> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İlahi Armağan > 1. Meclis
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: 1. Meclis  (Okunma Sayısı 2758 defa)
31 Ocak 2011, 17:23:45
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 31 Ocak 2011, 17:23:45 »



1. MECLİS

 

Bu konuşma, pazar sabahı Ribât'ta (*) yapıldı.

Konuşma tarihi: Hicrî 3 Şevval 545, Milâdî 1150.


 

Kader başa geldiği zaman gönderene kafa tutmak, inancı öldü­rür, tevhid -Allah'ı birleme- nurunu söndürür, tevekkül ve ihlâsı yok eder.

Îman sahibinin kalbi, “niçin ve neden oldu” gibi sözleri bilmez. Belki “şundan veya bundan oldu” gibi yersiz lafları da dile getir­mez. Bildiği tek şey vardır, o da;

“Baş üstüne, hoş geldi, sefalar getirdi!” diye karşılamaktır.

 

* * *


 

Nefis, tümüyle muhalefet safında durur. Durmadan niza çıka­rır, daima karışıklık ister. Onun ıslahını dileyen, cihad ehli olsun. Ta şerrinden emin oluncaya kadar. O nefis, şer içinde şerdir. Onun­la cihad edersen emin olabilirsin. Neticede göreceksin ki, hayır için­de hayır oluyor. Cihad devam ettiği müddetçe, onu her iyiliğe uyar bulursun. İbadetleri hoşlukla yapmaya koyulur. Ve bu uyarlık mü­kâfatı olarak şu ilâhî hitap ona gelir:

“Ey mutmainne -sakin, Hakk’a uyar- nefis, Rabb’ine dön! O, senden razı; sen de O’ndan hoşnut olarak!” (el-Fecr, 89/27-29)

Bu cihad sonunda, nefse itimat caiz olur. Çünkü şerli yönü ıs­lah olmuştur. Nefsi halkın eline bırakma! Ta ki, manevî pederi İb­rahim'e (a.s) nispeti yerinde olsun.

O ki, nefsi bir yana atmıştı. Ve herkesten ayrı tutmuştu. Şahsî hevesini söndürmüştü. Boşlukta uçuyordu. Bütün varlığı ile sakin­di. Her şey onu ateşten korumaya geliyordu. Ama onun bunlara al­dırış ettiği yoktu. Allah'tan başka kimseden talebi yoktu.

“O’nun hâlimi bilmesi, bana yeter!” diyordu.

Çünkü tam teslim olmuştu. Hakkiyle tevekkül etmiş, Rabb’ın za­tına sığınmıştı. İşte bu sığınmadır ki;

“Biz ateşe, ‘İbrahim'e yakıcı olma, serin ve selâmet üzere ol!' dedik.” (el-Enbiyâ, 21/69) mealinde gelen ilâhî fermanın inzaline sebep oldu.

Sabırlı kullara, Allah'ın bu dünyada hesapsız yardımı olur. Âhirette ise sayısız nimetleri… Şu âyet-i kerime sözümüze şahittir:

“Sabırlı kulların mükâfatı bol ve hesapsız verilir.” (ez-Zümer, 39/10)

Sabırlı kulların bu âlemde çektiği cefa, O’nun gözünden kaçmaz.

Siz, bir an olsun O’nun uğruna sabır yolunu tutun; yıllarca ecrini alırsınız. Zaten ömür boyunca “Kahraman” lakabıyla gezen, onu, bir anlık cesaret sonunda almıştır.

“Allah sabırlı kişilerle olur.” (el-Bakara, 2/153) Bu oluş, maddî bir terim değildir, manevîdir. Sabırlıyı Allah zafere ulaştırır, yardımını bol eder. Siz sabra devam ettikçe her an yardımcınız O olur. Yeter ki, O'na bağlanmayı ve O'nun varlığına sığınmayı bilesiniz. O'nunla sabredin, O'nunla ayık olun; gaflet uykusundan uyanın.

Uyanmayı, ölüm anına bırakmayın; önceden uyanın. Biliniz ki, o anda uyanmanız sizi felâketin kucağından çeviremez. O'nun huzu­runa varmadan uyanın. O'nun şedit emirlerini duymadan gözleri­nizi açın. Sonra pişman olursunuz; ama ne çare ki, faydasız olur.

 

* * *

 

Kalplerinizi ıslâh etmeye çalışın. Çünkü onun salâh bulması, bütün varlığın salâha ermesi sayılır. Bu mevzuda, Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in şu hadîs-i şerifini anlatmak yerinde olur:

“Ayık olun, insanda bir et parçası vardır. O iyi olunca, bü­tün duygular güzelleşir. O fesada uğrarsa bütün duygular iyiliğini kaybeder. İşte o et parçası ‘kalp’tir.”

Kalbin salâhı; takva, tevekkül ve bütün işlerde ihlâs sahibi ol­makla mümkündür. Fesadı ise; bunların yokluğu ile olur.

Kalp, şu bünye kafesinde bir kuş gibidir. Ve bir şişe içinde sak­lı inciye benzer; hazinede gizli, muteber bir meta gibidir. Bakıla­cak şey, kafes değil, içindeki kuştur. İçindeki inciye bakılmalıdır, şi­şeye değil. Hazinedeki muteber nesne dururken, duvarına, kerpicine bakmak neye yarar.

Allah’ım, duygularımızı itaatinde kullan. Kalplerimizi marifet nurunla doldur. Hayatımız boyunca yolunda kalmak için bizlere ba­şarı ihsan eyle! Bizleri geçmişteki iyilere kat. Onlara verdiğini bi­ze de nasip et. Onlara zatını vermiştin; bize de ver! Âmin!

 

* * *

 

Ey cemaat! Allah yolunda olun. Sâlihler böyle yaptı da erdi. Siz Allah yolunda olursanız, O da size yardımcı olur. Sâlih kişiler, hak yolda böylece erdiler; bir an bile ilâhi yardım onlardan kesilmedi.

Hak katından çıkacak kararların lehinize olmasını arzu ediyor­sanız, O'nun itaatine koşun. O'nun yolunda sabırla devam edin. Yap­tığı işlere boyun eğin. Hakk'ın hükmü ne olursa olsun, razı olun. Gerek size, gerekse başkasına bu yolda her ne ki geldi, uhdenize dü­şen razı olmaktır, teslim olmaktır.

Allah yolcuları dünyayı bir yana attılar. Kısmetlerini alırken takva eli ile aldılar. Bu arada verâ -şüphelileri bırakma- hâlini de bir yana atmadılar. Bu hâli benliklerine sindirdikten sonra öbür âlemi istediler. Bu işleri bitince, âhiret yolculuğuna hazırlık yapmaya koyuldular. Nefislerine karşı isyan bayrağını çektiler. Yaratanları önünde boynu bükük ve itaat ehli oldular. Onların vazifesi, önce ne­fislerini yola getirmek, sonra başkalarını. Önce özlerine öğüt verdi­ler; sonra da başkalarına.

Ey evlat! Önce nefsine öğüt ver. Onu yola getir; sonra da başka­larını. Sana nefsin özelliklerini bulmak başlıca vazifedir. Bunu yap­madan başkasına gitme. Senin, henüz ıslaha muhtaç hâllerin vardır. Bunu sen de biliyorsun. Yazıktır; bunu bildiğin hâlde, gayrın ıslahı sana nice nasip olur? Gözlerin bir adım öteyi görmüyor. Körleri ne­yinle yola getirmek sevdasındasın? İnsanları, ancak ileri görüşlü ve basiret sahibi olanlar yola getirebilir. Daimî dalgalarla kabaran de­nizden ancak Mahmûd (s.a.v) -Peygamberimiz- kurtarabilir. Ve onun hakiki vârisleri... İnsanları Allah'a, Allah'ın irfan ve tam îman nasip ettiği kimseler götürebilir. Ama onun hakikî ilminden ve irfanından nasibi olmayanlar, öncü olamazlar.

Hak tasarrufundan sana laf açmak düşmez. Sana gereken; O'nu sevmek ve O'ndan gayrı kimseden korkmamak. Ve bütün işleri O'nun uğruna görmek… Bunlar kalple olur. Dil gürültüsüne getirip söze boğ­makla olmaz. Sonra mihenk taşına vurulunca utanırsın. Herkesin için­de iddia etmek yakışmaz. Kuru davaya kimse inanmaz. Halk arasın­da söylediğin sözleri, yalnız kaldığın zaman da söylüyor musun? Ay­nı duyguları tek başına kaldığın zaman da duyman kabil oluyor mu? İşte, en önemli iş, bu oluyorsa mesele yok! Kapı önünde tevhid, içeri girince de şirk! Yakışır mı? Bu, nifak alametidir. İçi bozuk olma­nın ta kendisidir.

Acırım sana. Sözün ittikâ -kötülükten sakınma- dan açılıyor, kalbin ise fitne çıkarmaya meyyal. Şükrü dilinden bıraktığın yok; ama kalbin daima itiraz hâlinde. Allah Teâlâ bir kudsî hadiste şöyle bu­yurur:

“Ey insanoğlu, iyiliğim sana daima inmekte; ama senin de kö­tülüklerin bana gelmekte... Bu nasıl oluyor?”

 

* * *

 

Tehlikede olduğunu görüyorum; acıyorum. Allah'a kul olduğunu iddia ediyorsun, ibadet ederken de kalbinde başkasını saklıyorsun. Hakiki mânada O'na kulluk etseydin, O'nda yok olurdun. O'nun var­lığında erir, kaybolurdun.

