๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ => ilimdunyasi.com Haberleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 08 Eylül 2011, 11:15:43



Konu Başlığı: Akika pilavı sünneti yaşıyor!
Gönderen: Zehibe üzerinde 08 Eylül 2011, 11:15:43
Akika pilavı sünneti yaşıyor!

(http://www.risalehaber.com/images/news/82724.jpg)

Dr. Ramazan Balcı Akika pilavı ikram etti. Bu vesile ile bu güzel sünneti sizlere hatırlatmak istiyoruz

Dr. Ramazan Balcı Akika pilavı ikram etti. Bu vesile ile bu güzel sünneti sizlere hatırlatmak istiyoruz.

Dr. Ramazan Balcı Hoca Osmanlı Arşivlerinde uzmanlık yapan ve aynı zamanda tarih ve çeşitli alanlarda telif edilmiş onlarca eseri bulunan çok kıymetli bir yazarımız. Kendisi çok işler yaptığı halde az sesi çıkanlardan… Yani ortaya bir eser koyamadığı halde çeşitli platformlarda kendisini pazarlamayı bilen yazarçizerlerimizden değil.

Onun sessiz ve derinden yürüyüşüne ortaya koyduğu eserleri şahittir. Ki aynı zamanda bu eserler onun entelektüel boyutunu da gözler önüne sermektedir. Hocanın eserlerinden bazılarını burada zikretmek istiyorum: Çetelerin Hedefindeki Abdulhamit, Tarihin Sarıkamış Duruşması, Osmanlı’yı Yıkan Cephe Filistin, Osmanlı’nın Doğu Siyaseti, Osmanlı’nın Son Öyküsü, Kalp Ülkesinin Sultanı Bediüzzaman, Gül Nesli Hz Fatıma ve Ehlibeyt, Resulullah Kızlarını Nasıl Yetiştirdi

Dr. Ramazan Balcı Hoca ile Eyüp Sultan’da Osmanlıca dersi verdiği mekânda haftada bir defa görüşüyoruz. (Bu dersler ücretsiz olup, katılım serbesttir.) Son görüşmemizde bana bir torununun olduğunu ve onun için Akika Pilavı vermek istediğini söylemişti. Ben de kendisine böyle güzel geleneklerin yaygınlaşması için duyurulması gerektiğini, bu sünnetin yeniden hatırlatılması için haber yapmamız gerektiğini söylemiştim. Ahir zamanda unutulan bir sünnetin ihya edilmesinin faziletini benden iyi bildiğinden ve bu işin hayırlı bir işe müminleri teşvik etme anlamına geleceğinden teklifimi kabul etti.

Huzurlu bir mekân ve Akika Pilavı

Bir hafta kadar sonra 4 Eylül Pazar günü bizi Alibeyköy’de huzurlu bir mekâna davet etti. Bangladeşli kardeşim Müştak ile birlikte mutlu bir şekilde davete icabet ettik. O mekânda çok önemli kişilerle tanıştık ki onların her birisi iman Kur’an hizmeti yapan kimselerdi. Aralarında cemaate öncülük eden büyüklerimiz de vardı. İnşallah sizlere bu mekândan ve yapılan hizmetlerden ayrıca bahsedeceğiz.

Sünnet-i seniye üzere yer sofraları kurulmuş otuz kadar davetli sofraların başına toplanmıştı. Sofraların başındakiler hem bir sünneti ihya etmenin mutluluğunu yaşıyorlar hem de kesilen koçun lezzetli etini yemenin hazzını ve şükrünü yaşıyorlardı. Sofra bir yönünden daha sünnete uygundu ki o yön de şuydu: Malumunuz Efendimiz’in kendi için hazırlanan sofrası çok zengin bir sofra değildi ama bir misafir sofrası kurulmuşsa o sofra cömertçe donatılır, misafirlere bol bol ikramlar edilirdi. Bu bir nevi gönlü geniş olmanın, yani cömertliğin bir gereğiydi. Bizim oturduğumuz akika sofrasında da bu manaya uygun olarak bol miktarda kavurma, pirinç pilavı, ayran, soğuk su, domates, kavun ve karpuz vardı.

Akika ile ilgili bazı hadis-i şerifler

Yemekler yendikten sonra çaylar içildi, sohbetler yapıldı, namazlar kılındı. Sohbet esnasında Ramazan Balcı Hoca’dan Akika Kurbanı ve Akika Yemeği ile ilgili bazı bilgileri alma fırsatım oldu. Hoca ilk olarak hamdele ile başladı ve şunları söyledi: “Allah’ın en büyük bir hediyesi olan çocuklar yeni doğduklarında bir şükür olarak kurban kesilir ve saçının ağırlığınca gümüş sadaka verilir. Hem bir ibadet hem çocuk hakkında istenmeyen haller için Allah’a sığınma hem de fakir fukara için bir yardım vesilesi olan Akika sünnetini meşru kılan Alemlerin Efendisi’ne ümmetinin çocukları sayısınca salat ve selam olsun!”

Bu girişi yaptıktan sonra Akika Kurbanı ile ilgili şu hadis-i şerifleri aktardı: "Her çocuk akîkası ile rehinlenmiştir, yedinci günü onun adına kurban kesilir, saçı traş edilir ve isim konur." İbni Abbas’tan gelen rivayete göre "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin için, akika olarak birer ya da ikişer koyun kurban etmişti." Hz. Ali den yapılan nakilde ise "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, Hz. Hasan için akika olarak bir koyun kurban etmiş ve "Ey Fatma! Çocuğun başını tıraş ettir ve saçının ağırlığınca gümüş tasadduk et!" demiştir. Bu emir üzerine, çocuğun saçı tartılmış bir dirhem veya buna yakın bir şey çıkmıştı." (Bkz. Ebu Davud, Edahi 21; Nesai, Akika 4; Tirmizi, Edahi 20, 1519)

Akika Kurbanının istenilirse çiğ olarak dağıtılabileceği gibi istenilirse de pişirilerek ikram edilebileceğini söyleyen Ramazan Balcı Hoca “Sahabe hayatını anlatan kitaplarda yeni doğan çocuklar için kurban kesilip ziyafetler verildiğini, çocuk için dua edildiğini gösteren kayıtlar bulunmaktadır” dedi.

Hıristiyanlaşma tehlikesi

Dr. Ramazan Balcı Hoca konunun bir medeniyet bağlamının da bulunduğunu hatırlatarak bu konunun can alıcı başka bir yönüne daha işaret etti. Hıristiyanlaşma tehlikesine değinen Ramazan Balcı Hoca, Akika gibi sünnetleri ihya etmenin bu açıdan çok önemli olduğunu ifade etti. Bu konuda şunları söyledi:

“İslam medeniyetinin ana esasları, Kur’an ve sünnet kaynaklıdır. Toplumlar zaman içinde genel esasların çerçevesini zorlamayacak şekilde bazı adetler ve gelenekler oluştururlar. Bu gelenekler toplumsal ilişkileri düzenlerler. Farklı din ve medeniyete tabi olan toplumları birbirinden ayıran bu geleneklerdir. Bunları bidat olarak görüp terk etmeye çalışmak dini de sosyal hayatı da anlamamak demektir.

Yabancılaşma ve dünyevileşme, geleneklerini terk eden toplumların maruz kaldığı bir olgudur. Söz gelimi hiçbir Müslüman, itikad açısından kolayca Hristiyanlaşma ya da Yahudileşmeye uğramaz. Ancak gelenek ve görenek açısından kolayca Hristiyanlaşabilir. Günümüzde batılılaşma, örf ve gelenek açısından Hristiyanlaşmadan başka bir şey değildir. Sayılan gerekçelerle medeniyetimizin tarih içinde oluşturduğu, selamlaşma, mevlid, kandil, sünnet, akika, teravih, nişan düğün gibi davranış kalıpları, son derece önemlidir. Unutulan her davranış modelinin yerini kısa zamanda batılı bir örneğin doldurduğu pek çok kere görülmüştür. Hz. Peygamberin Hıristiyanlara benzememe konusunda yaptığı uyarıların bu manada anlaşılması gerektiğini düşünüyorum.”

Dünya Bizim