Ailenin beklentisi değil mutlu olunabilecek yer tercih edilmeli

(http://www.risalehaber.com/d/news/129827.jpg)

LYS sonuçlarının açıklanmasının ardından üniversite adayları hayallerindeki bölümlere yerleşebilmek bir taraftan üniversiteleri gezip bilgi alıyor, diğer taraftan hata yapmamak için uzmanlardan destek alıyor.
7 Temmuz’da başlayacak tercih dönemi öncesi öğrenci ve velileri uyaran uzmanlar, anne babanın beklentisi değil meslek olarak yapabilecekleri ve mutlu olabilecekleri alanların tercih etmelerini önerdi.
 
İpek Üniversitesi Sinema Sanatları Fakültesi Film Tasarımı Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şükran Akpınar, öğrencilerin zor bir çalışma döneminden önemli bir karar dönemine geçtiklerini ifade etti. Akpınar, “Tercih dönemi bence hayatlarının en kritik dönemi, değerlendirmeleri gereken birkaç nokta var bu noktada. Biri aileleri, diğeri meslek olarak seçtiklerinde gelecekte hangi imkanlara sahip olabilecekleri, üçüncüsü lisans dönemini bitirdikten sonra lisansüstü yapacaklarında hangi imkanlara sahip olacaklarını değerlendiriyorlar” dedi. Tercihin en önemli aşamasının öğrencilerin hayalleri olması gerektiğini belirten Akpınar, çoğu zaman anne ve babanın beklentileriyle, öğrencinin hayallerinin pek de uyuşmadığını söyledi. Akpınar, hangi konuda olursa olsun, Fen Bilimleri, Sosyal Bilimler yada sanat alanında bence kendilerinin istediği ve gerçekten meslek olarak yapabilecekleri, mutlu olabilecekleri alanlarda tercih yapmalarını ve şu andaki karar onların geleceği olacak bunları bilmeleri gerektiğini ifade etti.
 
TERCİHİNİZ MUTSUZLUĞUNUZUN SEBEBİ OLMASIN
 
Tercih döneminin öğrenciler kadar aileleri de yakından ilgilendirdiğine dikkat çeken İpek Üniversitesi İnsan ve Toplum Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Tuğba Uzer Yıldız da “Kızım oğlum şu bölümü yaz bunu yaz, şurada çok iş var burada çok iş var diye şeyler söylenebiliyor. Bunu çok tavsiye etmiyoruz. Mesele bir öğrencinin annesini babasını memnun etmek için bir bölüme giderse ve o bölüm onun yapısına uygun değilse, başarısız olma ihtimali çok artıyor. Bu da şöyle sonuçlara neden oluyor. Mesela kişi, sadece o bölümü sevmediği için üniversitede de başarısız ama bunu genelliyor. Ben başarısız bir insanım, ben yapamıyorum diyebiliyor. Üniversite eğitimini bırakabiliyor. Kendine güveni azalıyor. Bu da hayatta mutsuzluk, huzursuzluk ve depresyon gibi bir takım sorumlara yol açabiliyor.” Yıldız, her ne kadar üniversitelerde bölüm değiştirme şansı da olsa bir kişi istemediği bir bölüme gittiği zaman vakit kaybetmiş oluyor. O nedenle baskıyı kesinlikle tavsiye etmiyoruz.” Diye konuştu.
 
Cihan