Tam îmana sahip olan, nefis şeytanına boyun eğmez. Şahsî arzu­larına uymaz. Aslında îman sahibi, nefis denen bir şeye hak tanımaz. Hakkı tanınmayan ve bilinmeyen bir varlığa nasıl boyun eğilir ki? Hele kötülüğü herkesçe müsellem olunca... Îman sahibi, Rabb’inden başkasına inanmaz ve varlık tanımaz, O’nun gayrını bir yana atmış­tır. Hele dünyalık şeylerden hiç hoşlanmaz, öbür âlemi arzular. Bu hâle eren, elbette ki Mevlâsı ile olur. Bütün kulluğunu O'nun uğruna yapar. Cümle vaktini O'nun yolunda geçirir.

Îman sahibi, can kulağı ile şu ilâhî hitabı işitmiştir:

“Onlar yalnız Allah'a kullukla emrolunmuşlardır. Din yolun­da pak ve ihlâs sahibi olarak.” (el-Beyyine, 98/5)

Varlığında beslenen halkı, Hakk’a eş etmekten sakın. Allah'ı tevhid et. Çünkü bütün eşyanın yaratıcısı O'dur. Her ne varsa hepsi O'nun elindedir. Ey O'nsuz şey arayan adam, başta aklını ara! Sen aklını yitirmişsin. O'nun hazinesi dışında bir şey var mı? Şu âyet-i kerimeyi iyi dinle:

“Bize göre, saklı hiçbir şey yoktur. Her şey bize malûmdur.” (el-Hicr, 15/21)

 

* * *

 

Ey evlat! Kader oluğu altında uyu. Uyurken sabra yaslan, önce uyur görün, sonra tam uykuya dalar, hakikate erersin. Kurtuluş yo­lunu gözeterek kulluğa devam et. Böyle devam ettikçe, iyilikler akar, gelir. Yazılandan gayri gelmez. Bu arada iyi olmayacağını sandığın şeyler de gelebilir. Tam arzu ettiğin de gelir; hepsini hoş gör.

 

* * *

 

Ey cemaat! Kadere uyun. Bu yolda hayli emek sarf eden Abdulkâdir'e dönün. Onun tuttuğu yolu siz de benimseyin. Kader, yolun­da boynu eğiklerden olduğum için beni Kâdir'e -Allah'a- ulaştırdı.

Geliniz, varlığımızı bir yana atarak O'na koşalım. Bu yolda biraz da perişanlık çekelim. Halk bizi rezil (!) görsün. Ne çıkar! Biraz zah­met çeksen, O'na vardıktan sonra hepsi geçip gider. İçimize ve dışı­mıza sultan kesilen nefsimizi Hak yoluna çevirelim. Cihan Şahı'nın elçisine başvuralım. Onu gönderenin hatırı için elini eteğini bırakma­yalım. (Peygamber’i kastediyor. Peygamber'e ulaştırıcı ve kavuşturu­cu olması sıfatıyla kendini kastetmesi de muhtemel) Tazim bizi kü­çültmez. Bilakis yükseltir. Size bir elçi gelse sözlerini dinlemeden ka­pıya mı koyarsınız? Tecrübe etmeden itimatsızlık mı beyan edersi­niz? Onu sevin ve ona bağlanın. Bunu yaparsanız, Hakk'ın sohbeti­ne erer, iyilik kaynağını bulursunuz.

İşte, dediklerimi dinle, göreceksin ki velayet derecesi kapıda se­ni bekliyo...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: 1. Meclis
« Posted on: 28 Mart 2024, 16:59:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: 1. Meclis rüya tabiri,1. Meclis mekke canlı, 1. Meclis kabe canlı yayın, 1. Meclis Üç boyutlu kuran oku 1. Meclis kuran ı kerim, 1. Meclis peygamber kıssaları,1. Meclis ilitam ders soruları, 1. Meclisönlisans arapça,
Logged
12 Nisan 2016, 19:56:04
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 12 Nisan 2016, 19:56:04 »


Ey evlat! Kader oluğu altında uyu. Uyurken sabra yaslan, önce uyur görün, sonra tam uykuya dalar, hakikate erersin. Kurtuluş yo­lunu gözeterek kulluğa devam et. Böyle devam ettikçe, iyilikler akar, gelir. Yazılandan gayri gelmez. Bu arada iyi olmayacağını sandığın şeyler de gelebilir. Tam arzu ettiğin de gelir; hepsini hoş gör.

 Bize yol vosterecek nasihatlar.yazinin icinde ara ara daha oek cogu var.insallah hakkiyla anlayip uygulaynlardan olruuz.Allah razi olsun paylsm icin.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

12 Nisan 2016, 21:55:32
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 12 Nisan 2016, 21:55:32 »

Aleykumselam.Allahin emir ve yasaklarina uyan onun tolunda giden nefsini allah icin terbiye eden kullardan olalim inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes