๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ => ilimdunyasi.com Haberleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 07 Eylül 2009, 09:17:16



Konu Başlığı: Erzurum'da Ramazan bin bir hatimle şenleniyor
Gönderen: Zehibe üzerinde 07 Eylül 2009, 09:17:16
(http://www.risalehaber.com/images/news/60713.jpg)

Yardımlaşma, paylaşma, iyilik hislerinin doruğa çıktığı, baştan sona Kur'an, dua ve tövbe fırsatı olan Ramazan, uğradığı her iklimi, her şehri kendi boyasıyla renklendiriyor, havasıyla sakinlerini kuşatıyor, ruhlarını serinletiyor

Bazı şehirler de var ki; bütün güzelliğinin üstüne Ramazan da eklenince 'keşke Ramazan'ı burada geçirsem' dedirten bir gizli çağrı ile yakalıyor yolcularını. Genelde manevi hisleri kuvvetli halkıyla bilinen Erzurum, o şehirlerden biri. Camilerde ve evlerde gürül gürül okunan mukabeleleri, cemaatin dışarıya taştığı teravih namazları, sahura kadar ışıkların sönmediği, duvarlarına Kur'an sesi sinmiş evleriyle bu şehir baştan aşağı Ramazanlaşıyor adeta. Özellikle şehre has 'bin bir hatim' geleneği asırlardır hiç kesintisiz sürdürülüyor. Akraba ziyaretlerine ve misafir ağırlamaya çok önem verilen şehirde, kalabalık aileler her akşam iftar sofralarında bir araya geliyor. Ramazan'ın hem telaşını hem maneviyatını doyasıya yaşamaktan 'Nerede o eski Ramazanlar' diye hayıflanmayı akıllarına bile getirmeyen Erzurumlular, "O güzelliğin tadını almak için burada hiç olmazsa bir Ramazan'ı yaşamanız lazım." diyorlar.

Erzurumlu öğrencilerin manevi annelerinden Fatma Yurtoğlu, eskisi kadar misafir davet edemese de bu kutlu zamanların nasıl yaşandığını şöyle anlatıyor: "Ramazan'da camilerimiz çok güzel olur. Gündüz mukabele ile gece teravih ve sonrasında yapılan toplu dualarla şenlenir. Teravihten sahura kadar şehir ayaktadır ama sokakta değil, evlerde. İftara davet edilen misafirlerin haricinde herkes birbirine çay sohbetine gider. Sahura kadar uzayan sohbetler edilir. Ayrıca sahur davetleri yapılır. Biz burada birlikte bir şeyler yapmanın hareketini, bereketini yaşarız. Hiçbir evde sadece ailece iftar yapılmaz. Mutlaka komşular, akrabalar davet edilir. Sabahtan itibaren evlerde toplanıp mukabele okuruz. Bazen sabah başka, öğlen başka mukabele grubuna gidilir. Abdurrahman Gazi türbesine, Ebu İshak türbesine, Alvar köyünde medfun Efe Hazretleri'nin türbesine ziyaretler yaparız, camilerinde namaz kılar, dua ederiz. Öğleden sonramız yemek hazırlamakla geçiyor. İftar saatinde sokaklarda kimse kalmaz. Herkes boş vakitlerinde Kur'an okumaya gayret eder. Kadınlar bunca telaş arasında evinin işini yaparken dilinden duasını da eksik etmez. Büyüklerimizden, Hz. Fatıma ahlakı diye öğrendik bunu."

Öğrencİler yok, Ramazan bİraz hüzünlü

Ramazan tatile geldiği için eskisi gibi öğrencilere kalabalık sofralar kuramadığına üzülen Ayten Oğraş, "Onlar olmayınca Ramazan'ımız biraz sönük geçiyor. Evlerimiz öğrencilerle şenleniyordu." diyor. Ayten Oğraş, bin bir hatim geleneğini şöyle anlatıyor: "Arkadaşlarla Ramazan başında toplanıyoruz. Ramazan boyunca bir kişi her gün bir cüzü okuyacak diye kararlaştırıyoruz. Sadece benim çevremde bu şekilde 60 hatim okundu. Başka gruplar da okuyunca bin hatimi geçiyor. Kadir Gecesi günü toplanıp duasını yapıyoruz. Tesbih namazı kılıyoruz."

Şehrin yerlilerinden Alaaddin Öksüz, "Kafasını kessen orucunu yemez Erzurumlu." sözüyle anlatıyor hemşerilerinin Ramazan'a hürmetini. Diğer zamanlarda namaz kılmadığı halde oruç tutanların bir aylığına da olsa namaza başladığını hatırlatan Öksüz, uzun ve sıcak günlere rağmen tarlada, bahçede çalışanların bile oruçlarını feda etmediğini ifade ediyor. 16 yaşında ağustos sıcağında tuttuğu oruçları anlatan Alaaddin Öksüz şöyle konuşuyor: "Güney tarlada ekin biçiyorduk. Yukarıdan güneş, alttan toprağın sıcağı yüzümüze vuruyor. Dereye abdest suyu getirmeye giderdim. İçilecek su değil ama nasıl berrak geliyor gözüme. Bir Allah bir ben varım, kimse görmüyor. Suya bakar bakar, sonra doldurur, dönerdim. Eskiden harmanlar öküzle sürülürdü. Şimdiki gibi patoz, makine nerede? Geceleri üç saat uykuyla kalkar harman savururduk. Sahurdan sonra camiye namaza gider, hatim dinleyip işe giderdik. Eskisi gibi çalışma yok bugün. Her iş makine ile yapılıyor. Bu bir nimettir. Buna rağmen oruç tutmayan olur mu, bilemem."
Zaman