๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ => ilimdunyasi.com Haberleri => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 10 Ocak 2012, 14:46:25



Konu Başlığı: Çalışmaya alışıyoruz alışmaya çalışmıyoruz!
Gönderen: Sümeyye üzerinde 10 Ocak 2012, 14:46:25
Çalışmaya alışıyoruz alışmaya çalışmıyoruz!

(http://www.risalehaber.com/images/news/87598.jpg)

Çalışma hayatında kadınlar ve özellikle de dindar hanımların çalışması meselesini ele almaya karar verdiğimizde bir mayın tarlasına daldığımızı biraz geç fark ettik.
Çalışma hayatında kadınlar ve özellikle de dindar hanımların çalışması meselesini ele almaya karar verdiğimizde bir mayın tarlasına daldığımızı biraz geç fark ettik. Bizi aşan bir konu bu aslında. Ama yine de bir sözümüz var ve bunu söylemeliyiz. Bir kere meselenin ne kadar çetrefilli olduğuna dair bir fotoğraf çekmenin bile bir anlamı var. Bu fotoğrafta dikkati çeken en önemli ayrıntı ne biliyor musunuz? Ortada öyle bir vakıa var ki çalışmalı mı çalışmamalı mı sorusu artık önemini yitirmeye başlamış. Hanımların çalışmasına alışmak üzereyiz. Ama biz nerede durduğumuzu biliyoruz. Biz bu meselede alışmak istemeyenler tarafındayız. Tamam, özel durumları göz ardı etmiyor, sadece hanımların yapabileceği ya da yapması gereken bir takım meslekler olduğunu kabul ediyoruz. Ama şunun altını çizerek: Hanımlar aile kurumunun teminatıdırlar, onlar olmadan ne sağlıklı aile ne de toplum olur. Onlar, kapitalist dünyanın köleliğine razı olmaktansa evlerinin efendisi olmayı seçerlerse sadece kendileri değil bütün bir toplum kazanacak.

Aile kurumunun üzerine kurulduğu bir denge var. Bütün kurumlar ve bütün ilişkiler gibi aile kurumu da bir takım zaruretler ve beklentiler çerçevesinde inşa edilir ve yaşatılır. Bu zaruret ve beklentiler ne kadar güçlü olursa, bu kurum da o kadar güçlü ve uzun ömürlü olur. Erkek ve kadın, kendilerine atfedilen rollere ne kadar uyum sağlayabilirlerse oluşturdukları birliktelik de o kadar sıhhatli gerçekleşir. Dengenin herhangi bir taraftan aşınması halinde aile emniyeti tehlikeye girer. Modern çağda bu denge önemli bir taraftan aşınmıştır. Günümüzde kadın erkeğe mali yönden artık mahkûm olmak istememektedir. Bunun neticesinde de ‘ev kadını’ olmaktan ziyade ‘iş kadını/çalışan kadın’ olma yoluna girmiştir. Zamanla bu tercih ekonomik sebeplerle sınırlı kalmamış, sosyal ve siyasal bir duruşa da dönüşmüştür. ‘Evlense bile kendi ayakları üzerinde durabilmek, kocası olsa bile(!) kimseye eyvallah etmemek’ düşüncesi bugün birçok genç kızın dillendirdiği bir şeydir. Kadın kendi parasını kazanmaya başladığı veya ‘ben kendi paramı kendim kazanırım’ derdine düştüğü an, geleneksel aile yapısındaki rollerde bir oynama olmuş ve denge bozulmuştur. Ekonomik özgürlüğünü kazanmış kadın, diğer adı ile ‘kocasına eyvallahı kalmamış kadın’ erkeğin karşısında güçlenmiş ve bağımsızlaşmıştır.

Zeliha Akkaya-cocukaile