> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > ilimdunyasi.com Haberleri > Ender Saraç İlmimin zekatını veriyorum
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ender Saraç İlmimin zekatını veriyorum  (Okunma Sayısı 857 defa)
30 Ağustos 2010, 02:49:19
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 30 Ağustos 2010, 02:49:19 »





Uzman doktor Ender Saraç, Saraç, "51 yaşındayım, 21 yıldır aynı kilodayım ve hiç hasta olmadım. Beden Allah'tan emanet. O yüzden o emanete en iyi şekliyle sahip çıkıyorum" diyor


27 yıllık hekimlik tecrübesi, 36 ayrı dalda sertifikası var Ender Saraç'ın. Aldığı eğitimle insanlara bir doktorun yapabileceğinden çok daha fazlasını sunuyor. Öyle ki O'nun şifaya vesile olan özelliği nedeniyle ağzından çıkanı merakla bekleyen yüz binlerce kişi var. O ise kendisindeki ilmin ona Allah tarafından verildiğini düşünüyor ve zekatını vermek için program sunuyor, köşe yazıyor ve konferanslar veriyor. Tedavi etmeye ruh dünyasından başlayan Ender Saraç, bedenin sahip olduğu ruhun derinliğini aşağıya çekmemesini sağlamaya çalışıyor. "Emanet" dediği bedenine de çok iyi davranıyor. Yaşına göre düzgün ve sağlıklı bir beden yapısıyla da insana "Maşallah" dedirtiyor.

Sizin sıkı takipçileriniz var. Söyledikleriniz dinleniyor, itimat ediliyor. Sırrı ne?


Aktif olarak 26 yıllık hekimim ve 31 yıldır tıbbın içindeyim. Daha önce boş olan sağlık ocakları ben gittiğimde hep doluyordu. Kısmet...

Siz diyetisyen misiniz, yoksa doktor mu?


Ben diyetisyen de değilim, doktor da değilim. Uzman doktorum. Benim Batı tıbbı ihtisasım dışında yine Sağlık Bakanlığı'ndan onaylı akupunktur sertifikam, Estetik Medikal Sertifikası gibi aldığım 36 ayrı eğitim var. Hala da almaya devam ediyorum. Amerika'da bir iki eğitime daha gideceğim.

Neden bu alanı seçtiniz?

İnsan çok ilgimi çekiyor. On üç yaşımdayken doktor olmaya karar verdim. Olduktan sonra hap doktorluğunun belli bir yerde tıkandığını gördüm. Bir baktım ki gelen insanlara sadece ilaç veriyoruz ve ilaçları toplandığında da sadece elli ilacın etrafında dönüyor. Hormon ilaçları, kortizonlar, allerji ilaçları, ağrı kesiciler ve antibiyotikler... Koskoca tıp dediğimiz aslında ilaçlara bağımlı. Son teknoloji dediğimiz her şey beş sene sonra çöp oluyor.

Siz nasıl bir tercih yaptınız?


Allah'ın teknolojisinin varlığına inandım. Uzakdoğu Tıp Sistemi bunları çok iyi idrak etmiş. Geleneksel Çin tıbbı, akupunktur... Doğadaki bir çok teknolojiyi kullanmışlar. Ben de tamamlayıcı tıp sistemlerine yönelmeye karar verdim. Hala da araştırmaya devam ediyorum.

Aslında farklı şeyler değil mi?


Ayrı alanlar gibi gözüküyor ama iyi harmanlayabilirseniz bir artı bir beş oluyor. Geleneksel Batı tıbbını reddedemeyiz. Modern tıp dediğimizde insana mekanik, sadece materyalist gözle bakan hap doktorluğu, ya da kesip biçen bir tıp sistemi var.

İlk kırılmayı ne zaman yaşadınız?


Tıp Fakültesi beşinci sınıftaydım. İzmir Fuarı'nda Amerika'dan bir ekip geldi ve son teknoloji aletler getirdiler. Birkaç sene sonra o aletlerin hepsi çöp oldu. Üstelik, bazıları da yanlış çıktı. Kan hücrelerine zarar veriyormuş. Sonra Tagamet adında bir ilaç vardı. "Tagamet çıktı ülser bitti" dediler. Beş yıl sonra bu ilaç yüzünden karaciğer yetmezliği ortaya çıktığı için yasaklandı.

Güveniniz mi sarsıldı?


Evet. "Daha derinlerde birşey olmalı" dedim. İnsanın beslenmesi, ruh hali... O zaman daha yeni keşfedilenlerden biri Uzakdoğu tıp sistemleriydi. Oradan epey birşey öğrendim. Daha sonra baktım ki bizim inanç sistemimizde de çok ciddi teknoloji ve tıbbı bir edep var. Hepsinden öğrendiğim bilgilerle onları harmanladım.

Bu başarının ne kadarı 'Ender'e ait?


İnsanların bir kader yazılım programı var. Allah'ın bana emanet olarak verdiği şifa dağıtıcı özelliğimi doğru yapıyorum. Çünkü çevremdeki insanlar mutlaka şifa buluyor. Yüz binin üstünde hasta baktım.

Şifa veren olma sorumluluğunun sizde nasıl bir karşılığı var? Güç mü, yoksa yük mü?


Herkesin bir kader yazılım programı var. Yaşanacakların hepsi belli. Fakat biz bu deneyimleri idrak etmek için bu boyuta geçiş yapmalıyız. Bizim nasıl olacağımıza Allah karar veriyor. Bazı insanların burada ek görevleri varsa standart programa ek olarak birkaç gigabaytlık özellikler yükleniyor onun kader yazılım programına.

Ne gibi?

Mesela daha yakışıklı, zengin, şöhretli, olabiliyor. Siz göreviniz neyse onu icra ediyorsunuz. Burada egonun çok dikkatli olması lazım. Yeteneklerimizin Allah tarafından bize bahşedildiğini, emanet olarak verildiğini bunun zekatını verilmesi gerektiğini bilirseniz işte o zaman siz üstbilinç düzeyine geçmiş kader programında çok iyi bir bilgelik göstermiş olursunuz.

Siz bunu nasıl yaşıyorsunuz?

Edeple. Egomu törpülemeye çalışıyorum. Şifa gücümde benim hiçbir marifetim olmadığını, bana Allah tarafından emaneten verildiğini, topluma hizmet etmem için seçilip yüklenen birşey olduğunun bilincinde olarak... Bunun için gazetede yazıyor, televizyon programı yapıyorum ve konferanslar veriyorum. Ben de bu özelliğimin zekatını vermeye çalışıyorum.

Ne zamandan beri böyle düşünüyorsunuz?

İlk soru işareti babam öldüğü zaman başladı. Bu durum beni erken olgunlaşmak mecburiyetinde bıraktı. On sekiz yaşımda ölümle ilgili sorular sormaya başladım. Bir takım rüyalar da gördüm. Bir kaç deneyimim oldu. Bunların üzerine gittim. Hindistan'a gittim, Uzakdoğu'da birçok eğitimlere katıldım, meditasyonlar... Hepsi bir yerde tıkandı.

Araştırmaya Uzakdoğu'dan mı başladınız?

Hayır. Dedem hacıdır. Ben on üç yaşımdan beri namaz kılıyorum. Ama şimdi anladım ki kılmıyormuşum, sadece eğilip kalkıyormuşum. Namaz kılmak başka, eğilip kalkmak başka. Aç kalmak başka, oruç tutmak başka. Ben bu tarz spirütüel şeyleri öğrenmekte sakınca görmedim. Ne zaman iki defa Hacca altı defa Umre'ye gittim o zaman daha tatmin edici ve derin cevaplar buldum. Daha sonrasında ibadetlerim daha anlamlı olmaya başladı.

Doktorlar kendilerini 'Küçük Tanrı' olarak görürler...

Doğru. Ama hangi hastalığı iyileştirebiliyoruz?

Türkiye'yi bırakın Amerika'ya gittinizde kanser iyileştirilebiliyor mu? Hayır. Çoğu hastalık iyileştirilemiyor. Aksine karaciğer, romatizmal ve kalp hastalıklarında artış var. Tıp ilerliyor; fakat hastalıklar da ilerliyor. Demek ki bir şeyler yanlış. Amerika dünyada tıbbın en ileri olduğu ülke; ama yaşam süresi kısalmaya başladı. Buna rağmen en uzun Japonlar yaşıyor. Çünkü yeşil çay içiyorlar, soya tüketiyorlar, kırmızı eti az yiyorlar ve egzersiz yapıyorlar. Geleneksel ailevi yapılarına bağlılar.

Uyguladığınız yöntemler ne işe yarıyor?

Yaptığım hem tedavi etmek hem de koruyup kollamak. Diyelim bir kalp rahatsızlığı var. O kalp hastalığında ilaçları kullanıyorsunuz ama o damarları açıcı antidoksidanlar bitkisel preparatlar var. Fakat en önemlisi bedenin rahatlaması için bedeni ruhla barıştırmak. Çünkü bu hastalıkların yüzde doksanı psikosomatik kökenlerden oluyor.

Ruhumuz bedenimize ihanet mi ediyor?

Öyle oluyor. Bu yüzden özellikle bayanlar, eziliyorsa tiroit hastası oluyor. Sonra kendilerini suçladıklarından vücut antikor üretiyor. Batı tıbbında diyoruz ki; Vücut antikor üretiyor, tiroit dokusunu yok ediyor. Peki neden? Kişi uzun süre kendini ifade edemediğinde ve sonrasında da kendisini suçlamaya başladığında antikor üretiyor. Ama bunun ötesi de var.

Nedir o?


Son yıllarda meme kanseri çok yaygınlaştı. Bunun altında yatan faktörler arasında kötü beslenme, aşırı yüksek kolestrollü beslenme, çok kilo alma, hormon hapları, doğum kontrol ilaçları gibi faktörlerin yanı sıra o kadının istediği üretimi yapamaması, hayatta hep baskı altında kalması, sol memede tümörler oluşturuyor. Bu korkuyu geleceğe de taşırsa sağ memeye de sirayet ediyor.

Modern tıp, alternatif tıp ve maneviyat üçlüsünde, hangisi iyileştirmede daha etkili?

Doğru yaşam biçimi en etkili ilaç. Düzenli egzersiz, kilo kontrolü, mevsimine uygun ve organik beslenme tarzı, egoyu biraz hafifletmiş, daha pozitif olmayı başarmış ruhsal bir yapı gerekiyor. Şu anda en büyük ilaç bu.

Yanlış nerede?

Bütün sorunlar bu zincirlerin kırılmasıyla ortaya çıkıyor. Bekliyoruz ki, kilomuz artsın, kötü beslenelim, içimiz negatif enerjiyle dolsun sonra da gidip iki kimyasal ilaç alalım ve tansiyonumuz düşsün. O tansiyon ilacı tansiyonu düşürmüyor, baskılıyor. Bir müddet sonra mekanizmayı yok etmediği için de bu defa üçüncü bir ilaç gerekiyor. Buradaki amaç hastanın rahatlamasını sağlamak, bitki çaylarına yönlendirmek, alkol ve sigaradan uzaklaştırmak, o zaman çok daha başarılı olunur. Birçok hastamıza şeker ve tansiyon ilaçlarını bıraktırdık.

Kapınızı daha çok kimler çalıyor?

İnsanların hasta olmamaları için doğru yaşamalarını öğretmeye çalışıyorum. Fakat maalesef bıçak kemiğe dayanmadan tedbir almadığımız için, çeşitli yöntemleri denemiş, şifa bulamamış, doğal tıp sistemlerinde çare arayan çok sayıda insan geliyor.

Peki sizin sağlığınız?

Ben elli bir yaşındayım. Yirmi bir yıldır hiç hastalanmadım, hiç kırışmadım. Aynı duruyorum.

Nasıl bir iradedir bu!

Bir defa beden bana bir emanet. Ona sahip çıkmak zorundayım. Çünkü bedenimi kull...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ender Saraç İlmimin zekatını veriyorum
« Posted on: 28 Mart 2024, 17:25:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ender Saraç İlmimin zekatını veriyorum rüya tabiri,Ender Saraç İlmimin zekatını veriyorum mekke canlı, Ender Saraç İlmimin zekatını veriyorum kabe canlı yayın, Ender Saraç İlmimin zekatını veriyorum Üç boyutlu kuran oku Ender Saraç İlmimin zekatını veriyorum kuran ı kerim, Ender Saraç İlmimin zekatını veriyorum peygamber kıssaları,Ender Saraç İlmimin zekatını veriyorum ilitam ders soruları, Ender Saraç İlmimin zekatını veriyorumönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes