> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İhya-u Ulumiddin 3-4 > Yalana İzin Verilen Yerler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yalana İzin Verilen Yerler  (Okunma Sayısı 787 defa)
14 Ocak 2010, 20:04:21
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 14 Ocak 2010, 20:04:21 »



Yalana İzin Verilen Yerler

Yalan, bizzat kendisi için değil, muhatabın veya başkasının zararına yol açtığı için haramdır. Çünkü yalanın en az derecesi, haber verenin, verdiği haberin aksine inanmasıdır. Bu bakımdan kişi bu hususta câhildir. Fakat bazen bu câhillik başkasının zararına yol açar! Bazen de bir şeyi bilmemekte ya bilmeyenin veya başkasının maslahat ve yararı vardır. Bu bakımdan yalan, onu bilmemek faydalı olduğu için bazen ruhsatlı, bazen de farz olur.

Nitekim Meymun b. Mihran ´Yalan, bazı yerlerde doğrudan daha hayırlıdır. Acaba bir kişi kılıçla başka bir insanı öldürmek için k-valıyorsa, o kovalanan insan bir eve girse, kovalayan adam sana gelip ´Sen filan adamı gördün mü?´ dese ne dersin? ´Hayır, görmedim´ demez misin? İşte bu, farz olan bir yalandır´ dedi. O halde deriz ki: ´Konuşma, maksat ve hedeflere götüren vesiledir. Bu bakımdan hem doğruluk, hem de yalanla güzel maksada varılabiliyorsa, orada yalan söylemek haramdır. Eğer o güzel maksad mübahsa ve doğrulukla değil, ancak yalanla varılabiliyorsa, burada yalan söylemek mübahtır. Eğer elde edilmesi istenen maksat farz ise, ona varılmak için yalan söylemek de farz olur. Nitekim müslümanın kanını korumak farz olduğu gibi, onu korumak için yalan söylemek de farzdır. Bu bakımdan ne zaman doğruyu konuşmakta, bir zâlimin zulmünden gizlenen bir müslümanın kanının akıtılması sözkonusu ise, burada yalan söylemek farz olur. Ne zaman savaşın maksadı veya barışın tamamlanması veya mazlumun razı edilip anlaşmaya yanaştırılması, yalan söylemeden olmuyorsa, bu takdirde yalan söylemek mübahtır. Ancak şu vardır ki mümkün olduğu kadar yalana ruhsat verildiği yerlerde bile yalandan kaçınmak uygundur. Çünkü kişi yalan kapısını bir defa açarsa o açılan kapının onu yok yere ve zaruret hududunu aşan kısma sürüklemesinden korkulur. Bu bakımdan yalan esasında haramdır. Ancak zaruret için mübah olur. Bu istisnaya, yani zaruret için mübah oluşuna Ümmü Gülsüm´den rivayet edilen şu hadîs-i şerîf delâlet eder. Ümmü Gülsüm şöyle diyor:

Hz. Peygamber´in yalanın hiçbir şekline ruhsat verdiğini duymadım. Ancak üç yer müstesna:


1
.Kişinin, müslümanların arasını bulmayı ve ıslah etmeyi kasdettiği söz.

2.Kişinin savaş halinde müslümanların faydası için söylediği söz.

3.Kişinin hanımına, hanımın da maslahat için kocasına konuşması.186

Yine Ümmü Gülsüm´ün rivayetine göre, Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:


İki kişinin arasını ıslah etmek için yalan söyleyen veya yalanı kendiliğinden katan bir kimse yalancı değildir.187

Yezid´in kızı Esma Hz. Peygamber´den (s.a) şöyle rivayet ediyor:

Yalanın hepsi, Ademoğlu´nun defterine yazılır. Ancak iki müslümanı barıştırmak için yalan söyleyen kişinin yalanı müstesna.188

Ebu Kâhil´den189 şöyle rivayet ediliyor: Ashâb-ı kiramdan iki kişinin arasında kılıç kılıca gelecek derecede münakaşa oldu. Ben onların birisiyle karşılaştım ve kendisine ´Seninle filan adamın arası niçin bozuldu? Oysa o, seni övüyor, medh-u senâ ediyor´ dedim. Sonra öbürüne rastladım, aynı şeyleri ona da söyledim. Böylece onların ikisini barıştırdım. Sonra dedim ki bu iki kişinin arasını buldum ama nefsimi de helâk ettim. Bunun üzerine Hz. Peygamber´e gittim hâdiseyi anlattım. Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

Ey Ebu Kâhil! Yalanla da olsa halkın arasını bul!190

Atâ b. Yesar şöyle diyor
: ´´Bir kişi Hz. Peygamberi ´Ben hanımıma yalan söylüyorum!´ dedi. Hz. Peygamber ´Yalanda hayır yoktur7 dedi. O da ´Ben ona şöyle yapacağım diye söz veriyorum´ dedi. Hz. Peygamber şöyle buyurdu;

Öyleyse bu hususta bir günahın yoktur.191

Rivayet ediliyor ki İbn Ebî Uzre ed-Duelî, Hz. Ömer´in halifeliği zamanında evlendiği kadınlara hul´a yapardı.192 Bu bakımdan halk arasında hoşa gitmeyen dedikodular yayıldı. Bunu duyduğu zaman Abdullah b. Erkam´ın193 elinden tuttu, onu evine getirinceye kadar elini bırakmadı. Sonra hanımına dedi ki: ´Sana yemin ettiriyorum, benden nefret ediyor musun?´ Kadın ´Bana yemin mi teklif ediyorsun!´ dedi. O tekrar ´Sen Allah adına doğruyu söyle!´ dedi. Kadın ´Evet! Senden nefret ediyorum´ dedi. Bu sefer İbn Erkam´a dönüp ´Kadının dediğini işittin mi?´ dedi. Sonra ikisi beraber Hz. Ömer´e vardılar ve ´Siz, benim kadınlara zulmetmek için hul´a yaptığımı söylüyorsunuz, İşte İbn Erkam´a sor!´ dedi. Hz. Ömer, İbn Erkam´a sordu. İbn Erkam işittiğini olduğu gibi Hz. Ömer´e söyledi. Bunun üzerine Hz. Ömer, İbn Ebî Uzre´nin zevcesine haber saldı. Kadın, halasıyla beraber Hz. Ömer´e geldi. Hz. Ömer, kadına "Sen misin, kocasına ´Ben senden nefret ediyorum´ diyen?" dedi. Bunun üzerine kadın dedi ki: ´Ben ilk tevbe eden ve Allah´ın emrine dönen kimseyim. Kocam bana yemin ettirdi. Ben de yalan söylemekten çekindim. Ey mü´minlerin emiri! Yalan mı söyleyeydim?´ Hz. Ömer ´Evet! Bu hususta yalan söyle! Eğer siz kadınlardan biriniz erkeklerden birini sevmezse, sakın kendisine sevmediğini söylemesin. Çünkü sevgi üzerine bina edilen evler çok azdır. Halk, İslâm ve soylarla birbiriyle muaşeret ederler´ dedi.
Nevvas b. Sem´an b. Hâlid el-Kilâbî Hz. Peygamberden şöyle rivayet eder:

Neden ben sizin -pervanenin ateşe atıldığı gibi- yalanlara atıldığınızı görüyorum? Şüphesiz ki yalanın tümü, insanoğlunun aleyhine yazılır. Ancak kişi savaş halinde yalan söylerse, bu müstesnadır. Çünkü harb hile demektir veya iki kişinin arasında buğz olursa, kişi onların arasını düzeltirse veya hanımına birşeyler söyleyip onu razı ederse (bu durumlarda yalan söylemek mübahtır).194

Sevban der ki: ´
Yalanın tümü günahtır. Ancak bir müslümana fayda veren veya ondan zararı defeden yalan müstesnadır´.

Hz. Ali (r.a) şöyle demiştir:
´Sizlere Hz. Peygamber´den hadîs naklettiğim zaman yemin ederim ki gökten düşüp parçalanmam, Hz. Peygamber´e yalan isnad ederek hadîs uydurmaktan bana daha sevimli gelir. Sizinle benim aramızda cereyan eden hâdiseleri konuştuğum zaman muhakkak harb hileden ibarettir´.

