> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > ilimdunyasi.com Haberleri > Günün Şükrünü Eda Edebilmek
Sayfa: [1] 2 3 4   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Günün Şükrünü Eda Edebilmek  (Okunma Sayısı 2922 defa)
05 Ocak 2014, 01:45:20
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 05 Ocak 2014, 01:45:20 »



Günün Şükrünü Eda Edebilmek



“Bizi yedirip doyuran, bizi içirip kandıran, (her konuda) bize yeten ve bizi sığındıran Allah’a hamdolsun. İhtiyaçlarını karşılayacak durumu ve sığınacak bir yeri olmayan nice kimseler vardır!” (Müslim, Zikir, 64.)

Enes b. Malik’ten nakledildiğine göre, Rasûlullah (sav) yatağına uzandığında şöyle dua ederdi: “Bizi yedirip doyuran, bizi içirip kandıran, (her konuda) bize yeten ve bizi sığındıran Allah’a hamdolsun. İhtiyaçlarını karşılayacak durumu ve sığınacak bir yeri olmayan nice kimseler vardır!” (Müslim, Zikir, 64.)

Allah Rasûlü (sav) yatağına uzandığı zaman geçirdiği günün şükrünü bu duayla eda ederdi. Zira huzuru yerinde, bedeni sağlıklı ve günlük yiyeceği yanında olarak bir gün geçirmek, dünya nimetlerine sahip olmakla eş değerdi onun nezdinde. (Tirmizi, Zühd, 34.) Kulluğun gereği olan şükür (Bakara, 2/172; Nahl, 16/114.) vahye muhatap kılındığı yirmi üç yıl boyunca defalarca hatırlatılan hasletlerden biriydi. Hz. Peygamber’in Rabbine şükreden bir kul olabilmek gayesiyle geceleri ayakları şişinceye kadar namaz kılması (Buhari, Teheccüd, 6.), yatıp kalkarken, yiyip içerken, yeni bir nimete kavuştuğunda dilinden “elhamdülillah” tespihini düşürmemesi (Buhari, Deavat, 8; Müslim, Zikir, 64; Tirmizi, Deavat, 55; Ebu Davud, Libas, 1.), sevindirici bir haber aldığında ya da kendisine bir müjde verildiğinde şükür secdesine gitmesi (Ebu Davud, Cihad, 162.) hep bu sebeptendi.

İnsanın kimseye muhtaç kalmadan karnını doyurması, kendisini türlü tehlikelerden güvende hissedeceği bir mekâna sahip olması gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi şükretmek için yeterli sebeplerdir. Ne var ki çoğu zaman insan elindeki bu nimetlerin kıymetinin farkında bile değildir. Hatta bunlara zorunlu bir şekilde sahip olması gerektiğini düşünür ve kendini şükretmekten müstağni görür. Hâlbuki kendilerine karşı sonsuz iyilik sahibi olduğu hâlde insanların çoğunun şükretmediğini bildiren Yüce Allah (Mü’min, 40/61.), kullarının nankörlük gafletine düşmelerini asla istemez. (Bakara, 2/152.) Onlara istedikleri her şeyi verdiğini hatırlatarak saymakla bitmeyecek nimetlerini (İbrahim, 14/34.) şöyle zikreder: O hiçbir şey bilmez hâlde dünyaya gelen insana kulaklar, kalpler ve gözler vermiş (Nahl, 16/78.), onu yaratılmışların birçoğundan üstün kılmıştır. (İsra, 17/70.) Ona yeryüzünde imkân ve iktidar tanımış, geçim vasıtaları vermiştir. (A’raf, 7/10.) Göklerde ve yerde ne varsa hepsini, (Lokman, 31/20.) geceyi ve gündüzü, güneşi ve ayı, bütün yıldızları ona amade eylemiştir. (Nahl, 16/12.) Yağmurun müjdecisi olan rüzgârları göndermiş (Rûm, 30/46.), yağmurla hayat verdiği ölü topraktan meyvelerinden yemesi için nice hurma bahçeleri, üzüm bağları yaratmış ve içlerinden pınarlar fışkırtmıştır. (Yasin, 36/33-35.) Denizleri onun emrine vermiş (Nahl, 16/14.), bazısını susuzluğu giderecek şekilde içimi kolay, bazısını da tuzlu ve acı yaratmıştır. (Fatır, 35/12.) Geçiminde birçok fayda sağlayan hayvanları ona boyun eğdirmiştir. (Yasin, 36/71-73.) Onun için evini huzur ve dinlenme yeri kılmış, dağlarda barınaklar var etmiş, kendisini sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşta koruyacak zırhlar vermiştir. (Nahl, 16/80-81.)

Allah Teâlâ, insana bahşettiği bütün bu nimetlere karşılık ona gösterdiği doğru yolda iki tercih sunar. İnsan dilerse şükreder dilerse nankörlük eder. (İnsan, 76/3.) Bununla birlikte kendisinden beklenen, bütün bu nimetleri bahşeden Rabbine nankörlük etmeyip şükretmesidir. (Bakara, 2/152.) Yüce Allah şükrün karşılığını muhakkak vereceğini (Nisa, 4/147.) ve nimetlerini daha da arttıracağını vaad eder. (İbrahim, 14/7.) Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur, nankörlük eden de bilmelidir ki Allah’ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. (Neml, 27/40.) Şükre ihtiyacı olan Allah değil, kuldur. İnsan şükrettiği sürece elindeki nimetlerin gerçek sahibinin idrakinde olur ve kulluk bilincini muhafaza eder.


“Allah’ım, seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmek için bana yardım et!” (Ebu Davud, Vitr, 26.)
İnsanoğlu elindeki nimetin kıymetini çoğunlukla onu kaybettiğinde anlar. Hatta elindekine sahip olduğu sürece nefsi daha da fazlasını istemeye sevk eder kendisini. Ancak nefsin isteklerinin sonu yoktur. Rasûlullah (sav) insanın bu zaafını, “Âdemoğlunun bir vadi dolusu altını olsa, iki vadi olmasını ister! Onun ağzını ancak toprak doldurur” (Buhari, Rikak, 10.) hadisiyle ifade eder. O, kişinin hep daha fazlasını isteyip halini mali imkânlar bakımından ve bedenen kendinden daha iyi durumda olanlarla kıyaslamasından ziyade kendisinden daha kötü durumda olanlara bakmasını tavsiye eder. (Buhari, Rikak, 30.) Nitekim Allah’ın verdiği nimetleri küçümsememek ve onların kıymetini bilmek adına en uygun davranış budur. (Müslim, Zühd, 9.)

Allah Rasûlü (sav)’nün beyan ettiği üzere yemek, içmek, barınmak gibi ihtiyaçlar her ne kadar günlük hayatta zorunlu ve sıradan karşılansa da aslında bunların her biri şükretmeyi gerektiren nimetlerdir. Biz farkında olmasak da etrafımızda bu en temel ihtiyaçlarla imtihan edilen nice insanlar var. Fakirlik, kuraklık ya da savaşlar nedeniyle bir lokma ekmeğe muhtaç olan, içecek bir damla su için feryat eden, sığınacak bir çatı altı, gölgelik bile bulamayan birçok kimse var. Şükredilmesi gereken bu kadar nimete sahipken onları göz ardı edip küçümsemek, kendimize yapacağımız en büyük kötülük ve Rabbimize yapacağımız en büyük nankörlük olur. Günlük hayat telaşesinde böyle bir gaflete düşme ihtimali herkes için söz konusudur. Bu nedenle Sevgili Peygamberimiz ve önceki peygamberler gibi şükredenlerden olabilmek (Zümer, 39/65-66.) ve şükür duygusunu yitirmemek için şu dua ile Rabbimizden yardım talep etmeliyiz: “Allah’ım, seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmek için bana yardım et!” (Ebu Davud, Vitr, 26.)

Hale Çerçibaşı
Diyanet Dergisi, Kasım

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Günün Şükrünü Eda Edebilmek
« Posted on: 19 Nisan 2024, 13:42:55 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Günün Şükrünü Eda Edebilmek rüya tabiri,Günün Şükrünü Eda Edebilmek mekke canlı, Günün Şükrünü Eda Edebilmek kabe canlı yayın, Günün Şükrünü Eda Edebilmek Üç boyutlu kuran oku Günün Şükrünü Eda Edebilmek kuran ı kerim, Günün Şükrünü Eda Edebilmek peygamber kıssaları,Günün Şükrünü Eda Edebilmek ilitam ders soruları, Günün Şükrünü Eda Edebilmekönlisans arapça,
Logged
05 Ocak 2014, 01:49:45
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 05 Ocak 2014, 01:49:45 »


“ALLAH’ım, seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmek için bana yardım et!” (Ebu Davud, Vitr, 26.)
İnsanoğlu elindeki nimetin kıymetini çoğunlukla onu kaybettiğinde anlar. Hatta elindekine sahip olduğu sürece nefsi daha da fazlasını istemeye sevk eder kendisini. Ancak nefsin isteklerinin sonu yoktur. Rasûlullah (sav) insanın bu zaafını, “Âdemoğlunun bir vadi dolusu altını olsa, iki vadi olmasını ister! Onun ağzını ancak toprak doldurur” (Buhari, Rikak, 10.) hadisiyle ifade eder. O, kişinin hep daha fazlasını isteyip halini mali imkânlar bakımından ve bedenen kendinden daha iyi durumda olanlarla kıyaslamasından ziyade kendisinden daha kötü durumda olanlara bakmasını tavsiye eder. (Buhari, Rikak, 30.) Nitekim ALLAH’ın verdiği nimetleri küçümsememek ve onların kıymetini bilmek adına en uygun davranış budur. (Müslim, Zühd, 9.)
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

05 Ocak 2014, 10:06:32
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #2 : 05 Ocak 2014, 10:06:32 »

"NİMETE ŞÜKRETMEK NİMETİN GİTMESİNE KARŞI BİR GARANTİDİR.”
 ŞÜKREDEBİLMEK

İnsanlar zengin olurlar; sonra amansız bir fakirlik hayatlarını kuşatır. Büyük şereflere, şan ve şöhretlere kavuşturulurlar, sonra da yerlerde sürünmeye mahkum edilirler.

Neden bazı insanlar ıstıraplarla, yokluklarla boğulurken birden her şey tersine dönüverir? Ya da neden her şey kendilerine koşturulan birçok insanın elleri bomboş bırakılır? Malları, çocukları, eşleri, işleri koparılır dünyalarından...

Hepimiz bu iki gerçekten en az birini yaşadık, yaşıyoruz ya da yaşayacağız. Ya kızgın kumlar altında inleyerek sertleşen, her tarafa kök salan bir ağaç gibi dayanıklı yetişeceğiz ya da yağ ile bal üzerinde yeşererek aniden boy atan bir ot gibi yükselip sonra da çürüyüp gideceğiz.

Bu yazıyı okuyan birçok insan bu satırların sahibi gibi acılarla büyümüştür. Birçok gayretli arkadaşımı tanırım. Gayret ederler, didinirler, yırtınırlar. Kader onları hangi sebeplerden dolayı her gün yeni bir başarıya koşturuyor dersiniz?

Bunu çok düşündüm. Bana ihsan edilen nimet ikiye katlandığında ya da elimdekileri kaybediverdiğimde düşündüm. Gerçekte biz sadece kendi çalışmalarımızla mı kazanıyor ve kendi çalışmalarımızla mı kaybediyoruz? Oysa kazanmak uğrunda çırpınan nice insanın elleri boştur. İstediklerine kavuşturulan nice insanın elleri de istemedikleri halde boşaltılır. Neden?..

Peygamberimiz(S.A.V) cevap veriyor bu soruya: “Nimete teşekkür nimetin gitmesine karşı bir garantidir.”

Kim elindeki nimetin elinde bırakılmasını istiyorsa ihsan edene şükretmesini bilmelidir...alıntı

“ALLAH’ım, seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmek için bana yardım et!” (Ebu Davud, Vitr, 26.)
Bizlere seni çokça şükreden kalpler ihsan eyle...AMİN

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

05 Ocak 2014, 12:02:53
Hanife Ls 1

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 892


« Yanıtla #3 : 05 Ocak 2014, 12:02:53 »

Hani Rabbimiz şöyle duyurmuştu: "Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir."
İbrâhîm Suresi 7. Ayet

bir tarafta günde 6 milyon ekmek israfı.
ALLAH cc.kendisine şükredenlere nimetini artırır ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 05 Ocak 2014, 12:04:21 Gönderen: Hanife 8.D »
Kayıtlı

Eyvah, aldandık! Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur; bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar, gider.
05 Ocak 2014, 12:11:12
Kevser 9
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.730



« Yanıtla #4 : 05 Ocak 2014, 12:11:12 »

YARABBİ sana binbir kere şükürler olsun ki bizleri MÜSLÜMAN olarak YARATTI...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2 3 4   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes