๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ => ilimdunyasi.com Haberleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 07 Aralık 2010, 02:48:08



Konu Başlığı: Ayasofyaya takılmasına izin verilmeyen kitabe
Gönderen: Zehibe üzerinde 07 Aralık 2010, 02:48:08
Ayasofya'ya takılmasına izin verilmeyen kitabe

(http://www.risalehaber.com/images/news/69417.jpg)


İstanbul Fetih Cemiyeti olan İstanbul Fethi Derneği, 1953 yılında, 500. Yıl kutlamaları çerçevesinde fethin hatıralarını yansıtan mekânlara birer kitabe koydurmuş. Ama Ayasofya'ya bu kitabeyi asmalarına izin verilmemiş.

Türk Edebiyatı Dergisi'nin Aralık 2010 tarihli 446. sayısında yer alan bilgilere göre; günümüzde adı İstanbul Fetih Cemiyeti olan İstanbul Fethi Derneği, 1953 yılında, 500. Yıl kutlamaları çerçevesinde fethin hatıralarını yansıtan mekânlara birer kitabe koydurmuş. Ne var ki, Ayasofya için hazırlanan "Fatih Sultan Mehmed fethi müteakip Ayasofyayı cami'e tahvil etmiş. İstanbul Fethi Derneği, 1953" yazılı kitabenin Ayasofya'ya yerleştirilmesine devrin yönetimi tarafından izin verilmemiş.

kullanSöz konusu kitabenin resmi, Alattin Karaca'nın kaleme aldığı, "Ayasofya karşısında 3 şair" başlıklı yazıda kullanıldı.  Yazı üç değişik bakışla üç ünlü şairin Ayasofya karşısındaki duruşunu tasvir ediyor.

Yazının bir kısmında üç şair ve üç bakış açısı şöyle yorumlanıyor: 

"İşte, Ayasofya'ya üç farklı bakış: "Biri, Nâzım'ın mekânı bir taş yığını olarak gören materyalist bakışı. Ayasofya onun için bir tarih, bir dini inanç veya bir millî duygu ifade etmiyor. İkinci bakış, Serdengeçti'ye ait. Onunki ise Nâzım'ın tam tersi, Ayasofya. islam'ın, fethin ve millî gururun simgesi. O, mekanda tarihi, dini görüyor Nâzım'ın tersine. Ayrıca Ayasofya'yı müzeye çeviren anlayışı şiddetle eleştiriyor. Sert bir söylem dikkati çekiyor. Serdengeçti de, kuşkusuz bu, aynı zamanda siyasal bir tavır.

Son bakış, bir Osmanlı dönemi şairinden, İsmail Safa'dan. İlk ikisine göre mutedil, ideolojik kaygı yok. Mabedin mimari ihtişamıyla İslâm'ı ve fethi birleştiriyor şair. Bu ulu mabedi o da İslâm'ın simgesi olarak görmekte, Ayasofya aracılığıyla tarihe, fethe, Fatih'e atıfta bulunmakta. Doğal olarak o dönemde Ayasofya'nın müzeye çevrilmesi söz konusu olmadığı için, buna yönelik bir şikâyet yok Safa'nın şiirinde. Şiiri kavga üslûbu taşımıyor. Bunu, dinî/tarihi bir şiir olarak okumak gerek, ilk ikisini ise, ideolojik şiir olarak. Dönemin siyasal ve toplumsal koşullarına göre, Ayasofya'ya bakışlar da farklılaşmış. Aynı mekân karşısında üç farklı şair, üç farklı tavır. Yakından uzağa doğru: İlki materyalist, ikincisi milli¬yetçi, uzaktaki Mümin ve mütevekkil Osmanlı."

Kapak konusunu Ayasofya, Ah Ayasofya olarak belirleyen Türk  Edebiyatı Dergisinin Aralık sayısında bakın başka hangi yazılar ve konular var.

Haber7