İşte bu üç durumda ruhsat verilmiştir. Bunlara benzer diğer durumlarda böyledir. Tabii ki o yalan ile bir müslümanın faydasını düşünüyorsa böyledir. Malına gelince, bir zâlimin kendisini tutup malının nerede olduğunu kendisine sorması gibidir. Bu takdirde malının yerini inkâr edebilir veya sultan kendisini tutuklar, kendisiyle Allah arasında olan yaptığı bir kötülüğü kendisine sorarsa, o kötülüğü inkâr edip ´Ben zina etmedim! Hırsızlık yapmadım´ diyebilir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:

Kim bu günahlardan bir şeyi işlerse, Allah´ın örtüsüyle örtünsün!195

Bunun hikmeti şudur;
Günahı açıklamak da ikinci bir günahtır. Bu bakımdan kişi kanını ve zulmen kendisinden alınmak istenen malını ve namusunu diliyle, yalan da olsa koruyabilir. Başkasının namusuna gelince, bir müslüman kardeşinin sırrından sorulduğu zaman inkâr edebilir, iki kişinin arasını sulh etmesi gibi, hanımlarının arasını bulması gibi. Yani kumaların herbirine onu daha fazla sevdiğini belirtmesi gibi bütün bu yerlerde yalan söyleyebilir. Eğer hanımı kendisine ancak, takatinin dışında bir va´dde bulunduğu takdirde itaat ediyorsa, o anda kadına kalbini hoş etmek için o sözü verebilir veya bir insana karşı mazeret beyan etmek veya o insanın kalbi ancak bir günahı inkâr etmek ve fazla sevgi göstermek sûretiyle kendisinden hoşnut oluyorsa, böyle yapmasında sakınca yoktur. Fakat bunun hududu şudur: Yalan mahzurludur. Eğer bu yerlerde doğru söylerse, bu doğruluktan da mahzur doğacaksa bu iki mahzuru karşılaştırmalı, doğru bir terazi ile tartmak... Doğruluktan doğan mahzurun şer´an yalandan daha ağır bir mesuliyeti doğuracağını bildiği zaman yalan söyleyebilir. Eğer o maksad, doğrunun maksadından daha kıymetsiz ise, doğru söylemek farz olur. Bazen iki şey eşit olur. Hangisinin daha şiddetli olduğunda tereddüt edilir, İşte bu takdirde doğruya meyletmek daha evlâ olur; zira yalan, zaruretten veya önemli bir hacetten dolayı mübah olur. Eğer ihtiyacın önemli olup olmamasından şüphe ederse yalanda esas olan haramlıktır. Hedeflerin durumunu idrâk etmek zor olduğundan dolayı, en uygunu, insanın mümkün olduğu kadar yalandan sakınmasıdır. Böylece kişinin bir ihtiyacı olduğu zaman müstahab olan; garezlerini terkedip yalandan uzaklaşmasıdır. Fakat başkasının hakkıyla bağlantılı ise, başkasının hakkı hususunda müsamaha göstermek ve onu zarara sokmak caiz değildir. İnsanın söylediği yalanın çoğu ancak nefsinin arzularını yerine getirmek içindir. Yalanları mal ve mertebenin artması içindir. Elden kaçması mahzurlu olmayan birtakım işler içindir. Hatta kadın kocasından böbürlenmesine vesile olsun diye birtakım şeyleri hikâye eder. Kumalarını kızdırmak için yalanlar uydurur. Bu haramdır.
Esmâ, bir kadının Hz. Peygambere şöyle sorduğunu nakleder: ´Benim bir kumam vardır. Ben onu zarara sokmak ve üzmek için kocamın yapmadıklarını mübalâğalı bir şekilde yaptı diyorum. Acaba bundan dolayı bana bir zarar var mıdır?´ Hz. Peygamber cevap olarak şöyle buyurdu:

Kendisine verilmeyen bir şeyi verilmiş gibi gösteren bir kimse, yalan (ve riyanın) iki elbisesini giyen bir kimse gibidir.196

Kendisine yedirilmeyeıı bir yemeği yemiş gibi gösteren bir kimse veya kendisinin olmadığı halde ´benimdir´ diyen, kendisine verilmediği halde "bu bana verildi´ diyen bir kimse kıyâmet gününde (riya ve) iftiranın iki elb...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yalana İzin Verilen Yerler
« Posted on: 18 Nisan 2024, 23:33:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yalana İzin Verilen Yerler rüya tabiri,Yalana İzin Verilen Yerler mekke canlı, Yalana İzin Verilen Yerler kabe canlı yayın, Yalana İzin Verilen Yerler Üç boyutlu kuran oku Yalana İzin Verilen Yerler kuran ı kerim, Yalana İzin Verilen Yerler peygamber kıssaları,Yalana İzin Verilen Yerler ilitam ders soruları, Yalana İzin Verilen Yerlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes