> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İlahi Armağan > 59. Meclis
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: 59. Meclis  (Okunma Sayısı 935 defa)
28 Ocak 2011, 18:22:30
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 28 Ocak 2011, 18:22:30 »



59. MECLİS

 

Bu konuşma Cuma günü yapıldı.

Konuşma tarihi: Hicrî 9 Recep 546, Milâdî 1151.


 

Kulların elinde bulunana göz diken kimsenin sözü yağcılıktan hali kalmaz; dereceli konuşur, nabza göre şerbet verir. Onun için ha­kikî sebepleri görmek mümkün değildir. Onun konuşması özünden ayrılan kabuğa benzer. Yalnız dış görünüşü olur, içi de boş.

Ta-me-aطمع  -Arap harflerine göre- kelimesindeki harflerin içi boş­tur. İşte, tamahkârın işi de öyledir; boştur. Tı boştur. Mim boştur. Ayn boştur.

 

* * *

 

Ey Allah'ın kulları, sözlerimi tasdik ediniz; yapınız bunu; felah bulursunuz. Denir ki: “Doğrunun himmeti yücedir. Hiçbir sözcünün sözü, ona zarar vermez.”

Allah Teâlâ, işlerinde daima galiptir. Seni bir iş için kullana­caksa ona hazırlar. Karşısında duran kişiden hatalı, edep dışı bir söz çıkarsa onun cevabı doğruluk olmalı. Beni bulunduğunuz hâl konuşturuyor. Yalan hâliniz beni susturuyor. Ne kadar alırsanız o ka­dar satarım.

 

* * *

 

Ey evlat! Bilgi ağacın meyve vermiş olsaydı, sultanların kapısı­na koşmazdın; nefsin için bir sığınak ve onun kötü arzularını tatmin yolunu aramazdın. Zaman adamlarının kapılarını aşındırmazdın. İlim sahibi için halkın kapısına koşacak iki ayak yoktur. Zâhid geçinen kimsenin ise, halktan dünyalık alacak iki eli yoktur. Allah'ı sevenin halka bakacak gözleri olmaz. Allah sevgisinde doğru olan kimsenin, bütün halk karşısına çıksa bakışları tat vermez; o, sevdiğinden gay­ri kimseye bakmaz. O zâtın baş gözünde dünya büyümez. Âhiret ise, onun kalp gözüne büyük gelmez. Sır gözünde ise, Mevlâ'dan gayri büyük olamaz.

Akıllı kimseler olunuz, siz hiçbir şey üzerinde değilsiniz. Çoğunuz zehirleyici kimselerin ve mâna âlemini öldüren kişilerin peşine dü­şer. Söz edenlerinizin çoğu ise dilden atar; kalbinden bir şey diyemez.

İçi bozuk adamın sesi dilden gelir; iman sahibinin sözü ise kalpten... İman sahibinin kalbi, Yaratan'ın kapısında durur, sırrı ise on­dan içeride... Kapıdan içeri girinceye kadar Hak kapısından ayrılmaz.

 

* * *

 

Allah'a kasem ederim ki sen yalancısın; bütün işlerin yalan. Al­lah'a giden yolu bilmiyorsun; anlamıyorsun. Hangi hakla önder ol­mak istersin; gözlerin görmüyor, başkalarını nice götürmek istersin. Boş arzun, tabiî olan kötü arzuların ve nefsine uyman seni kör etti.

Dünya sevgisi, riyaset sevgisi ve şehvet arzuları başını döndürdü; iyi olan hiçbir şeyi göremez oldun.

Mademki isyan kalbine geçmedi, bana gel, çare bulayım. Kalbini sararsa, hataları bırakamazsın, devam edersin, ısrar edersin. Hatalar üzerinde ısrar etmek hakikati inkâr ettirir, küfre düşersin.

Hakkın kelâmını dinlemek için, O'nun kulluğunda yerli olmalı. Musa Peygamber’in, Hak kelâmını işitmek için götürdüğü yetmiş ki­şinin hikâyesi malûmdur. Kavmi, Musa Peygamber’in Hak'la konuştu­ğuna inanmadı. Yerinde tahkik etmek üzere yetmiş kişi seçtiler. Hakk'ın kelâmını işitince bayılıp düştüler. Musa Peygamber tek ba­şına kaldı. Hak Teâlâ onları ayılttığı zaman: “Biz, Allah'ın kelâmını dinlemeye güçlü değiliz, yâ Musa! Sen aramızda vasıta ol!” dediler.

Musa Peygamber konuştu. Arada vasıta oldu. Hem onların sözle­rini dinledi, hem de Hakk'ın emrini onlara söyledi. Musa (a.s) kuv­vetli imana, tam kulluğa ve Hakk'a karşı tâat sahibi olması hasebiyle o sözü dinlemeye kuvvet sahibi oldu. Hâlbuki onlar, imanlarının za­fiyeti yüzünden o yüce kelâmı işitmediler. Tevrat vasıtasıyla geleni kabul edip emir ve yasaklarda itaat etmiş olsalardı, hatalı sözlerine cesaret edemez ve Allah'ın kelâmını işitebilirlerdi.

Ben, bütün yalancı, içi bozuk ve deccâl kılıklı kimselerin üzerine musallat olurum. Ben, bütün isyankârlara sataşırım. Onların en ön­de gideni şeytan, en sonraya kalanı ise fâsık kimsedir. Katî olarak bilinmelidir ki, bütün dalâlette kalan ve kaldığı yere ünleyen kimse­lere harp açarım.

Bu işte kuvvet ve kudretim yok, ancak Âlî ve Azîm olan Allah'ın kuvveti ve kudreti ile yaparım. Ben iyi işin yardımcısıyım.

Nifak kalbine yer etti. İslâm’a, tevbeye ve riyayı kesmeye muh­taçsın.

İçinde bulunduğum hâli deneyiniz; nereden geldiğini anlayınız. Bakınız, Allah'tan geliyorsa, durumum büyür ve yükselir, ayağa kal­kar, iki ayaküstünde durur, kanatlanıp halkın üstünde uçar. Halkın bulunduğu evlere girer, onlar da gözleri ile görürler. Kalpleri ile an­larlar. Şayet bulunduğum hâl nefsimden geliyorsa üzülmeyin, ya­kında dağılır, atılır, küçülür ve uzaklaşır, parçalanır, kesilir, erir. Çün­kü Hak Teâlâ yalancıya bulunduğu hâl için kuvvet vermez. Münafıklara yardım etmez. Kötü yolda koşana bir şey vermez. Şükrü bıraka­na artık ihsan etmez.

Her kim ki, nefsini nifak hâli ile konuşturur; ondan hayır gel­mez. Onun nifak hâli ateş olur, dinini yakar.

Ey müridler! Sizlerle konuşurum; lâkin siz benden kaçarsınız ve dediklerimi yapmazsınız.

Bu ülkenin dışında ismim lâldir. Ben delilik alâmeti gösteririm, lâllik yaparım... Bilmez gibi gözükmek isterim; ama onlar benim için iyi olmaz. Beni kader size gönderdi. Bir ambar dibinde yatmakta idim; beni oradan çıkardı kürsüye oturttu.

Yalancı olma. Sana iki kalp verilmedi. Sinen bir kalp taşır. O bir şeyle dolunca ikincisi sığmaz. Allah, şöyle buyurur: “Allah bir kişinin sine boşluğuna iki kalp yerleştirmedi.” (el-Ahzâb, 33/4)

Bir kalp ki hem Hakk'ı, hem de halkı sever; o sıhhat bulamaz. Bir kalp ki, içinde hem dünya sevgisini, hem de âhiret sevgisini tut­mak ister, o da sağlık bulamaz. Kalp, Hak sevgisi ile dolar, dış yüzünü halka yöneltirse, o olur. Halkın iyiliğini düşünerek merhamet için kalbin onlara yönelmesi, ülfet etmesi olabilir, caizdir.

İnsan, bilgi kıtlığında yolunu sapıtır. Allah'ı bilmeyen ve O'na cahil olan, nifak yoluna sapar, gösteriş yapar. İlim sahibi bunları yap­maz. Ahmak olan Allah'a isyan eder; aklı başında olan Hakk'a tâat kılar.

Dünyayı toplamak için hırsa kapılan, gösteriş yapar. İçinde ola­nın gayrini gösterir. Hırsa kapılmayan, dünyalık emellerini kısan, onun yaptığını yapmaz; gösterişe kapılmaz. İçinde ne varsa onu gös­terir.

İman sahibi, farzları eda ederek Hakk'a yaklaşır ve nafile yolu­na girerek kendini sevdirir. Allah'ın öyle kulları vardır ki, önce farz ibadeti yaparlar, sonra, “Bu da bize farzdır. Çünkü o nafile ibadetleri yapmaya gücü­müz var... Sonuna kadar ibadetle uğraşmamız gerek, çünkü zamanı­mız bize onların yapılması gereğini bildirdi.” derler.

Nafile diye bir şey bilmezler, hepsini yapmanın farz olduğunu bilip söylerler.

Allah'ın sevgili kullarını uyandırıcı vardır; hata anında uyandı­rır. Muallimleri vardır; bilmediklerini onlardan öğrenirler. İlim va­sıtalarını Hak Teâlâ onlara öğretir. Peygamber (s.a.v) Efendimiz şöy­le buyurur: “İman sahibi bir dağ başında dahi olsa, Allah onun bilmedik­lerini öğretmek için, bir bilgin gönderir.”

 

* * *

 

Sâlih kişilerin sözlerini ezber edip kendi sözün gibi halka yuttur­ma. O söz ancak bir emanettir. Emanete hıyanet etme. Emanet mal saklı tutulmaz. Elinde malın varsa harca, emanet şeyi kendine mal etme.

Pamuk tarlanı elinle ek, elinle sula. Çalış, büyüt. Sonra bak, İplik yap, libas edip giy. Başkasının malı ile sevinme, gayrının libasını giyip böbürlenme. Sana ait olmayan bir sözün kendine ait olduğunu iddia edersen o büyük insanların gönlü kırılır, sana darılır­lar.

Yaptığın bir iş yoksa sözün de yok sayılır. Her şey yapılan işle ölçülür. Allah, şöyle buyurur: “Yaptığınız işlere göre cennete giriniz.” (en-Nahl, 16/32)

Hakk'a karşı marifet sahibi olmaya gayret ediniz. Marifet, Hak'­la gizlilik âlemine geçmek sayılır. Ayrıca O'nun kader, kudret ve ilim âlemine ermek demektir. Daha açık tâbirle, onun fiil tecellisi ve hükmü altında yokluğa geçmek sayılır.

Sözlerine dikkat et. Kalbinde olan diline gelir. Dil, kalbin tercü­manıdır; Kalp ki, karışıktır, sarf edilen söz, bazen iyi olur, bazen de kötü. Hiç bir şeyi değiştirmeye gücün yetmez. Ama işler elinde ol­madan değişir. Kalbin sağ olmasına çabala. Kalbin karışık durumu geçerse, dil sağlam konuşur.

Kalp, şirk gidince iyileşir. Şirke düşünce de halka uyar. Şekli de­ğişir. Güzelliği gider. Dürüst yol alamaz; ayağı tökezler. Konuşulan sözleri alır, kendininmiş gibi satar; yalan söylet. Kalpten konuşan­ların sözünü yalandan alır, kendininmiş gibi nefsini aldatır; sözünü yalan ederek konuşturur.

Büyüklerin bir kısmı, kalpten konuşur. Bir kısmı da iç âlemine dalarak konuşur. Bazı şaşkınlar ise, nefsine, şeytanına ve şahsî arzu­larına uyarak konuşur.

Allah'ım, bizi sana inananlardan eyle; münafık kılma.

 

* * *

 

Bir kişiyi sevmek, öbürüne de kızmakla karşılaşırsan, nefsine gö­re sevme ve onun arzusu ile kızma. Bunları yaparken tabiî arzunla yapma. Her iki hâli de kitaba -Kur'ân'a- ve Sünnet’e arz et. Sevgi işine uyarlarsa sev; uymazlarsa dön. Yine kızmak için uyarlık gösterirlerse, uy; aksi hâlde hemen dön. Şayet Kitap ve Sünnet’te bir hüküm bulamazsan, doğru zâtların kalbine yönel, onlara sor, hâlini öğren. Onların kalbine müracaat et; o kalpler doğrudur. Kalp iyi olursa, Allah'a en yakın olan olur. Kalp, Kitap ve Sünnet’le amel ederse Hakk'a yakın olur. Yakın olunca, iyiliğine ve kötülüğüne olan şeyleri öğrenir. Hak için ve Onun zâtından gayri şeyler için olanı öğrenir. Hakk'ı bâtılı beller.

İmanlı olmanın ilk derecesinde bulunan kimsenin dahi bir nuru olunca, imanda derece alan ve sıddîk mertebesini bulan kimse için nasıl...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: 59. Meclis
« Posted on: 24 Nisan 2024, 18:26:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: 59. Meclis rüya tabiri,59. Meclis mekke canlı, 59. Meclis kabe canlı yayın, 59. Meclis Üç boyutlu kuran oku 59. Meclis kuran ı kerim, 59. Meclis peygamber kıssaları,59. Meclis ilitam ders soruları, 59. Meclisönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes