Sayfayı Yazdır - Deprem anında namazı bozayım mı?

Deprem anında namazı bozayım mı?

(http://www.risalehaber.com/d/news/113682.jpg)

Kurucan, deprem anında kılınan namaz ile ilgili ilginç bir soruya muhatap oldu

Okuyuculardan gelen soruları cevaplayan Zaman yazarı Ahmet Kurucan, deprem anında kılınan namaz ile ilgili ilginç bir soruya muhatap oldu.

Okuyucusunun “Deprem esnasında namaz kılıyordum. Öleceksem namazda öleyim diye devam mı etmeliyim yoksa hayatımı kurtarmak için harekete mi geçmeliyim?” şeklindeki sorusunu aktaran Kurucan'ın cevabı şöyle:

Bu soruyu okur-okumaz Yusuf Karadavi’nin Fıkhu’l-Evveliyat adlı eseri aklıma geldi. Fıkhu’l-Evveliyat, öncelikler fıkhı demek. Buradaki fıkıh, ıstılahi manadaki fıkıh değil; dini emir ve yasakların dinin ruhuna ve maksadına uygun biçimde öncelik-sonralık sıralaması içinde ele alınması demek. Karadavi, dinin ruh ve maksadına uygun diye ifade ettiğim öncelik ve sonralığı çeşitli kategorilerde ele almış. Mesela; maslahatın mefsedete, keyfiyetin kemmiyete, ilim ve fikrin amele, farzın sünnete, celvetin uzlete ve devam ediyor.

Meselenin daha net anlaşılması için spesifik örneklerinden birkaç başlık sunayım isterseniz; sabreden fakir mi şükreden zengin mi ya da siyasi alanda kabullendiği görüşe bağlı olarak sahabi kanı akıtacak derecede gözü dönmüş kişilerin ihramda iken sinek öldürmenin caiz olup-olmadığını sorması veya nafile hac için çoluk-çocuğunu fakir düşerecek ölçüde bütün mal varlığını satma gibi bir uygulamaya girmesi, Müslümanların ümmet şuuru ile birlikte hareket edip üzerlerinde oynanan oyunlara topluca mukabelede bulunma yerine deniz ürünleri üzerinde fukahanın yaptığı yorumları hararetli biçimde müzakereleri hatta kendi mezhebinin içtihadını kabullenmediği için muhalif olanı tekfir etmesi.

Öyle zannediyorum ki verdiğim bu misallerden sonra soruyu okuyunca neden aklına bunlar geldi demezsiniz. Zira meselenin öncelik ve sonralık fıkhı ile birebir alakası var ve bunun temeli Kur’an ve sünnetle atılmış. Örnek olsun düşüncesiyle bir ayet: “(Ey Müşrikler!) Siz hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram’ı onarmayı, Allah’a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda mücahede edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katında eşit değildir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” (9/19)

Ve hadisler. İlki: “İman yetmiş küsur şubedir. En yücesi Lailahe illallah, en aşağısı da yoldan eziyet veren bir şeyi kaldırmaktır.”

İkincisi; sahabinin “En faziletli amel nedir?” sorusuna Efendimiz’in muhatabın kimliğine göre değişen cevaplar vermesi. Herkesin bildiği gibi iman, hicret, cihad, anne-babaya itaat, muhataplara göre verilen belli başlı cevaplar. Nitekim Efendimizin Müslümanlar için hayati ehemmiyet taşıyan bir savaş öncesi huzuruna gelen bir sahabiye, savaşta insan ihtiyacına rağmen evde bakım ve görünüm bekleyen anne-babasına bakmayı emretmesi örneği öncelik-sonralık hususunu temellendiren örneklerdir.

Şimdi; namaz kılmak Allah’ın emri ama tehlikeler karşısında nefsini koruma da Allah’ın emri. Bu iki emirden söz konusu edilen deprem esnasında hangisi öncelenecek? Tabii ki şeksiz ve şüphesiz, hayatın korunması. Hatta sadece bununla kalınmayacak, özellikle deprem kuşağında yaşayan birisi ise evini depreme dayanıklı biçimde inşa etmekten deprem sigortasına, deprem uyarı sistemlerine kulak vermeden deprem öncesinde, deprem esnası ve deprem sonrasında ne yapılması, nasıl davranılması gerekir sorusuna cevap veren kurslar almasına kadar birçok tedbire başvurması gerekir.

Bir başka ifadeyle, dinde usul-u hamse adını verdiğimiz korunması gerekli olan beş şey nefis, akıl, nesil, din ve maldır. Bunların içinde nefis yani hayatın korunması başta yer alır. Zira o olmadıktan sonra diğerleri bir mana ifade etmez. Bununla beraber; farz edelim ki bir şahıs, deprem esnasında tam aksini yaptı ve namazı tercih ettiği için vefat etti. Halbuki sebepler planında deprem mahallini terk etme imkânı vardı ve bunu yapanlar kurtuldu. Bu şahsın ahirette durumu ne olur deniyorsa; Allah bilir. Allah’ın ne adaletinden ne de merhametinden zerre miskal şüphemiz yok. O kuluna yaptığı tercihin karşılığını –her neyse- hakkıyla verecektir.

๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ => ilimdunyasi.com Haberleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 03 Ocak 2013, 12:34:54