Merhumun bazı yönleri gibi, şu yönü ile de Bediüzzaman (yani zamanın nadiratından) olduğunu, zaman gösterdi. Haklar ve hürriyetler asrında, 20. asrın son yarısında, güvenlik kuvvetlerinin müthiş bir çemberi altında 12 Temmuz 1960'ta geceleyin Urfa'daki mezarı açılarak cesedi meçhul bir yere götürüldü. ALLAH 'tan, 27 Mayıs 1960 darbesinden iki ay kadar önce vefat etmişti. Ölüsüne tahammül edemeyenler, hayatta olsaydı kim bilir ne yaparlardı! Diriler, ölenlere haklarını helal ederler. Evet şimdi helalleşme vakti. O mu bizden helallik istemeli, yoksa biz mi ondan helallik istemeliyiz? Herkesin bir mezarı varken, biz onun kabrini bile koruyamadık. Mevlâ'mız onu sonsuz rahmetinde saklasın.
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın