> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İhya-u Ulumiddin 3-4 > Tevazu tekebbür´ün ortaya çıktığı yerler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tevazu tekebbür´ün ortaya çıktığı yerler  (Okunma Sayısı 658 defa)
19 Ocak 2010, 10:22:06
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 19 Ocak 2010, 10:22:06 »



Mütevazi Kimselerin Ahlâkı, Tevazu ile Tekebbür´ün Ortaya Çıktığı Yerler

Kibir kişide, yüzündeki ekşime, bakışındaki sertlik, başını eğmek, yaslanarak veya bağdaş kurarak oturmak gibi hareketlerinden belli olur. Bir de sözlerinde ortaya çıkar. Hatta sesinde ve nağmesinde, îrad ettiği ibarelerde, kullandığı kelimelerde yürüyüşünde, kalkışında, oturuşunda, hareketlerinde görülür. Fiillerinde, hallerinde, sözlerinde ve amellerinde görülür. Mütekebbirlerden bazıları vardır ki kibrin bütün bu türleri onda vardır. Bazıları bir kısmında tekebbür eder, bir kısmında tevazu gösterir. Tekebbür, yani önünde halkın ayağa kalkmasını veya huzurunda el pençe divan durmalarını isteyerek kibirlenmek de bunlardan biridir. Oysa Hz. Ali şöyle demiştir: ´Kim cehennem ehlin-den birine bakmak istiyorsa, kendisi otururken huzurunda elpençe divan duran bir topluluk bulunan bir kimseye baksın!´

Enes (r.a) dedi ki: ´Ashab-ı kirâmın nezdinde Hz. Peygamber´den daha sevimli bir şahıs yoktu. Onlar Hz. Peygamber´i gördükleri zaman ayağa kalkmazlardı. O huylardan biri de yanında değil, arkasında biri olduğu halde yürümektir.

Ebu Derdâ şöyle demiştir: ´Kul, arkasından biri yürüyüp kendisini takip ettiği müddetçe durmadan Allah´tan uzaklaşır!´

Abdurrahman b. Avf kölelerinden ayırt edilmiyordu. Çünkü görünüşte onlardan farklı değildi.
Bir topluluk Hasan Basrî´nin arkasında yürüdü. Hasan onları böyle yapmaktan menederek şöyle dedi: ´Bu durum, kulun kalbini sağlam bırakmaz!´

Hz. Peygamber (a.s) ashabıyla yürürken onlara önde yürümelerini emreder, kendisi geriden yürürdü. Bunu onlara öğretmek için veya nefsinde şeytanın kibir ve ucub ile yapmış olduğu vesveseleri uzaklaştırmak için yapardı. Nitekim namazın içinde yeni elbiseyi çıkarıp eski elbise ile değiştirdiği gibi... Bunu bu iki mânâdan biri için yapmıştır.

O ahlâklardan biri de kişinin başkasını ziyaret etmemesidir. Her ne kadar ziyaret etmesinden, din hususunda başkasına bir hayır hâsıl olsa da yine yapmaz. Bu durum, tevâzunun zıddıdır.

Süfyan es-Sevrî Remle´ye (Filistin´de bir yer) geldi. İbrahim b. Edhem kendisine haber gönderip: ´Gel de bize hadîs rivayet et´ dedi. Bunun üzerine Süfyan es-Sevrî geldi. İbrahim´e ´Ya Ebu İshak! Süfyan es-Sevrî´ye nasıl böyle haber gönderirsin?´ denildi. İbrahim, cevaben şöyle dedi: ´Onun tevâzusunu denemek istedim!´

O huylardan biri de, kişinin başkasının yakınına oturmasından kaçınmasıdır. Ancak önünde oturursa buna izin verir. Tevâzu bunun tam zıddıdır.

İbn Vehb60 şöyle anlatıyor: ´Ben Abdülâziz b. Ebî Revvad´ın61 yanına oturdum. Baldırım onun baldırına bitişikti. Kendimi biraz ondan uzaklaştırdım. O benim elbisemden tuttu. Beni kendisine doğru çekti ve şöyle dedi: ´Neden zorbalara yapmadıklarınızı bana yapıyorsunuz? Oysa ben sizin içinizde benden daha şerir bir kimse görmüyorum´.

Enes der ki:
´Medine´nin cariyelerinden herhangi biri Hz. Peygamber´in elinden tutar. O cariye Hz. Peygamber´in elini bırakıp gitmedikçe Hz. Peygamber elini onun elinden çekmezdi´.

O kötü huylardan biri de hasta ve malûllerin meclislerinden uzaklaşmaktır. Bu kibirdendir; zira rivayet edildi ki bir kişi bedininde kabuk tutmuş çiçekler olduğu halde Hz.
Peygamber´in huzuruna girdi. O anda Hz. Peygamber´in yanında yemek yiyen bir grup ashab vardı. Hasta hangisinin yanına oturdu ise, o hastanın yanından kalktı. Bunun üzerine Hz. Peygamber onu tam yanına oturttu (ve yedirdi).

Abdullah b. Ömer yemeğinden, cüzzamlı, alacalı veya herhangi bir hastayı uzaklaştırmazdı. Onları mutlaka sofrasında oturturdu.
O huylardan biri de kişinin kendi eliyle evinde birşey yapmamasıdır. Oysa tevazu bunun tam zıddıdır. Rivayet ediliyor ki, Ömer b. Abdulaziz´e birgün misafir geldi. Ömer de yazı yazıyordu. Çıra sönmeye yüz tutmuştu. Misafir dedi ki:

-Ben kalkıp çırayı düzelteyim mi?

-Misafiri çalıştırmak kişinin şerefine yakışmaz!

-O halde hizmetçiyi uyandırayım mı?

-Bu uykusu ilk uykudur. (Kalkmak ona zor gelir).
Kendisi kalkıp yağ kabını eline aldı, çıraya yağ doldurdu. Bunun üzerine misafir dedi ki:

-Ey mü´minlerin emîri! Sen bizzat mı kalkıp bunu yaptın?

-Gittiğimde ben Ömer´dim. Döndüğümde de yine Ömer´im. Bu hizmet benden hiçbir şey eksiltmedi. Allah nezdinde insanların en hayırlısı mütevâzi olandır.

O huylardan biri de kişinin malını bizzat evine taşımamasıdır. Bu da mütevazi kimselerin âdetinin hilâfınadır. Çünkü Hz. Peygamber aksini yapardı.62

Hz. Ali (r.a) şöyle demiştir:
´Kâmil kişinin kemâlinden çoluk çocuğuna yüklenip götürdüğü şey zerre kadar birşey eksiltmez´. (Nehc´ul-Belâğa)

Ebu Ubeyde b. Cerrah (r.a) Hz. Ömer´in Şam valisi olduğu halde, odundan yapılmış kazanını bizzat hamama taşır (ve yıkanır )dı.

Tâbiînden Sadık b. Ebu Mâlik (r.a) der ki:
´Ebu Hüreyre´yi pazardan gelirken gördüm. Medine valisi Mervan b. Hakem´in nâibi olduğu halde sırtına bir odun bağı almıştı ve ´Ey Ebu Mâlik´in oğlu! Emîre yol ver!´ diyordu.

Esbağ b. Nübâte´den63 şöyle rivayet ediliyor: ´Hz. Ömer´i görür gibiyim. Sol eline bir parça et almış, sağ elinde de kamçısı pazarlarda gezip kontrol yapa yapa gidip evine giriyor´.

Biri şöyle anlatıyor: Hz. Ali´yi gördüm. Bir dirhemle et satın almıştı. Cübbesinin eteğine koyarak taşıyordu. Ben kendisine: ´Ey mü´minlerin emîri! Müsaade et de ben taşıyayım!´ teklifinde bulundum. Dedi ki: ´Hayır! Vermem. Çünkü çocukların babası, nafakalarını taşımaya daha müstehaktır´.

O huylardan biri de elbiseyle ilgilidir; zira elbise ile tekebbür ve tevâzu belirir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: ´Ziyneti terketmek; normal elbise ile iktifa etmek imandandır´.64

Harun65 der ki:
´Ben hadîsin metninde geçen ´el-Bezâe´nin mânâsını Muan´dan66 sordum. Cevap olarak ´Elbisenin düşüğüdür!´ dedi.

Zeyd b. Vehb67 der ki:
´Hz. Ömer´i (r.a) pazara çıkarken gördüm. Elinde kamçısı, sırtında bir izar (abâ) vardı. O abâda ondört yama bulunuyordu. O yamaların bazıları deriden idi´.
Hz. Ali, yamalı bir elbisesinden dolayı kınandı. Buna karşılık olarak şöyle dedi: ´Benim bu giyimime, mü´min bir kimse uyar. Kalbi de bundan korkar!´

Hz. İsa (a.s) şöyle demiştir:
´Elbiselerin şatafatlısı kalpte gurur meydana getirir.
Tavus şöyle demiştir: ´Ben bu iki elbisemi yıkıyorum. Onlar kirlenmedikçe kalbimi değişik ve hoşuma gitmeyen bir şekilde görü-yorum´. (Kalbine giren ucbu kasdetmektedir).

Rivayet ediliyor ki: Ömer b. Abdülaziz, halife olmadan önce, kendisine bin dinara kürk satın aldığı halde yine de şöyle diyordu: ´Eğer sertliği olmasaydı ne güzeldi!´ Halife seçildiği zaman kendisine beş dirheme bir elbise alıyordu ve şöyle diyordu: ´Yumuşaklığı olmasaydı ne güzeldi!´ Kendisine ´Ey mü´minlerin emîri! Senin elbisen, bineğin ve kokun nerede?´ denilince, cevap olarak dedi ki: ´Benim pek fazla zevke düşkün bir nefsim vardır. O nefsim dün-yanın herhangi bir şeyini tattığı zaman, bu sefer onun daha üstündeki birşeye iştiyak gösterir. Öyle ki mevkilerin en yücesi olan hilâfet makamını tattığı halde bu sefer de Allah nezdindeki nimetlere iştiyak gösterdi´.

Said b. Süveyd şöyle anlatıyor: Ömer b. Abdülaziz, bize cuma namazını kıldırdı. Sonra oturdu. Sırtında önünden ve arkasından yamalı bir gömlek vardı. Biri kendisine ´Ey mü´minlerin emîri! Allah Teâlâ sana varlık vermiştir. Acaba bir elbise giysen ne olur?´ dedi. Bunun üzerine o başını eğerek düşündü. Sonra başını kaldırarak şöyle dedi: ´En büyük fazilet, zengin olduğun halde tutumlu davranmaktır. Affetmenin en faziletlisi, gücün yettiği halde affetmektir´.

Kim herhangi bir süsü Allah için bırakırsa, güzel bir elbiseyi Allah için çıkarır, Allah´a tevazu göstermek ve rızasını talep etmek maksadıyla sırtından atarsa cennetin en güzel elbiselerini bu kimseye hazırlamak Allah´a gerekli olur.68

Soru: Hz. İsa (a.s) ´Elbiselerin süslüsü kalpte gurur meydana getirir´ dedi. Oysa bizim peygamberimizden (s.a) güzel elbisenin gurur olup olmadığı sorulduğu zaman, cevap olarak ´Hayır! Gurur olmaz! Fakat gurur, hakkı reddeden ve halkı hakir gören bir kimsenin hareketidir´ buyurdu. Bu bakımdan Hz. İsa´nın bu sözü ile Hz. Peygamber´in bu hadîsini nasıl telif edebiliriz?

Cevap: Yeni elbisenin her durumda ve herkes için tekebbürü gerektirmesi zarurî değildir. İşte Hz. Peygamber buna işaret etmiştir ve Hz. Peygamber´in Sâbit b. Kays´ın halinden bildiği bu idi; zira Sâbit şöyle sordu: ´Ben öyle bir kişiyim ki gördüğün gibi, güzel elbiseler bana sevdirilmiştir. Bu tekebbür olur mu?´ Hz. Peygamber de Sâbit´in meylinin nezâfete ve elbisenin temizliğine olduğunu, o elbise ile başkasına karşı gururlanmak niyeti taşımadığını bildiği için böyle demiştir, zira temiz elbise giymek, ille de gurur olacaktır diye bir mecburiyet yoktur. Fakat bazen de gururdan olur. Nitekim düşük kıymetli elbiseye razı olmak, bazen tevazudan olduğu gibi...

Mütekebbir bir kimsenin alâmeti; halk onu gördüğü zaman süslenmek istemesi, tek başına kaldığı zaman nasıl olacağına aldırmamasıdır. Güzelliğe tâlip olanın alâmeti tek başına kalsa, hatta evinde bile bulunsa, herşeyde güzelliği sevmesidir. Böyle bir sevgi kibirden olmaz. Bu bakımdan haller birçok bölüme ayrıldığı zaman Hz. İsa´nın ´O kalbin gururudur´ sözü, ´bazen kalpte...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tevazu tekebbür´ün ortaya çıktığı yerler
« Posted on: 26 Nisan 2024, 14:57:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tevazu tekebbür´ün ortaya çıktığı yerler rüya tabiri,Tevazu tekebbür´ün ortaya çıktığı yerler mekke canlı, Tevazu tekebbür´ün ortaya çıktığı yerler kabe canlı yayın, Tevazu tekebbür´ün ortaya çıktığı yerler Üç boyutlu kuran oku Tevazu tekebbür´ün ortaya çıktığı yerler kuran ı kerim, Tevazu tekebbür´ün ortaya çıktığı yerler peygamber kıssaları,Tevazu tekebbür´ün ortaya çıktığı yerler ilitam ders soruları, Tevazu tekebbür´ün ortaya çıktığı yerlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes