> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İlahi Armağan > 2. Meclis
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: 2. Meclis  (Okunma Sayısı 1119 defa)
31 Ocak 2011, 17:20:39
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 31 Ocak 2011, 17:20:39 »



2. MECLİS

 

Bu konuşma medresede yapıldı.

Konuşma tarihi: 5 Şevval 545, Milâdî 1150.


 

Allah'a karşı aldanışın, seni O'ndan ayırdı. Bu aldanıştan dön. Başına vurulmadan bu hâlden ayrıl. Felâket gelmeden önce tedbir yollarını ara. Başına belâ akrepleri çöreklenmeden ve yılanlar başına üşüşmeden, kötü hâlinden çekil. Ama belâyı tatmadıktan sonra al­danman eksik olmaz. Bulunduğun hâl yalnız seni sevince boğmasın. Çünkü sevinç geçici şeydir. Allah Teâlâ bir âyet-i kerimede –meâlen- şöyle ferman buyurdu:

“Onlar, verilen şeyle ferahlandılar; biz de anîden ellerinden aldık; boşa düştüler.” (el-En’âm, 6/44)

Allah'ın indindekine kavuşmak, yalnız sabırla mümkün olur. O, her zaman sabırla emir buyurmuştur. Îman sahibinin çoğu hâli, sı­kıntı ile geçer. Elindeki şeyler çok bile olsa, yine de sıkıntı içindedir. Çünkü bağlanmış olduğu birçok prensipler vardır. Onları yerine ge­tirmek güçlüğü içinde kıvranır. Dünyada, ancak hiç bir prensibe bağ­lı olmayanlar rahat(!) eder. Onlar da hiç bir dine söz vermeyen din­sizlerdir. Allah'ın sevdiği kullar, belâya düştükleri zaman sabra ko­şarlar, ağlamaz ve sızlanmazlar. Îman sahipleri, belâ içinde dahi ol­salar iyi işleri ararlar. Bulundukları hâl, onlar için Hak katında de­rece arttırır.

 

* * *

 

Evet, sabır olmasaydı beni aranızda göremeyecektiniz. Ben, kuş avlayan bir çocuk gibi, her an sizinle konuşmak istiyorum. Buraya koşarak geliyorum. Gece olur, uyuyamam. Gündüzleri bu yüzden göz­lerim kapanık durur. Ayaklarım tuzağa tutulmuş gibidir. Allah Teâlâ, beni sizin için bu hâle getirdi. Ama yazıklar olsun ki, siz bu hâli anlamak istemiyorsunuz.

Eğer Hakk'ın muvafakati olmasaydı bu anlatılanlar olmazdı. Bir defa düşünün, aklı başında olan bir kimse, şu şehirde oturur mu? Kendi keyfine göre burada durması, içinde bulunan uygunsuz ve huy­suz kimselerle kalması kabil mi? Riya ortalığı kapladı. Zulüm arttı. Şüpheliler şöyle dursun haramları bile aldırmadan yapıyorlar.

Hakk'ın nimetlerine küfür çoğaldı. Kötülere ve bilcümle fenalık­lara yardım arttı. Çarşı-pazarı zındıklar -dinle alay edenler- kap­ladı. Kürsülerde şaraplar içiliyor. Hâlbuki orası hikmet kaynağı olmalı.

Eğer verilmiş bir hüküm olmasaydı, evinizde yaptığınız kötü iş­leri bir bir sayar dökerdim. Lâkin bana göre temel iş olan yavrula­rımın terbiyesi ve yetişmesi vardır. Durumunuzu söylersem aranız­dan hemen ayrılmam gerekir. Bu, her işi yarıda bırakır. Bugünkü hâlimde, geçmiş büyüklerin himmetine muhtacım. Peygamberlerin ruhaniyetine inanıyorum. Âdem (a.s) Peygamberlerden bugüne ka­dar gelen bütün büyüklerin sabrını istiyorum. İlâhî ve ruhanî bir kuvvete muhtacım.

Yâ Rabbi, lütfet, yardım et. Bizi rızana kavuştur. Âmin!

 

* * *

 

Ey evlat! Dünyada daimi kalmak için yaratılmış değilsin. On­da yalnız yiyip içmek için durmuyorsun. Bulunduğun hâli hemen değiştir. Bulunduğun hâlde Allah'ın sevmediği şeyler mevcuttur. Mücerret Kelime-i Tevhid'le yetindin. Taat olarak yalnız bununla yetinmek senin için iyi bir iş değildir. Bu, sana fayda sağlamaz. Bu­nu başka ibadetler de takip etmeli.

Îman, söz ve işten ibarettir. Mücerret îman sahibi olman seni düşmüş olduğun çukurdan çıkaramaz. Bu hâlinde ısrar eder; nama­zı, orucu ve diğer farz ibadetleri bir yana atarsan, sadaka tanımaz­san iyi olmaz. Bunları terk etmek senin için felâketten başka bir şey doğurmaz. Günah çukurundan tevhidin hangi harfi seni çeker, çıkarır?

“Allah'tan başka ilâh yok...” dediğin zaman bir dava peşine düşmüş oluyorsun. Her davada şahit isterler. Şahidi olmayan kay­beder. Bu durumda şahit; emirleri tutmak ve yasakları bir yana at­maktır. Ayrıca bu uğurda gelecek her türlü belâ ve mihnete göğüs gerip sabırlı olmak da bir şahit sayılır. Aynı zamanda bunlar senin için yol delili demektir. Söylediklerimiz yapılacağı zaman da ihlâsa sarılmak gerekir. Hiçbir söz amelsiz kabul edilmez. Ve hiçbir amel de ihlâs olmadan kabul edilir değildir. Peygamber’in (s.a.v) yolu, ihlâstan ibarettir.

 

* * *


 

Elinizde bulunan mallardan ihtiyaç sahiplerine verin. Kapınıza gelen dilencileri boş göndermeyin. Gücünüz yettiği kadar az veya çok bir şeyler vermeye gayret edin. Allah nasıl verdi ise, siz de öyle yapın. O'nun verdiği gibi verin. O'nun verdiklerini muhtaçlara dağıtarak şükür yolunu tutun. Hele bir bakın; size ne kadar bol ih­sanlar etmiş. Saymakla bitiremiyorsunuz. Bu hâlinizde düşkünleri gözetmek size gerekli değil midir?

Yazıklar olsun. Eğer kapına gelen dilenci bir hediye getirseydi hemen alırdın; bana mı, demezdin. Hiç geri çevirmek istemezdin.

Şu anda yanımda oturuyor ve sözümü dinliyorsunuz. Gözleri­nizden yaş da akıyor. Az sonra dışarı çıkıyorsunuz, sanki az önce öğüt dinleyen siz değildiniz. Ve gözlerinizden yaşlar akmıyor. Kalbiniz hemen katılaşıyor. Önünüze çıkan, hele bir fakir olunca, yanınıza bile yanaştırmak istemiyorsunuz. Bu anlatıyor ki, yalandan ağladın. Sözlerimi candan dinlemedin. Sözlerimi Allah için dinleme­lisin. Ve Allah için gözlerinden yaşlar akmalı!

Yanında işittiğin söz, ilk başta sırrına geçmeli. Sonra kalbine akmalı, daha sonra bütün duygularına sirayet etmeli. Hayra böy­lelikle varılır. Bana geldiğiniz zaman, ilminizi, dilinizi, nesebinizi bir yana atınız. Çocuklarınızı ve bütün tanıdıklarınızı bir yana bırakı­nız. Yanımda, sizleri Hak’tan gayrı her şeyden ârî görmeliyim. An­cak böyle yaparsanız, O sizi fazlı ve ihsanı ile örter. Bu hâli kendin­de benimsedikten sonra, iradesiz beslenen bir kuş gibi olursun. Kal­bine Hak’tan nur gelir. Buna işaret olarak Peygamber (s.a.v) Efendi­miz şöyle buyurur:

“Îman sahibinin ferasetinden sakının; çünkü o, Allah'ın ver­diği nurla bakar.”


 

* * *

 

Ey içi bozuk adam, îman sahibinden çekin. Onun yanına günah pisliği ile girme. Çünkü o, Allah'ın nuruyla her hâlini sezer. Derununda saklı şirki, küfrü ve nifakı anlar. Giydiğin elbise seni onların nazarından saklayamaz. Ne kadar örtülere bürünsen, onlar yine gö­rür. İyi görmekten mahrum olan, iyi olamaz. Sen bir hevesten ibaret­sin, hevâ peşinde koşanlara sen de karışmaktasın.

Dertli bir şahıs, arkadaşına şöyle sordu:

“Bu körlük, ne zamana kadar gider?” Öbürü cevap verdi:

“Tabip bulununcaya kadar!”

Yılıp usanmadan bir tabip ara. Bulunca başını önüne koy ve yalvar. O tabip için iyi düşün; kötülük yapacağı aklına gelmesin. Onu töhmet altına almak isteme. Gözün hiç görmüyorsa, yavrunu yanına al. Beraberce tabip kapısına yönel. Bıkma, usanma; onun kapısında bekle. Vereceği her ilâcı itimatla kabul et. Acı gelirse de dayan. Böylece hâlin düzelir ve gözlerin açılır.

 

* * *

 

Allah için gönlünü engin kıl. Bütün işleri O’na bırak. Yapılan şeylerden kendin için bir pay çıkarma. Nefse haddi aştırma. Onu if­lâs ayağıyla ez, halktan yana kapıları kapa.

O nefsin tek kapısı senin canibinde olsun. Her an nefsi yalnız bırakma. Her gün muhasebe et. Hatalara özür diletmeden bırakma. Her suçunu itiraf ettir. Sonra nefsi al, kendi varlığın varsa onu da bul, birlikte Hakk'a yönel. Fayda veya zarar, Hak’tan başkasından gelmez. Veren, alan, O'ndan gayrı değildir; buna inan. İnsan için en tatlı şey îmandır. Îmanın sonunda hayli iyi işler olur. Kalbin gör­mez tarafı kalkar. Kalbin ve ruh basiretin, hareket hâline gelir.

 

* * *


 

Ey evlat! Kaba elbise giymek iş değildir. Yemek ve içmek işini bir yana atmakta da iş yoktur. Asıl önemli şey, kalbin kötü şeyleri kabul etmemesindedir. Doğru olan, sofu libasını önce içine giyer, son­ra dışına... Bu libasını ruhuna sevdirir, iç âlemine teşmil eder, daha sonra bütün varlığına... Bu giyilen sofu libası, Hak yolcusunun iç âle­mini biraz sıkar; sabrı bulursa Hakk'ın rahmet eli onu kurtarır. Mevlâ'nın acıma ve esirgeme tecellisi onun bütün hâlini gülistana çevirir. Cümle sıkıntılı hâllerini giderir. Hak yolcusu, yolunu iyi se­çince, sahibi onu, bu kara balçık elbiseden çabuk alır. Ferah libasını giydirir. Belâ nimete, darlık genişliğe, korku emniyete döner. Uzak ol­maz; yakın olur. Fakirlik kaybolur, gönül ve ruh zenginliği onun ye­rini alır.

 

* * *

 

Ey evlat! Eline gelen nasibi hırsla alma, sakin olarak al. Ye­meğini mahzun olarak yiyen iyidir. Şen ve şatır olarak sofrasına ku­rulan pek iyi değildir; Mevlâ'sını unutmuşa benzer. Eline lokma al­dığın zaman, kalbini Hakk'a ver. Bu hâlle yediğin sana nur olur. Şer varsa sana dokunmaz. Bir ilaç, hekimin tavsiyesi ile alınırsa za­rarı yoktur. Kendi keyfine göre alırsan sonu bilinmez. Zararı birden gelir, seni tutar. Çarpılmışa dönersin.

Kalbinizdeki karartı beni hayrete düşürüyor. Aranızdan itimat çıkmış. Birbirinize karşı itimat etmez olmuşsunuz. Birbirinize acımı­yorsunuz. İlâhî emirler size emanet olarak bırakılmış; hâlbuki siz onu bir yana atmışsınız.

Sana yazıklar olsun, neden ahdini tutmuyorsun? Hak’la böyle mi ahdetmiştin? Bu hâlin devam ederse gözlerine yakında karasu iner. Ayaklarına ve ellerine inme gelir. Gezmek şöyle dursun, yerinden bile depreşmen kabil olmayacak. Allah'ın rahmet kapısı sana kapanacak. İnsanların kalbinden sana karşı kin ve nefret fışkıracak. Onların iyi düşünceleri senden uzak duracak. O zaman sana kim yardım eder?

İlâhî kudret ve kuvvet önünde başınızı esirgeyiniz. O'ndan çok korkunuz. O'nun kudretinden kurtulan yoktur. O'nun tutuşu şid­detli olur ve bir tuttu mu bırakmaz. O'nun sarsıntısına dayanmak, haddinize düşmemiştir. Afiyete be...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: 2. Meclis
« Posted on: 16 Nisan 2024, 19:25:39 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: 2. Meclis rüya tabiri,2. Meclis mekke canlı, 2. Meclis kabe canlı yayın, 2. Meclis Üç boyutlu kuran oku 2. Meclis kuran ı kerim, 2. Meclis peygamber kıssaları,2. Meclis ilitam ders soruları, 2. Meclisönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes