> Forum > ๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑ > Aöf İlahiyat Programı > İlahiyat 1.sınıf > İslam ahlak esasları 4
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslam ahlak esasları 4  (Okunma Sayısı 2270 defa)
14 Mart 2013, 22:38:35
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 14 Mart 2013, 22:38:35 »




                                               İSLAM AHLAK ESASLARI

                                                         ÜNİTE 4
                  
                       DİNÎ AHLAK VE DİNÎ AHLAKA GÖRE İSLAM AHLAK ESASLARI



DİNÎ AHLAKA GÖRE İSLAM AHLAK ESASLARI

İlâhiyatçı ahlak olarak da adlandırılan dinî ahlak, ahlaki ilkelerin tabiatüstü bir güçten kaynaklandığını ifade etmektedir. Burada ahlaki ilkeler, ALLAH’ın ya da O’nun seçmiş olduğu elçinin emirleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Dinî ahlakta ahlaki değer olan iyiyle kötünün tayini, ilahî otoriteye bırakılmıştır. Buna göre iyi ALLAH’ın emrettiği, kötü ise yasakladığı şeydir. Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam’ın yasak ve emirleri ilahî otoriteye bağlı kılınmıştır. Bütün bu dinlerin sunmuş oldukları emir ve yasaklar, genel olarak dinî ahlak kavramı altında ifade edilir. Biz burada bu kısa bilgiyi verdikten sonra, İslam ahlakının esaslarına geçebiliriz.
İslam ahlakı ya da dinî ahlak, ahlakla ilgili her türlü bilginin kaynağında öncelikle Kur’an olmak üzere, Kur’an ve Sünnete yer veren ve model alınacak en ahlaklı insan örneği olarak da hiç kuşkusuz Hz. Peygamber’i gören bir İslam ahlak anlayışı ya da kuramıdır. İslam ahlakı, bazı kaynaklarda gelenekçi ahlak ya da dinî ahlak başlığı altında değerlendirilmiştir. Şunu özellikle vurgulamak gerekir ki, İslam ahlakının gelenekçi ahlak başlığı altında değerlendirilmesinin nedeni, bu ahlakın kaynağında Kur’an ve Sünnetin olmasıdır. Nitekim ahlaki konulara bakışta, İslam’ın ilk devrindeki tavrı korunarak, o zaman olduğu gibi, Kitap ve Sünneti ahlakın temeli ve mutlak kaynağı kabul eden, bu kaynakların ortaya koyduğu ahlakı, her türlü beşerî ahlak görüşlerinin üstünde tutan çalışmalar karşımıza çıkmaktadır. Daha çok hadisçiler ve fıkıhçılar tarafından tertip veya telif edilen bu tür eserlerde, Kur’an-ı Kerîm ve hadislerde yer alan ahlak kaide ve kanunları tartışmasız bir şekilde benimsenerek, işlenen konularla ilgili ayet ve hadislerden bolca örnekler verilir. Ortaya konulan fikirler dinî nasların yorumu doğrultusundadır. Bu çalışmalar, yeni bir ahlak kuramı ortaya koymaktan ziyade, sıradan bir insanın ahlaki durumunu ve kabiliyetlerini birinci derecede göz önüne almaktadırlar. Yine bunlar, İslam ahlakının ameli hükümlerini ve bu hükümlerin dayandığı dinî ilkeleri içermektedir. (Çağrıcı, 1991: 65) Buraya kadar verdiğimiz bilgiler gösteriyor ki, geleneksel ahlak dediğimiz şey, İslam’ın temel kaynaklarını referans alarak oluşturulan ahlaktır. Bu anlamda onu, İslam ahlakıyla aynı göstermek yanlış olmaz.

Ahlaki kötülüklerden korunmak, ahlaki faziletlerle bezenebilmek için Kitap ve Sünnetten başka ilim ve feyiz kaynağına ihtiyaç duymamış olan Müslümanlar, seçkin Ashap ile Tabiinden başka rehber ve modellere de önem vermemişlerdir. (Ahmed Naim, 1995: XXX)
Şunu özellikle vurgulamak gerekir ki, İslam ahlakının Kitap ve Sünnet ile temellendirilmiş olması, ahlaki alanda aklın önemini kesinlikle azaltmadığı gibi, İslam dininde ahlaki görevlerle ilgili buyrukların oldukça çok olması da, yine İslam ahlakına akli niteliğinden bir şey kaybettirmez. İnsanın, kendi dışındaki bir otorite tarafından belirlenmiş olan bu ahlak buyruklarına itaat etmesi, yine ahlaki görev tasavvurunu akıldan alması anlamına gelmektedir. Çünkü insanın Müslüman olup iman etmesi, akli delillendirme sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu anlamda dini kabul eden Müslüman için ahlak buyruklarının dinden kaynaklanması, onların aynı zamanda rasyonel temelli olduğunun da bir göstergesidir. Çünkü daha başlangıçta dinin kabulü, akli istidlal ile gerçekleşmiştir. Bunları ifade ederken, ahlakın akıldan kaynaklandığını söylemiyoruz. Söylediğimiz şey, Kur’an ve Sünnet kaynaklı ahlak ilkelerinin akla uygunluğudur. (Ahmed Naim, 1995: XXX)
İslam’a inanmış bir insan, bu iman ile birlikte mantıken başka birtakım temel ilkeleri de kabul etmiş olacaktır. Bu kabulün, birtakım bilgileri de beraberinde getireceği bir gerçektir. Bu bilgilerin en önemlilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
 Akli delillendirme sonucunda İslam dinine inanmış olan her insan, aynı zamanda iman ettiği Yüce ALLAH’ın kâinatın yaratıcısı olduğunu da bilir.
 İnsani yaratılışın her türlü inceliklerini bilen Yüce ALLAH’ın, insan için gerekli olan terbiyenin nasıl olması gerektiğini de insandan daha iyi bileceğini de bilir.
 Yaratılmış varlık dünyasından hiçbir şeye muhtaç olmayan Yüce Yaratıcının emirlerinin daima iyilikle ilgili, yasaklarının da daima kötülükle ilgili olduğunu bilir. (Ahmed Naim, 1995: XXXIII)
Bütün bu bilgiler ışığında denilebilir ki, ALLAH’ın peygamberler gönderip, onlar aracılığıyla emir ve yasaklarını bildirmesi, akıl için bir kolaylaştırma olacak ve insanı rahatlatma kabilinden bir yardım ve irşat anlamına gelecektir.
İslam ahlakı Asr-ı Saadet’te tedvin edilmiş bir durumda değildi. Kur’an ve hadislerdeki ahlak ilkeleri Sahabe tarafından kendi anlayış ve yaşayışlarına göre uygulanırdı. Eğer bir problem çıkarsa, bu problemler de Hz. Peygamber tarafından çözülürdü. Hz. Peygamber’in vefatından sonra ise, Kur’an ve Sünnetten hareketle İslam’ın ahlak esasları belli eserlerle ortaya konulmaya başlandı. Başta Kütüb-ü Sitte olmak üzere hemen bütün hadis mecmualarının bazı bölümleri özellikle ahlakla ilgili hadisleri içermektedir. Örneğin Sahih-i Buhâri’de “Kitâbu’l-edeb”,

Sahih-i Müslim’de “Kitâbu’l-birr” ve “Kitâbu’l-edeb” tamamen ahlaki hadisleri içermektedir. Hadis mecmualarının bu bölümlerinde ahlaki hadisler “bab”lara ayrılmış olup, bu hadisler üzerinde eser sahiplerinin herhangi bir şahsi yorum ve açıklamasına rastlanmaz. Ancak daha sonraki kuşaklar, bu eserler üzerine birtakım şerhler yaparak, yorum ve açıklamalara gitmişlerdir.
Fıkıh kitaplarına baktığımızda, bu kitaplar, Kur’an ve hadislerde geçen ahlaki esasları bünyelerine alarak bir ahlak sistemi ortaya koyduklarını görürüz. Bu kitaplarda, ibadet ve hukuka dair konular yanında, bunlarla yakın ilişkisi bulunan bazı ameli ahlak konularına da yer verilmiştir. Nitekim “furû-u fıkh” alanındaki kitaplarda yer alan temizlik, niyet ve ihlâs, anlaşmalarda ahde vefa, zekât ve sadaka, beşerî münasebetlerde adalet ve ihsan gibi fazilet ve iyilikler; diğer yandan içki, kumar, zina, faiz, ihtikâr, rüşvet, gasp gibi ahlaki fenalıklar; ailevi ve toplumsal haklar ve sorumluluklar geniş bir şekilde işlenmektedir. (Çağrıcı, 1991: 65-66)
Biz burada, İslami ilimlerle uğraşan bazı âlimlerin Kur’an ve Sünnetten hareketle ortaya koydukları İslam ahlak esaslarıyla ilgili yazmış oldukları bazı eserlerden kısaca bahsetmenin yararlı olacağına inanıyoruz.
 İmam-ı Buhârî (ö.256/870)’nin el- Edebü’l-müfred’i: Buhâri, bu eserinde yalnızca ahlak ve adaba dair hadisleri ve haberleri bir araya getirmiştir. Bu eser, geleneksel ya da dinî ahlakın ilk örneklerinden birisidir.
 İmam Mâverdî (ö.450/1058)’nin Edebü’d-dünya ve’d-din’i: Bu eserinde Mâverdi, kendi görüşlerini ayet ve hadislere dayandırmaya özellikle dikkat etmekte, İslami espriye sadık kalmak şartıyla Arap edebiyatından şiir ve hikmetli sözleri bolca nakletmektedir. Birinci bölümde, aklın mahiyeti ve değeri, nefsin kötü isteklerine uymanın zararları konu edilmektedir. İkici bölümde işlenen konu ise, ilim ahlakıdır. İlke olarak ilimlerin hepsinin değerli olduğu kanaatinde olan Mâverdi, buna rağmen en değerli ilmin din ilmi olduğunu vurgulamaktadır. Onun din ilminden kastı, insanın dinî, ahlaki ve hukuki yükümlülüklerini belirleyen disiplinlerin bütünüdür. Üçüncü bölümde, İslam’da dinin edebi konu edilmektedir. Burada dinî ve ahlaki yükümlülükler, ibadetlerin hikmetleri, insanı, görevlerini yapmaktan alıkoyan olumsuz nedenler geniş bir şekilde incelenmektedir. Dördüncü bölümün konusunu ise, İslam’da dünya edebi oluşturmaktadır. Burada insanın sosyal bir varlık olduğu görüşünden hareketle, sosyal ahlak ele alınmakta ve sosyal hayatı iyileştirmenin, mutlu bir dünya düzeni kurmanın ahlaki ve iktisadî şartları ele alınmaktadır. Beşinci bölüme gelince, burada İslam’da nefsin edebi üzerinde durulduğu görülmektedir. Bir tür ahlak pedagojisi olan bu bölümde, ahlaki eğitimin zorunluluğu vurgulanmakta, belli başlı ahlaki erdemlerle, bunları kazanmanın yolları; ahlaki erdemsizlikler ve bunlardan da uzak durmanın çareleri ortaya konulmuştur.

 İbn Hazm (ö.456/1064)’ın İlmu’l-ahlak’ı: İbn Hazm bu eserinde, erdem ve erdemsizliklerin tanımlarını yapmakta, mutlu insanı kendisini erdemlere alıştıran, mutsuz insanı ise erdemsizliklere bulaşmış ve bundan hoşlanmayan insan şeklinde tanımlamaktadır. Ona göre, ahlaki güzellikler ve erdemlerle bezenmek isteyen bir kimsenin Hz. Peygamber’in örnek ahlakını kendisine rehber edinmesi gerekir. Çünkü Resulullah’ın ahlakı, ALLAH tarafından övülmüştür. O bütün hayırlarda en önde olan insandır. Tüm erdemler en mükemmel şekliyle onda toplanmış olup, o her türlü kusurdan arındırılmıştır.
 Gazâlî (ö.505/1111)’nin Kimya-ı Saâdet’i: Gazâlî, bu eserinde, ALLAH’ı bilenin kendisini bileceğini ve eylemlerini buna göre yapacağını vurgulamaktadır. Komşu, akraba, ana-baba ve çocuk haklarının ayrıntılı olarak işlendiği bu kitabın “Helak Ediciler” bölümünde, nefsin riyazeti çeşitli şekillerde ele alınmaktadır. Son bölüm olan “Kurtarıcılar”da ise, büyük ve küçük günahlar ve tövbe konusu işlenmektedir.
 M. Abdullah Draz (ö.1958)’ın Kur’an Ahlakı: Bu eserin birinci kısımda, ahlak nazariyesi işlenmektedir. Ahlaki yükümlülüklerin kaynakları, ahlaki yükümlülüğün özellikleri, ahlaki müeyyide, niyet ve ahlaki fiilin tabiatı, kötü niyetler, gayret vb. konular tafsilatlı olarak ele alınmaktadır. İkinci kısımda ise, ferdi ahlak, aile ahlakı, sosyal ahlak, devlet ahlakı ve dinî ahlak ortaya konulmaktadır.
 Abdurrahman Azzam’ın Resul-i Ekrem’in Örnek Ahlakı ve Kahramanlığı: Bu eserde, hak davasında sebat; şecaat ve cesaret; sözünde durma, az ile yetinme, te...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslam ahlak esasları 4
« Posted on: 23 Nisan 2024, 21:08:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslam ahlak esasları 4 rüya tabiri,İslam ahlak esasları 4 mekke canlı, İslam ahlak esasları 4 kabe canlı yayın, İslam ahlak esasları 4 Üç boyutlu kuran oku İslam ahlak esasları 4 kuran ı kerim, İslam ahlak esasları 4 peygamber kıssaları,İslam ahlak esasları 4 ilitam ders soruları, İslam ahlak esasları 4önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes