkisiyle şekillenir. Hadisin devamında "Sonra anne babası onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar" sözüyle çocuğun, her şeyden önce içinde bulunduğu ailenin inancıyla yetişeceğini belirten Sevgili Peygamberimiz, onun bu işlenmemiş saf hâliyle her türlü yönlendirmeye açık olduğuna da dikkatleri çekmiştir.

ALLAH'a inanma ve O'nun rızasına göre yaşama kabiliyetiyle yaratılan insanın bu potansiyeli açığa çıkarması ve kendini bu yönde geliştirebilmesi için desteğe ihtiyacı vardır. Yüce ALLAH dini bu nedenle var etmiş, peygamberlerini ve kitaplarını insanlara bu doğrultuda rehber olarak göndermiştir. Bu sözlerle anne ve babanın çocuğun dinî yaşantısındaki etkin rolüne işaret eden Hz. Peygamber, aynı zamanda din eğitimi ve öğretimi konusunda ebeveyne önemli görevler düştüğünün de altını çizmektedir.

İnsanın bu hayattaki sınavı, kendisini en güzel ve değerli surette yaratan Rabbinin kendisine verdiği tertemiz fıtratı koruyarak geliştirmek ve yaratıcısına kâmil bir mümin olarak dönmeyi başarabilmektir. Bunun için yine Rahman olan Rabbimize sığınarak, O’ndan yardım istememiz gerektiğini hatırlatan sevgili Peygamberimiz, yatmadan önce şu duayı yapmayı tavsiye etmiştir:

“ALLAH’ım! Kendimi sana teslim ettim. İşimi sana havale ettim. Azabından korkup, sevabını umup sırtımı sana dayadım. Sen'den (azabından) korunmanın ve güvende olmanın tek yolu, ancak sana (rahmetine) sığınmaktır. İndirdiğin kitabına ve gönderdiğin Nebi’ye inandım. Beni öldürürsen (bozulmamış) fıtrat üzere öldür. Bu kelimeleri son sözlerim eyle.”
(Buhari, Deavat, 6.)

Elif Erdem

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 05 Ocak 2014, 01:48:59 Gönderen: Reyyan (ريان) »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Her İnsan Fıtrat Üzere Doğar
« Posted on: 29 Mart 2024, 02:54:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Her İnsan Fıtrat Üzere Doğar rüya tabiri,Her İnsan Fıtrat Üzere Doğar mekke canlı, Her İnsan Fıtrat Üzere Doğar kabe canlı yayın, Her İnsan Fıtrat Üzere Doğar Üç boyutlu kuran oku Her İnsan Fıtrat Üzere Doğar kuran ı kerim, Her İnsan Fıtrat Üzere Doğar peygamber kıssaları,Her İnsan Fıtrat Üzere Doğar ilitam ders soruları, Her İnsan Fıtrat Üzere Doğarönlisans arapça,
Logged
05 Ocak 2014, 01:59:59
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 05 Ocak 2014, 01:59:59 »

'Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar '.Peygamber efendimiz.
İnsan fıtraten yaratılır.Ama sonra şekillenmesini kendi yapar.İyi olmak da,kötü olmak da onun elindedir. Rabbim bize güzel ahlak,iyi fıtratlı olmayı nasip etsin inşallah.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

05 Ocak 2014, 10:49:32
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #2 : 05 Ocak 2014, 10:49:32 »

Rabbbim bizlere
yarattığı fıtratın şekilldirmesini kendi rızası doğrultusunda yapabilmeyi ve son nefesimize kadar da onu tertemiz koruyabilmeyi nasip etsin inşallah... :) :)
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

05 Ocak 2014, 11:59:52
Kevser 9
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.730



« Yanıtla #3 : 05 Ocak 2014, 11:59:52 »

RABBİM'e ne kadar şükretsek azdır bizi dünyaya MÜSLÜMAN olarak getirmiş ama her Hrıstiyan Yahudi vb dinlerde olanlarada ömürlerinde 1 kez de olsa MÜSLÜMAN olmaları için bir şans verilir....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
05 Ocak 2014, 12:00:33
Hanife Ls 1

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 892


« Yanıtla #4 : 05 Ocak 2014, 12:00:33 »

“Her doğan, İslam fıtratı üzerine doğar, sonra anası babası onu yahudi veya hristiyan veya mecusi yapar.”

Bu hadiste beyan edilen gerçek; insanın küfür, şirk veya dinsizlik üzerine doğmadığıdır. Doğal fıtratı, onun Allah Teâlâ’dan başka bir tanrıyı tanımasına müsaade etmiyor ve şeriatın doğal ilkelerinden başka bir şeyi sevemiyor. Eğer in­san, bu fitratı kaybetmezse, kötü çevre onu şirke ya da küfre dayanan fikir ve amellere yöneltmezse, o, peygamberlerin sunduğu talimatı aynen kabul edecektir. Bunu kabul eder­ken, bu talimatı kendininmiş de başkası ona veriyormuş gibi alacaktır.

Bu, gerçeğin sadece bir boyutudur. İkinci boyutu, İs­lam’ın doğrudan insana verilmediği, peygamberler aracılığıyla verildiğidir. Bir insan, ancak peygamberlerin sunduğu dini içtenlikle kabul ettiği zaman müslüman olur.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Eyvah, aldandık! Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur; bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar, gider.
Sayfa: [1] 2 3 4   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes