> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > İhya-u Ulumiddin 3-4 > Şeytanın Kalbe Vesvese İle Tasallutu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şeytanın Kalbe Vesvese İle Tasallutu  (Okunma Sayısı 808 defa)
13 Ocak 2010, 18:44:23
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 13 Ocak 2010, 18:44:23 »



Şeytanın Kalbe Vesvese İle Tasallutu, Vesvese´nin Anlamı ve Galebe Çalmasının Sebebi

Söylediğimiz gibi kalp kurulmuş bir çadır gibidir ve birtakım kapıları vardır. Her kapısından kendisine durum ve haller gelir ve yine kalbin misâli hedefe benzer. Ona her taraftan oklar atılır veya kalp, dikilmiş bir aynaya benzer. O aynanın üzerinde çeşitli sûretler geçer. Bir sûretten sonra başka bir sûret görünür. O ayna bu geçen sûretlerden boş değildir veya bir havuzun sularına benzer. Çeşitli nehirlerden o havuza sular akar... Her durumda kalbe akan bu yeni yeni eserlerin giriş noktaları ya beş duyudan veya bâtındandır. Hayâ, şehvet, öfke ve insan mizacından oluşan şeylerdendir. Çünkü insanoğlu beş duyusuyla birşeyi idrâk ettiği zaman, o idrâk edilen şeyden kalpte bir eser oluşur. Böylece fazla yemekten veya mizacdaki bir kuvvetten dolayı şehvet kabardığı zaman onun kalpte bir etkisi olur. Her ne kadar kalp, hissettirmekten engellense de nefiste meydana gelen hayaller devamlı kalırlar. Hayal birşeyden diğer birşeye geçer. Hayalin geçişine göre, kalp de bir halden diğer bir hâle geçer. Maksat şudur; kalbin değişmesi ve etkilenmesi daima bu sebeplerdendir. Kalpte oluşan eserlerin en güzeli hatıralardır. Hatırat´tan gayemiz; kalpte meydana gelen fikir ve zikirlerdir. Bunlardan gayemiz; teceddüd veya tezekkür yoluyla gelen ilimlerdir. İşte bu ilimlere ´hâtırat´ adı verilir. Çünkü bunlar, kalp onlardan gâfil olduktan sonra kalbe gelirler. İradeleri harekete getiren hatırat´tır. Çünkü niyet, azim ve irade ancak niyet edilen mânânın tamamının kalpte meydana gelmesinden sonra oluşur.

Bu bakımdan fiillerin başlangıcını ve rağbeti tahrik eden hatırat´tır. Rağbet de azmi tahrik eder, azim de niyeti tahrik eder. Niyet ise âzayı harekete geçirir. Rağbeti harekete geçiren hatırat) şerre dâvet eden, sonucu zarar veren hâtırat ile hayra dâvet eden ahirette fayda veren hâtırat diye ikiye ayrılır. Bu iki kısım değişik hâtırattır. Bu bakımdan değişik isimlere muhtaçtırlar. Güzel sonuç veren hâtırata ´ilham´, kötü hâtırata (şerre dâvet eden âtırata) ise Vesvese´ adı verilir. Bunu bildikten sonra anlarsın ki bu hâtıratlar, hâdis (sonradan olma)dır. Her sonradan olanın mutlaka ´muhdis´i (icat edicisi) vardır. Havadis ne zaman değişik olursa, onların değişmeleri, sebeplerinin çeşitliliğine delâlet eder. İşte müsebbebleri sebeplere bağlamak tertibindeki Allah Teâlâ´nın kanunundan anlaşılan budur! Ne zaman evin duvarları ateşin ışığıyla aydınlanırsa, tavanı ateşten çıkan duman ile kararırsa, bilirsin ki kararmanın sebebi, aydınlanmanın sebebinden ayrıdır.

İşte böylece kalbin nûrları ve zulmeti için de iki değişik sebep vardır. Bu bakımdan hayra davet eden hâtırat sebebine ´melek´ ismi verilir. Şerre dâvet eden hâtıratın sebebine ´şeytan´ ismi verilir. Kalbin, sayesinde hayır ilhamını kabul etmeye hazır olduğu lûtufa ´tevfîk´ ismi verilir. Kalbin, sayesinde şeytanın vesvesesini kabul etmeye hazır olduğu şeye de ´iğvâ´ ve ´hizlân´ ismi verilir. Çünkü çeşitli mânâlar, değişik isimlere muhtaçtırlar. Melek, Allah Teâlâ´nın yarattığı ve şanı hayır ile ilmi ifade etmek olan bir mahlûktan ibarettir. Bu mahlûk hakkı keşif, hayrı va´d ve emr-i bi´1-ma´ruf yapar. Allah Teâlâ onu yaratmış ve bu vazifelerde kullanmak üzere kendisini musahhar kılarak görevlendirmiştir. Şeytan ise, öyle bir yaratıktan ibarettir ki, meleğin zıddıdır. Yani şerri ve fuhşiyatı emreder, hayrı yapmaya azmettiğin zaman fakirlikle korkutur. Bu bakımdan vesvese ilhamın tam zıddıdır. Şeytan ise, meleğin tam zıddıdır... Tevfik de hizlân´ın zıddıdır ve bu duruma şu ayet-i celîle ile işaret vardır:

Herşeyden iki çift (erkek-dişi) yarattık. (Zâriyât/49)

Çünkü varlıkların tümü çifttirler. Ancak Allah Teâlâ bu hükmün dışındadır. Çünkü Allah Teâlâ ´tek´dir. O´nun karşılığı yoktur. Bil ki birdir, haktır ve bütün çiftleri yaratandır. Bu bakımdan kalp, şeytan ile melek arasında çekilmektedir. Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:

Kalbe gelen iki şey vardır. Birisi melekten gelen şeydir ki hayrı vadedip, hakkı tasdik eder. Bu bakımdan kim kalbinde bunu görürse, bilsin ki bu Allah´tan gelen bir lütûftur ve bunun için Allah Teâlâ´ya hamdetmelidir. Düşmandan gelen ikinci birşey vardır. O da şerri va´d edip hakkı yalanlar ve hayrı yasaklar. Kim kalbinde böyle birşeye rastlarsa kovulmuş şeytanın şerrinden Allah´a sığınsın!40

Rasûlullah bunu söyledikten sonra şu ayeti okudu.
Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size çirkin şeyleri yapmayı emreder. Allah ise size kendi tarafından bir mağfiret ve bir fazl va´dediyor. Allah(ın lütfu) geniştir, herşeyi kemâliyle bilendir.(Bakara/268)

Hasan Basrî diyor ki: Kalpteki bu iki hâdise, kalpte durmadan cevelan eden iki himmettir. Biri Allah´tan gelen, biri de şeytandan gelen himmet... O halde, Allah o kuldan razı olsun ki Allah´tan gelen himmetin hududunda durur ve Allah´tan geleni yapar, Allah´ın düşmanından gelenle mücadele edip reddeder. Kalp, musallat olan bu iki himmet arasında çekildiğinden dolayı Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:

Mü´minin kalbi rahman Allah´ın kudret parmaklarından iki parmak arasındadır.41

Çünkü damar, kan, kemik ve etten oluşan ´parmak´tan Allah Teâlâ münezzehtir. Boğumlara taksim olunan parmaktan Allah Teâlâ´nın şânı yücedir. Fakat parmaktan maksat süratle çevirmektir. Hareketlendirme ve bozmaya muktedir olmaktır. Çünkü sen, parmağını parmak olduğundan dolayı değil, evirip çevirmekteki çalışmasından dolayı istersin. Nasıl ki, parmaklarınla fiillerde bulunuyorsan, Allah Teâlâ da yaptıklarını, melek ve şeytanı musallat kılmak sûretiyle yapar. Bunların ikisi, Allah´ın kudretiyle, kalpleri evirip çevirmekle görevlendirilmişlerdir. Senin parmaklarının cisimleri evirip çevirmekte sana musahhar olduğu gibi...

Kalp -yaradılış itibariyle- melekten gelen eserleri de, şeytandan gelen eserleri de kabul etmeye eşit bir şekilde elverişlidir. Bunların biri diğerine esasında ağır basmamaktadır. Ancak taraflardan birinin ağır basması, nefsin hevasına uymak, şehvetlere düşmek veya şehvet ve hevâ-i nefisten yüz çevirmekle olur. Eğer insanoğlu öfkesinin ve şehvetinin isteğine ayak uydurursa heva-i nefis vasıtasıyla şeytanın kendisine tasallut ettiği anlaşılır. Kalp böylece şeytanın yuvası ve kaynağı olur. Çünkü heva-i nefis, şeytanın merasıdır. Eğer insanoğlu şehvetlerle mücahede edip onları nefse musallat kılmazsa ve meleklerin ahlâkına uyarsa, bu takdirde onun kalbi meleklerin istikrar yeri ve iniş merkezi olur. Hiçbir kalp; şehvet, öfke, hırs, tamahkârlık ve kötü emelden, kısacası hevâ-i nefisten dallanıp budaklanan beşerî sıfatlardan boş olmadığı için şeytanın vesveseyle dolaşmadığı kalp yoktur. Bunun için Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:

-Hiç kimse yoktur ki onun bir şeytanı olmasın.

-Ey Allah´ın Rasûlü! Senin de şeytanın var mı?

-Benim de var. Ancak Allah Teâlâ bana yardım ederek şeytanı mağlup etti ve böylece benim şeytanım teslim oldu.Bu bakımdan o bana hayırdan başkasını emretmez.42

Hz. Peygamber´in şeytanının böyle olması, şu hikmetten ötürüdür: Şeytan ancak şehvet vasıtasıyla musallat olur. O halde şehvetine karşılık Allah´ın yardımına mazhar olan bir kulun şehveti, istediği yerde harekete geçer ve istediği hududlara kadar varır, bu kulun şehveti şerre dâvet etmez. Bu bakımdan şehvetin zırhına bürünmüş şeytan da ancak hayrı emreder.

Ne zaman hevanın istekleriyle dünyanın zevki kalbe hâkim olursa, şüphesiz şeytan, bir imkân bulur ve vesveseye başlar. Ne zaman ki kalp, Allah´ın zikrine dönerse, şeytan oradan göçeder ve onun için imkân kapısı oldukça daralır ve böylece melek gelip ilham eder. Kısacası kalbin savaş meydanında meleklerin ordusu ile şeytanların ordusu arasında daimî bir kavga vardır, kalp ikisinden birine teslim oluncaya kadar devam eder. Böylece fetheden geçebilir. Kalplerin çoğu, şeytanların orduları tarafından fethedilerek mülk edinilmiştir. Geçici dünyayı ahirete tercih etmeye, ahireti atmaya dâvet eden vesveselerle dolmuşlardır. Şeytan ordu-arının istilâları şehvetlere ve hevâ-i nefse tâbi olmakla başlar ve bundan sonra kalbin melekler tarafından fethedilmesi şeytanın pisliklerinden, yani hevâ ve şehvetlerden boşaltmak sûretiyle mümkün olur. Meleklerin iz bıraktıkları mekân olan kalbi Allah´ın zikriyle tâmir etmek de ancak meleklerce fethedilmesiyle mümkün olur.

Câbir b. Ubeyde el-Adevî şöyle anlatır: el-Ulaye b. Ziyad´a kalbimdeki vesveseden şikayet ettim. Bana dedi ki: ´Bunun misali, içinden hırsızların geçtiği bir evin misaline benzer. Eğer o evde birşeyler varsa hırsızlar sağa sola başvurur, evi arayıp tararlar. Eğer birşey yoksa evi bırakıp geçip giderler´.

Yani hevâ-i nefisten boş olan bir kalbe şeytan girmez ve bunun için de Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:


Benim (gerçek) kullarım(a gelince) senin onlar üzerinde hiçbir hâkimiyetin yoktur. Rabbin ise, vekil olarak yeter!(İsrâ/65)

Bu bakımdan hevâ-i nefsine tâbi olan herkes Allah´ın değil, hevâ-i nefsinin kuludur ve bunun için de Allah Teâlâ kendisine şeytanı musallat kılarak şöyle buyurmuştur: ´(Ey Rasûlüm)! Şimdi o kimseyi gördün ya! (Hidayeti bırakıp keyfine taparcasına) zevkini kendisine ilâh edinmiş´ (Câsiye/23). Bu ayet işaret eder ki hevâ-i nefsini kendisine ilah edinen bir kimse Allah´ın kulu değildir, hevâ-i nefsinin kuludur ve bunun için de Amr b. As Hz. Peygamber´e şöyle sorar:

-Ya Rasûlullah! Şeytan benimle namazımın ve okuyuşumun arasına girdi!

- O bir şeytandır ki kendisine hanzeb denir. Seninle ibadetlerinin arasına girdiğini hissettiğin zaman onun şerrinden Allah´a sığın ve üç defa sol ta...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şeytanın Kalbe Vesvese İle Tasallutu
« Posted on: 19 Nisan 2024, 01:42:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şeytanın Kalbe Vesvese İle Tasallutu rüya tabiri,Şeytanın Kalbe Vesvese İle Tasallutu mekke canlı, Şeytanın Kalbe Vesvese İle Tasallutu kabe canlı yayın, Şeytanın Kalbe Vesvese İle Tasallutu Üç boyutlu kuran oku Şeytanın Kalbe Vesvese İle Tasallutu kuran ı kerim, Şeytanın Kalbe Vesvese İle Tasallutu peygamber kıssaları,Şeytanın Kalbe Vesvese İle Tasallutu ilitam ders soruları, Şeytanın Kalbe Vesvese İle Tasallutuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes