๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İhya-u Ulumiddin 3-4 => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 23 Ocak 2010, 15:52:20



Konu Başlığı: Sıdk´ın fazileti
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 23 Ocak 2010, 15:52:20
Sıdk´ın Fazileti


Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
Mü´minlerden öyle erkekler var ki Allah´a verdikleri sözde durdular (sadâkat gösterdiler).
(Ahzab/23)

Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Sıdk hayra, hayır da cennete götürür. Mü´min kişi, doğru söyler Allah katında doğru olarak yazılır. Yalan fısk ve fücura, fısk ve fücûr da cehenneme sürükler. Kişi yalan söyler. Dolayısıyla Allah katında yalancı olarak kaydedilir.46

Sıdk´ın (doğruluğun) fazileti hakkında Sıddîk (çok doğru söyleyen) kelimesinin bu kökten türemiş olması kâfidir. Allah Teâlâ, peygamberleri bununla vasıflandırarak şöyle buyurmuştur:
Kitab´da İbrahim´i de an! Çünkü o sıddîk (çok doğru) bir peygamber idi. (Meryem/41)

Kitab´da İsmail´i de an! Çünkü o sözünde sâdık bir peygamberdi.(Meryem/54)

İbn Abbas (r.a) şöyle demiştir: ´Dört haslet vardır ki bunlar kimde bulunursa o kâr etmiştir:
1. Sıdk (doğruluk)
2. Hayâ (utanmak)
3. Güzel ahlâk
4. Şükür

Bişr b. Hâris şöyle demiştir: ´Kim Allah´a sıdk ile yönelirse o kimse insanlardan kaçar´.
Ebu Abdullah Remlî47şöyle demiştir: Mansur Dineverî´yi rüya âleminde gördüm ve şöyle sordum:
- Allah sana nasıl muamele etti?
- Beni affedip bana rahmet etti. Ummadığımı bana verdi!
- Kulun kendisiyle Allah´a yöneldiği en güzel şey nedir?
- Sıdk´tır. Kendisiyle Allah´a yöneldiği en çirkin şey ise yalan´dır.

Ebu Süleyman şöyle demiştir: ´Sıdk´ı kendine binek, hakkı kendine kılıç, Allah´ı da isteğinin hedefi yap!´

Bir kişi bir hakîme ´Hiçbir doğru görmedim!´ dedi. Hakîm ´Eğer sen doğru olsaydın doğruları görürdün´ dedi.

Muhammed b. Ali Kettânî´den48 şöyle rivayet edilir: ´Allah´ın dinini üç temel üzerinde açıklanmış olarak görüyoruz: Hakîkat, sıdk ve adalet... Hakîkat azalar üzerindedir. Adalet kalpler, sıdk da akıllar üzerindedir´.

Allah´a yalan uyduranların (O´na şirk koşanların) kıyamet günü yüzlerinin kapkara kesildiğini görürsün.(Zümer/60)
S
üfyan es-Sevrî bu ayet hakkında ´Bu kimseler, öyle kimselerdir ki doğru olmadıkları halde Allah´ı sevdiklerini iddia etmişlerdir´ dedi.

Allah Teâlâ, Hz. Dâvud´a (a.s) vahyederek şöyle buyurmuştur: ´Ey Dâvud! Kim içinden beni doğrularsa ben de onu insanlar nez-dinde doğrularım´.

Şiblî´nin meclisinde, bir kişi bağırarak kendini Dicle´ye attı. Şiblî ´Eğer doğru ise,
Musa´yı kurtardığı gibi Allah onu kurtarır. Eğer yalancı ise, Firavun´u boğduğu gibi Allah onu boğar´ dedi.

Bir kişi şöyle demiştir: Fakîhler ve âlimler üç haslet üzerinde icma etmişlerdir: O hasletler tamam olduklarında onlarda insanın kurtuluşu vardır. Onların bazısı ancak diğeriyle tamamlanır:
1. Bid´at ve hevâ-i nefisten arınmış İslâm!
2. Amellerde Allah için sıdk!
3. Helâl yemek!

Vehb b. Münebbih şöyle demiştir: Tevrat´ın kenarında yirmi iki harf (kelime) gördüm. İsrailoğulları´nın salihleri bir araya gelir onları okur, aralarında müzakere ederlerdi:
İlim´den daha faydalı bir hazine, hilm´den daha kârlı bir sermaye yoktur. Öfke´den daha alçaltıcı bir şey, amel´den daha süsleyici bir arkadaş, cehalet´ten daha çirkinleştirici bir yoldaş, takvâ´dan daha aziz bir şeref, hevâyı terketmekten daha yararlı bir kerem, fikir´den daha üstün bir amel, sabır´dan daha yüce bir sevap, kibir´den daha rezil edici bir günah, rikkat´ten daha yumuşak bir ilâç, hamakat´ten daha ağır bir hastalık, hak´tan daha adil bir elçi, sıdk´tan daha nasihatçi bir delil, tamahkârlık ´tan daha zelil edici bir fakir-lik, derlemek´ten daha şakî bir zenginlik, sıhhat´ten daha hoş bir hayat, iffet´ten daha mutlu bir maişet, huşû´dan daha güzel bir ibadet, kanaat´ten daha hayırlı bir zühd, sü-kût´ tan daha koruyucu bir nöbetçi, ölüm´den daha yakın bir gâib yoktur!
Muhammed b. Said el-Maruzî dedi: ´Sıdk ile Allah´ı aradığında Allah senin eline öyle bir ayna verir ki onunla dünya ve ahiretin acaipliklerini görürsün´ dedi.

Ebu Bekir el-Verrak şöyle demiştir: ´Allah ile aranda sıdk´ı halkla aranda yumuşaklığı koru!´

Zünnûn´a ´İşlerini ıslah etmeye kulun yolu var mıdır?´ diye soruldu. Cevap olarak şu şiiri okudu:
Mütereddit ve şaşkın kaldık. Sıdk´ı arıyoruz. Ona yol yok! Bu bakımdan hevânın iddiaları bize hafif gelir! Hevâ´nın hilafı ise ağır gelir.

Sehl´e şöyle soruldu:
- Üzerinizde bulunduğumuz bu işin esası nedir?
- Sıdk, cömertlik ve şecâattir.
- Biraz daha söyler misin?
- Takvâ, hayâ ve helâl gıda!

İbn Abbas´ın rivayetine göre, Hz. Peygamber´e kemâl sorulduğunda şöyle cevap verdi:
Hakkı haykırmak, sıdk ile amel etmek!49 Allah o sâdıklara sadakatlarından sorsun! (Ahzab/8)
Cüneyd bu ayetin tefsiri hakkında şöyle demiştir: ´Nefisleri nezdinde sâdık olanlardan, rablerinin katındaki sıdkları sorulacaktır. Bu ise tehlike üzerine bina edilen bir şeydir´.

46) Müslim, Buhârî
47) Filistin´in Remle şehrindendir.
48) Süfîdir ve Mekkelidir. H. 322´de vefat etmiş