๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ => ilimdunyasi.com Haberleri => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 29 Nisan 2011, 02:26:30



Konu Başlığı: Çirkindi dar vakitlerde bir hayatı sürdürmek
Gönderen: Ekvan üzerinde 29 Nisan 2011, 02:26:30
Çirkindi dar vakitlerde bir hayatı sürdürmek

(http://medya.zaman.com.tr/2011/04/29/kultur1.jpg)

Bilimkurgu türünün alışılmış kalıplarına yüz vermeyen 'Beni Asla Bırakma', uyarlandığı romanı okuyanlara biraz 'ruhsuz' gelebilir. Ancak Mark Romanek'in filmi, başarılı atmosferi, müzikleri ve oyunculuklarıyla izleyiciyi karakterlerin dünyasına ortak ediyor. Seyirciyi kesif bir hüznün kollarına bırakan film, elimizden kayıp giden zamana yakılan bir ağıt.



Bilimkurgu türü, en çok da bilmediğimiz bir dünyayı anlattığı için ilgi çeker. Çok azı aydınlık olmakla birlikte genelde gelecek kurgusu karanlıktır. Yarınlar adına umutlanacak pek bir şey bırakmaz hayal dünyamıza. Günümüzde az örneği varmış gibi daha çok savaş, daha çok robotlaşma, daha çok teknoloji, daha 'ucube' yaratıklar... Giderek daha 'insansız' bir dünya, bilimkurgunun alamet-i fârikası. Mark Romanek imzalı 'Beni Asla Bırakma' (Never Let Me Go) ise, bilimkurgunun alışılmış kalıplarına yüz çeviren bir bilimkurgu filmi.

Japon asıllı İngiliz yazar Kazuo Ishi- giro'nun aynı adlı romanından uyarlanan filmi, usta işi bir gerilim sayılabilecek 'Bas- kı'dan bu yana ortalarda görünmeyen Mark Romanek, kitaptaki atmosfere uygun bir şekilde perdeye aktarıyor. Hailsham yatılı okulunda okuyan üç yakın arkadaşın umut, ihanet, kıskançlık, aşk, acziyet; ama her şeyden öte sıkı bir dostluğa kapı aralayan 'kısa' hikâyelerini izliyoruz. Kathy, Ruth ve Tommy tıpkı Hailsham'daki diğer arkadaşları gibi kendileri için belirlenen hayatın dışına çıkamayacaklarını acı bir şekilde öğrenir. Ancak bir adanmışlık duygusuyla 'görevlerini' yerine getirmeye devam ederler. İsyan etmek ya da kaçmak akıllarına bile gelmez. Üstelik bir geçmişleri, kökleri olmadığı için kaçacak yerleri de yoktur aslında. Sıradan insanlardan farklı olarak tamamen özel yetiştirilen bu 'öğrenciler', vakti gelince organlarını bağışlayacak ve belki de 30'una gelmeden 'tamamlanacak' yani ölecek klonlardır. Hepsi de, orijinal bir insanın kopyasıdır. Yıllar ilerledikçe Kathy, 'bağışçılar'la ilgilenen bir bakıcı olur. Ama o da 'emir' geldiğinde bağışlarını yapacak ve tamamlanacaktır.

KOPYALAR DA 'ASLI GİBİDİR'

Bir süre önce gösterime giren İranlı usta Abbas Kiyarüstemi'nin filmi 'Aslı Gibidir'de iki karakter üzerinden sanat, aşk, ilişkiler üzerine felsefi soslu bir asıl-kopya tartışması izlemiştik. Kiyarüstemi, kopyanın da aslı gibi olabileceğini muzip diyalog ve durumlarla önümüze koymuştu. Beni Asla Bırakma'daki hepsinin soyadı tek harfli olan (Kathy H., Tommy D. vd.) bu klonların, kopyalandıkları asılları gibi düşündüğü, hayal kurduğu, âşık olduğu, ayrılık acısı çektiği, özetle bir ruhları olduğu gerçeği de filmin altmetnindeki kilit nokta. Öyleyse hepsi bir gün organ bağışlarını yapıp tamamlanacak yani hayattan çekilecekse bu kadar sıkı eğitimin, sanat çalışmalarının, resim ve şiir derslerinin, bu kadar şeyi öğrenmenin amacı nedir? Hailsham'in başöğretmeni konumundaki Bayan Emily'nin cevabı acımasız bir gerçekliğe işaret eder: "O çalışmaları ruhunuzu tanımak için değil, bir ruhunuz olup olmadığını öğrenmek için yaptırdık!"

Filmin görüntü çalışması, karakterlerin içinde bulunduğu çaresizliği anlatmakta çok başarılı. Grinin, yeşilin, mavinin, beyazın umutsuz ve mat tonları film boyunca karakterlere eşlik ediyor. Bir iskeleden ya da bazen ıssız bir sahilden sonsuzluğu koşmak isteyen, kimi zaman ellerini ofis camına dayayarak kimi zaman da dergi sayfalarını çaresizce karıştırarak asıllarını arayan kopya 'yaratıklar'... Kitabı okuyanlara filmin 'ruhu' biraz yetersiz gelebilir. Ancak filmin, kitabın atmosferini başarıyla yansıttığını söylemeliyiz. Filmin kitaptan en önemli artısı ise müzikleri. Filmin hüznüne uygun tema müzikleri ve Jane Monheit'in yorumuyla dinlediğimiz 'Beni Asla Bırakma' şarkısı, genel atmosferi tamamlıyor. İngiltere'nin son yıllardaki en önemli yeteneği Carey Mulligan, Keira Knightley, Andrew Garfield, Charlotte Rampling ve Sally Hawkins'ten kurulu oyuncu kadrosu ise filmi izlenilesi kılan bir başka sebep.

Kitapta olduğu gibi, Kathy'nin geçmişi hatırlaması olarak perdeye yansıyan film, kesif hüznü ile insanı tarifsiz kederlere sürüklemeye müsait. Beni Asla Bırakma, özlem, ayrılık, aşk acısı, umut ve çaresizlikle elimizden kayıp giden, tutamadığımız zamanın filmi. Hollywood'un 'insan her şeyi yapabilir' mantığıyla başarı ya da kahramanlık girdabına savrulmayıp hikâyesini de koruyor. Acziyetimizi tüm açıklığıyla yüzümüze vurup hepimizin bir gün 'tamamlanacağı' gerçeğini sessiz ama içimize işleyen bir derinlikle söylüyor. Biraz umutla biraz hüzünle; ama en çok da şefkatle...


ZAMAN