> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İlahi Armağan > 51. Meclis
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: 51. Meclis  (Okunma Sayısı 819 defa)
29 Ocak 2011, 16:48:43
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 29 Ocak 2011, 16:48:43 »



51. MECLİS

 

Konuşma tarihi: Hicrî, 20 Şaban 545, Milâdî 1150.

 

Dünya, önden sona hikmetle doludur ve çalışma yeridir; âhiret ise, kudret âlemidir. Dünya hikmete mebni olup âhiret ise kudrete... Hik­met âleminde çalışmayı bırakma. Kudret âleminde işleri Hak görür, O'nun kudretini küçümsemek aklına gelmesin.

Bu hikmet âleminde O'nun hikmetine göre çalış; işlerin görül­mesini O'nun kudretinden bekleme. Kadere güvenip nefsin hatası için özür arama. Kaderi bir hüccet sayıp iş yapmayı bırakma. Kade­rin hükmünü öne sürmek tembellere hastır. Kadere geçmek, ancak emir ve yasaklar dışında olur. Herhangi bir emre bağlı olmayan işle kadere uyman olur.

İman sahibi, dünyaya kapılmaz, onda olan geçici şeylere bak­maz. Ancak ondaki kısmetini alır, kalbini Hakk'a verir. Burada işi bitinceye kadar durmak zorundadır. İş tamam olursa göçer, gider. Dünyanın ateşli işleri ondan beridir.

Yakıcılığa giden dünyaya kalbin girmesi için izin verilir.

İman sahibinin iç âlemi, elçiler evine benzer. Sır kemâle erince, kalbi himayesine alır. Kalp de, bu yolda ergin olursa maddî telâşı bı­rakmış olan nefsi emrine alır. Ayrıca bütün duygulara da fermanını geçirir.

Bu işler böyle devam ederken iman sahibinin beslemek zorunda olduğu kimseler, muhtaç durumda olmazlarsa onlardan ayrılır. Böy­lece halkın şerrinden kurtulur. Hattâ onları Hakk'a itaat bile ettirir.

Bu iman sahibinin, maddî bakımdan kullarla arası açık olur. Bu sebeple tek başına Hakk'a kulluk yolunu tutmaya bakar. Bir kendi, bir de Rabb’i kalır. Bu da geçer, O'nunla olur. Sanır ki, halk hiç yara­tılmamış. Tabiî bu duygu o iman sahibine göre olur. Zamanda öyle duygulara kapılır ki, iç âleminden Hak yalnız kendisini yarattı sanır ve yalnız kendisi var gibi hisseder. Kendisini ezelî varlığın akıntısına atar. Yapan Hak, kendisi ise bir âlet... Ortada bir matlup kalır, ken­disi ise talip olur. Görünürde bir asıl vardır, kendisi de onun uzanmış bir kolu... Bu hâlde, O'nun gayrini anlamaz ve O'ndan başkasını gör­mez.

Hak Teâlâ iman sahibini halktan beri alır. Sonra dilerse gönde­rir. Onların arasında değilmiş gibi meydana atar. Aralarına girince iyiliklerini düşünür ve onlara yarayan ne ise onu yapar. Onları hida­yete götürür. Zahmet verirlerse sabra devam eder. Çünkü Yaratan'ın rızasının bu yolda olduğunu bilir.

Velayet makamına tam sahip olan zâtlar, kalbi erin ve sır âle­minin bekçileridir. Onlar Hak'la kaim olur, başkasını bilmezler. İşle­rini başkaları için değil, Hak için yaparlar.

Ey içi bozuk, bunlardan haberin var mı? İmandan ne haber? O da yok... Hak'la ülfet kabilinden bir şey bildiğin var mı? O da yok. Yakında öleceksin; ölümden sonra yaptıklarına pişman olacaksın. İyi kelâm etmek seni aldattı. Dilin güzel söze alıştığı için söyledin ve al­dandın; halbuki kalbin hiç bir şeyden anlamaz ve kekeme. Bu hâl seni kurtaramaz. Fesahat ve güzel konuşmayı kalp yapmalı. Dilin iyi lâflar etmesi faydasızdır. Bu hâlde nefsin üstüne eğil ve ona bin de­fa ağla; halka da bir defa...

Ey ölü kalpli, Allah yolcularını bulamayan ve kendi başına işler açan, tedbirler kuran, fâni varlığını ve yaratılmışları Hak varlığına perde eden adam, ağla; bin defa ağla. Halka bir acırsan, kendine bin defa acı ve ağla...

İlâhî, ben dilsizim, konuşturanım Sensin... Halka sözümden fay­da ver; onların iyiliğini elimde bitir. Aksi hâlde beni yine lâl eyle...

 

* * *


 

Ey cemaat! Sizi, kırmızı gül kadar renkli ve tatlı ölüme davet etmekteyim. Bu ölüm; nefs, renk, tabiat, şeytan ve dünya ile savaş; Hakk'ın zâtından gayri sayılan şeyleri terk ve halkın arasından ma­nen sıyrılmaktır. Bu hâllerde savaşa devam ediniz. Mağlup olma ümi­di sizi sarsmasın. Aziz ve Celil olan Hak, her an yeni bir tecelli ile kâinata nazar eder. O'nun kudreti sonsuzdur; o sonsuz kudretten vardım dileyiniz. İşin hikmet tarafını değil, kudret tarafını isteyiniz, isteklerinizi sizin bilginize değil, onun bilgisine göre ayarlayınız. Arzularınızı O'ndan isterken sır âleminiz ve kalbinizle isteyiniz; dil gürültüsüne dalıp bir talepte bulunmayınız. Sizin bilginiz dışında ka­lan ve gücünüz yetmeyen şeyleri isteyiniz. O'nun karşısına iflas aya­ğı ile çıkınız. Yaptığınız iyi işleri O'na saymayınız. Gücünüzü, kuv­vetinizi O'na anlatmak arzusuna kapılmayınız. Hakk'a akıl öğretmek hevesine düşmeyiniz. O'nun tedbirini bir yana atarak kendi tedbirle­rinizi cahillere beğendirmek sevdasına kapılmayınız.

Bilgi ile iş yapmayan cahildir. Hafızası kuvvetli de olsa, içinden gelen bazı şeylerle amel de etse, yine cahil sayılır.

İş yönünü tutmadan kuru bilgiye kapılmak, seni ancak halka ile­tir. Halbuki bildiğinin gereğini yapmak, seni Hakk'a götürür. Bilgi­nin icabına göre hareket, kalbe dünya sevgisini koymaz, iç âlemini sana gösterir. Bilgi ile amel, dış âlemin süsünden geçirir, kalbe süsler verir; kalp güzelliği yolunu gösterir. Kalbiniz temiz, için nurlu olun­ca, Hak'tan sana saltanat gelir. Çünkü sen Hakk'a lâyık bir kul ol­dun. Ve yararlı bir hâl aldın. Bir âyet-i kerimede bu mâna şöyle an­latılır: “Sâlih kulları, Hak idaresi altına alır.” (el-A’râf, 7/196)

Hak Teâlâ iyilerin dışını ve içini saltanatı altına alır, dışlarını da hikmet eliyle terbiye eder. Hâl böyle olunca onlar, yalnız Hak'tan korkarlar. Başkasında herhangi bir işi ümit etmezler. Alacaklarını Hak'tan alırlar. Bir şey verecekleri zaman O'nun rızası için verirler. Hak'tan gayri her şeyden kaçarlar. Hak'la ülfet ederler. Bütün sükûn hâllerini O’nda bulurlar.

 

* * *


 

Bu zaman sona ermekte... Çeşitli değişik hâller ortalığı sardı. Adeta bir fetret devri... Nifak zamanı oldu. İç bozukluğu her yanı sar­dı. İşler de bozuk, içler de...

Ey içi bozuk, sen dünyanın kölesi oldun. Halka da gösteriş ya­parsın; işlerini onlara göre tutarsın. Hak Teâlâ'nın sana nazarını unutuyorsun ve âhiret için işler yaptığını göstermek yolundasın. Bu hâlinde ne yaparsan hepsi dünya için olmakta ve bütün gayen o... Bu mevzuda, Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in şu hadîs-i şerifi ne ka­dar kesindir: “Bir kimse, kalbinden istemediği ve gönülden dilemediği halde âhirete dair işleri dıştan yaparsa, ismi ve künyesi okunarak gök ehli tarafından lanetlenir.”

Ey içi bozuk münafıklar, sizi anlarım; bu anlayışı ilim ve hik­met yönünden elde ederim. Lâkin ayıbınızı yüzünüze vurmam, Al­lah'ın emri ile örterim.

Yazık sana, görünür duyguların hatayı bırakmadı, dıştaki kirleri atamadın, ama iş temizliğinden anlatırsın. Kalp temiz olmayınca sır âlemi nice temiz olur? Kullarla dahi iyi geçinme yolunu bulamıyor­sun. Hak'la nasıl geçinirsin? Kulların yanında iyi edep takınmayan, Hakk'ın katında nasıl edep yolunu bulur?

Öğreten senden hoşnut değil, O'na edepli davranmıyorsun: O'nun emirlerini tutmaz oldun. Yastığa yaslanır, göğsünü çıkarırsın. Sözü bırak. Tevhid imanın ayak üstüne duruncaya kadar sözü terk et. Ta ki sen, vücut yumurtasını kırasın; çıkasın; lütuf ve kerem hücre­sine giresin. Ülfet kanatları altına sığınasın, ihlâs sevgisini bulasın, doya doya müşahede suyundan içesin ve bu hâlde bir beka bulasın. İşte o zaman çevresine ses işittiren biri olursun. Etrafına sevgi aşı­larsın ve çevrenin muhafızı olursun. Tâbir caizse, etrafını iyi kolla­yan ve himayesine alan, her varlığı esirgeyen bir varlık olursun.

İşte bu anlatılan hâller sende başlarsa söyle, konuş. Çünkü sen yüce kimse oldun. Halkı uyandırırsın. Onlara ezan okursun. Gaflete düştüklerinde ayık kılarsın. Gecen ve gündüzün, insanları ayıktırmakla geçip gider. Halkı Hakk'a tâata davet eylersin.

 

* * *

 

Ey cahil, elinden defteri at, bana gel. Tek başına dize gel. Bilgi, Hak erenlerinin ağzından alınır, defter köşelerinden değil... Hemen her çeşit bilginin esası, bilgi sahibinin hâlinden alınır, sözünden de­ğil. Tam bilgi, halktan geçen, Hak varlığı ile var olandan alınır.

Asıl önemli iş, kendini yok etmekte, halkı yok görmekte ve Hak varlığı ile vücut bulmaktadır.

O'ndan gayri her şeye karşı yok ol. Sonra O'nda var ol ve O'nunla diril. Hakk'a hizmetçilik eden erlere arkadaş ol. Onlar Hakk'ın kapısından gayri durmazlar. Bütün işleri O’nun emrine uymak ve ya­saklarını yapmamak. Ve O'nun kaderine sığınmak.

Hak yola hizmet edici olanlar, Hakk'ın dilemesi ile halk arasına girer ve fiil tecellisi ile kullarla olurlar. Onlar için kullara dalıp Hak'­la niza çıkarmak usulü yoktur. Az oldu veya çok oldu gibi şeyler için itiraz etmek onlara yakışır şey değildir. Yüksek olmak veya altta kal­mak onlar için önem taşımaz. Bu yüzden, verene çıkış yapmazlar.

Hak yola hizmeti bir yana itip nefsinle olma. Nefsin arzularını tatmin için Hakk'a kulluktan yan çizme.

Velî kullar, halka hizmet buyurunca şahsî arzularını katmazlar. Onlar için halka bir iş yapmak veya yaptırmak, bir rahmet ve şefkat eseridir. Yapılacak bir iş, onlara işaret yolu ile bildirilir de öyle ya­parlar. Hiç bir velî, nefsi için kullardan bir iş talebinde bulunmaz. Onun nefsi itminan derecesini bulmuş, yaramaz inadı ve kötü isteği kalmamıştır; dünyaya meyilli hâli yoktur. Sen nefsini onlarınki gibi sanır, hizmet edersin. Halbuki senin nefsin cahildir, bir şey anla­maz. Hâl böyle iken sen ona uymaktasın ve tasarrufunu onun dile­ğine, kötü arzularına harcamaktasın.

Senin için en uygun iş odur ki; nefsin her uygunsuz arzusunu cevapsız bırakmak gerektiğini bilesin ve onun ses duvarına perde çekesin. Onu elde etmek dilersen böyle yap.

Nefsin sözünü dinlerken ona aklı olmayan bir deli nazarı ile bak. Şehvet, lezzet, atak kelâmlarını işitme. Senin ve nefsin hel...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: 51. Meclis
« Posted on: 26 Nisan 2024, 08:12:27 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: 51. Meclis rüya tabiri,51. Meclis mekke canlı, 51. Meclis kabe canlı yayın, 51. Meclis Üç boyutlu kuran oku 51. Meclis kuran ı kerim, 51. Meclis peygamber kıssaları,51. Meclis ilitam ders soruları, 51. Meclisönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes