๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ => ilimdunyasi.com Haberleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 28 Temmuz 2009, 03:02:45



Konu Başlığı: Başörtüsü yasağıyla ülke kaybetti
Gönderen: Zehibe üzerinde 28 Temmuz 2009, 03:02:45
(http://www.risalehaber.com/images/news/59860.jpg)

Dr. Gülsen Ataseven, yarım asra yaklaşan hizmet hayatıyla sivil toplum çalışmaları konusunda öncü bir hekim

Geçtiğimiz günlerde TBMM Üstün Hizmet Ödülü ile onurlandırılan Dr. Ataseven, başörtüsü yasağı yüzünden mağdur edilmiş ilk hanımlar arasında yer alıyor. Ancak o hizmet faaliyetlerinden asla taviz vermemiş bir değer.

45 yıldır sivil toplum çalışmaları yapan Dr. Gülsen Ataseven, İstanbul ve Türkiye genelinde birçok organizasyonun içinde, kurucu, danışman veya aktivist olarak yer alıyor. 1964 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni İhsan Aksel Ödülü alarak birincilikle bitirmesine rağmen başını örttüğü için mezuniyet töreninde ödülünü alamayan Ataseven, hâlâ devam eden yasakları değerlendirirken şöyle diyor: "Burada sadece başörtülülerin kaybetmesi değil, ülke çapında sosyal ve ekonomik bir kayıp da söz konusudur. Keşke başörtüsü gerekçesiyle binlerce genç kızımızın ve kadınımızın eğitimlerine, kariyerlerine ve hizmet etmelerine engel olunmasaydı."

Başörtüsü yasağı sizi nasıl etkiledi?

1964 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni, İhsan Aksel Ödülü alarak birincilikle bitirdim. Mezuniyet töreninde benim yerime ikinci olan arkadaş birinci muamelesi gördü, ben yok sayıldım. İhtisasımı tamamladıktan sonra üniversitede kalıp doçent veya profesör olma şansımı kaybettim. Bu durumun benim kadar hocalarımı da üzdüğünü hatırlıyorum.

Bu konuda başka acı hatıralarım da var. Tipik bir örnek: Bir üniversite tarafından halka yönelik düzenlenen afet öncesi eğitim programına Boğaziçi Üniversitesi lider eğitmeni olarak davet edildim. Ancak başörtüm gerekçe gösterilerek programa alınmadım. Ama bir de madalyonun öbür tarafından bakmak istiyorum. Ortak çalıştığımız ve proje ürettiğimiz başka bir üniversite çalışmamızın aksamaması için çok çaba harcamıştı. Her zaman insanlara önyargısız bakmayı tercih ettim. Ben ve öteki değil; tek tek bireyler olarak kabul ettim. Ötekileştirme, beraberinde sınırlar, yasaklar ve hak ihlalleri oluşturuyor.

Yasak hâlâ devam ediyor...

Ayrımcılığın olduğu bir yerde toplumsal barıştan söz edilemez. Çaresiz kalıp başını açarak, peruk takarak okumayı, çalışmayı kabullenenler sağlıksız bir ruh haleti ve manevi bir baskıyla yaşamaya mahkûm oluyor.
Zaman