> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > ilimdunyasi.com Haberleri > Bilmediğin şeyin peşine düşme!
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bilmediğin şeyin peşine düşme!  (Okunma Sayısı 860 defa)
27 Nisan 2012, 12:55:53
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 27 Nisan 2012, 12:55:53 »



Bilmediğin şeyin peşine düşme!


"Bilmediğin şeyin peşine düşme!" şeklindeki emr-i ilahi, insanların gizli hallerini araştırmayı ve su-i zanna dayanarak onlar hakkında hüküm vermeyi yasaklamıştır


Bir başka ayet-i kerimede de "Ey iman edenler! Zandan çok sakının. Çünkü zanların bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın." (Hucurât, 49/12) buyrulmuştur.

Eğer, bir insanın ruhunda herhangi bir hastalık varsa, o başkalarında da o hastalığın olduğunu zanneder ve diğer insanları da o marazla değerlendirir. Mesela, onun bunun malını aşırmaya alışmış bir hırsız, her gördüğü kapıyı nasıl açacağının hesaplarını yapar, önüne çıkan her duvarı nasıl aşacağını düşünür ve karşılaştığı her insanı da kendi mülahazalarına benzeyen düşünceler içinde zanneder. Yolda yürürken bir dükkânın kepengine göz ucuyla bakan birini görse, onun hakkında hemen "hırsız" hükmünü verir. Çünkü kendi dünyası hep el-âlemin kilitli kapılarını açmak ve mallarını çalmak etrafında örgülendiği için başka insanlar hakkındaki değerlendirmeleri de ona göre olur. Aynı türden kalb hastalıklarına maruz diğer insanların durumu da farklı değildir. Onlar her gölgeyi asıl zanneder; her ihtimali vak'a gibi değerlendirirler. Gördükleri ve duydukları en küçük şeyleri büyütür, şişirir ve mübalağalarla bir balon haline getirirler; kulak yoluyla içe akan ve göze takılan ham bilgileri kalb kazanında eritir, farklı kalıplara döker ve onları kesin bilgi yerine koyarak hükümler verirler. Sonra da daha baştan yanlış olan o hükümleriyle insanları suçlar, yargılar ve değişik şekillerde cezalandırırlar.

Oysa ALLAH Resûlü (aleyhi ekmelü't-tehâyâ), "Zandan kaçının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır. Tecessüste bulunmayın, birbirinizin içyüzünü araştırmayın, birbirinizin sözlerine kulak kabartmayın, birbirinizle rekabete girişmeyin, birbirinizi çekememezlik etmeyin, birbirinize karşı buğzetmeyin ve sırtınızı dönmeyin; ey ALLAH'ın kulları kardeşler olun!" buyurmuş; tecessüsten, su-i zandan ve kardeşliği zedeleyecek her türlü davranıştan uzak durmamız ikazında bulunmuşlardır.

Öyleyse, gerekirse kulaklarınıza kurşun akıtacaksınız ama mü'minler hakkındaki olumsuz sözlere asla kulak kabartmayacaksınız.. icap ederse gözlerinize mil vuracaksınız ama Müslümanların olumsuz yanlarını araştırmayacak, hatalarını görmeye çalışmayacaksınız. İnanan hiçbir insanı bir sözüne, bir haline ya da bir tavrına mahkûm edip onun hakkında kötü düşünmeyecek, gönlünüzü su-i zanlarla kirletmeyecek; gözünüzden, kulağınızdan ve kalbinizden dolayı da hesap vereceğinizi bir lahzacık da olsa unutmayacaksınız.

Tarikat-ı Muhammediye üzerine yazılan şerhlerden biri olan Berika'nın müellifi İmam Hâdimî, "Bir mü'mini zina halinde bile görsen, hemen onun hakkında hükmünü verme. Gözlerini sil, 'ALLAH ALLAH, bu insan böyle çirkin bir işi yapmaz!' de; dön bir kere daha 'O mu?' diye kontrol et. O ise, 'İhtimal yine yanlış gördüm' de; bir kere daha gözlerini yalanla ve onları silip tekrar bak. Eğer hâlâ o insanı o kötü iş üzerinde görüyorsan, 'Ya Rabbi! Onu bu çirkin halden kurtar, beni de böyle bir günaha düşürme' deyip çek git." diyor. Hazreti İmam'ı çok severim, ona karşı çok hürmetim vardır ama bu sözlerini fazla bulurum. Bence, gördün ki, bir mü'min bir yerde böyle kötü bir haldedir; gözüne iliştiği ilk anda, meseleyi tecessüs etmeden, tam teşhis ve tespit peşine düşmeden, o sevimsiz fotoğraflar gözünden gönlüne akarak kalb kazanında eriyip bir hüküm kalıbına girmeden, sırtını dönüp "ALLAHım günahkâr kullarını hidayete erdir, beni de affet" demeli, oradan uzaklaşmalı ve gördüğünü de unutmalısın.

Kur'an Talebesine Yakışır mı?

Evet, günümüzün en büyük dertlerindendir su-i zan ve gıybet. Öyle ki, bugün imana ve Kur'an'a hizmet dairesi içinde Müslümanlara ait pek çok problem halledilmiştir. Mesela, şöyle-böyle bir kardeşlik ruhu teessüs etmiştir; müşterek hareket, paylaşma, yardımlaşma, bir gaye-i hayale bağlı yaşama ve fikir işçiliği peşinde olma gibi çok önemli hasletler, ALLAH'ın izniyle, herkesin benimseyip kendi hayatında tatbik etmeye çalıştığı esaslar haline gelmiştir. Fakat kötü ahlakın birer parçası olan bazı mezmum fiiller vardır ki, maalesef, onların üstesinden hâlâ gelinememiştir. İnsanların hatalarını arama, gizli hallerini araştırma, kabahatlerin izini sürme, kulağı olumsuz sözler için kullanma, gözü faydasız resim kareleriyle yorma, dili gıybetle, iftirayla kirletme ve bütün bu menfilikleri kalb mutfağında, fuad tezgahında kesme, doğrama, pişirme.. böylece, çok küçük meseleleri büyütme; bazen bir sözle bir insanı ademe mahkum etme, bazen de bir başkasının bir anlık haline bakıp onu defterden silme.. gibi öyle çirkin günahlar vardır ki, herkes için olmasa bile bazılarımız için bunlar hâlâ bertaraf edilememiştir ve bu günahlar, kuyruğunu dikip bir köşede sinsi sinsi bekleyen bir akrep gibi bazı mü'minlerin gönül hayatına zehir akıtmaya devam etmektedir.

Aslında, bir insan büyük bir gayeye kilitlenmişse, hep onunla oturup kalkar ve davasına ait meseleler onu öyle meşgul eder ki, başkalarıyla alakalı dedikodulara, su-i zanlara ve gıybetlere ayıracak zaman bulamaz; zaten onun gönlünde kötü şeylere karşı meyil hiç yer tutamaz. Bir noktayı hedefleyen ya da bir uçağa kilitlenen bir füze, onu vuracağı ana kadar sürekli takip eder, hedeflediği uçak eğri büğrü yol alsa, zikzaklar yapsa bile füze onun peşinden ayrılmaz. İşte, yüce bir mefkûreye kilitlenen insan da hedefine götürecek vesilelerden başka hiçbir meseleyle meşgul olma ihtiyacı duymaz. O davası adına yapabileceği vazifeleri düşünür, onları eda etmeye çalışır ve sadece gaye-i hayaliyle alakalı konularla uğraşır.

1-Eğer bir insanın ruhunda herhangi bir hastalık varsa o, başkalarında da o hastalığın olduğunu zanneder ve diğer insanları da o hastalıkla değerlendirir.

2-İnanan hiçbir insanı bir sözüne, bir haline ya da bir tavrına mahkûm edip onun hakkında kötü düşünmeyelim, gönlümüzü su-i zanlarla kirletmeyelim.

3-Bir insan büyük bir gayeye kilitlenmişse, davasına ait meseleler onu öyle meşgul eder ki, dedikodulara, gıybetlere ayıracak zaman bulamaz.

Fethullah Gülen

Zaman

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 27 Nisan 2012, 12:58:05 Gönderen: Sümeyye »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bilmediğin şeyin peşine düşme!
« Posted on: 25 Nisan 2024, 15:46:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bilmediğin şeyin peşine düşme! rüya tabiri,Bilmediğin şeyin peşine düşme! mekke canlı, Bilmediğin şeyin peşine düşme! kabe canlı yayın, Bilmediğin şeyin peşine düşme! Üç boyutlu kuran oku Bilmediğin şeyin peşine düşme! kuran ı kerim, Bilmediğin şeyin peşine düşme! peygamber kıssaları,Bilmediğin şeyin peşine düşme! ilitam ders soruları, Bilmediğin şeyin peşine düşme!önlisans arapça,
Logged
30 Nisan 2012, 13:33:43
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #1 : 30 Nisan 2012, 13:33:43 »

1-Eğer bir insanın ruhunda herhangi bir hastalık varsa o, başkalarında da o hastalığın olduğunu zanneder ve diğer insanları da o hastalıkla değerlendirir.

2-İnanan hiçbir insanı bir sözüne, bir haline ya da bir tavrına mahkûm edip onun hakkında kötü düşünmeyelim, gönlümüzü su-i zanlarla kirletmeyelim.

3-Bir insan büyük bir gayeye kilitlenmişse, davasına ait meseleler onu öyle meşgul eder ki, dedikodulara, gıybetlere ayıracak zaman bulamaz.


İnsan bir gayeye kilitlerse kendini her türlü pislikten uzak durur. Rabbim nefsilerimizle baş başa bırakmasın bizleri. Amin..

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

30 Nisan 2012, 16:17:54
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #2 : 30 Nisan 2012, 16:17:54 »




      Füze örneği ne kadar da güzel bir örnek olmuş..Rabbim razı olsun..Bana ders oldu inşaallah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes