> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İhya-u Ulumiddin 3-4 > Ucub´u gerektiren şeylerin kısımları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ucub´u gerektiren şeylerin kısımları  (Okunma Sayısı 696 defa)
19 Ocak 2010, 10:36:49
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 19 Ocak 2010, 10:36:49 »



Ucub´u Gerektiren Şeylerin Kısımları ve İlacının Tafsilatı
Daha önce zikrettiğimiz böbürlenmenin sebepleriyle ucub meydana gelir. Bazen de böbürlenmeye vesile olmayan birşey ile insan ucb´a kapılır. Cehaletiyle kendisine süslü püslü görünen yanlış fikirden ucb´a kapılması gibi... Ucb´a yol açan şeyler sekiz tanedir.

Birincisi:
Güzelliği, giyinişi, sıhhati, kuvveti, fiziğinin ve sesinin güzelliği hususunda bedeniyle ucb´a kapılmaktır. Kısacası her şeyi ile ucb´a kapılmaktır. Bu bakımdan nefsinin güzelliğine bakar ve bu güzelliğin Allah´tan gelen bir nimet olduğunu ve her durumda zevale mahkum olduğunu unutur. Bu şekilde ucb´a kapılmanın tedavi yolu; güzelliğiyle kibre kapılmak hakkında belirttiğimiz ilacın aynısıdır. O da şudur: ´İçindeki pislikleri, başlangıcını, sonunu düşünmeli, güzel yüzler ve yumuşak bedenlerin toprak altında nasıl paramparça olduklarını, kabirlerde nasıl koktuklarını düşünmelidir. Tabiatların kendilerinden nasıl ürker bir vaziyete geldiğini çok iyi düşünüp ibret almalıdır.
İkincisi: Kuvvet ve kudretiyle ucb´a kapılmasıdır. Nitekim Ad85 kavminden hikâye olunduğu gibi, Allah´ın haber verdiğine göre onlar dediler ki:
Bizden daha kuvvetli kim var? (Fussllet/15)

Nitekim Uc86 kuvvetine güvenerek, kuvvetinden dolayı ucb´a kapılarak büyük bir kayayı Hz. Musa´nın ordusu üzerine atmak için kaldırdı. Allah Teâlâ, kaya parçasını, Hüdhüd kuşunun gagası ile Uc´un boynuna geçirmek üzere deldirdi. Bazen mü´min bir kimse de kuvvetine güvenir. Nitekim Hz. Süleyman´dan şöyle rivayet ediliyor:

Muhakkak bu gece yüz hanımımın odalarına gideceğim; (onlarla birlikte olacağım)
Hz. Süleyman ´Eğer Allah dilerse´ demeyi unuttu ve dolayısıyla istediği evlattan mahrum oldu.87 Hz. Dâvud´un ´Eğer beni belâlandırırsan sabredeceğim´ sözü de böyledir. O, kuvvetinden ucb´a kapılarak ve kuvvetine güvenerek bunu söyledi. Kadınla imtihan edildiği zaman sabredemedi.88

Kuvvetle ucb´a kapılmak, savaşlarda hücum etmeyi, nefsi tehlikeye atmayı, kötülükle kasteden herkesi öldürmeyi ve vurmakta acele etmeyi beraberinde getirir. Bu tür ucb´un tedavisi, daha önce zikrettiğimiz şekildedir. Bilmelidir ki eğer bir günlük sıtmayı Allah Teâlâ kendisine musallat kılarsa kuvveti zayıflar. O kuvvet ile ucb´a kapıldığı takdirde, Allah´ın kendisine musallat kılacağı ufak bir âfetle o kuvvetin kendisinden selbedebileceğini de bilmelidir!

Üçüncüsü:
Akıl ve zekasından, din ve dünya işlerinin inceliklerini sezdiğinden ucb´a kapılmaktır! Böyle bir ucb´un semeresi; kendi görüşünü beğenmek, meşvereti terketmek, kendisine ve görüşüne muhalif olan kimseleri cehaletle itham etmektir! Böyle bir kimse ehl-i ilme az kulak verdiğinden, aklı ve reyiyle kendisini büyük saydığından dolayı, onlardan yüz çevirmeye, onları hakir ve zelil görmeye cesaret eder. Bu tür ucb´un tedavisi Allah´ın kendisine rızık olarak verdiği akıldan dolayı Allah´a teşekkür etmesi, bu aklı dimağına isabet edecek az bir hastalıkla nasıl deliliğe çevirebileceğini, kendisini nasıl gülünç bir duruma sokabileceğini düşünmektir. Bu bakımdan böyle bir kimse, eğer aklıyla ucb´a kapılırsa Allah´ın, aklı kendisinden alacağından emin olmamalıdır. Eğer onun şükrünü ifa etmezse, korkmalıdır. O halde kişi akıl ve ilmini az saysın ve bilsin ki kendisine ilimden pek az verilmiştir. Her ne kadar ilmi geniş ise de bildikleri bilmediklerinden daha azdır ve böyle bir kimse aklını daima itham etmeli, ahmaklara bakmalıdır. Halk onlara güldüğü halde, onlar akıllarını nasıl beğeniyorlar? Dolayısıyla bilmediği halde onlardan olmaktan sakınmalıdır. Zira aklı kısa olan bir kimse hiçbir zaman aklının kusurunu bilmez. Bu bakımdan aklının derecesini nefsinden değil, düşmanlarından öğrenmelidir. Zira kendisine yağ çeken bir kimse onu över, dolayısıyla onun ucb´u gittikçe kabarır. Halbuki o nefsi için sadece iyi şeyler düşünür. Nefsinin cehaletini bir türlü sezemez ve dolayısıyla bu övgü ile ucb´u daha da artar.

Dördüncüsü: Şerefli bir neseb ve soyla ucb´a kapılmaktır. Haşimî89 soyundan gelenlerin ucb´u gibi... Hatta bazıları nesebinin şerefiyle, ecdadının kurtuluşuyla kurtulacağını ve affolunacağını sanır(!) Bazıları da bütün insanların kendisinin kölesi ve kulu olduğunu düşünür. Bu tür ucb´un tedavisi şunları bilmesidir: Ne zaman fiil ve ahlâkında ecdadına muhalefet ederse, buna rağmen onların zümresine iltihak edeceğini sanırsa, cehalet girdabına girmiş olur. Eğer ecdadına uyarsa, ucb´a kapılmak onların ahlâkından değildir. Korku, nefsini hakir görmek, halkı büyütmek, nefsini zemmetmek onların ahlâkından idi. Onlar ibadet, ilim ve güzel hasletlerle şeref bulmuşlardır, neseble değil! Bu bakımdan ecdadı hangi yoldan şeref bulmuşsa, o da o yoldan şeref arasın. Zira onlarla, Allah´a ve son güne iman etmeyen kimseler de nesebde eşittirler. (Ebu Leheb´le Hz. Peygamber gibi) ve kabilelerde ortaktırlar. Halbuki bu kâfirler Allah katında köpeklerden daha şerîr, domuzlardan daha şenî´dirler.

Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık! (Hucurât/13)

Yani neseb bakımından aranızda herhangi bir fark yoktur. Çünkü hepiniz aynı asıldan geliyorsunuz. Sonra Allah Teâlâ, nesebin faydasını zikrederek şöyle buyurdu:

Sizi milletlere ve kabilelere ayırdık ki birbirinizi tanıyasınız. (Hucurât/13)

Sonra Allah Teâlâ, şerefin neseble değil, takvâ ile olduğunu beyan ederek şöyle buyurdu:
Allah katında en üstün olanınız, takvâsı en ziyade olanınızdır.(Hucurât/13)

Hz. Peygamber´i ´insanların en şereflisi ve en akıllısı kimdir?´ diye sorulduğu zaman ´Benim nesebimden gelen bir kimsedir!´ demeyip, şöyle dedi:

İnsanların en şereflisi, en fazla ölümü anan ve en fazla ölüm için hazırlıklı bulunanıdır.90

Yukarıda bahsi geçen ayet-i celîle, Bilâl´in Mekke´nin fethedildiği günde Kâbe´nin damına çıkıp ezan okuduğu, Hâris b. Hişam, Süheyl b. Amir ve Hâlid b. Useyd´in ´Bu simsiyah köle mi ezan okuyor!´ dedikleri zaman nazil olmuştur.

Allah katında en üstün olanınız, takvâsı en ziyade olanınızdır.(Hucurât/13)

Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:


Şüphe yoktur ki Allah Teâlâ, sizden cahiliyet devrinin kibrini gidermiştir. Hepiniz Âdem´in oğullarısınız. Âdem de topraktandır.91

Ey Kureyş cemaati! İnsanlar kıyamet gününde amellerle, sizler de sırtlarınıza almış olduğunuz dünya ile gelmeyesiniz! (O zaman) ´Ya Muhammed! Ya Muhammed!´ diye sesleneceksiniz. Ben de sizden yüz çevireceğim.92

Görüldüğü gibi Hz. Peygamber, eğer onlar dünyaya meylederlerse, onlara Kureyş soyundan gelmelerinin kendilerine hiçbir yarar vermeyeceğini beyan buyurmuştur.

´En yakın akrabalarını korkut!´ (Şuarâ/24) ayeti nâzil olduğu zaman, Hz. Peygamber akrabalarını çağırdı ve onlara şöyle dedi:

Ey Muhammed´in kızı Fâtıma! Ey Muhammed´in halası ve Abdülmuttalib´in kızı Safiye! Nefisleriniz için amel işleyin. Çünkü ben sizi Allah´ın azabından hiçbir şekilde koruyamam.93

Bu emirleri bilen ve aynı zamanda şerefinin takvâsı nisbetinde olduğunu anlayan ve yine geçmişlerinin âdetinin mütevazi davranmak olduğunu bilen bir kimse takvâ ve tevazu hususunda onlara uyar. Aksi takdirde lisan-ı hâliyle kendi soyunu tenkid etmiş olur. Onların soyundan gelse bile tevazu, takvâ, Allah korkusu hususunda onlara ayak uydurmazsa, hâl lisanıyla soyunu tenkid etmiş olur.

Soru: Hz. Peygamber, kızı Fâtıma ve halası Safiye´ye yukardaki sözlerini söyledikten sonra şöyle buyurdu:

Muhakkak ben ikiniz için Allah´ın azabını uzaklaştırmak hususunda hiçbir fayda sağlayamam. Ancak sizin (benimle) bir yakınlığınız vardır. Ben dünyada o hakkınızı vereceğim.94
Acaba Benî Süleym (Araplardan bir kabiledir), benim şefaatimi umar da Benî Abdülmuttalib ummazlar mı?95

Bu hadîsler, Hz, Peygamber´in yakın akrabalarına özel bir şekilde şefaat edeceğine delâlet eder.

Cevap: Her müslüman Hz. Peygamber´in şefaatini bekler. O halde onun soyundan gelenin beklemesi daha uygundur. Fakat soyundan gelenin şefaatini beklemesi ancak Allah´ın gazabından sakınmak şartıyla yerinde bir ümit olur. Çünkü Allah Teâlâ, eğer bir insana gazab ederse, hiç kimseye o insan için şefaat etme iznini vermez. Zira günahlar, Allah Teâlâ´nın öfkesini gerektirir ve dolayısıyla sahibine şefaat iznini vermemeyi icabettiren, şefaatten dolayı bağışlanan kısımlara ayrılır. Tıpkı dünya sultanlarının katındaki suçlar gibi... Zira sultan nezdinde büyük mertebeye sahip olan bir kimse için, sultanın öfkesini gerektiren bir harekette bulunan kimseler için şefaat etme yetkisi yoktur. Bu bakımdan bir-takım günahlar vardır ki şefaat insanı onlardan kurtaramaz.

Allah onların önlerinde ve arkalarında ne varsa bilir. Allah´ın razı olduğundan başkasına şefaat edemezler ve on-lar O´nun korkusundan titrerler.(Enbiya/28)

Onun izni olmadıkça katında kim şefaat edebilir?(Bakara/255)

Artık onlara şefaatçilerin şefaati fayda vermez.(Müddessir/48)

O´nun huzurunda, O´nun izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda vermez.(Sebe/23)

Günahlar, şefaat kabul edilen ve edilmeyen kısımlara ayrıldıkları zaman, elbette korkmak ve titremek gerekir. Eğer her günah hakkında şefaat kabul olunsaydı, Hz. Peygamber Kureyşlilere ibadet ve taatı emretmezdi ve yine Hz. Peygamber, kızı Fâtıma´yı masiyetten sakındırmazdı. Ona -hâşâ- şehvetlerin arkasında gitmeyi, dünyadaki lezzetleri alabildiğince almaya izin verirdi. Sonra ahirette ona şefaat ederdi! Bu bakımdan günahlara dalmak, takvâyı terketmek, bunu da şefaat ümidine istinaden yapmak, hastanın babasına, kardeşine, başka bir yakınma vey...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ucub´u gerektiren şeylerin kısımları
« Posted on: 26 Nisan 2024, 21:54:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ucub´u gerektiren şeylerin kısımları rüya tabiri,Ucub´u gerektiren şeylerin kısımları mekke canlı, Ucub´u gerektiren şeylerin kısımları kabe canlı yayın, Ucub´u gerektiren şeylerin kısımları Üç boyutlu kuran oku Ucub´u gerektiren şeylerin kısımları kuran ı kerim, Ucub´u gerektiren şeylerin kısımları peygamber kıssaları,Ucub´u gerektiren şeylerin kısımları ilitam ders soruları, Ucub´u gerektiren şeylerin kısımları önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes